Ne Olursan Ol_Yinede Gel_ Aynı dili konuşan değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler. (Hz. Mevlana)
5 Temmuz 2011 Salı
Uzman jandarmalara zam
Genelkurmay, 25 bin uzman jandarmayı ilgilendiren düzenlemeye imza attı. Astsubay haklarına sahip olacak uzman jandarma emeklilerine de 100 ile 158 TL arasında zam var
Genelkurmay Başkanlığı, uzman erbaşlardan sonra sayıları 25 bini bulan uzman jandarmaların sorunlarına da el attı. Genelkurmay Personel Daire Başkanlığı bir taslak hazırlayarak uzman jandarmalara kademe ve derece verilmesini öngördü. Taslağa göre 2 ya da 4 yıllık fakülte mezunu uzman jandarmalara kamu personeli statüsü verilecek.
Kademe arttırımı
TSK içindeki yaklaşık 20 bin yüksek okul mezunu uzman jandarma, astsubaylar gibi kademe ve derece alabilecek. Hala yürürlükteki yasaya göre, uzman jandarmalar öğrenim seviyesi ne olursa olsun ortaokul seviyesinden emekli ediliyordu. Genelkurmay'ın hazırladığı taslağa göre, uzman jandarmalardan 2 yıl yüksek öğrenim yapanlara 1 kademe, üç yıl süreli öğrenim yapanlara 2 kademe, 4 veya daha fazla öğrenim yapanlara ise 1 derece verilecek.
Taslak bakanlığa gidiyor
Yapılan tüm iyileştirmelerden emekli ya da malullük nedeni ile ayrılmış olanlar da faydalanacak. Tasarı ile uzman jandarma emeklilerine de 100 ile 158 TL arasında zam verilecek. Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlanan taslak, Milli Savunma Bakanlığı'nda ele alındıktan sonra Bakanlar Kurulu'na gönderilecek. Hazırlanan yasa tasarısı daha sonra Meclis gündemine gelecek. Tasarı Meclis'te kabul edildikten sonra tüm uzman jandarmalar için geçerli olacak.
SAKARYA FIRAT VE UZMAN JANDARMA OSMAN KANAT
OSMAN SINAV: Çok önemli ve derin bir konusu var. Uzun bir dönem Yemen’le ilgili bir filme çalıştım. İnşallah günün birinde yapacağım. Sakarya Fırat, bence bugünün Yemeni...
• Ünlü yazar Kurt Vonnegut ‘Askerler bebektir’ diyor. Siz de ‘kahraman’ diyorsunuz?
Dizide askerlerimizden biri ‘Çoğumuzun sakalı burada çıkıyor’ diyor. Askerler, evet 18-20 yaşında, gencecik, tertemiz çocuklar. Şehit cenazelerinde kalbimiz bu yüzden dağlanıyor zaten. Kahraman aslında en saf olandır. O masumiyet olmasa zaten gidip orada canını feda etmez.
• Sinemaya Kenan İmirzalıoğlu, Necati Şaşmaz gibi jönler hediye ettiniz. Sakarya Fırat’ta Osman Kanat rolü için Tayanç Ayaydın’ı seçmenizin
nedeni ne?
Oyuncu seçmeleri dört ay sürdü. Bu süreçte Tayanç oyunculuğuyla beni çok etkiledi. Mert, cesur delikanlı profilini çok iyi çizdi.
• Tokat’ta yedi asker şehit oldu. Öncesinde Onur Öymen’in Dersim konulu açıklamasıyla müthiş bir tartışma yaşandı. Yani terör, Doğu, PKK sürekli gündemde. Sizin dizinizin bu gündemle ne kadar ilişkisi olacak?
Biz işin siyasi tarafından kaçınıyoruz, insani bir rota çiziyoruz.
ŞEHİTLERİMİZE SAYGI DURUŞU
• Baş karakter Osman Kanat ‘Varsın adım bilinmesin, tarihi yapan benim’ diyor. Öyle mi sahi?
Tarihi siyasetçiler, köşe yazarları, generaller yapmıyor. Bu diziyle önce Doğu’daki çocuklarımıza bir selam göndereceğiz, şehitlerimize, kahramanlarımıza bir saygı duruşunda bulunacağız.
• Senarist Süleyman Çobanoğlu ile aranızda nasıl bir işbirliği oldu?
Yakın dostuz. Memleketin haline, televizyonların durumuna baktık, ‘En iyisi biz dağa çıkalım!’ dedik! Çekimler sırasında arayanlara ‘Dağdayım’ diyorum!
• Hollywood’da film yapma projeniz var. Robert De Niro bu işe ne diyor?
(gülüyor) Amerikalı yapımcılarla görüşmüştük fakat o projeyi askıya aldım. Oradan bir yapımcıyla ortak iş yaparak filmi dünyaya pazarlamak niyetindeyim. Gene kendi ülkemi, kendi insanımı anlatacağım.
• Kurtlar Vadisi’nden ayrılmanız biraz tartışmalı olmuştu...
O iş maksadını aşmaya başlamıştı. Orada çok özel şeyler var... bırakmak istedim. Benim anlatmak istediğim tek hikaye Kurtlar Vadisi değil ki. Ticari olarak doğru olabilir ama ben yıllarımı bir tek işle geçirmek istemedim.
• Dizileri beğeniyor musunuz?
Kimsenin işlerini kötülemek istemiyorum fakat genel olarak beğenmiyorum. Bütün kanallarda aynı şey olunca, ister istemez bazısı çok izleniyor.
• Yeni projeleriniz neler?
2010’dan itibaren her yıl ortalama beş filmin yapımcılığını üstlenmek istiyoruz. Kanadı Ateş Kuşlar, Masumlar ve Yalnız Kurt adlı üç film çekeceğim ilk etapta. Yalnız Kurt’u da Süleyman Çobanoğlu ile birlikte yapacağız inşallah.
Her röportajda aynı soru: Faşist misin?
• Siyasi ve güncel yönleri olan diziler ve filmler yaptınız...
Ben hep adalet talep eden rol modellerin hikayelerini anlattım.
• Geçen ay kaybettiğimiz yazar Ömer Lütfi Mete’yle birlikte çalıştınız uzun süre...
Allah sevgisiyle dolu, yüksek hassasiyet sahibi, entelektüel ve bilge biriydi. Nur içinde yatsın...
• Milliyetçi, muhafazakar bir aileden geldiğinizi söylüyorsunuz fakat bugün için bir ideolojik duruşunuzun olmadığını da belirtiyorsunuz. Neden?
Net konuşalım. Bana şimdi nazikçe şunu soruyorsunuz: ‘Faşist misin?’ Hepimiz gençlikte bazı ideolojik kamplarda bulunduk. Fakat Cemil Meriç der ki ‘İzm’ler idrakimize giydirilmiş
deli gömlekleridir.’ Kültürle, bilgiyle, sanatla bağımız kuvvetlendikçe, ideolojilerin kalıplarından sıyrılırız. Ben deli gömleğini çıkaralı 30 sene oluyor. Hala her röportajda istisnasız aynı soru soruluyor. Bu çok kaba bir konfor anlayışıdır. Filmlerim, yaklaşımlarım, estetik seviyem her şey bu önyargının karanlığında boğuluyor. Asıl faşizm bu önyargıda.
• Size ‘Faşist misiniz?’ demiyorum, estağfurullah. Fakat bir milli duyarlılığınız olduğunu düşünmek hatalı mıdır?
Ülkemi, milletimi elbette seviyorum. Türk olmaktan utanmıyorum, onur duyuyorum. Esnek ve özgürlükçü olmaktan yanayım. Sanatçının dünya görüşü, siyasetçinin dünya görüşüyle aynı süreçleri doğurmaz.
Bugüne dek yaptığım en büyük iş Sakarya Fırat
• Sakarya Fırat’ın temel mesajı ne?
Sakarya Fırat’ın afişinde, Çanakkale’de çekilmiş bir fotoğraf var. Hakkarili Harun Onbaşı’yla Atabeyli Musa Çavuş emperyalizme karşı, aynı siperde omuz omuza savaşıyorlar. Emperyalizm onları ayırdı. Şimdi bu insanların çocukları ayrı siperlerde birbirlerine karşı savaşıyor. Onların aynı sipere geri dönmeleri gerektiğini söylüyoruz.
• Tanıtımlara bakılırsa çok fazla karakter var, büyük bir hikaye anlatacaksınız... Prodüksiyondan bahseder misiniz?
Televizyon işleri küçük bütçelerle yapılabiliyor. Fakat ben hep eziyetli ve büyük bütçeli işlere giriyorum. Daha doğrusu projeler kendiliğinden o şekle giriyor. Sakarya Fırat çatışma, aksiyon sahneleriyle dolu olacak. Bugüne dek yaptığım en büyük iş.
• ‘Artık dizi çekemeyeceğim galiba’ diyorsunuz. Sakarya Fırat’ı da sinema filmi olarak yapsaydınız?
Dizi formatına daha uygun. Ve bu hikayeyi çok benimsedik. Büyük ihtimalle, Sakarya Fırat’ı bir sinema filmiyle bağlayacağız.
Asker filmleri külliyatımız Emret Komutanım’lardan ibaret olmamalı
• Sakarya Fırat adı nereden geliyor?
SÜLEYMAN ÇOBANOĞLU: Sakarya ve Fırat, Anadolu’nun bakışık iki parçası. Tek dertleri denize varmak olan, kan akmak istemeyen, doğası gereği temiz ve hayat dolu nehirler. Sakarya Fırat adı, tüm Türkiye’nin hikayesi olduğunu gösteriyor. Olaylar ,Türkiye’nin Irak ve Suriye sınırlarının kesiştiği yani en hararetli bölgede geçiyor. Bir sınır karakolundaki Uzman Jandarma Osman Kanat ve diğer askerlerin hikayesi. Burada çıplak bir gerçek var: Türkiye’de mürekkep yalamış insanlar, bu konuda kantarın topuzunu tutturamıyor. Ya koyu bir militarizmle suçlanıyorsun ya da tatlı su demokratlığıyla itham ediliyorsun. 25 yıl terörle savaşan bir ülkenin, bu çocuklarının ardından yazdığı şiirleri, hikayeleri, romanları, çektiği filmleri olmalıydı.
• Yazı Tura, Nefes gibi filmler yapıldı fakat?
Nefes’i hariç tutarsak, Doğu’ya atıfta bulunan filmler yapıldı ama orada neler olduğunu anlatan filmler çekilmedi. Türkiye’de askerden bahsetmenin zorluğu vardır. Fakat bizim asker filmleri külliyatımızın da
Emret Komutanım’lardan ibaret
olmaması gerekiyor.
FİLMDE HAMASETİ LANETLEYEMEYİZ
• Karakterleri neye göre konumlandırdınız?
Sakarya Fırat dizisi elinde bir damgayla muhitleri, kişileri, çevreleri damgalamıyor. Fakat teröriste de terörist demekten imtina etmiyoruz. Uçaksavarla karakol basan adamlara ne diyelim?
• Böyle bir hikayede hamasete düşme tehlikesi yok mu?
Rambo, hamasi bir filmdir. Er Ryan’ı Kurtarmak, İnce Kırmızı Hat’ta da bir nebze hamaset vardır fakat, hamaset kelimesini lanetlemek, özellikle film işinde çok mantıklı değil.
ŞİİR OKUMAYAN TÜRKİYE’Yİ ANLAMAZ
• Sizin mevzuya bu kadar derinlemesine bakmanız nasıl mümkün oldu?
Doğuda askerlik yaptım. Erciş-Doğubeyazıt hattında. Şehit olan çocukları da gördüm, bir komando timinin dağa nasıl çıktığını da.
• Sakarya Fırat’ta Mürsel Ağa’nın çocukları Nihan, Necla ve Ethem... Biri esas kız, biri terörist, biri kapitalistleşme yolunda... Neden üçü de bir aileden çıkıyor?
Türkiye’nin Doğusundaki büyük çatışma, aile içi bir çatışmadır. Bunu işaret ediyoruz. Bir aile üzerinden bir bölgenin makus kaderini anlatıyoruz.
• 15 yıldır televizyonculuk yapıyorsunuz. Yazdığınız diziler arasında belki en çok Kalp Gözü izlendi fakat bazı çevrelerce eleştirildi de...
Yaklaşık 150 bölüm ve 300 hikaye yazdım. Kalp Gözü hiç bakılmadan etiketlendi. Bizim kıssa geleneğimize bir atıftı halbuki.
• 1995’te Şiirler Çağla adlı bir şiir kitabı yayınladınız. 14 yıl sonra, geçen ay ikinci şiir kitabınız Hudayinabit çıktı. Şairlik ile televizyonculuk arasında nasıl bir ilişki var?
Şairler daima başka işlerle iştigal etmişlerdir. Rimbaud kahve ticareti yapıyordu, Necatigil öğretmendi... Biz de televizyondan ekmeğimizi kazanıyoruz. Senaryo şablonlara, kalıplara dönüşmeye müsait bir iş. Şairlik, bu kalıpları aşmak için gereken zihinsel enerjiyi sağlıyor. Şiir okumuyorsan Türkiye’yi anlama şansın yok.
• Ünlü yazar Kurt Vonnegut ‘Askerler bebektir’ diyor. Siz de ‘kahraman’ diyorsunuz?
Dizide askerlerimizden biri ‘Çoğumuzun sakalı burada çıkıyor’ diyor. Askerler, evet 18-20 yaşında, gencecik, tertemiz çocuklar. Şehit cenazelerinde kalbimiz bu yüzden dağlanıyor zaten. Kahraman aslında en saf olandır. O masumiyet olmasa zaten gidip orada canını feda etmez.
• Sinemaya Kenan İmirzalıoğlu, Necati Şaşmaz gibi jönler hediye ettiniz. Sakarya Fırat’ta Osman Kanat rolü için Tayanç Ayaydın’ı seçmenizin
nedeni ne?
Oyuncu seçmeleri dört ay sürdü. Bu süreçte Tayanç oyunculuğuyla beni çok etkiledi. Mert, cesur delikanlı profilini çok iyi çizdi.
• Tokat’ta yedi asker şehit oldu. Öncesinde Onur Öymen’in Dersim konulu açıklamasıyla müthiş bir tartışma yaşandı. Yani terör, Doğu, PKK sürekli gündemde. Sizin dizinizin bu gündemle ne kadar ilişkisi olacak?
Biz işin siyasi tarafından kaçınıyoruz, insani bir rota çiziyoruz.
ŞEHİTLERİMİZE SAYGI DURUŞU
• Baş karakter Osman Kanat ‘Varsın adım bilinmesin, tarihi yapan benim’ diyor. Öyle mi sahi?
Tarihi siyasetçiler, köşe yazarları, generaller yapmıyor. Bu diziyle önce Doğu’daki çocuklarımıza bir selam göndereceğiz, şehitlerimize, kahramanlarımıza bir saygı duruşunda bulunacağız.
• Senarist Süleyman Çobanoğlu ile aranızda nasıl bir işbirliği oldu?
Yakın dostuz. Memleketin haline, televizyonların durumuna baktık, ‘En iyisi biz dağa çıkalım!’ dedik! Çekimler sırasında arayanlara ‘Dağdayım’ diyorum!
• Hollywood’da film yapma projeniz var. Robert De Niro bu işe ne diyor?
(gülüyor) Amerikalı yapımcılarla görüşmüştük fakat o projeyi askıya aldım. Oradan bir yapımcıyla ortak iş yaparak filmi dünyaya pazarlamak niyetindeyim. Gene kendi ülkemi, kendi insanımı anlatacağım.
• Kurtlar Vadisi’nden ayrılmanız biraz tartışmalı olmuştu...
O iş maksadını aşmaya başlamıştı. Orada çok özel şeyler var... bırakmak istedim. Benim anlatmak istediğim tek hikaye Kurtlar Vadisi değil ki. Ticari olarak doğru olabilir ama ben yıllarımı bir tek işle geçirmek istemedim.
• Dizileri beğeniyor musunuz?
Kimsenin işlerini kötülemek istemiyorum fakat genel olarak beğenmiyorum. Bütün kanallarda aynı şey olunca, ister istemez bazısı çok izleniyor.
• Yeni projeleriniz neler?
2010’dan itibaren her yıl ortalama beş filmin yapımcılığını üstlenmek istiyoruz. Kanadı Ateş Kuşlar, Masumlar ve Yalnız Kurt adlı üç film çekeceğim ilk etapta. Yalnız Kurt’u da Süleyman Çobanoğlu ile birlikte yapacağız inşallah.
Her röportajda aynı soru: Faşist misin?
• Siyasi ve güncel yönleri olan diziler ve filmler yaptınız...
Ben hep adalet talep eden rol modellerin hikayelerini anlattım.
• Geçen ay kaybettiğimiz yazar Ömer Lütfi Mete’yle birlikte çalıştınız uzun süre...
Allah sevgisiyle dolu, yüksek hassasiyet sahibi, entelektüel ve bilge biriydi. Nur içinde yatsın...
• Milliyetçi, muhafazakar bir aileden geldiğinizi söylüyorsunuz fakat bugün için bir ideolojik duruşunuzun olmadığını da belirtiyorsunuz. Neden?
Net konuşalım. Bana şimdi nazikçe şunu soruyorsunuz: ‘Faşist misin?’ Hepimiz gençlikte bazı ideolojik kamplarda bulunduk. Fakat Cemil Meriç der ki ‘İzm’ler idrakimize giydirilmiş
deli gömlekleridir.’ Kültürle, bilgiyle, sanatla bağımız kuvvetlendikçe, ideolojilerin kalıplarından sıyrılırız. Ben deli gömleğini çıkaralı 30 sene oluyor. Hala her röportajda istisnasız aynı soru soruluyor. Bu çok kaba bir konfor anlayışıdır. Filmlerim, yaklaşımlarım, estetik seviyem her şey bu önyargının karanlığında boğuluyor. Asıl faşizm bu önyargıda.
• Size ‘Faşist misiniz?’ demiyorum, estağfurullah. Fakat bir milli duyarlılığınız olduğunu düşünmek hatalı mıdır?
Ülkemi, milletimi elbette seviyorum. Türk olmaktan utanmıyorum, onur duyuyorum. Esnek ve özgürlükçü olmaktan yanayım. Sanatçının dünya görüşü, siyasetçinin dünya görüşüyle aynı süreçleri doğurmaz.
Bugüne dek yaptığım en büyük iş Sakarya Fırat
• Sakarya Fırat’ın temel mesajı ne?
Sakarya Fırat’ın afişinde, Çanakkale’de çekilmiş bir fotoğraf var. Hakkarili Harun Onbaşı’yla Atabeyli Musa Çavuş emperyalizme karşı, aynı siperde omuz omuza savaşıyorlar. Emperyalizm onları ayırdı. Şimdi bu insanların çocukları ayrı siperlerde birbirlerine karşı savaşıyor. Onların aynı sipere geri dönmeleri gerektiğini söylüyoruz.
• Tanıtımlara bakılırsa çok fazla karakter var, büyük bir hikaye anlatacaksınız... Prodüksiyondan bahseder misiniz?
Televizyon işleri küçük bütçelerle yapılabiliyor. Fakat ben hep eziyetli ve büyük bütçeli işlere giriyorum. Daha doğrusu projeler kendiliğinden o şekle giriyor. Sakarya Fırat çatışma, aksiyon sahneleriyle dolu olacak. Bugüne dek yaptığım en büyük iş.
• ‘Artık dizi çekemeyeceğim galiba’ diyorsunuz. Sakarya Fırat’ı da sinema filmi olarak yapsaydınız?
Dizi formatına daha uygun. Ve bu hikayeyi çok benimsedik. Büyük ihtimalle, Sakarya Fırat’ı bir sinema filmiyle bağlayacağız.
Asker filmleri külliyatımız Emret Komutanım’lardan ibaret olmamalı
• Sakarya Fırat adı nereden geliyor?
SÜLEYMAN ÇOBANOĞLU: Sakarya ve Fırat, Anadolu’nun bakışık iki parçası. Tek dertleri denize varmak olan, kan akmak istemeyen, doğası gereği temiz ve hayat dolu nehirler. Sakarya Fırat adı, tüm Türkiye’nin hikayesi olduğunu gösteriyor. Olaylar ,Türkiye’nin Irak ve Suriye sınırlarının kesiştiği yani en hararetli bölgede geçiyor. Bir sınır karakolundaki Uzman Jandarma Osman Kanat ve diğer askerlerin hikayesi. Burada çıplak bir gerçek var: Türkiye’de mürekkep yalamış insanlar, bu konuda kantarın topuzunu tutturamıyor. Ya koyu bir militarizmle suçlanıyorsun ya da tatlı su demokratlığıyla itham ediliyorsun. 25 yıl terörle savaşan bir ülkenin, bu çocuklarının ardından yazdığı şiirleri, hikayeleri, romanları, çektiği filmleri olmalıydı.
• Yazı Tura, Nefes gibi filmler yapıldı fakat?
Nefes’i hariç tutarsak, Doğu’ya atıfta bulunan filmler yapıldı ama orada neler olduğunu anlatan filmler çekilmedi. Türkiye’de askerden bahsetmenin zorluğu vardır. Fakat bizim asker filmleri külliyatımızın da
Emret Komutanım’lardan ibaret
olmaması gerekiyor.
FİLMDE HAMASETİ LANETLEYEMEYİZ
• Karakterleri neye göre konumlandırdınız?
Sakarya Fırat dizisi elinde bir damgayla muhitleri, kişileri, çevreleri damgalamıyor. Fakat teröriste de terörist demekten imtina etmiyoruz. Uçaksavarla karakol basan adamlara ne diyelim?
• Böyle bir hikayede hamasete düşme tehlikesi yok mu?
Rambo, hamasi bir filmdir. Er Ryan’ı Kurtarmak, İnce Kırmızı Hat’ta da bir nebze hamaset vardır fakat, hamaset kelimesini lanetlemek, özellikle film işinde çok mantıklı değil.
ŞİİR OKUMAYAN TÜRKİYE’Yİ ANLAMAZ
• Sizin mevzuya bu kadar derinlemesine bakmanız nasıl mümkün oldu?
Doğuda askerlik yaptım. Erciş-Doğubeyazıt hattında. Şehit olan çocukları da gördüm, bir komando timinin dağa nasıl çıktığını da.
• Sakarya Fırat’ta Mürsel Ağa’nın çocukları Nihan, Necla ve Ethem... Biri esas kız, biri terörist, biri kapitalistleşme yolunda... Neden üçü de bir aileden çıkıyor?
Türkiye’nin Doğusundaki büyük çatışma, aile içi bir çatışmadır. Bunu işaret ediyoruz. Bir aile üzerinden bir bölgenin makus kaderini anlatıyoruz.
• 15 yıldır televizyonculuk yapıyorsunuz. Yazdığınız diziler arasında belki en çok Kalp Gözü izlendi fakat bazı çevrelerce eleştirildi de...
Yaklaşık 150 bölüm ve 300 hikaye yazdım. Kalp Gözü hiç bakılmadan etiketlendi. Bizim kıssa geleneğimize bir atıftı halbuki.
• 1995’te Şiirler Çağla adlı bir şiir kitabı yayınladınız. 14 yıl sonra, geçen ay ikinci şiir kitabınız Hudayinabit çıktı. Şairlik ile televizyonculuk arasında nasıl bir ilişki var?
Şairler daima başka işlerle iştigal etmişlerdir. Rimbaud kahve ticareti yapıyordu, Necatigil öğretmendi... Biz de televizyondan ekmeğimizi kazanıyoruz. Senaryo şablonlara, kalıplara dönüşmeye müsait bir iş. Şairlik, bu kalıpları aşmak için gereken zihinsel enerjiyi sağlıyor. Şiir okumuyorsan Türkiye’yi anlama şansın yok.
Gözaltındayken ikinci kez hastaneye kaldırılan Yıldırım'ın 15 ayrı suçtan sorgulandığı belirtildi
04 Temmuz 2011 Pazartesi 22:22
Fenerbahçe başkanının 15 ayrı suç yüzünden gözaltına alındığı iddia edildi. Telefon kayıtlarında Yıldırım'ın şike için direktifler verdiği ve suç örgütü olduğu iddia edilen kişiler arasında üst düzey bir yetkiye sahip olduğu belirtiliyor.
Pazar sabahı Türk futbolu şike operasyonu ile çalkalandı. Futbol tarihimizin en büyük şike soruşturması kapsamnında aralarında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın da bulunduğu 40'ın üzerinde kişi "Çıkar amaçlı silah örgütü kurmak, yönetmek, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak" gerekçesiyle gözaltına alındı.
"ÖRGÜTÜN BAŞINDA AZİZ YILDIRIM VAR"
Emniyetin soruşturmasında Beşiktaş'ın yöneticisi Serdal Adalı, Eskişehirspor Teknik Direktörü Bülent Uygun ve Sportif Direktör Ümit Karan, Sivasspor Başkanı Mecnun Odyakmaz, Fenerbahçe'nin yeni transferleri Sezer Öztürk ile Emmanuel Emenike de teknik takibe takılan isimler arasında yer alıyor. Ancak emniyetin arama emrine göre örgütün başında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım yer alıyor.
Nisan ayında iptal edilen FIFA menajerlik sınavında kopya çektikleri öne sürülen isimlerin incelenmesi ile başlatılan operasyonla zincirin ilk halkaları ortaya çıktığı söyleniyor.
Zincir uzadıkça uzuyor.
Emniyetin sürdürdüğü teknik takip sonucunda Ümit Karan ve Serdar Kulbilge isimlerinin ön plana çıktığı ve bu iki ismin ciddi suçlamalarla karşı karşıya olduğu ifade ediliyor. Bu iki ismin yanı sıra FIFA'dan lisansı olmamasına rağmen menajerlik faaliyetleri yürüten Giresunspor eski başkanı Olgun Peker'in de bazı futbolcuları zor kullanarak kulüplere götürdüğü söyleniyor.
TRABZON DA İŞİN İÇİNDE İDDİASI
Trabzonspor Asbaşkanı Nevzat Sakar'ın da teşvik primi göndermeye çalıştığı ancak bu girişiminden sonuç alamadığı da söylentiler arasında yer alıyor.
Soruşturmanın kilit ismi olarak ise Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım gösteriliyor. Telefon kayıtlarında Yıldırım'ın şike için direktifler verdiği ve suç örgütü olduğu iddia edilen kişiler arasında üst düzey bir yetkiye sahip olduğu belirtiliyor. Yıldırım'ın 15 ayrı suçtan sorgulandığı ifade ediliyor.
Kaynak : http://www.internethaber.com/1-numara-aziz-yildirima-15-suclama-357520h.htm?interstitial=true#ixzz1RAfkX6nv
Fenerbahçe başkanının 15 ayrı suç yüzünden gözaltına alındığı iddia edildi. Telefon kayıtlarında Yıldırım'ın şike için direktifler verdiği ve suç örgütü olduğu iddia edilen kişiler arasında üst düzey bir yetkiye sahip olduğu belirtiliyor.
Pazar sabahı Türk futbolu şike operasyonu ile çalkalandı. Futbol tarihimizin en büyük şike soruşturması kapsamnında aralarında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın da bulunduğu 40'ın üzerinde kişi "Çıkar amaçlı silah örgütü kurmak, yönetmek, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak" gerekçesiyle gözaltına alındı.
"ÖRGÜTÜN BAŞINDA AZİZ YILDIRIM VAR"
Emniyetin soruşturmasında Beşiktaş'ın yöneticisi Serdal Adalı, Eskişehirspor Teknik Direktörü Bülent Uygun ve Sportif Direktör Ümit Karan, Sivasspor Başkanı Mecnun Odyakmaz, Fenerbahçe'nin yeni transferleri Sezer Öztürk ile Emmanuel Emenike de teknik takibe takılan isimler arasında yer alıyor. Ancak emniyetin arama emrine göre örgütün başında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım yer alıyor.
Nisan ayında iptal edilen FIFA menajerlik sınavında kopya çektikleri öne sürülen isimlerin incelenmesi ile başlatılan operasyonla zincirin ilk halkaları ortaya çıktığı söyleniyor.
Zincir uzadıkça uzuyor.
Emniyetin sürdürdüğü teknik takip sonucunda Ümit Karan ve Serdar Kulbilge isimlerinin ön plana çıktığı ve bu iki ismin ciddi suçlamalarla karşı karşıya olduğu ifade ediliyor. Bu iki ismin yanı sıra FIFA'dan lisansı olmamasına rağmen menajerlik faaliyetleri yürüten Giresunspor eski başkanı Olgun Peker'in de bazı futbolcuları zor kullanarak kulüplere götürdüğü söyleniyor.
TRABZON DA İŞİN İÇİNDE İDDİASI
Trabzonspor Asbaşkanı Nevzat Sakar'ın da teşvik primi göndermeye çalıştığı ancak bu girişiminden sonuç alamadığı da söylentiler arasında yer alıyor.
Soruşturmanın kilit ismi olarak ise Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım gösteriliyor. Telefon kayıtlarında Yıldırım'ın şike için direktifler verdiği ve suç örgütü olduğu iddia edilen kişiler arasında üst düzey bir yetkiye sahip olduğu belirtiliyor. Yıldırım'ın 15 ayrı suçtan sorgulandığı ifade ediliyor.
Kaynak : http://www.internethaber.com/1-numara-aziz-yildirima-15-suclama-357520h.htm?interstitial=true#ixzz1RAfkX6nv
AK Partili Elitaş, CHP'lilerin yemin etmemeleri halinde ikisi hariç tüm vekilliklerin düşeceğini söyledi
04 Temmuz 2011 Pazartesi 23:41
Başbakan Erdoğan'ın ardından, yemin etmeyen vekillerin durumuyla ilgili daha net açıklamalar, AK Partili Mustafa Elitaş'tan geldi. Ara seçimi gündeme getiren Elitaş'tan, Balbay ve Haberal'la ilgili ilginç bir de saptama geldi. Elitaş’a göre yemin edilmemesi halinde CHP’den sadece iki ismin vekilliklerinin devam edecek. Onlardra Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal...
Yemin krizi düğümüyle ilgili son değerlendirmeyi, NTV yayınına katılan AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’tan yaptı.
Meclis Başkanı seçilen Cemil Çiçek’in ‘uzlaşma’ mesajları verdiği günde, Elitaş, başta CHP olmak üzere yemin etmeyen vekillere çağrıda bulundu. Ara seçimi de gündeme getiren Elitaş’ın açıklamalarında dikkat çeken noktalar şöyle:
91 yıllık TBMM tarihinde ilk kez anamuhalefet Meclis’i boykot ediyor ama Meclis de çalışmalarına devam ediyor. Millet bizlere meseleleri çözmek için yetki verdi. Ancak şu anda anamuhalefet, millete verdiği sözü yerine getirmiyor...
327 AK Parti ve MHP’li vekillerle parlamenotonun yürümesinde engel yok. Anayasa değişikliği ve kanunlar gerçekleştirilebilir. CHP, 'biz olmazsak TBMM çalışmaz' zihniyetini bir kenarıya bırakmak zorunda...
"276 OYLA VEKİLLİKLER DÜŞER"
Aksi halde, Anayasanın 84. ve iç tüzüğün 138. maddeleri açık ve net. Bir ay içinde 5 birleşime gelmeyen vekilin vekilliğinin düşürülmesini TBMM Başkanlığı resen takip eder, bunu karma komisyona havale eder, vekil ister komisyonda ister Genel Kurul’da savunmasıını yapar ve 276 oyla vekilliğin düşürülmesine karar verilebilir.
Yemin etmeyen vekiller şu ana kadar iki yoklamaya katılmadılar. Yarın Aden Körfezi’ne asker göndermeyle ilgili Başbakanlık tezkeresi, daha sonra RTÜK üyelerini seçimleri ve ardından da hükümetin güven oylaması olacak. Yemin etmezlerse, bir ay içinde gerçekleşecek bu 5 birleşime gelmemiş olacaklar; CHP’liler bunu iyi değerlendirmeli.
"DİRENİRLERSE ARA SEÇİM..."
Eğer CHP direnirse, açıksçası millet iradesine saygıdan dolayı ara seçim konusu da değerlendirilebilir. 11 milyon oy alan anamuhalefet partisi bu oyları yok sayamaz ve bu oylara saygıdan dolayı yarın yemin etmesi gerekir.
BALBAY VE HABERAL DEVAM!
İşin enterasan yanı, anayasa 84 ve iç tüzük 138 uygulanırsa, Silivri’deki iki milletvekili mazeretli oldukları için onların vekillikleri düşmüyor. Geriye kalan 133’ün vekilliği düşmüş oluyor.
"ÇUKURA ATLADI, ÇIKMAK İÇİN UĞRAŞMALI"
Herkes CHP’yi içine düştüğü çukurdan kurtarmaya çalışıyor ama anahtar CHP’nin genel başkanı, MYK’sı, Parti Meclisi’nde. Bu krizi çözmesi gereken onlar... Her şeyin başı anayasa ve iç tüzük. Orada ne yazıyorsa uygulamak görevimiz. BDP’liler için de bu durum geçerli. Açık ve net söylüyorum; CHP kendisi çukura atladı, çıkmak için de kendisini uğraş vermek zorunda...”
CHP’DE SON DURUM
AK Parti’den bu açıklamalar gelirken, CHP MYK’sı şu saatlerde toplantı halinde. Toplantıda yemin kriziyle ilgili yol haritası konuşuluyor. CHP’de konuyla ilgili yarın da Mecli Grubu biraraya gelecek.
Krizin aşılması noktasında TBMM’nin yeni başkanı Cemil Çiçek’in insiyatif almasının ön plana çıktığı, Başbakan Erdoğan’ın 'yemin olmazsa devamsızlık olur, tükürdüklerini yalayacaklar' açıklamalarının rahatsızlık yarattığı ve tüm bu gelişmelerin masaya yatırılacağı kaydedildi.
CHP’li hukukçuların iç tüzük ve anayasa bağlamında inceleme yaptıkları ve yol haritasının bu incelemenin ardından belirleneceği belirtilirken, grup toplantısında yönetimin krizi iyi yönetemediği yönünde eleştirlerin yapılabileceği de kaydedildi.
Krizin ele alınacağı yarınki Parti Meclisi’nde, MYK’da da değişikliğe gidileceği belirtildi.
Kaynak : http://www.internethaber.com/chplileri-korkutan-kiyamet-senaryosu-357532h.htm?interstitial=true#ixzz1RAezDnNz
Başbakan Erdoğan'ın ardından, yemin etmeyen vekillerin durumuyla ilgili daha net açıklamalar, AK Partili Mustafa Elitaş'tan geldi. Ara seçimi gündeme getiren Elitaş'tan, Balbay ve Haberal'la ilgili ilginç bir de saptama geldi. Elitaş’a göre yemin edilmemesi halinde CHP’den sadece iki ismin vekilliklerinin devam edecek. Onlardra Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal...
Yemin krizi düğümüyle ilgili son değerlendirmeyi, NTV yayınına katılan AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’tan yaptı.
Meclis Başkanı seçilen Cemil Çiçek’in ‘uzlaşma’ mesajları verdiği günde, Elitaş, başta CHP olmak üzere yemin etmeyen vekillere çağrıda bulundu. Ara seçimi de gündeme getiren Elitaş’ın açıklamalarında dikkat çeken noktalar şöyle:
91 yıllık TBMM tarihinde ilk kez anamuhalefet Meclis’i boykot ediyor ama Meclis de çalışmalarına devam ediyor. Millet bizlere meseleleri çözmek için yetki verdi. Ancak şu anda anamuhalefet, millete verdiği sözü yerine getirmiyor...
327 AK Parti ve MHP’li vekillerle parlamenotonun yürümesinde engel yok. Anayasa değişikliği ve kanunlar gerçekleştirilebilir. CHP, 'biz olmazsak TBMM çalışmaz' zihniyetini bir kenarıya bırakmak zorunda...
"276 OYLA VEKİLLİKLER DÜŞER"
Aksi halde, Anayasanın 84. ve iç tüzüğün 138. maddeleri açık ve net. Bir ay içinde 5 birleşime gelmeyen vekilin vekilliğinin düşürülmesini TBMM Başkanlığı resen takip eder, bunu karma komisyona havale eder, vekil ister komisyonda ister Genel Kurul’da savunmasıını yapar ve 276 oyla vekilliğin düşürülmesine karar verilebilir.
Yemin etmeyen vekiller şu ana kadar iki yoklamaya katılmadılar. Yarın Aden Körfezi’ne asker göndermeyle ilgili Başbakanlık tezkeresi, daha sonra RTÜK üyelerini seçimleri ve ardından da hükümetin güven oylaması olacak. Yemin etmezlerse, bir ay içinde gerçekleşecek bu 5 birleşime gelmemiş olacaklar; CHP’liler bunu iyi değerlendirmeli.
"DİRENİRLERSE ARA SEÇİM..."
Eğer CHP direnirse, açıksçası millet iradesine saygıdan dolayı ara seçim konusu da değerlendirilebilir. 11 milyon oy alan anamuhalefet partisi bu oyları yok sayamaz ve bu oylara saygıdan dolayı yarın yemin etmesi gerekir.
BALBAY VE HABERAL DEVAM!
İşin enterasan yanı, anayasa 84 ve iç tüzük 138 uygulanırsa, Silivri’deki iki milletvekili mazeretli oldukları için onların vekillikleri düşmüyor. Geriye kalan 133’ün vekilliği düşmüş oluyor.
"ÇUKURA ATLADI, ÇIKMAK İÇİN UĞRAŞMALI"
Herkes CHP’yi içine düştüğü çukurdan kurtarmaya çalışıyor ama anahtar CHP’nin genel başkanı, MYK’sı, Parti Meclisi’nde. Bu krizi çözmesi gereken onlar... Her şeyin başı anayasa ve iç tüzük. Orada ne yazıyorsa uygulamak görevimiz. BDP’liler için de bu durum geçerli. Açık ve net söylüyorum; CHP kendisi çukura atladı, çıkmak için de kendisini uğraş vermek zorunda...”
CHP’DE SON DURUM
AK Parti’den bu açıklamalar gelirken, CHP MYK’sı şu saatlerde toplantı halinde. Toplantıda yemin kriziyle ilgili yol haritası konuşuluyor. CHP’de konuyla ilgili yarın da Mecli Grubu biraraya gelecek.
Krizin aşılması noktasında TBMM’nin yeni başkanı Cemil Çiçek’in insiyatif almasının ön plana çıktığı, Başbakan Erdoğan’ın 'yemin olmazsa devamsızlık olur, tükürdüklerini yalayacaklar' açıklamalarının rahatsızlık yarattığı ve tüm bu gelişmelerin masaya yatırılacağı kaydedildi.
CHP’li hukukçuların iç tüzük ve anayasa bağlamında inceleme yaptıkları ve yol haritasının bu incelemenin ardından belirleneceği belirtilirken, grup toplantısında yönetimin krizi iyi yönetemediği yönünde eleştirlerin yapılabileceği de kaydedildi.
Krizin ele alınacağı yarınki Parti Meclisi’nde, MYK’da da değişikliğe gidileceği belirtildi.
Kaynak : http://www.internethaber.com/chplileri-korkutan-kiyamet-senaryosu-357532h.htm?interstitial=true#ixzz1RAezDnNz
SON DK. BAŞBAKANIN AÇIKLAMALARI
EMUJAD Haber - 7 Haziran 2011, Salı
Başbakan Erdoğan, ''Askeri meseleden, sivilleşme meselesinden geriye kalanlar nelerdir? Mesela Askeri Yüksek İdare Mahkemesi mi, Genelkurmay'ın statüsü mü, Jandarma mı?'' sorusunu ise şöyle yanıtladı:
''Bunların hepsi şu anda belli bir takvim içinde yürüyor. Bunları aramızda görüşerek, müzakere ediyoruz. Bu arada da AB süreci içinde attığımız adımlar var, atmakta olduğumuz adımlar var. Bunları da yapıyoruz. Bunlar, ister istemez çözüme kavuşacak. Hudut birlikleriydi, polisin askerlik görevini yapması, yapmaması tartışmaları, yıllar yılı bunlar tartışıldı. Şu anda mesela, aynı şekilde uzman çavuşların gerek özlük hakları gerekse üniversiteyi bitirdiği halde uğradıkları bazı haksızlıklar, bunlar Meclis'e gönderildi. Bu seçim sonrası süratle ele alınacak konular bunlar. Aynı şekilde bu sicil konuları... Bütün bunlar hakikaten, sıkıntı doğuran konular. Bunların müzakerelerini zaman zaman yapıyoruz. Zaman içerisinde oturacağız, konuşacağız. Ama şu kadar zamanda veya şu takvimde, yanlış olur... Bunların çözüme kavuşması şart.''
http://www.haber7.com/haber/20110607/Erdogan-Komutani-talimatla-aldirdim.php
Başbakan Erdoğan, ''Askeri meseleden, sivilleşme meselesinden geriye kalanlar nelerdir? Mesela Askeri Yüksek İdare Mahkemesi mi, Genelkurmay'ın statüsü mü, Jandarma mı?'' sorusunu ise şöyle yanıtladı:
''Bunların hepsi şu anda belli bir takvim içinde yürüyor. Bunları aramızda görüşerek, müzakere ediyoruz. Bu arada da AB süreci içinde attığımız adımlar var, atmakta olduğumuz adımlar var. Bunları da yapıyoruz. Bunlar, ister istemez çözüme kavuşacak. Hudut birlikleriydi, polisin askerlik görevini yapması, yapmaması tartışmaları, yıllar yılı bunlar tartışıldı. Şu anda mesela, aynı şekilde uzman çavuşların gerek özlük hakları gerekse üniversiteyi bitirdiği halde uğradıkları bazı haksızlıklar, bunlar Meclis'e gönderildi. Bu seçim sonrası süratle ele alınacak konular bunlar. Aynı şekilde bu sicil konuları... Bütün bunlar hakikaten, sıkıntı doğuran konular. Bunların müzakerelerini zaman zaman yapıyoruz. Zaman içerisinde oturacağız, konuşacağız. Ama şu kadar zamanda veya şu takvimde, yanlış olur... Bunların çözüme kavuşması şart.''
http://www.haber7.com/haber/20110607/Erdogan-Komutani-talimatla-aldirdim.php
4 Temmuz 2011 Pazartesi
İronik Bir Yazı…
İronik Bir Yazı…
Paşa paşa susup oturun, borsayı da düşürmeyin
Hey, size söylüyorum, hooop duyuyor musunuz?
Öyle ikide bir konuşup bir de bildiri falan yayınlıyorsunuz sonra borsa düşüyor.
Ayıp değil mi, utanmıyor musunuz?
Neymiş efendim irtica yükseliyormuş, Türkiye din devleti olma yolunda yürüyormuş.
Sana ne kardeşim. Bu millet isterse laikliği de kaldırır, hilafeti de geri getirir, zaten hem Müslüman hem laik olunmaz ki, siz bunu bile bilmiyorsunuz. Yazın bir kenara da unutmayın sakın.
İrtica diyorsunuz, sonra ne oluyor, borsa düşüyor. Yüzde 70’i yabancı olan borsada zarar ediyoruz, rezil oluyoruz dünyaya yahu.
Sonra neymiş efendim terör yüzünden aslan gibi gençlerimiz şehit oluyormuş. Bir kere askerlik yan gelip yatma yeri değil ki, tabii ki şehit olacaklar. Bırakın, başımızdaki Allah’ın bir lütfu olan kişi o kellelerin hesabını sormasını bilir. Ayrıca Sayın Öcalan’ı İmralı’da tutmuyor mu, daha ne istiyorsunuz? Alimallah bir bırakır Sayın Öcalan’ı, daha çok kelle verirsiniz. Bizim borsada paramız var, Allah’ın unuttuğu köyden gelmiş delikanlının canı mı önemli yoksa borsadaki paramız mı? Tabii para kardeşim, senin üç kuruşluk maaşın değil konuştuğumuz, milyar dolar, milyar dolar, tamam mı, senin hayalin bile yetişemez bizim konuştuğumuz paraya…
Yok ne mutlu Türküm diyemeyenler varmış. Kardeşim sen bilmiyor musun, bu ülkede 36 etnik kimlik var bir kere, ne Türk’ü ne mutluluğu, alt tarafı bir alt kimlik değil mi Türklük?
Hoooop size söylüyorum, bak hâlâ dönüp bakmıyor bile. Kardeşim bak kızdıracaksınız başımızdaki adamı. Allah’ın sevgili kulları olduğunuzu anlayın, “çok şükür” deyin, şimdilik kızmadı darılmadı size.
Buraya yazıyorum, kafası bir atar da kızarsa, darılırsa o zaman çekeceğiniz var.
Haydi bakayım, paşa paşa oturun yerinizde.
NOT: Bu ironik bir yazıdır. Vatan’ın gerçek okurları ne yazıldığını elbette anlıyor. Akıl fukarası olanların tepki göstermemesi rica olunur, çünkü ciddiye alınmayacaktır.
Can Ataklı, Vatan Gazetesi
Paşa paşa susup oturun, borsayı da düşürmeyin
Hey, size söylüyorum, hooop duyuyor musunuz?
Öyle ikide bir konuşup bir de bildiri falan yayınlıyorsunuz sonra borsa düşüyor.
Ayıp değil mi, utanmıyor musunuz?
Neymiş efendim irtica yükseliyormuş, Türkiye din devleti olma yolunda yürüyormuş.
Sana ne kardeşim. Bu millet isterse laikliği de kaldırır, hilafeti de geri getirir, zaten hem Müslüman hem laik olunmaz ki, siz bunu bile bilmiyorsunuz. Yazın bir kenara da unutmayın sakın.
İrtica diyorsunuz, sonra ne oluyor, borsa düşüyor. Yüzde 70’i yabancı olan borsada zarar ediyoruz, rezil oluyoruz dünyaya yahu.
Sonra neymiş efendim terör yüzünden aslan gibi gençlerimiz şehit oluyormuş. Bir kere askerlik yan gelip yatma yeri değil ki, tabii ki şehit olacaklar. Bırakın, başımızdaki Allah’ın bir lütfu olan kişi o kellelerin hesabını sormasını bilir. Ayrıca Sayın Öcalan’ı İmralı’da tutmuyor mu, daha ne istiyorsunuz? Alimallah bir bırakır Sayın Öcalan’ı, daha çok kelle verirsiniz. Bizim borsada paramız var, Allah’ın unuttuğu köyden gelmiş delikanlının canı mı önemli yoksa borsadaki paramız mı? Tabii para kardeşim, senin üç kuruşluk maaşın değil konuştuğumuz, milyar dolar, milyar dolar, tamam mı, senin hayalin bile yetişemez bizim konuştuğumuz paraya…
Yok ne mutlu Türküm diyemeyenler varmış. Kardeşim sen bilmiyor musun, bu ülkede 36 etnik kimlik var bir kere, ne Türk’ü ne mutluluğu, alt tarafı bir alt kimlik değil mi Türklük?
Hoooop size söylüyorum, bak hâlâ dönüp bakmıyor bile. Kardeşim bak kızdıracaksınız başımızdaki adamı. Allah’ın sevgili kulları olduğunuzu anlayın, “çok şükür” deyin, şimdilik kızmadı darılmadı size.
Buraya yazıyorum, kafası bir atar da kızarsa, darılırsa o zaman çekeceğiniz var.
Haydi bakayım, paşa paşa oturun yerinizde.
NOT: Bu ironik bir yazıdır. Vatan’ın gerçek okurları ne yazıldığını elbette anlıyor. Akıl fukarası olanların tepki göstermemesi rica olunur, çünkü ciddiye alınmayacaktır.
Can Ataklı, Vatan Gazetesi
Acemi Askerlerin Soruları ?
-ABİ İLERİ BAK MI DİYO ELLERİ BIRAK MI DİYO ?
-BUNUN ADI KEMER DEĞİLDİ NEYDİ ?
- KOMUTANIM BİR DURUM EMREDEBİLİR MİYİM ?
- TABİİ OĞLUM NE DEMEK BUYUR SEN EMRET SURİYE' Yİ ALALIM.
- KOMTANIM DİZİMDEN RAHATSIZLIK GEÇİRDİM DE ÇÖK KALK YAPMASAM OLUR MU ?
- TABİİ OGLUM SEN ŞÖYLE KENARA GEÇ KOMANDO DANSINA BAŞLA.
- AMA KOMTANIM...
- Bİ DAHA DA BÖYLE SENDİKAL İSTEKLERLE GELME YANIMA.
- EMREDERSİNİZ KOMUTANIM.
-KOMUTANIM BİR SIKINTIM VAR ARZEDEBİLİR MİYİM ?
-SÖYLE BAKALIM
-BİZİM TUVALETLER ÇOK PİS KOMUTANIM
-ÖYLE Mİ ? TAMAM O ZAMAN ASTEĞMENİM BU ARKADAŞ ALAYDAKİ TÜM TUVALETLERİ TEMİZLESİN BUGÜN...
-???
-KOMUTANIM YEMEKLERE ŞAP KATILIYOR MU ?
-KOSKOCA TÜRK ORDUSUNUN İŞİ GÜCÜ YOK SİZİN ŞEYİNİZLE Mİ UĞRAŞACAK.
-KOMUTANIM BU 10 GÜNLÜK YATAK İSTİRAHATİNİ NEREDE GECİRİCEM.. ?
-PARİS GÜZELDİR BU MEVSİMDE..!
KOMUTAN: SORUSU OLAN VAR MI ARKADAŞLAR ? SORU SORU ?
A1: KOMTANIM AKŞAM YEMEĞİ SAAT KAÇTA OLUYO ?
KOMUTAN: TÜRK ASKERİ ACIKMAZ ! BAŞKA ?
A2: KOMTANIM 10 DAKİKA MOLA YETMİYO. 15 YAPSAK ?
KOMUTAN: TÜRK ASKERİ YORULMAZ ! ARTIK MOLALAR 5 DAKKA. BAŞKA ?
A3: KOMUTANIM BENİM EŞOFMANIM YOK !
KOMUTAN: BENİM DE YOK. SANA SORUYO MUYUM ? BAŞKA ?
A4: KOMUTANIM YEMEKLERDE ŞAP VARMIŞ DOĞRU MUDUR ?
KOMUTAN: ARKADAŞLAR ASKERİYEDE HERŞEY BİLİMSELDİR. BİLİMSELLİĞİN DIŞINA ÇIKAN HİÇBİŞEY OLMAZ. ŞAP VAR MI BİLMİYORUM AMA KATMIŞLARSA BİRBİRİNİZLE DUYGUSAL İLİŞKİLER KURMANIZI ENGELLİYCEK KADAR KOYMUŞLARDIR. BAŞKA ?
A5: KOMUTANIM EKMEKLER SABAHA BAYATLIYO.
KOMUTAN: ZAMANINDA YEMEZSENİZ BAYATLAR TABİ. BAŞKAAAAAA ?
A6: KOMUTANIM ÖĞLEN MARULDAN TIRTIL ÇIKTI.
KOMUTAN: ARKADAŞIM SAVAŞTA BOK YİYECEKSİN BARIŞTA ELİNE NE GEÇERSE... YETEER. BAŞKA SORU YOK. ISTİRAHAT ET !
BÖLÜK: SAOL !
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Şair Uzman Jandarmadan İkinci Şiir. (Hak arayışı Uzman Jandarmayı Şair Yaptı)
Türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde uzman jandarmalarla ilgili haberleri okumayan kalmamıştır muhtemelen. Astsubaylarla ...
