13 Ocak 2012 Cuma

PEYGAMBERLERİN SIFATLARI





Peygamberler hakkında bilmemiz vacib olan sıfatlar yedidir:Bunlar

1-EMANET :Emanete hıyanet etmezler.

2-SIDK        :Bütün peygamberler sözlerine sadık olurlar.Her sözleri doğrudur.

3-TEBLİĞ   :Allahü Tealanın emir ve yasaklarının hepsihi,ümmetlerine bildirir ve ulaştırırlar.

4-ADALET :Peygamberler adildirler.Hiç zulüm ve haksızlık yapmazlar.İnsanlar içinde her
                      hükmü doğru olan peygamberlerdir.

5-İSMET     :Büyük ve küçük bütün günahlardan uzaktırlar.Hiç günah işlemezler.İnsanlardan
                      masum olan,yalnız peygamberlerdir.

6-FETANET:Bütün peygamberler,diğer insanlardan daha akıllıdırlar.

7-EMN-ÜL AZL:Peygamberler,peygamberlikten dünyada ve ahirette azl olunmazlar.Çünkü
                             peygamberlik onlara Allahü Teala tarafından ihsan edilmiştir.




KÜFRE DÜŞÜREN HALLER



Değerli Müminler Yüce Allah bizi küfre düşüren hallerden korusun ve cennetine kabul etsin inşallah.
İslamiyet”in emir ve yasaklarından birini bile hafife almak, Kur”an-ı Kerim ile Meleklerle,Peygamberlerle alay etmek küfürdür.Küfre neden olan bir şeyi yapan dinden çıkmış olur.Küfre düşen hemen tevbe etmeli,imanını tazemelidir.Küfre düşüren hallerden bazıları şunlardır;

+ Din bilgilerine inanmamak,bunları ve din alimlerini,dini kitapları aşağılamak.
+ Din bilgileri için;(Bu bilgiler neye yarar ?Kime ne fayda vermiştir?Bize lazım olan şey paradır.)gibi
    sözler söylemek.
+ (Allahın buna gücü yetmez.) demek.
+ Birisi için;(Onun hakkından Allah bile gelemez,ben nasıl geleyim?) demek.
+ (Allah bizi unuttu.) demek.
+ Cenab-ı Hakka (Allah baba.) demek.
+ Herhangi bir şey için;(Allahın işi kalmadı da bunun gibi şeylermi yaratıyor.) demek.
+ Harama helal,helale haram demek.
+ Allahü Tealaya mekan izafe etmek.(Allah yukarıdadır,göktedir.) demek.
+ (Allah bize zulüm ediyor.) demek.
+ Bir kimse,(Allah falan kuluna şu kadar zenginlik veriyor,bana ise,az veriyor.Böyle adalet
    olurmu?.)demek.
+ Zenginin işinin rast gittiğini görünce,(Allah da zenginlerden yana.) demek.
+ Bir kimseye (Seni görmek bana can alıcıyı görmek gibidir.) demek.
+ Büyük ve küçük günah işleyen birine (Tevbe et !)denildiğinde,(Ne yaptımki,tevbe
    edeyim !) demek.
+ Kötü insanları görünce (Bunlar Zebani gibi insan.) demek.
+ (Falan kimse peygamber olsaydı,ben inanmazdım.) demek.
+ Bir kimseye (Allah bana cenneti verirse,sensiz istemem.)demek.
+ Dinen mübarek olan bir şeye,(Dine,İmana,Kitablara,Peygamberlere,Mezhebe,Kabeye.) Sövmek.
+ Kur”an-ı Kerimin bir ayetine bile olsa inanmamak veya şüphe etmek.
+ Kur”an-ı Kerimi,mevlidi ve ilahileri çalgı ile okumak.
+ (İslamiyet bu asra uygun değildir.) demek.
+ Dinimizce öğrenilmesi farz olan bilgileri öğrenmemek,öğrenmeye lüzum görmemek.
+ Sihrin (Büyünün) muhakkak tesir edeceğine inanmak.
+ Tenasüha,yani ölen insanın ruhunun başka birine,çocuğa geçtiğine inanmak.
+ Zalim birine;Adil demek.
+ Haram işleyen birine,güzel yaptın demek.
+ (Mü”minin ağzının içine …) diyerek sövmek.
+ Yabancı kadına şehvetle bakıp;(Güzele bakmak sevaptır.) demek.
+ Şarabın azına;(Az içersen günah olmaz.) demek.
+ Güzel bir bebek veya kadın görünce,(Allah bunu özenip,bezenip yaratmış.) demek.
+ Kötülemek için,(Falanca cennete girse,ben girmem.) demek.
+ (Kafir olmak hırsızlıktan,yalancılıktan,hainlikten iyidir.) veya (Hristiyan olmak,Komunist olmaktan
    iyidir.) demek.
+ (Allah gökten bize bakıyor.) demek veya (Allah göktedir.) demek.
+ Kabirdeki ve kıyametteki azablara (Akla,fenne uygun değildir.) demek.
+ (Namaz kılsam da kılmasam da ne fark eder.) demek.
+ (Helal bana iyilik getirmiyor.) demek.
+ Allahın rahmetinden ümidini kesmek ve gazabından emin olmak.
+ Müslümana kafir demek.
+ (Bu işte ilahi şuuru görüyoruz.),(Allah ne kadarda mükemmel düşünmüş.),(Allah çok akıllıdır.) demek.
+ Allahü Teala için,(Düşünerek.) veya (Hesab ederek) yahut (Planlayarak yarattı.) demek.

    Müslüman olan bir kimse,bunlar veya bunlara benzer küfre sebep olan bir şey yaparak kafir olursa,yani dinden  çıkarsa,önceki ibadetleri yok olur.İmanın gitmesine sebep olan şeyden tevbe etmedikçe kelime-i şehadet  söylemekle Müslüman olmaz.

11 Ocak 2012 Çarşamba

Türk Milleti Olarak Çok Unutkan Bir Milletiz


     


         Biz Türk Milleti olarak çok unutkan vede çok gamsız bir milletiz. Acaba sevgideki ölçüyü mü kaçırıyoruz, yoksa Türk milletine has bir yaratılış mı bunu bilemiyorum. Sanıyorum bu durum Türk Milletinin hafızasıyla çok fazla oynanmasından kaynaklanmaktadır
Acaba neden unutkanız diye hiç düşündünüz mü? Veya unutkanlığa sebebiyet veren faktörleri hiç araştırdınız mı? Bazı unutkanlıklarınızın çok ağıra mal olduğunu hiç hesapladınız mı? İşte bu yazımızda unutkanlığa sebep olan faktörleri inceleyip bazı öneriler getirmeye çalışacağım.

        Öncelikle unutkanlığa sebep olan faktörlerin başında; Vücudumuzdaki demir eksikliğinden kaynaklanan beyne yeterli miktarda kan gitmemesi, B vitamini eksikliği, kişisel dengesizlik, sağlık problemleri, sorumluluk aşımı, manevi sebepler, damar tıkanıklığı, herhangi bir darp sonunda beynimizde meydana gelen zedelenme, bilinç kaybı ve buna benzer sebepler unutkanlık yapmaktadır. Tabi ki bu sebeplerin birçoğu tıp bilimini ilgilendirmektedir ancak benim üzerinde duracağım unutkanlık, sosyal ve psikolojik ağırlıklı unutkanlıklar olacaktır.
Hafıza-i beşer nisyan ile malul dur sözü insanoğlunun unutmaya yatkın bir varlık olduğunu bize hatırlatmaktadır. Fakat öyle olaylar vardır ki toplumun hafızasında iz bırakan günlerce, aylarca bizleri üzen ve sevindiren olaylar da çok çabuk unutulmaktadır. Böylesine iz bırakan olaylar neden çabuk unutuluyor acaba diye hep kendimce düşünmüşümdür ve sebeplerini araştırdığım da; Bu olayların gözümüzde ne kadar değer taşıdığı yani bizim için önemi, hatırlanacak belli bir amacın olmaması, olaylardan az etkilenen bir yapıya sahip olmamız, olaylara kendimizi veremememiz, bilginin eleştirilmesi, sıkıntılarımız, olayları anlayamama, verilerin belleğe yanlış yerleştirilmesi, fiziksel, zihinsel stres yada sıkıntı, yaşanan olayları hatırlayamamamıza ve dolayısıyla unutkanlığa yol açmaktadır.
Milletçe seven bir millet olmamız bizi duygusallığa itmektedir. Sevgi bazı yanlışları, olumsuzlukları affettirmektedir. Acaba sevgideki ölçüyü mü kaçırıyoruz, yoksa Türk milletine has bir yaratılış mı bunu bilemiyorum. Yine Türk Milleti kimseye geçmişten gelen bir kin beslememektedir. Kinci bir millet olmamamız mı acaba bizi unutkanlığa sevk etmektedir? Dünyada İslamiyet'i en iyi anlayıp en iyi yaşamaya gayret eden bir millet olarak acaba İslamiyet'in verdiği affetme, bağışlama duygusu mu bize kötülükleri unutturan. Kötülükleri unutmak bir erdemdir ancak bazen iyilikleri de çabuk unutan bir millet olduk.
Sanıyorum bu durum Türk Milletinin hafızasıyla çok fazla oynanmasından kaynaklanmaktadır. Çok partili siyasete geçtiğimiz günden beri seçim öncesi yüzlerce söz verip seçildikten sonra bu sözleri unutan politikacılar, Türk insanını cahil yerine koyan bazı basın organları, ülkemizde ipini kaybedenlerin cirit atması, misyonerlik faaliyetleri, birilerinin sürekli kaşıdığı azınlıklar meselesi, bazı siyasetçilerin ülkenin kanayan yarası olan bazı meseleleri sıkıştıkça kullanmak için elinde güç olduğu halde çözmemesi gibi durumlar milletimizin hafızasını büyük oranda yıpratmıştır. Bütün bu olumsuzluklara rağmen milli hafızamızı korumaya her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Çünkü unutkanlık bazen milletlerin milli hafızalarında telafisi mümkün olmayan tahrifatlar yapmaktadır. Özellikle seçildikten sonra siyasi anlayışını millete rağmen değiştiren devşirme siyasetçiler yıllardan beri uyutarak unutturma politikasını uygulayıp milletimizin geleceğini ipotek altına aldırmışlardır.
Milli hafızamızı daha fazla yıpratmamak için özellikle siyasi cambazlara, gücünü milletten almasına rağmen bunu unutup Türk Milletinin onur ve gururunu uluslar arası siyaset pazarında yok pahasına pazarlayanlara karşı çok uyanık olmak zorundayız.
Milli duruşu bozulan milletler küresel pazarda, kendi milli kaynaklarının gönüllü sömürülmesine rıza gösterirler. Hesaba alınmak için hesap yapmak gerekir. Bazı hassas meselelerde unutkanlık varlık sebebimizi ortadan kaldırabilir.
Unutkanlıklar bizim de unutulmamıza sebep olabilir. Özellikle dış politikada ülkemiz üzerinde oynanan oyunları görmemezlikten gelmek, unutmuş pozisyonu sergilemek ülkemizi küçük düşürür ve onarılması güç yaralar açar. Çünkü unutulanlar, unutanları asla unutmazlar.

9 Ocak 2012 Pazartesi

MASAJ VE ÖNEMİ



Masaj; sağlığa ulaşmanın ve sağlıklı kalmanın en kolay yollarından biridir ve hepimiz bunu doğallıkla yaparız. Ağrıyan bir omzu ovmak, endişeden kırışmış bir alın üzerinde elimizi gezdirmek hepimizde doğuştan var olan iyileştirici bir güçtür. Baş ağrısı, ağrı-sızı, uykusuzluk ve stres tek bir basit araçla dindirilebilir : Ellerimiz.

Masajın temeli dokunuştur ve bunun değerini gösteren tıbbi kanıtlar da giderek artmaktadır. Harvard Tıp Fakültesi’nde yapılan bir araştırmada, benzeri ameliyatlara girmeye hazırlanan hastalar iki gruba ayrıldı. Anestezi uzmanı, tüm hastaları ameliyattan önceki gece ziyaret ederek gruplardan birine ertesi gün yapılacaklar hakkında her zamanki bilgileri verdi, ama her hastayla beş dakika daha fazla ilgilendi, yanlarına oturup ellerini tutarak sıcak ve cana yakın davrandı. Ameliyat sonrasında kendilerine dostça yaklaşılmış olan hastalar, diğer grubun aldığı ilaç miktarının yalnızca yarısını aldılar ve hastaneden yaklaşık üç gün daha önce taburcu edildiler. Bu olay sıcaklık, cana yakınlık ve dokunuşla birleşen dostça davranışın genel sağlık üzerinde sahip olabileceği güçlü etkiyi göstermektir.

Dokunuş bizim için öyle doğaldır ki, o olmadığında insanlar canları sıkkın çabuk kızar hale gelebilirler. Gözlemlerin de ortaya koyduğu gibi, ana-baba ve çocukların birbirlerine rahatça dokunabildikleri ailede büyüyen çocuklar, dokunuştan yoksun bırakılanlara oranla daha sağlıklı, ağrı ve enfeksiyona karşı daha dayanıklıdırlar. Daha rahat uyurlar, daha çok arkadaş canlısıdırlar ve genellikle daha mutludurlar.

Ancak, dokunuş ihtiyacımız çocukluğumuzda son bulmaz; hepimiz sevgi, sıcaklık ve güven duygusu verdiği için ona ihtiyaç duyarız. Gerçekten de Evlilik Rehberliği Kurulu evli çiftlere birbirlerine daha fazla dokunmalarını salık vermektedir. Hatta Kurul, boşanma oranlarının giderek artmasında ailedeki fiziksel temas yoksunluğunun rol oynadığını ileri sürmektedir. Birbirine masaj yaparak geçirilen birkaç dakika, belki de, fiziksel ve ruhsal bir çok hastalığı önleyebilmektedir.
Toplumsal Engeller 
Dokunuşun yararlarını gösteren tüm bu kanıtlara rağmen birbirimize dokunmaktan kaçınırız. Bunun, bedensel duyularla ilgili haz ile cinselliği birbirine karıştırmaktan kaynaklandığını düşünüyorum. Cinsellik ve dokunuş arasındaki bağlantıdan öylesine korkmuşuz ki, dokunmayı resmileştirmişiz. Yetişkinlerin birbirine dokunabildiği ancak belli birkaç durum vardır. Masaj, bu tabuları ortadan kaldırır ve insanların birbirlerine rahatlıkla dokunabilmelerini sağlar.
Dokunma İsteğimiz
Birbirimize serbestçe dokunamadığımız zamanlarda, çocuklarımız yada hayvanlarımıza yöneltiriz kendimizi. Annelerin bebeklerini kucaklayıp sallamaları çok doğaldır. Arkadaşların ve diğer yetişkinlerin de bebekleri ve küçük çocukları kucaklayıp öpmesi, yalnızca çocuğu rahatlatmakla kalmayıp yetişkini de memnun eden bir şey olarak hoş karşılanır. Kedilerimizi sever kucaklarız, atlarımıza sarılırız, köpeklerimizi okşarız. Dokunmanın daha çok kabul gördüğü kültürlerde insanlar birbirlerini çok daha fazla dokunurlar, ama bizlerden farklı olarak hayvanlarını okşamaya fazla zaman ayırmazlar.

Dokunma isteğimiz, müze sanat galerindeki “Lütfen Dokunmayınız” uyarılarına gerek duyulmasından da bellidir. Dokunmak ve gördüğümüzü doğrulamak içgüdüsüne sahibiz. Dokunma duyumuz belki de en temel algılama biçimimizdir. Rahimdeki bir bebek ilk izlenimlerini dokunarak edinir, belki de dokunmanın güven ve rahatlık sağlamasının nedeni budur.
Masajın Rolü 
Birbirimize daha çok dokunmak için yüreklendirilmeye ihtiyaç duyarız ve masaj bunu saldırgan ve cinsek amaçlı olmayan bir şekilde yapmanın kusursuz bir yoludur. En basit bir masaj bile olağanüstü bir rahatlama sağlayabilir. Sadece beş dakika sonra elleri tutulduktan sonra hastalar daha çabuk iyileşiyor ve daha az ilaca ihtiyaç duyuyorlarsa, masajın ne kadar etkili olabileceğini bir düşünün. Masaj yaparak, bir insana önem verdiğinizi gösterir, paylaşma ve sezgisel bir anlayış, güven ve haz duygusu iletirsiniz.

Masajın Yararları 

Masaj, masaj yapılan insanın sağlığı üzerinde pek çok yararlı etkide bulunur; kan dolaşımını düzenler, kasları gevşetir, sindirime yardımcı olur ve lenf sistemini harekete geçirerek atık maddelerin boşaltımını hızlandırır. Bunlar, ilgi ve şefkat gösterildiğini hissetmenin getirdiği etkilerle birleştiğinde günümüz ilaçlarınınkiyle kıyaslanamayacak kadar olağanüstü bir iyileşme sağlar çabucak.

Masajın yararları yalnızca masaj yapılan tarafından hissedilmez: Masör de aynı şekilde etkilenir.bunlardan. Bazı ilginç gözlemler de bunu desteklemektedir : Hayvan dostlarımızı okşarken kendimizi de sakinleştirdiğimiz ve kan basıncımızın yavaşladığı keşfedilmiştir. Masaj yapmanın da aynı etkiyi sağladığını savunuyorum. Ellerimizi bir insanın üzerinde gezdirmek hem masaj yapan hem de yapılan için rahatlatıcı etkiye sahiptir.

Aktif Meditasyon

Masaj yapmak, bence aktif meditasyon gibidir. İyi bir masaj için sakin ve kendinizi tamamen yaptığınız işe vermiş olmanız gerekir. Hareketlerin ritmine yoğunlaşarak kısa zamanda tümüyle gevşersiniz ve bu gevşeme masaj yaptığınız insana da yansır. Bu durumunuzu korudukça, yalnızca daha iyi masaj yaptığınızı görmekle kalmaz, masaj bittiğinde de enerjiyle dolduğunuzu, dirençleştiğinizi ve canlandığınızı fark edersiniz. Siniriniz bozuk yada canınız sıkkınken, daha masaj yapmaya başladığınızda bile; sakinleştirici ve telkin edici hareketlerle bozuk bir moralden neredeyse hiçbir eser kalmadığını görürsünüz.
Masajın Tarihçesi
Masajın tarihi muhtemelen insanın ortaya çıkmasıyla başlar. Bu, hepimizin içgüdüyle yaptığı bir şeydir: Maymunların birbirlerinin tüylerini temizlemesi, hayvanların yaralarını yalaması ve insanların ağrıyan bir eklemi ovması birer masajdır. Masaj belki de en eski sağaltım yöntemidir ve tarih boyunca tüm kültürlerce kullanılmıştır. Yunanlı hekim Hipokrat tarafından ‘anatripsis’ olarak adlandırılmış ve diğer yazarlarca tripsis, ovuşturma, elle tedavi ya da ovma olarak anılmıştır. Bizim masaj sözcüğünü kullanmamız nispeten yenidir ve bu sözcük Arapça’da elle sıvazlama anlamında gelen masah’tan türemiştir.

Eski Çin, Hindistan ve Mısır elyazmalarında masajın hastalıkları önlemek, sağaltmak ve yaraları iyileştirmek için kullanıldığı yazmaktadır. Masaj, ilk olarak yaklaşık MÖ 2700’lerden kalma Çince bir kitapta geçer : “Gece uykusundan sonra, kan dinlenmiş ve gevşemişken sabah erkenden avucun içiyle tüm vücudun sıvazlanması insanı soğuk algınlığından korur, organları esnek tutar ve ufak tefek rahatsızlıkları önler.”

Eski Yunanistan ve Roma’dan kalma eserlerde de, masaja sayısız göndermelerde bulunulmuştur. Spordan önce ve sonra, nekahet döneminde egzersiz yerine, banyodan sonra yada ruhsal çöküntü, astım, sindirim problemleri ve hatta kısırlık gibi çeşitli durumlar için tıbbi tedavi olarak önerilmiştir. Romalı imparatorluk hekimi Galen (MS 131 – 210), masaj ve egzersizle ilgili en az on altı kitap yazmıştır ve fikirlerinin çoğu bugün hala pratik değerini korumaktadır. Galen, masajı sert, hafif ve orta olarak sınıflandırmış ve şöyle yazmıştır: “Çok çeşitli el darbeleri ve hareketleri yapılmalıdır; Öyle ki tüm kas lifleri mümkün olduğunca her yönde ovulabilsin.” Gladyatörlere ise oyun öncesi ve sonrasında yapılan masajı şöyle açıklamıştır: “Vücutlarına yağ sürüldü ve kızarana kadar ovuldular. “Jül Sezar da şiddetli sinir ağrılarının hafiflemesi için her gün masaj yaptırırdı. Romalı yazar Plinius yabancı masarüne öylesine çok borçlanmıştı ki sonunda imparatordan, masöre en yüksek şeref payesi olan Roma yurttaşlığını bahsetmesini dilemişti.

Hindistan’da, masaja her zaman için büyük değer verilmiştir; hemen herkes nasıl masaj yapılacağını çok iyi bilir. Anneler çocuklarına masaj yapa, sonrada bu çocuklara ana-babalarına aynısını yapmaları öğretilir. Masaj, tarihi MÖ 1800 ‘e kadar uzanan bir Hint tıp sistemi olan Ayurveda sağaltım yöntemlerinin bir parçasıdır; otlar, baharatlar ve aromalı yağlar ovularak deriye yedirilir.Diğer kültürlerde de sağlıklı kalmak için her zamana masaja başvurulmuştur. Sir George Simpson “Dünya Çevresinde Yolculuk” (1889) adlı seyahatnamesinde, Sandwich adaları halkı hakkında şunları yazmıştır: “Her gün, hatta her saat kendilerine mükellef ziyaretler çeker çok az egzersiz yaparlar ya da hiç yapmazlar ama her yemekten sonra ve istenirse ya da uygunsa daha sık olmak üzere sürekli masaj yaptırarak yorgunluk ya da bitkinliğe mahal vermeden kan dolaşımı ve sindirimi düzenlerler.” Kaptan Cook, 1779 ‘da on iki Tahitili kadının kendisine baştan ayağa masaj yaptığında ağrılı siyatiğinin nasıl geçtiğini anlatmıştır.

18 ve 19. yüzyıllarda bir İsveçlinin, Per Henrik Ling ‘in (1776-1839) etkisiyle Avrupa da masaja rağbet artmış ve İsveç masaj sistemi Avrupa çapında yayılmıştır. Ling, tıbbi jimnastik ve masaja büyük önem vermiş; hareketleri pasif ya da jimnastik hareketler, basınç, ovma, titretme, vurma ve döndürme olarak sınıflandırmıştır. Eseri kraliyet ailesi tarafından ödüllendirilmiş Stockholm ‘de bir enstitü kurularak 1838 ‘de Londra ‘da bir İsveç masajı olarak anılmaktadır.

19. yüzyılın sonlarında, masaj artık yaygın bir tıbbi tedavi yöntemi olarak ünlü cerrahlar ve doktorlar tarafından sık sık kullanılmaya başlamıştır. Bunlar; ya kendileri masaj yapmış yada kendileri için masaj yapmak üzere yardımcılar (genellikle kadınlar) yetiştirmişlerdir. Ama “kötü şöhretli evler” de masajı, kendi faaliyetleri için paravan olarak kullanmaya başlamışlar ve bunun üzerine 1894 yılında Londra’da sekiz profesyonel kadın, Eğitimli Masörler Derneği’ni kurmak üzere bir araya gelmiştir. Bunlar, şimdiki adıyla Onaylı Fizik Tedavi Derneği’nin kurucularıdır.

MASAJ İLE İLGİLİ DAHA GENİŞ BİLGİ ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ.


Uzakdogu Cinsel ögretileri (tao)




Cinsel sorunlara Tao ve Tantracı çözümler İçindeki enerjiyi boşaltmadan partnerle bütün olabilmenin yolu, Uzakdoğu öğretilerinden geçiyor.

Form Sante dergisi de Temmuz sayısında, günümüzde sıklıkla karşılaşılan cinsel sorunlara Tao ve Tantra’nın getirdiği çözümleri ele aldı.

Taocu cinselliğin amacı, üstün orgazm efsanesi yaratmak değil, doğal enerjiyi kullanmayı öğretmek. Tantra’da ise cinselliğin amacı yine heyecanın doruğuna ulaşmak değil, en derin gevşemenin hazzını yaşamak. Üstelik her iki öğreti, sıkça görülen cinsel sorunlara çözüm sunuyor.

Erkekler için taocu çözümler

1- Erken boşalma
Soğuk su banyosu: Penisinizi soğuk su dolu kaseye daldırın ve sertleşme yüzde 50 ininceye dek orada tutun. Ardından hiçbir şey düşünmeden yavaş yavaş 30’a kadar sayın. Şimdi cinsel ilişkiye girebilirsiniz.

Solunum çalışması: Her bir soluğunuzu sayarak, karnınızın alt kısmına doğru derin ve uyumlu bir biçimde soluyun. Bir soluk alışverişini bir sayı kabul edin ve ağır ağır birden 100’e kadar sayın. Günde iki kez 100 soluk egzersizini çalışın.

Havanın erbezi torbasına itilmesi: Kendiniz için en uygun olan duruşu seçin. Ayaklarınızın arasında omuz genişliğinde açıklık olacak biçimde sandalyenin kenarına oturun. Bol bir pantolon giyin. Burnunuzdan soluk alın. Havayı bir top olarak hayal edin ve kalbinizle karnınızın ortasındaki ‘solar pleksüsünüze’ doğru yutun. İtebildiğiniz kadar uzun süre boyunca havayı erbezi torbanıza doğru itin. Her bir itiş dönemi en az 30-40 saniye olmalı. Çalışma sırasında anüs ve apış arası kaslarınızı kasmalısınız. İtme işlemini bitirdiğinizde soluk verin ve tümüyle gevşeyin. Ciğerlerinizi yeniden havayla doldurmak için birkaç kez kısa ve hızlı soluk alıp verin. Burnunuzdan soluk alıp verin ve ciğerlerinizi aşırı miktarda havayla doldurmayın. Bunu 15’er dakika, sabah ve akşam birer kez uygulayın.

2- Ereksiyon sorunu

Sıcak su banyosu: Sıcak su dolu bir küvetin içine girin. Su henüz sıcakken, penisinizi ovun. İyice uyarıldığınızda, erbezlerinizi sıkın ve çekin. Bunu en azından 100-200 kez yapın. Çalışma sırasında boşalmamaya özen gösterin.

Fırını ısıtmak: Bir sandalyenin kenarına oturun, isteğe bağlı olarak sağ tarafınıza yatıp, sağ bacağınızı düz, onun üzerindeki sol bacağınız kırık bir biçimde tutun. Ellerinizi ısınıncaya dek birbirine sürün. Sol elinizde erbezi torbanızı kavrayın, sağ elinizle midenizin altını dairesel olarak en az 100-300 kez ovun. Bu bölgeyi ovarken bir yandan da soluk verip anüsünüzü, apışaranızı ve kalça kaslarınızı kasın. Mümkün olduğunca soluğunuzu tutup kasılın. Enerjiyi sırtınızdan beyninize ulaştırmaya ve oradan da bedeninizin önüne, yeniden göbek bölgenize indirmeye çalışın.

Kasma çalışması: Anüs kaslarınızı sürekli olarak kasarak, penisinizi güçlendirir ve boşalma üzerinde denetim kazanırsınız.

Sıcak-soğuk banyosu: Zıt ısılarda yıkanmadan önce, en az üç dakika ne sıcak, ne de soğuk bir suyun içinde durun. En az altı kez nöbetleşe soğuk ve sıcak su içinde kalın. Zamanınız yoksa, sabah duşunuzda sabunlarınken sıcak, durulanırken soğuk su kullanın.

Böbrek egzersizi: Arkasız bir sandalyeye ya da yere oturun. Ellerinizi dizlerinizin üzerine koyun. Geriye 45 derece açıyla kaykılıp, yeniden doğrulun. Bunu en az günde 10 kez uygulayın.

Kadınlar için Taocu öneriler

1- Cinsel soğukluk

Strese son: Endişe ve öfke gibi duygularınızı dizginleyin. Olumsuz duygular içinizdeki enerji akışının dengesini bozar.

Dingin bir ortam: Ön sevişme, eşiniz bedeninize dokunmadan önce başlar; loş ışıklar ya da yanan mumlar, sizi eşinize yaklaştırır.

Hayal değil, gerçek ortam: Sevişmeyi erotik dergiler ya da bir hayalle sınırlarsanız, enerjilerin bedeninizde akmasını çok güç deneyimlersiniz. Bu nedenle ilişki sırasında hayal kurmaktan kaçının.

2- Orgazm güçlüğü

Havanın yumurtalıklara itilmesi: Ayaklarınızı omuzlarınızın genişliğinde açıp, yere koyarak bir sandalyenin kenarına dik biçimde oturun. Ağırlığınızın tümünü kalçalarınıza yüklemeyin. Bol bir elbise giyin. Boğazınızın üzerinde yoğunlaşarak burnunuzdan yavaşça soluk alın. Daha fazla soluk alamayana dek havayı boğazınıza itin. Güçlü bir biçimde solar pleksüsünüze doğru yutkunun ve havayı orada, bir top gibi tutun. Hava topunu karnınıza itin. Ardından karın bölgenizden pelvis bölgesine. Soluğunuzu daha fazla tutamayıncaya dek devam edin. Sonra tükürüğünüzü yutun. Burnunuzdan kısa ve hızlı soluklar alarak dinlenin. Belinizi birkaç kez döndürüp, rahatlayın. Beş tekrar ile başlayıp 36 tekrara kadar artırın. Bu sırada dilinizi damağınızda tutun.

Göğüs masajı: Bir top ya da rulo yapılmış bezin üzerinde oturun. Sandalyeye oturuyorsanız ayaklarınızı yere koyun. Göğüslerinizi ovarak kendinizi uyarın. Cinsel enerjiyi göğüs uçlarınızdan yumurtalıklarınıza yönlendirin ve enerjiyi yumurtalıklarınızdan üreme organlarınıza doğru genişletin.

Masajın önemi

TANTRACI ÖNERİLER

ORGAZM GÜÇLÜĞÜ

Orgazm masajı: Cinsel ilişki öncesinde adeta bir seramoni yaşanıyor. Bu seremoni pek çok aşamadan oluşuyor. Mesela tüm bedene, kulak memesinden ayağa kadar yapılan masajlar...

CİNSEL SOĞUKLUK

Meditasyon: Meditasyon cinsel ilişkinin baş düşmanlarından stresten arınmanızı sağlıyor.

Spiritüel temas: Kadın ve erkek enerji aktarırken karşılıklı olarak tensel temasta bulunmadan, ellerini birbirlerinin vücudunda gezdiriyor. Siz de cinsel ilişkiye girmeden enerji aktarımında bulunun.

Masaj: Vücudun çeşitli bölgelerine masaj yaparak hem eşinizi hem de kendinizi ilişkiye hazırlayın. İsterseniz aroma yağlarından da yararlanabilirsiniz.

ERKEN BOŞALMA

Geri çekme yöntemi: Cinsel ilişki sırasında boşalacağınızı hissettiğiniz an kendinizi geri çekin. Bunu uygulamadan önce nefesinizi tutup, karın kaslarınızı 30 saniye boyunca kasın. Ardından tekrar cinsel birleşmeye girin. Yöntemi 6 ay düzenli uygulayın.

EREKSİYON SORUNU

Aşk seramonisi: Önce bağdaş kurarak oturun, gözlerinizi kapayarak stresten arınmanın, vücutlarınızdaki seksüel çakra noktalarına ulaşmanın keyfini yaşayın. Gözlerinizi açtıktan sonra eşinizle karşılıklı oturun, birbirinize sevgi dolu gözlerle bakın. Şimdi ellerinizi, birbirinizin önce alın ortasında gezdirin, ardından iki göğüs arası ve diğer uyarı noktalarına yönelin. Birbirinize masaj yaparak cinsel uyarımlarda bulunmaya devam edin. Ardından kucaklaşın.


Facebook İle İlgili Bilmeniz Gereken Önemli Bilgiler


Facebook Beğen özelliği nedir?

Beğen”, Facebook’ta olumlu görüş bildirmenin veya ilginizi çeken konularla ilişki kurmanın bir yoludur. Facebook’ta arkadaşlarınızın gönderdiği içeriği veya ilişkili olmak istediğiniz Sayfaları beğenebilirsiniz.

Haber bandı nedir?
Hesabınızın sağ tarafında yer alan haber bandı, tüm arkadaşlarınızın hareketlerini gerçek zamanlı görmenizi sağlar. Fareyi haber bandındaki bir haberin üzerine getirdiğinizde, haberin tamamını görebilir ve konuşmaya sıcağı sıcağına dahil olabilirsiniz. Haberler geldikçe haber bandı kendiliğinden güncellenir. Bu, size arkadaşlarınızın o anda neler yaptığını görmenizi sağlar.
Haber bandında ne tür haberler çıkar?
Haber bandında durum güncellemeleri, arkadaşlıklar, fotoğraflar, videolar, bağlantılar, beğenmeler ve yorumlar gibi canlı haberler çıkar. Tüm bunları Facebook’ta diğer yerlerde de görebilirsiniz. Haber bandı sadece bir şeyi gerçekleşir gerçekleşmez görmenizi sağlar
Haber bandını kapatabilir, gizleyebilir, yeniden boyutlandırabilir veya yerini değiştirebilir miyim?
Haber bandını kapatamazsınız, ancak sohbetin üzerine geldiğinde haber bandı ile sohbet arasındaki yatay çubuğu kaydırarak küçültebilirsiniz. Haber bandını gizlemek ve sohbet listenizi büyütmek için çubuğu yukarı kaydırın. Haber bandını büyütmek ve sohbeti gizlemek için çubuğu aşağı kaydırın.
Haber bandı sohbetin üzerinde değilse, boyutunu ayarlayamazsınız. Ekran boyutunuza bağlı olarak, kenar çubuğunu açıp kapatarak bir haber bandı görünümünden diğerine geçebilirsiniz. Sohbetinizin altındaki sol attaki simgesine basarak kenar çubuğunuzu gizleyin.

Facebookla ilgili uyarılar

İlişki düzeyini belirleyin:
Bir kişiyi tanıyıp tanımadığınızı tayin eden 3 pozisyon var. Facebook’a girdiğinizde size göre herkes yabancıdır; ‘network’ yani ağ, bir bölge, yer, okul veya şirket sakinlerinin oluşturduğu gruptur. Arkadaşlarınızsa karşılıklı olarak birbirinizi tanıdığınızı onayladığınız kişilerdir. Facebook’ta profilinize arkadaşlarınız gibi erişebilecek ‘o benim ‘arkadaşımsım’ ama arkadaşım değil’ seçeneği yok.
Gizlilik ayarlarını değiştirin:
Privacy’ birçoğunun Facebook kariyerine başladığında umursamadığı bir seçenektir. Ancak başlangıç ayarlarına göre ağınızda (network) olan herkes, size ait olan her şeyi görebilir. Türkiye’den yola çıkalım; Türk kullanıcıların büyük çoğunluğunun ‘kafadan’ Türkiye ağına üye olduğunu düşünürsek, bu ağdaki herkes, size ait olanları arkadaşlarınız kadar görebilir. Bir ağın mensubu değilseniz, bilgilerinizi sadece arkadaşlarınız görebilir. Ama ben mesela Türkiye ağına üyeyim, o halde yapmam gereken Privacy başlığı altındaki Profile’e girip, çıkan ekranda ‘profile: only my friends-yalnızca arkadaşlarım’ şıkkını seçmektir. Bu ekrandan e-posta adresinizi yalnızca arkadaşlarınızın görebileceği şekilde düzenlemeniz hatta ‘Profile’ başlığı altındaki birçok maddeyi arkadaşlarınıza özel olacak şekilde ayarlamanız menfaatiniz icabınadır.
Facebook’da geçirdiğiniz zamanı kimse bilmesin:
‘Privacy’ başlığı altındaki ‘Newsfeed and mini feed’e mutlaka uğrayın çünkü, bu seçeneğin başlangıç ayarları, sizin Facebook’ta yaptığınız her eylemi yayımlıyor. Bu kadar küresel olmaya, Facebook başında sabahladığınızı başkalarının bilmesine gerek yok. Bu sosyalleşme ortamının, yaptığınız her şeyi herkesin görebileceği seyir defteri diye tanımlanabilecek ‘mini feed’ adında bir özelliği var. Yani sizin mesai saatinizde Facebook’ta ne zaman, ne kadar zaman geçirdiğiniz tespit edilebilir. Şimdilik bizim buralarda tutatanak tutacak siber işyeri polisleri yok gibi, ancak yine de temkinli olmakta fayda var. Bu yüzden en azından işteyken önce ‘privacy’, ardından ‘news feed and mini feed’e girerek ‘show times in my mini feed’ seçeneğini iptal edip yaptığınız eylemlerin zamanının görünmesini engelleyin.
Arkadaşlarınız için gizlilik:

Başlangıç ayarlarında herkes arkadaşlarınızın listesini görebilir. Bu durum ‘Poke, Message and Friend Request’ ayarları kısmında ‘Friends-arkadaşlar’ seçeneğinden vazgeçerek ortadan kaldırılabilir.
Bir profesyonel, bir de kişisel profiliniz olsun:
Facebook arkadaşlarınızla şakalaşıp eğlenebileceğiniz bir ortam olduğu kadar, profesyonel/mesleki amaçlara da hizmet edebilir. Her ne kadar Facebook kurallarına aykırı olsa da iki profiliniz olsun, profesyonel profilde tam ad, mesleki durum, eğitim ve yalnızca sektörel bağlantılar olsun. Bu profil altında iş ve okul ağlarınıza takılın. Sulu değil profesyonel bir fotonuzu ekleyin ya da hiç eklemeyin. Kişisel ve özel profilinizdeyse isim, takma isim kullanabilrisiniz; soyadınaysa gerek yok ya da tek bir harfle ifade edin. Bu profille okul ve işyeri, meslek ağlarına bağlanmayın. Mesleki deneyiminizi paylaşmayın. İş e-posta adresinizi kullanmayın. Ve istediğiniz her şeyi yapın. Ancak iş ve özel arkadaşlarınızı birbirine karıştırmayın.
Herkesle arkadaş olmayın:
Şu kısacık Facebook kariyerimde en çok dikkatimi çeken şey, birçok insanın bir zombi açlığıyla arkadaş listelerini şişirme çabası oldu. Arkadaşlığa onay verdiğiniz kişilerin sizin arkadaşlarınızın bilgilerine erişebileceğini unutmayın.
Kimlik hırsızlığı:
Hakkınızdaki bilgileri kamulaştırmanın, kaba kimlik bilgilerinizin başkaları tarafından kullanılabilmesi riskini doğruyor ki bu bir başkasının ‘sizin adınıza’ başka bir sosyalleşme ortamında faaliyet göstermesi riskini doğuruyor.
Facebook gizlilik politikası:
Facebook ile yaptığınız anlaşma gereği, bu oluşum size ait bilgileri diğer şirketlerle paylaşabilir ya da satabilir, bunu unutmayın.
Paranoyakların dikkat etmesi gereken 5 nokta
Facebook’ta size yönelik 5 erişim seviyesi bulunuyor; arkadaş, sınırlı, ağ, yabancı veya bloke…
Gizlilik ayarları oldukça karmaşık; arkadaşlarınız dışında rahatsız edilmek istemiyorsanız hiçbir ağa üye olmayın.
Duvarlara yazmak yerine özel mesaj gönderin. En kibar ifadesiyle duvar yazıları ileride size karşı delil olarak kullanılabilir.
Geçirdiğiniz zamanı ve hatta olduğunuzu kimse bilmesin…
Görülebilir seyir defterinize (mini feed) ince ayar çekin.


İşte yeni yılın yeni vergileri...




Yeni yılla birlikte en düşük motorlu taşıtlar vergisi 480 liraya yükselecek.Mobil telefon aboneliğinde alınan özel iletişim vergisi de 37 liraya çıkarıldı.

Maliye Bakanlığı'nın Motorlu Taşıtlar Vergisi Genel Tebliği, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.

Yeni tarifeyle 1-3 yaş grubunda yer alan ve motor silindir hacmi 1300 cm3'ü geçmeyen otomobillerde MTV 480 liraya, motor silindir hacmi 1301 ve 1600 cm3'e kadar olan otomobillerde ise 768 liraya çıkacak.

Tarifeye göre, 1-3 yaş grubunda bulunan ve motor silindir hacmi 4001 cm3 ve üzerinde olan otomobillerde MTV tutarı ise 17 bin 443 liraya yükselecek.

Yeni vergi tutarları
Yeni yıldan itibaren ödenecek motorlu taşıtlar vergisi tutarları, bazı yaş gruplarına göre şöyle:

        Otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri ile motosikletler
        (1-3 YAŞ GRUBU)
        Motor silindir hacmi Yıllık vergi tutarı
        (cm3)                       (TL)
        --------------------- -------------------
        1300 cm3 ve aşağısı          480
        1301-1600 cm3'e kadar        768
        1601-1800 cm3'e kadar      1.352
        1801-2000 cm3'e kadar      2.129
        2001-2500 cm3'e kadar      3.194
        2501-3000 cm3'e kadar      4.452
        3001-3500 cm3'e kadar      6.780
        3501-4000 cm3'e kadar     10.658
        4001 cm3 ve üstü          17.443
        .
        Motosikletler
        100-250 cm3'e kadar           92
        251-650 cm3'e kadar          189
        651-1200 cm3'e kadar         480
        1201 cm3 ve yukarısı       1.159
        (1-6 YAŞ GRUBU)
        Taşıt cinsi ve oturma yeri, Yıllık vergi tutarı
        azami toplam ağırlık               (TL)
        --------------------------- -------------------
        Minibüs                        576
        Panelvan ve motorlu karavan
        1900 cm3 ve aşağısı            768
        1901 cm3 ve üstü             1.159
        Otobüs ve benzerleri
        (Oturma yeri)
        25 kişiye kadar              1.449
        26-35 kişiye kadar           1.739
        36-45 kişiye kadar           1.935
        46 kişi ve yukarısı          2.320
        .
        Kamyonet, kamyon, çekici v.b
        1.500 kg'a kadar               518
        1.501-3.500 kg'a kadar       1.043
        3.501-5.000 kg'a kadar       1.565
        5.001-10.000 kg'a kadar      1.739
        10.001-20.000 kg'a kadar     2.088
        20.001 kg ve üstü            2.612
        -Uçak ve helikopterler: (Türk Kuşu, THK'ya ait olanlar hariç)
        (1-3 YAŞ)
        Uçak ve helikopterler Yıllık Vergi Tutarı
        (TL)
        --------------------- -------------------
        1.150 kg'ye kadar             9.688
        1.151-1.800 kg'ye kadar      14.535
        1.801-3.000 kg'ye kadar      19.380
        3.001-5.000 kg'ye kadar      24.228
        5.001-10.000 kg'ye kadar     29.074
        10.001-20.000 kg'ye kadar    33.920
        20.001 kg ve üstü            38.766

Özel İletişim Vergisi'nde maktu tutar 37 lira oldu

Maliye Bakanlığı'nın Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan ve 1 Ocak 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan Özel İletişim Vergisi Genel Tebliği ile Özel İletişim Vergisi'ne tabi tutarlar, yüzde 10,26 olan yeniden değerleme oranında artırıldı.

Buna göre, operatör değişiklikleri hariç, mobil telefon aboneliğinin ilk tesisinde maktu olarak alınan 34 liralık vergi tutarı, 37 liraya çıkarıldı.

Veraset ve İntikal Vergisi'ne tabi tutarlar artırıldı

Veraset ve İntikal Vergisi'ne tabi tutarlar, 1 Ocak 2012 tarihinden geçerli olmak üzere yüzde 10,26 oranında artırıldı.

Maliye Bakanlığı'nın Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan Veraset ve İntikal Vergisi Genel Tebliği'ne göre, yeni yılda evlatlıklar dahil, füruğ ve eşten her birine isabet eden miras hisselerinde 130 bin 589 lira, (füruğ bulunmaması halinde eşe isabet eden miras hissesinde 261 bin 336 lira), ivazsız intikallerde de 3 bin 10 lira istisna uygulanacak.

İstisna tutarı, Şans Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon ve Payların Düzenlenmesi Hakkında Kanunda tanımlanan şans oyunlarında kazanılan ikramiyelerde de 3 bin 10 lira olacak.

Düzenleme uyarınca, 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren veraset yoluyla ya da ivazsız surette meydana gelen intikallerde veraset ve intikal vergisi şu tarifeye göre hesaplanacak:

        Matrah                                    Verginin Oranı (Yüzde)
        Veraset yoluyla intikaller            İvazsız intikaller
        İlk 180.000 TL için                       1                    10
        Sonraki 400.000 TL için                   3                    15
        Sonraki 880.000 TL için                   5                    20
        Sonraki 1.700.000 TL için                 7                    25
        Matrahın 3.160.000 TL'yi aşan
        bölümü için                              10                    30

Gelir Vergisi uygulanacak ilk dilim 10 bin liraya yükseltildi

Gelir Vergisi uygulanacak ilk dilim, 1 Ocak 2012 tarihinden geçerli olmak üzere 9 bin 400 liradan 10 bin liraya yükseltildi.

Yeni yılda 10 bin liraya kadar olan gelirlere yüzde 15, 88 bin liranın üzerindeki gelirlere de yüzde 35 vergi uygulanacak.

Söz konusu düzenlemeye göre, yeni yılda gelir vergisinde şu tarife geçerli olacak:

* 10.000 TL'ye kadar : Yüzde 15
* 25.000 TL'nin 10.000 TL'si için 1.500, fazlası : Yüzde 20
* 58.000 TL'nin 25.000 TL'si için 4.500 (ücret gelirlerinde 88.000 TL'nin 25.000 lirası için 4.500 TL) fazlası : Yüzde 27
* 58.000 TL'den fazlasının 58.000 TL'si için 13.410 TL, (ücret gelirlerinde 88.000 TL'den fazlasının 88.000 TL'si için 21.510 TL) fazlası : Yüzde 35

Kira gelirlerinde istisna

Mesken kira gelirlerindeki 2 bin 800 liralık istisna tutarı da, yeni yılda 3 bin lira olarak uygulanacak.

İşverenlerce işyeri veya işyerinin müştemilatı dışında kalan yerlerde hizmet erbabına yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlere ilişkin istisna tutarı da 11,70 lira olarak belirlendi.

Sakatlık indirimi tutarı ise yeni yılda birinci derece sakatlar için 770 lira, ikinci derece sakatlar için 380 lira, üçüncü derece sakatlar için de 180 lira olacak.

Basit usule tabi olmanın genel şartlarından olan işyeri kira bedeline ilişkin tutar da büyükşehir belediye sınırları içinde 5 bin lira, diğer yerlerde ise 3 bin 500 lira olarak uygulanacak.

Basit usule tabi olmanın özel şartlarını belirleyen hadlerde yapılan artış sonrasında da, yeni hadler 35 bin lira ile 105 bin lira arasında belirlendi.

Yeni yılda değer artış kazançlarında 8 bin 800 lira, arızi kazançlarda da 20 bin lira istisna bulunacak.

Tevkifata ve istisnaya konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarına ilişkin beyanname verme sınırı da bin 290 lira olacak.

Emtia özel hadleri

2012 yılına ilişkin vergi düzenlemelerinde, kar hadleri emsallerine göre düşük olarak tespit edilmiş bulunan emtia için özel hadler de yeniden tespit edildi.

Buna göre, büyükşehir belediye sınırları dışında kalan yerlerde değerli kağıtta yıllık alım ölçüsü 110 bin lira, yıllık satış ölçüsü 129 bin lira, Milli Piyango bileti, Hemen Kazan, Süper Toto gibi oyunlar, şeker-çay ile içki-ispirto-sigara-tütünde yıllık alım ölçüsü 88 bin lira, yıllık satış ölçüsü 110 bin lira, akaryakıtta da (LPG hariç) yıllık alım ölçüsü 129 bin lira, yıllık satış ölçüsü 140 bin lira oldu.

Büyükşehir belediye sınırları içinde kalan yerlerde ise yıllık alım ölçüsü değerli kağıtta 150 bin lira, şeker-çay, Milli Piyango bileti, Hemen Kazan, Süper Toto vb ile içki-ispirto-sigara-tütünde 105 bin lira, akaryakıtta da 170 bin lira olarak belirlendi. Yıllık satış ölçüsü de, değerli kağıtta 170 bin lira, akaryakıtta 190 bin lira, diğer kalemlerde ise 140 bin lira şeklinde tespit edildi.

Emlak Vergisi

Maliye ile Çevre ve Şehircilik Bakanlıklarının, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğine göre, 2012 yılında bu yılın bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri yüzde 10,26 oranında artacak.

Bu çerçevede, bina inşaat maliyet bedeli, çelik karkas mesken binalarda, lüks inşaatlar için asgari 1.535,71 lira, azami 1.637,67 lira olarak uygulanacak.

Bu rakam, birinci sınıf inşaatlarda 1.015,06 lira ile 1.095,15 lira, ikinci sınıf inşaatlarda 673,57 lira ile 741,99 lira, üçüncü sınıf inşaatlarda da 454,38 lira ile 505,35 lira arasında değişecek.

Basit yapılarda ise asgari bedel 187,14 lira, azami bedel de 227,91 lira olacak.

Buna göre, çelik karkas mesken binalarda ortalama normal inşaat maliyet bedeli, lüks inşaatlarda 1.586,69 lira, birinci sınıf inşaatlarda 1.055,11 lira, ikinci sınıf inşaatlarda 707,78 lira, üçüncü sınıf inşaatlarda 479,87 lira, basit binalarda ise 207,53 lira olarak uygulanacak.

Vergi cezaları da zamlanacak

Vergi Usul Kanunu kapsamındaki vergi cezaları, 1 Ocak 2012'den itibaren yeniden değerleme oranında artacak.

Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yeni yılda uygulanacak vergi cezaları ile çeşitli had ve tutarlar yeniden düzenlendi.

Buna göre, 2012 yılında fatura, gider pusulası, müstahsil ve serbest meslek makbuzu verilmemesi ve alınmamasının cezası 180 lira olacak. Bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak kesilecek toplam ceza miktarı da 88 bin liraya yükselecek.

En az ceza haddi ise damga vergisinde 8,80 lira, diğer vergilerde 18 lira şeklinde uygulanacak.

Bilanço esasına göre defter tutma haddinde yıllık alış tutarı 140 bin liraya, satış tutarı da 190 bin liraya yükseltilirken, fatura kullanma mecburiyetindeki limit de 770 lira olarak belirlendi. 


VERGİ  ORANLARINIZI  HESAPLAMAK  İÇİN  TIKLAYINIZ.


Şair Uzman Jandarmadan İkinci Şiir. (Hak arayışı Uzman Jandarmayı Şair Yaptı)

Türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde uzman jandarmalarla ilgili haberleri  okumayan kalmamıştır muhtemelen. Astsubaylarla ...