Basın toplantısı düzenleyen
Fenerbahçe Kulübü Başkan Yardımcısı Nihat Özdemir’den ilginç açıklamalar
“Hepinizin bildiği
gibi Türk ftubolu olağanüstü bir dönemden geçmektedir. 3 Temmuz süreci olarak
tanımladığımız ancak başlangıcı daha öncesine dayanan süreç, camiaları karşı
karşıya getirmiş, taraftarları birbirine düşürmüş, futbolumuzu içinden
çıkılması zor bir girdabın içinde bırakmıştır. Sözde temiz futbol olarak
başlanan bu süreç, istenmeyen tribün olaylarına neden oldu, kulüpler suçlandı.
İnanılmaz travmalar yaşandı. Taraftarlar, buldukları her ortamda, birbirlerine
hakaret ettiler. Herkes birbirini suçladı, küfürler, kötü sözler, iftiralar
havada uçuştu. Bu temiz futbol süreci daha ilk dokuz ayında, birbirinden nefret
eden, birbirini dinlemeyen bir futbol kültürü yarattı. Karşısındakini dinleme
sürece zaten açzdı, tümden yok oldu. En acısı okullarda küçücük çocuklar
birbirlerine sen şikecisin, şikeci takım demeye başladı. Gelecek nesiller için
nefretin tohumları atılmaya başlandı. Bundan sonra bu sürece nasıl
toparlayacağımızı bilmiyoruz.”
“TÜM BUNLARA DEĞDİ Mİ?”
“Bunca yaşananlara, yaşatılanlara, düşmanlıklara, nefrete, ülkemizi küçük düşürecek hamlelere gerek var mıydı. Tüm bulara değdi mi? Temiz futbol için hepimiz ne gerekiyorsa yapmaya, üzerimize düşen katkıyı yapmaya hazırız. Şimdi 3 Temmuz’dan bu yana yaşadıklarımızı hep beraber hatırlayalım.
6 Temmuz’da İstanbul Emniyet Müdürlüğü, bir web sitesinden
açıklama yaparak 19 maçta şike yapıldığının delillendirildiğini açıkladı.
Fenerbahçe odaklı olarak dosyanın gizliliği ihlal edildi. Haftalarca yayın
yasağı getirilmedi. Getirildiğinde de iş işten geçmiştir. Savcılık da son
derece zorlamayla çete suçu yaratarak dosyayı özel savcıya getirdi.
Hiç bir savunma almadan, bir rapor yazarak, bir kanaat
oluşturmuştur. Dönemin TFF yönetimi de bu eksik rapor üzerinden medyayı ve
kamuoyunu yönlendirmiştir. Bu eksik rapor üzerinden UEFA’ya sadece Fenerbahçe
odaklı bir bilgilendirme yapılmıştır. Bize göre ülke futbolunun uluslararı
ortamda zarar görmesine, hukuk cinayeti işleyenler neden olmuştur.
Tüm bunlar yaşanırken, medyanın bir kesimi, özel yetkili
mahkemelerdeki dava hakkında bazıları hak hukuk tanımadan tavırlarını
sürdürdüler. Bir iftira kampanyası başladı. Bugüne kadar türlü şekillerde devam
etti.”
“BİZLER TEMİZİZ”
Bir takım takipler – tespitler yapılsa neden suçüstü
yapılmadı?
Operasyon neden tescilden sonra oldu?
19 maç iddianamede nasıl azaldı?
Neden bir an önce yayın yasağı gelmedi?
Emenike’nin görüntüleri nerede?
Fenerbahçe’nin çete ile ne ilgili olabilir?
Fenerbahçe ne yaptı?
Operasyon neden tescilden sonra oldu?
19 maç iddianamede nasıl azaldı?
Neden bir an önce yayın yasağı gelmedi?
Emenike’nin görüntüleri nerede?
Fenerbahçe’nin çete ile ne ilgili olabilir?
Fenerbahçe ne yaptı?
Tüm bunlara rağmen şu sorular yanıtsız kaldı. Deliler
toplanırken, neden suçüstü yapılmadı. Operasyon neden ligler tescil edildikten
sonra yapıldı. Toplumu ilgilendiren hassas konuda neden yayın yasağı
getirilmedi. Emenike’nin para sayma görüntüleri nerede. Fenerbahçe’nin çete ile
örgüt ile ne alakası olabilir. Bu sorular medyada yeterince irdelenmedi. Tatmin
edici yanıtlar verilmedi.
Bu aşamada biz ne yaptık. Yapılan onca haksızlık ve
hukuksuzluğa rağmen Türk adaletine güvendik. Zaman zaman yapılan saldırılara
toplu bir basın açıklaması yaptık. Sürece ilişkin bilgilendirmede bulunduk. Az
öz açıklama yaptık. Camiamızdan gelen yoğun eleştirileri göze aldık. Gerekmedikçe
de konuşmadık. En önemlisi, bizler hiç bir resmi açıklamamızda, başkalyarına
hiç bir zaman saldırmadık, hedef göstermedik. Hukuktan adaletten bahsettik.
Ortamı germedik. Germeye çalışanlara engel olmaya çalıştık. Atıp tutanların,
hunharca kesenlerin, nefeslerin kesileceği ana geldik. TFF’nin yetkili
organları, dosya üzerinden ve savunmaları da alarak çalış malarını tamamlamak
üzereler. Bizler temiziz. Ve suçsuzluğumuza da inanıyoruz. Adil bir
yargılamanın bunu ortaya çıkaracağına bugüne kadar inandık.
“58. MADDEDE TAVRIMIZ DEĞİŞMEDİ”
Basına yansıyan bilgilere göre, Etik Kurulu’nun raporu,
bizim ilk günde savunduğumuz olayları teyit eder şekilde. Şike suçu oyuncular
tarafından yerine getirilmediyse saha dışında da yoktur. Tabi bunu ilgili kurumlar
verecektir. Biz yine verilecek kararı bekliyoruz.”
“Bu noktada bir şeyi daha tekrarlamak istiyoruz, “58.
maddenin değişmesi konusunda da ilk günden bu yana kulübümüzün tavrı aynıdır,
değişiklik yoktur. Biz suçsuz olduğumuzu söyledik ve değiştirilmemesi
gerektiğini söyledik. Sadece madde açısından suz ve cezanın dünya standartları
açısından fazlka olduğunu söyledik. Tekrar söylüyorum, biz masumuz, biz geçen
seneki maçlarımızı şike yaparak, karşı takımın maçlarını oynamamasından dolayı
almadık. Bununla birlikte çıkar amaçlı, suç örgütü kurmak ve yönetmek
suçlamasıyla karşı karşıya kalan başkan ve yönetici arkadaşlarımız
yargılanmaktadırlar. Haksız suç örgütü yönetmek suçlamasıyla mahkeme
karşısındaki yöneticilerimiz, suçsuzdur ve bu tarihteki yerini almıştır.
Fenerbahçe hesaplarının hepsinin hukuka uygun olduğu ortaya çıkmıştır.
Fenerbahçe tertemizdir ve hiç bir gayri ahlaki ünvanla yan yana konulamaz.
Bizlere lütuf ve ayrıcalık olamaz.
Şimdi sıra sevgili başkan ve yönetici arkadaşlarımızın
özgürlüklerine gelmiştir. Onlar ki Fenerbahçe değerlerine değer katmıştır:
Onları silahlı suç örgütüne dahil etmek isteyenler, bir kişi dışında hepsinin
tahliye edildiğini görmezlikten gelmektedir.
Kişiye özel yasalarddan kimler yararlanmıştır. Peşinen suçlu
ilan edilirken şu anda futbol hayatılarına devam edenlere tanınan haklar neden
başkanımıza ve yöneticilerimize tanınmamaktadır. Her dosyanın kadorlu gizli
tanıklarının yalan ve tirajı komik beyanlarla türk sporuna hayatlarını adayan
kişilere yapılanlar devamıdır. Başkan ve arkadaşlarımızın en kısa sürede
aramıza katılıp Fenerbahçe için yapacaklarına kaldıkları yerinden devam
etmeleridir.”
CAS davası
“Fenerbahçe Spor Kulübü olarak TFF ve UEFA’ya karşı ,
Şampiyonlar Ligi’nden men edilmemiz nedeniyle 1 Eylel 2011′de CAS’a dava
açmıştık. Kulübümüzün savunma hakkı gözetilmeden, bu dava süresince kapalı
kapılar ardında kalmış bir takım gerçeklere, bilgi belgelere ulaşmıştık.
Bu sorunun ortadan kaldırılması için geçtiğimiz hatfa geri
çektik. Fenerbahçe olarak sergilediğimiz bu olgun davranışın hangi noktalara
çekildiğini gördük. Kara propaganda yapan mihakların nasıl çalıştığını esefle
takip ediyoruz. TFF’nin açıkladığı kararlar sonucunda, artık futbolu yaralayacak
her türlü davranışlardan kaçındık, kaçınacağız. Kulübümüzün ve ülkemizin
menfaatlerini sonuna kadar yürüttüğümüzün sonuna kadar kimsenin şüphesi
olmasın. Kulübümüz ve ülkemiz açısından hayırlı olmasanı istiyoruz”
Sadece 2020 adaylığı değil, başka unsurları da göz önüne
alarak davayı çektik.
“ÖNÜMÜZDEKİ SEZON AVRUPA’YA GİDECEĞİZ”
Bir kişi çıkıp bir takımın böyle bir cezanın olmadığını
açıklayamadı. Fenerbahçe’nin yerine Trabzonspor’un gitmesi konusunda kimsenin
bir ülkede bir takım yerel federasyon kendini çektiği zaman sıradaki takım
gider. Bir takım kendini çekseydi, UEFA’nın seçtiği takım gider. CAS Davası’yla
ilgili bir çok bilgi kirliliği yaşandı. Bir tarih değişikliği yapılabilir. CAS
davalarında Kısmet Erkiner’in de söylediği gibi avukatlar, tarihler değişir.
Onlarca örneği vardır.
“Önümüzdeki sene için bir pazarlık yaptınız mı yapmadınız
mı?” sorusu ile ilgili olarak, “İddialar ortaya atılıyor. Bir tanesi de
Fenerbahçe’ye Avrupa’ya gitmesi konusunda garanti taahhüt verildiği yönündedir.
Zaten geçen sene Fenerbahçe savunma yapılmadan cezalandırıldı. Avrupa’ya
gitmeyeceğimize dair Avrupa’ya garanti taahhüt verilmemiştir.”
EN BÜYÜK YARA EBEDİ DOSTUMUZ GALATASARAY’DAN GELMEKTEDİR
Fenerbahçe’nin aldığı en büyük yaraların başında ezeli
rakibimiz ebedi dostumuz Galatasaray’dan gelmektedir. Ünal Aysal’ın talihsiz
bir açıklaması olmuştur. Geçen sene bu olay Trabzonspor ile ilgili olarak
oynandı. Trabzonspor’un Şampiyonlar Ligi’ne gitmesinde TFF’nin yaptığı talihsiz
bir karar neticesinde olmuştur. Bugün herkes biliyor ki Fenerbahçe’nin hakkı
yendi.
AYSAL PLAY-OFF’U FENERBAHÇE’SİZ OYNANACAK SANDI
Ünal Aysal’ın açıklaması bizi derinden yaralamıştır. Ama
kendisi play-off maçlarının da Fenerbahçe’siz oynanacağını zannediyordu. “Bu
hayalleri görmekten vazgeçin”in altını çizdik. Bugün Allah’a şükürler olsun ki
onlarla beraber oynuyoruz. O, kendi camiasına yaptığı hataların giderilmesi
için yapılan açıklamalar yapıyor.
Fenerbahçe SK’nin mefaatleri T.C.’ninkilerden ayrılamaz.
2020, TFF- UEFA ilişkileri, bizim UEFA ile olan ilişkilerimizin hepsinin iyiye
gitmesi bizim CAS’tan vazgeçme sebebimiz olmuştur. Umaram 2020 de Türkiye’de
olacak.
TRABZONSPOR’A SORULAR…
Söz alan Nihat Özdemir, “Maalesef Trabzonspor bizim
gösterdiğimiz sağduyuyu, saygı göstermediği gibi her gün her medya kanalına
ortamı gerici açıklamalar yaptılar ve ormanın baş mimarı oldular. Soruyorum,
Sadri Şener geçmiş dönemde veya bu gün Federasyon’la konuşarak hakem
değiştirmiş midir? Trabzonspor önceden para almak için başvurmuş mudur? Biz Topuk
Yaylası’nı yaparken, burayı hem Fenerbahçe’nin hem de milli takımların
kullanabileceğini söyledik. Buranın yapımında yardım aldık. Yüzde 80′ini biz
karşıladık. Yüzde 20′sini yardım alarak yaptık. Trabzonspor hiç yardım almamış
mıdır?Trabzon’da Gençlik Oyunları yapıldı. Tapelerdeki gibi oyunlar için
ayrılan 6 milyon Lira’dan Trabzonspor pay almış mıdır?
Fenerbahçe-Sivas maçı öncesi Trabzon’dan Sivas’a balık
gönderilmiştir. Trabzon nere, Sivas nere. Bu hiç açıklanmadı. Tapelerde sayın
başbakana yönelik ifadeler var. Bunlara değinilmedi” ifadelerini kullandı.
Demirören ile Aydınlar Federasyonu yönetimi arasındaki
farkın sorulması üzerine Nihat Özdemir, “Mehmet Ali Aydınlar hiç bir zaman
hukuka savunmaya önem vermeden, eksik iddianame, iddianamenin 3′te 1′i açıklanmışken
karara varıp, idam sehpasını kurmuştur. Sayın Demirören göreve geldikten sonra
herkesin savunmasını almıştır. Sadece bu noktayı dikkate almanızı istiyorum”
yanıtını verdi.
Basın toplantısının sonlarında ise söz alan Asbaşkan Cihan
Kamer, “Şu soruların ve bu ithamların bize hiç bir faydası yok. Yarın eğer
Galatasaray veya Trabzonspor UEFA’ya gidemezse, kurullarımızdan dolayı değil
basın mensuplarından dolayı olacak. Devamlı olarak birbirimizle kavga ediyoruz.
Devamlı olarak UEFA’ya mesajlar gönderiyoruz. Diğer kulüplerin yöneticilerinden
de taraftarlarından da basın mensuplarından da artık dur diyorum. Artık
yargıyla ilgili kararları yargımız vermiş. Kulüplerle ve kişilerle ilgili
kararları yetkili kurullar versin. İnşallah sayın başkanımız Cuma günü tutuksuz
yargılanır ve genel kurula gelir” ifadelerini kullandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder