Rus petrollerinin sevkiyatı konusunda yaşanan aksaklıklar
dış basında giderek daha sık yer alıyor. Novorossisk’ten Akdeniz limanlarına
petrol taşıyan büyük tonajlı tankerlerin büyük kayba uğradıkları ifade edilen
haberlerde, zararın en büyük gerekçesi olarak VTS gösteriliyor. VTS, güvenli
gemi geçişine elektronik kontrol imkânı sağlayan Türk Boğazları Gemi Trafik
Hizmetleri Projesi...
Boğazlar fizikî özelliklerinin daha fazla trafiği ve yükü
karşılayabilecek durumda olmadığı için Boğazlardaki gemi trafiğinin daha sıkı
bir şekilde kontrol edilmesi gerekiyor. Buradaki amaç Rusya’nın ekonomik
çıkarlarını engellemek değil, Hazar bölgesi petrolünün Boğazlar üzerinden nakli
sırasında kaynaklanabilecek "felâket riskini" azaltmak. Bu amaçla
yapılacak her türlü düzenleme sadece İstanbul ve Türkiye için değil tüm
Karadeniz Havzası ve Dünya için hayatî bir önem taşıyor.
Herhangi bir şekilde Türk Boğazlarının fizikî kapasitesinin
zorlanması ve riskin yükseltilmeye çalışılması, gerek İstanbul gerekse bu su
yolunu kullanan ülkeler için büyük bir faciaya yol açacak. Boğazların günlerce
süren bir faciadan dolayı kapalı kalması, kapasitenin artırılmasını isteyen
ülkelerin rafinerilerinin kapılarına kilit vurmasına da neden olacak
gelişmeleri de beraberinde getirir.
Zaman içerisinde, ticarî yük taşıyan gemilerin sayılarında
ve boyutlarında kaydedilen gelişmenin yarattığı deniz trafiği yoğunluğu, Türk
Boğazlarının mevcut coğrafî ve fizikî kısıtlamaları nedeniyle hem İstanbul hem de
Boğazlar için giderek daha büyük bir tehlike arz etmeye başladı. Bir diğer
deyişle, Türk Boğazları gemi trafiğine doygun hale geldi ve içinden çıkılamaz
bir trafik kargaşası ile karşı karşıya kaldı.
Tehlikeli yük taşıyan gemilerin İstanbul Boğazı’nda neden
olacağı kazalar ve yangınlar, Boğazın kıyısında bulunan, en önemli kültür
mirası olarak tanımlanan yalıların yok olmasına, Marmara ve Karadeniz’de geri
döndürülemez çevre zararlarının meydana gelmesine de neden olabilecek
boyutlarda.
Bu çerçevede; Türk Hükûmeti, Türk Boğazlarından geçen her
türlü ticarî gemiye keyfi bir uygulama sonucu sınırlama koyma niyetinde
olmadığı gibi, Türkiye’nin bu konuda ortaya attığı temel şart, Uluslararası
Denizcilik Örgütü tarafından belirlenen kurallar çerçevesinde Boğazlardan geçiş
yapan tehlikeli yük taşıyan tankerlerin güvenlik ve emniyet kurallarına azamî
derecede uyması zorunluluğunu getirmekte.
Şimdi soruyoruz...
Petrol satıcılarının gelirini azaltmamak uğruna, insanların
en doğal yaşama hakkına tecavüz niteliğini taşıyan denizlere yönelik tehdidi
hiçe saymak, ne derece insanlıkla bağdaşır bir hareket tarzıdır?...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder