PKK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
PKK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Haziran 2016 Pazar

G20 Zirvesi Antalya



Küresel ekonomik sorunların çözümünde en önemli platformlardan biri sayılan, dünyanın en büyük 19 ekonomisi ve AB'yi buluşturan Group of 20 (G-20) liderlerinin 10’uncu toplantısı, Türkiye’nin ev sahipliğinde 15-16 Kasım tarihlerinde Antalya'da yapıldı. Zirvede ev sahibi ve katılımcı olarak yer alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, birçok ülkenin Başbakanı ve Devlet Başkanı ile ikili görüşmeler gerçekleştirdi. İkili görüşmelerin yanı sıra farklı konularda çalışma yemeklerine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin olaylara bakışını bu toplantılarda ifade etti. Zirvenin son günü Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan bildirgede terörle mücadelede küresel iş birliği vurgusu yapıldı.

“TERÖR ÖRGÜTLERİ ARASINDA AYRIM YAPILMAKSIZIN BU TEHDİTLE KARARLI ŞEKİLDE MÜCADELE EDİLMELİDİR”

Terörle mücadele konusunda uluslararası iş birliği noktasında üzerlerine ne düşüyorsa yapmaya hazır olduklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları söyledi: “Bu mücadelede samimi bir uluslararası iş birliği ve dayanışma şarttır. Terörizmle mücadele konusunda G-20 liderleri olarak kabul ettiğimiz bildiri, bu konudaki kararlı duruşumuzu ortaya koyması bakımından önemlidir. Terörün inancı, kökeni, bölgesi yoktur. Terörizmi herhangi bir dinle ilişkilendirmek son derece yanlış olduğu gibi, böyle bir tavır, o dinin mensuplarına yapılacak en büyük hakarettir. Zira bütün dinler için hayat hakkı kutsaldır. Biz bu anlayışı, tarihimizden ilham alarak, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ şeklinde ifade ediyoruz. Terör örgütleri arasında ayrım yapılmaksızın bu tehditle kararlı şekilde mücadele edilmelidir. Bu örgütler arasında ayrım yapan herkes, her ülke, bizim gözümüzde, terörizmle mücadele konusunda büyük bir hata içindedir. Biz, DAEŞ terörüne karşı da, El Kaide, Boko Haram, PKK, PYd, YPG, DHKP-C gibi terör örgütlerine karşı da aynı kararlılıkla mücadeleye devam edeceğiz. Uluslararası alanda da, terör örgütleriyle mücadelede etkin bir iş birliği sağlamak için, kararlı ve somut adımlar atılması gerekiyor.”

“KENDİ HALKINI KATLEDEN ESED’İN SURİYE’NİN GELECEĞİNDE YERİ YOKTUR”

“Kendi halkını katleden Esed’in Suriye’nin geleceğinde yeri yoktur. Esed bu şansını çoktan kaybetmiştir. Unutulmamalıdır ki, Suriyeli mülteciler DAEŞ’ten ve Esed rejiminin devlet teröründen kaçıyor. G-20 liderleri olarak, pek çok Avrupa ülkesinin toplam nüfusunu aşan sayıdaki bu mültecilere yardım için daha fazla gayret edeceğimizi açıkladık” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör olaylarıyla mülteciler arasında ilişki kurulmasını, insani sorumluluklardan kaçma gayreti olarak gördüklerini ifade etti.

“ARTIK KONUŞMA DEĞİL UYGULAMA ZAMANI GELMİŞTİR”

Zirvede büyüme stratejilerinin etkin bir şekilde uygulanması gerektiği konusunda da mutabık kaldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönem başkanlığı olarak, “Artık konuşma değil uygulama zamanı gelmiştir” dediklerini hatırlattı ve “Liderler olarak kabul ettiğimiz Antalya Eylem Planı’nda, güncellenmiş büyüme stratejilerini, uygulama takvimlerini ve bu yıl ilk kez hazırlanan hesap verilebilirlik raporunu bulabilirsiniz” dedi.

“G-20 BİR ZENGİNLER KULÜBÜ DEĞİLDİR”



“G-20 bir zenginler kulübü değildir. Bizler sadece belirli bir refah seviyesini yakalamış toplumları değil, aynı zamanda, kalkınma çabaları devam eden ülkeleri de temsil ediyoruz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Dünyanın önde gelen gelişmiş ve yükselen ekonomilerinin temsilcileri olarak, düşük gelirli ve gelişmekte olan ülkelerin halinden de anlıyoruz. Dolayısıyla bu noktada söyleyecek sözümüzün olması gerekir. Bu anlayışla, G-20 kalkınma gündeminin, ‘Sürdürülebilir Kalkınma İçin 2030 Gündemi’ni destekleyecek şekilde, yeniden yapılandırılması için mutabık kaldık. Kültür ve medeniyet değerlerini adalet üzerine bina eden bir ülke olarak, kapsayıcılık ilkesini, bu doğrultuda ısrarla savunmaya devam edeceğimizi özellikle belirtmek istiyorum.”

24 Haziran 2011 Cuma

PKK.TERÖR ÖRGÜTÜ VE EYLEMLERİ


PKK.TERÖR ÖRGÜTÜ VE EYLEMLERİ
Kürdistan İşçi Partisi
Partiya Karkerên Kurdistan
2005'ten beri kullanılan Kürdistan İşçi Partisi bayrağı
Aktif olduğu dönem 1978 - Günümüz
Lider PKK'nın kurucusu ve uzun süre liderliğini yapan "Apo" takma adıyla bilinen Abdullah Öcalan, mahkûm bulunduğu cezaevi hücresinden, avukatları aracılıyla PKK'yı yönetmektedir.
Amacı Türkiye, Irak, İran, Suriyetopraklarının bir bölümünde"Kürdistan" adında, sosyalist bir Kürt devleti kurmak.
Aktif olduğu bölge:Türkiye,Irak,İran ve Suriye
İdeoloji:Marksizm, Leninizm,Stalinizm,Maoizm

Yasal durumu PKK'yı terör örgütü kabul eden ülke ve kuruluşlar tarafından yasa dışıterör örgütü ilan edilmiştir.
Boyutu 1990lı yılların başında 90,000 kadar militan. Günümüzde ise 10,000 ile 6,000 arası.
Yıllık gelir 720,000,000 avro
Kürdistan İşçi Partisi (Kürtçe: Partiya Karkerên Kurdistan ya da پارت ی کار کهرێن ی کوردستان),) Türkiye'nin güneydoğusu, Irak'ın kuzeyi, Suriye'nin kuzeydoğusu ve İran'ın kuzeybatısını kapsayan bölgede bir devlet kurmayı amaçlayan ve bu amaçla söz konusu toprakların Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde kalan kısmına sahip olabilmek için güvenlik kuvvetleri, geçici köy korucuları ve sivillere karşı silahlı eylem yapan yasadışı silahlı örgüt. Örgüt daha çok Kürtçe adının başharflerinden oluşturulmuş PKK ismi ile bilinir. AyrıcaKADEK (Kürtçe: Kongreya Azadî û Demokrasiya Kurdistanê, Türkçe: Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi) ve Kongra-Gel (Halk Kongresi) isimlerini de kullanmıştır.PKK, 7. Parti Kongresi'nde bağımsız bir Kürdistanfikrinden vazgeçtiğini açıklamıştır.
PKK, aralarında Türkiye dahil olmak üzere, Avrupa Birliği, ABD, Birleşmiş Milletler ve NATO gibi bir dizi ülke ve uluslararası kuruluş tarafından terör örgütü olarak ilan edilmiş, ayrıca ABD'nin uyuşturucu kaçakçıları listesinde bulunan etnik ayrılıkçı, militan bir organizasyondur.
Türkiye'de Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yayınladığı "Türkiye'de halen faaliyetlerine devam eden başlıca terör örgütleri" listesinde "PKK/KONGRA-GEL (Kürdistan Halk Kongresi-KHK)" adı altında yer almıştır.
1974 yılında Abdullah Öcalan tarafından kurulan PKK'nin ideolojisi, Marksizm Leninizm üzerine kuruludur. PKK'nın başlangıçtaki amacı, Kürdistan diye tanımlanan, Kürtlerin de yaşadığı, Irak'ın kuzeyi, Suriye'nin kuzeydoğusu ve İran'ın kuzeybatısı arasında kalan coğrafi bölgede, bağımsız sosyalist bir Kürt devleti kurmaktı.
Konu başlıkları
İdeolojisi
PKK'nin ideolojik yapısı Marksizm, Leninizm, Maoculuk, ve Apoculuk'tur[ Abdullah Öcalan, PKK'yı "Kürt proleter devrimci hareketi" ve "ulusal kurtuluş mücadelesi" olarak tanımlamıştır.[
Tarihi


Faaliyet alanı büyük ölçüde Türkiye toprakları olmakla birlikte, Batı Avrupa'da,Irak ve İran topraklarında da etkinlik göstermektedir.
Doğu mitingleri
Türkiye İşçi Partisi 16 Eylül 1967'de Diyarbakır, 24 Eylül'de Silvan, 1 Ekim'de Siverek, 8 Ekim'de Batman, 15 Ekim'de Tunceli, 22 Ekim'de "Doğu Mitingleri" düzenlemiştir. 23 Mayıs 1971'de Devrimci Doğu Kültür Ocakları (DDKO) kurulmuştur.
Apocular dönemi (1974-1978)
PKK'nın organizasyon olarak geçmişi 1974'de "Ankara Democratic Patriotic Association of Higher Education" olarak başlamaktadır.Grup, bu dönemde büyük ölçüde öğrencilerden oluşmakta ve başında Abdullah Öcalan bulunmaktadır. Ankara'da kurulan organizasyon kısa bir süre içinde Güneydoğu Anadolu'ya taşınmış ve bölgedeki genç Kürtler arasında propaganda faaliyetlerinde bulunmuştur.
27 Kasım 1978'de Diyarbakır'ın Lice ilçesi Fis köyünde yapılan bir toplantıyla (1. Kongre) "Kuruluş Bildirgesi"ni düzenler ve adını Kürdistan İşçi Partisi olarak değiştirir.PKK, bu bildirgeyle hareket alanını genişlettiğini de ilan eder ve yeni bir safha olan şehir eylemleri metotlarını uygulamaya başlar.Marksist, Leninist temelli etnik bölücü bir organizasyon olması sebebiyle sağ organizasyonlarla da çatışmaya girmiştir. Bu dönemde Başkan olarak Abdullah Öcalan, Başkan yardımcısı olarak Cemil Bayık, Yürütme kurulu başkanı olarak Şahin Dönmez, Asker sorumlusu olarak Mehmet Karasungur, İstihbarat sorumlusu olarak Mazlum Doğan, Yürütme kurulu üyesi olarak Mehmet Hayri Durmuş, Yürütme kurulu üyesi olarak Öcalan'ın eşi olanKesire Yıldırım yer aldı.
27 Ekim 1978 tarihli kuruluş bildirgesine kadar olan dönem Apocular olarak adlandırılmaktadır. Apocular ismi özellikle Dikmen toplantısından sonra yaygın şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Öcalan'ın politik fikirlerinin geliştiği ve ülke içinde 1970'lerin ortasına kadar gelişen yapılarla bağlantılarını kurmuş ve tanıtmıştır. Bu dönemin sonlarında fikirlerini harekete koymak için Güneydoğu Anadolu'da var olan feodal yapıda yer bulması ve bu yapıyı kendi amaçları için şekillendirmesi ve kendi amaçlarınında bölgenin yapısı altında şekillenmesi gerekli idi.
Apocuların çekirdek grubu 16 kişiden oluşmaktadır. Yıllar içinde bu on altı kişiden sadece Öcalan grupta kalmış, bazıları kendi kuruluşunda rol oynadıkları sistem tarafından öldürülmüştür
Şehir Savaşı (1978-1980)

Türkiye-PKK çatışmaları

PKK ilk saldırılarını İşçi Partisi'nin Güneydoğu'daki 5 il başkanına yapmıştır.
Kuruluş bildirgesiyle bölgede varlığını geliştirme ve sosyal yapıya bürünme devresine girmiştir. Devletin terörizm saydığı 43.000 olayın yaşandığı gerçeği altında, PKK Şehir Savaşı döneminde aktif bir yapıdadır. 12 Eylül 1980 büyük oranda Şehir Savaşı dönemini sona erdirse de organizasyonun eylem kabiliyetini ortadan kaldırmamıştır.
PKK'nın çatışmaları sadece karşıt görüşlerin çatışması olmakla kalmayıp 30 Temmuz 1979'da Urfa Milletvekili Mehmet Celal Bucak'a düzenlenen suikastla PKK'yı devletle işbirliği içinde olmakla Kürtleri sömürmekle suçladığı aşiretlere de yönlendirmiştir. [kaynak belirtilmeli]1980 darbesi öncesi diğer komünist gruplar gibi yapılanmış ve propagandasını silahlı eylemlerle duyurmuştur. 1980 ihtilali ülke içinde yaşamın sekteye vurulmasını amaçlayan faaliyetlere karşı bu faaliyetleri yürüten bireylerin etkisiz kılınması amacı ile yürütülmüştür. Darbe öncesi duyum alan Öcalan, ülkeyi terk etmiş ama onunla ülke dışına çıkmayan PKK militanları darbe grubunca yakalanıp hapsedilmişlerdir. Bu grup daha sonra cezaevi direniş hareketinin çekirdeğini oluşturacaktır
1980-1984
1979'da Öcalan'ın Suriye'ye geçmesinde; Dev-Genç'in temellerini attığı eğitim kamplarının kurulması ve İhtilal'in ülke içindeki eylem alanını kapatması etken olmuştur.[kaynak belirtilmeli] Türkiye'deki askeri yönetim, sol görüşlü organizasyonların, Öcalan'ın Lübnan çağrısına cevap vermesine sebep olmuştur. 1982-84 yılları Öcalan'ın organizasyonun yeniden şekillendirmesine yardımcı olmuştur.
Abdullah Öcalan ihtilal döneminde Suriye'nin gözetiminde Bekaa Vadisi'ne yerleşmiş ve buradan organizasyonun yeniden yapılandırılmasını planlamıştır. Bu dönemin Abdullah Öcalan için çok önemli olduğunu daha sonra yazdığı anılarında açıklamaktadır.
1984-1993
1984 senesiyle PKK yeni bir yapıya bürünmüştür. Kendisine Mao'nun Halk devrimi yöntemini seçmiş ve Suriye'nin desteklemesiyle Güneydoğu Anadolu'da terör metotlarını uygulamaya başlamıştır
'Uzun süreli halk savaşı' ilan etti. 'Uzun süreli halk savaşı' 1.'stratejik savunma', 2:'stratejik dengeleme' ve 3:'stratejik saldırı' başta olmak üzere üç aşamadan ibaretti.Bunun ilk aşamasının yöntemini 'Silahlı Propaganda' olarak nitelendirerek Kürdistan Kurtuluş Güçleri (Kürtçe: Hêzên Rizgarîya Kurdistan, HRK) kuruldu ve üç birlik oluşturdu:Agit' kod adılı Mahsun Korkmaz komutasındaki '14 Temmuz Silahlı Propaganda Birliği'Eruh-Şırnak-Pervari bölgesine, Abdullah Ekinci komutasındaki '21 Mart Silahlı Propaganda Birliği' Hakkâri-Çukurca-Şemdinli ve Ali Ömürcan komutasındaki '18 Mayıs Silahlı Propaganda Birliği' ise Van-Çatak bölgelerine saldıracaktı. Ancak Ali Ömürcan'ın birliği hücuma geçemedi. 15 Ağustos 1984 akşam 21:30'da Eruhve Şemdinli'de PKK ilk büyük ölçekli silahlı eylemini gerçekleştirdi.
25 Ekim 1986'de Lübnan'da yapılan 3.kongresinde HRK lağvedilerek yerine Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu (Kürtçe: Artêşa Rizgarîya Gelê Kurdistan, ARGK) kuruldu. 1991-1992 yılında örgütün artan eylemleri 1993'te doruk noktasına ulaştı. 24 Mayıs 1993'te Bingöl-Elazığ karayolunu kesen PKK militanları, eğitimlerini tamamlayarak görev yerlerine sevk edilen silahsız 33 eri otobüslerden indirerek kurşuna dizdi. PKK'lılar, 13 er, bir polis ve 8 vatandaşı da kaçırdılar. Olayın ardından düzenlenen operasyonda, 10 PKK'lı öldürüldü ve kaçırılanlar kurtarıldı
1993-1998
Bu dönem örgütün hayatta ve ülkeler arası yapıda kalabilmek için ideolojisini büyük ölçüde yeniden gözden geçirdiği dönemdir.Komünizm (Marksist-Leninist) yerine sosyalizm benimsenmekte ve kadın erkek eşitliğini savunduğunu göstermek üzerede kadınlarda erkek davranışlarını öne çıkarmaya ve cinsel öğeleri göz ardı etme politikası uygulanmaktadır.Parti içinde dine karşı tolerans gösterilmesi bu yapının uzantısıdır.
Bu değişimlerle PKK, Kürt devleti söyleminden vazgeçmiş ve Türkiye Cumhuriyeti devleti altında otonom bir yapı amaçladığını söylemeye başlamıştır
Bu dönemde Türkiye Cumhuriyeti'nin savunma harcamalarına ayırdığı miktar bütün harcamalarının %10'una kadar yükselmiştir.Bu dönemdeki askeri faaliyet yoğunluğunu devam ettirebilmek ordu bütçesi için 8 milyar ABD doları yıllık harcama seviyesine ulaşılmıştır.
Mayıs 1997 harekatının Türkiye'ye faturası ise 300 milyon dolar olmuştur.
Başbağlar Katliamı (1993)
Ana madde: Başbağlar Katliamı
5 Temmuz 1993 tarihinde 100'e yakın PKK mensubu,Kemaliye'nin Başbağlar Köyü'nde sivilleri kurşuna dizip evleri ateşe verdi. 31 kişi öldü, 3 kişi yaralandı.Katliamı PKK üstlendi ve Abdullah Öcalan Davası'nda PKK'nin eylemlerine örnek olarak gösterildi.
İntihar eylemleri (1996)
30 Haziran 1996'da "Zilan" kod adlı PKK'lı kadın militanin (Zeynep Kınacı), Tunceli'de vücuduna sardığı bombaları İstiklal Marşı'nın okunduğu sırada tören alanında patlattigi olay. Olayda ikisi astsubay toplam 6 asker hayatini kaybetmistir. Zeynep Kınacı ayni zamanda tarihte intihar eylemi gerceklestiren ilk kadin militandir.
25 Ekim 1996'da ikinci canlı bomba olayı daha gerçekleşti. Adana'da Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü bahçesindeki polislerin arasına dalan PKK'li Leyla Kaplan üzerindeki bombayı patlattı. Olayda 3 polis hayatini kaybetti.
29 Ekim 1996 Cumhuriyet Bayramı'nın kutlandığı sırada Güler Otaş üzerindeki bombayı patlattı. Saldırıda üçü polis, biri sivil 4 kişi hayatini kaybetti.
 Zeynep Kınacı Haziran 1996
 Leyla Kaplan Ekim 1996
 Güler Otaş Ekim 1996
 Fatma Özen Kasım 1998
 Hüsniye Oruç Aralık 1998
 Hamdiye Kapan Aralık 1998
 Meral Maymak Mart 1999
 Canan Akgün Nisan 1999
 Şengül Akkurt Mayıs 2003
1998-2002
Şemdin Sakık'ın teslimi
13 Nisan 1998'de PKK'nın eski ikinci adamı olup örgütten iltica ederek Mesut Barzani'nin yanına sığınmış Şemdin Sakık (Kod adı: Parmaksız Zeki) ve kardeşi Arif Sakık, Özel Harekât birimleri tarafından ele geçirilerek Türkiye'ye getirilmişlerdir.
Öcalan'ın Suriye'den çıkışı
HAFIZ ESAD
29 Ağustos 1998'de Abdullah Öcalan MED TV'de yayınlanan basın toplantısına telefon bağlantısıyla katılarak tek taraflı ateşkes ilan etmiştir.Buna Türkiye Cumhuriyetinin başbakanı Mesut Yılmaz şöyle yanıtlamıştır:
"Eğer Türk devleti ile savaşmakta çaresizliğini anlayıp da teslim olmak için bir adım atıyorsa ben bunu olumlu görürüm. Devamının gelmesini bekleriz. Ama eğer kendine Avrupa'da siyasi platformda yer kazanmak için bir oyun peşindeyse boşunadır. Hiçbir zaman muhatap alamayız."
16 Eylül'de Türk Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde Suriye'ye hitaben şöyle konuşmuştur:
"Bazı komşularımız bizim iyi niyetimizi, gösterdiğimiz yakınlığı yanlış değerlendirmişlerdir. Uzun zamandan beri Apo denilen eşkıyayı kendi ülkelerinde barındırıp, onu destekleyerek Türkiye'yi terör belasına bulaştırmışlardır. Şunu açıkça söylemek istiyorum: Türk milleti artık bu konuda göstereceği iyi niyetin sonuna gelmiştir. Sabrımız tükenmek üzeredir. Sabrımızı taşırmasınlar."
1 Ekim'de TBMM'nin açış konuşmasında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel:
"Tüm uyarılarımıza ve barışçı açılımlarımıza rağmen hasmane tutumdan vazgeçmeyen Suriye'ye karşı mukabelede bulunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu, sabrımızın taşmak üzere olduğunu bir kere daha tüm dünyaya ilan ediyorum."
Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, 6 Ekim'de Türkiye'yi ziyaret ederek arabuluculuk girişiminde bulunmuş ve Türkiye bunu kabul etmiştir.
9 Ekim'de Abdullah Öcalan PKK Yunanistan temsilcisi Ayfer Kaya (kod adı: Rozerin) ve bazı arkadaşları ile birlikte Suriye'yi terk etmiştir. (Bu olay PKK'nin literatürüne "9 Ekim Komplosu" olarak geçmiştir.)
Mısır Dışişleri Bakan Amr Musa 12 Ekim'de Ankara'ya gelerek Süleyman Demirel'e Suriye Devlet Başkanı Hafız Esed'in mesajını iletmiştir. 19 Ekim'deAdana'da yapılan Türkiye-Suriye görüşmesinin sonucu "Öcalan şu andan itibaren Suriye'de değildir ve kesinlikle Suriye'ye girmesine izin verilmeyecektir" hükmünü de içeren mutabakat metni imzalanmış ve 20 Ekim'de açıklanmıştır.
Nairobi operasyonu


BÜLENT ECEVİT

Lazarus Mavros adına düzenlenmiş Kıbrıs Cumhuriyeti sahte pasaportunu taşıyan Abdullah Öcalan, 2 Şubat saat 11.33'te Melsa Deniz ve Yunanistan istihbarat mensubu Savvas Kalderides ile birlikte Kenya'nın başkenti Nairobi'ye gelmiş ve Yunanistan Büyükelçiliğine ait binaya yerleşmiştir.CIA'den haber alan Özel Kuvvetler Komutanlığı, MİTMüsteşarı Şenkal Atasagun ile birlikte bir operasyonu hazırlamıştır. Öcalan'ın yakalanmasında Mossad'la işbirliği yapıldığına dair söylentiler Mossad tarafından yalanlanmıştır.Cavit Çağlar'a ait TC-CAG kuyruk numaralı Falcon 900 B tipi uçağı ile, Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Engin Alan'ın komuta ettiği operasyon timi Kenya'ya gönderilmiştir.
Kenya hükûmeti 15 Şubat'ta Öcalan'ın sınır dışı edilmesini talep etmiş ve Öcalan da Hollanda'ya gitmek koşuluyla binayı terketmeyi kabul etmiştir. Ancak Öcalan'ı havalimanına götüren araç aniden konvoydan ayrılarak kaybolmuştur.Öcalan 16 Şubat saat 3:00'da Türkiye'ye getirilmiş ve dönemin Başbakanı Bülent Ecevit açıklamada şöyle konuşmuştur:
"Dünyanın neresinde olursa olsun devletimizin onu ele geçireceğini söylemiştik. Bu devlet sözünü yerine getirdi, şehit analarına verilen sözü yerine getirdi."
Öcalan'ın Yargılanması (1999)
Öcalan davası
Abdullah Öcalan 29 Haziran 1999 tarihinde Türk Ceza Kanunu'nun muhtelif maddelerinde geçen ve 125'inci maddesinde müeyyidesi tespit edilen "devletin birliğini bozmaya veya devletin hakimiyeti altında bulunan topraklarda bir kısmının devlet iradesinden ayırmaya kalkışmak" suçundan yargılandı. Yargılanmasına 31 Mayıs 1999'da İmralıDevlet Güvenlik Mahkemesinde başlanan davada Öcalan, PKK terör örgütünü kendisinin kurduğunu, örgütü sevk ve idare ettiğini, yakalandığı ana kadar örgütün kendisinin liderliği ve komutası altında faliyetlerini sürdürdüğünü itiraf etti.
29 Haziran 1999 tarihinde Abdullah Öcalan, oybirliği ile idama mahkûm edildi.Karar Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından da onandı.Mahkemenin gerekçeli kararında Öcalan'ın, eylemlerinin şiddeti, yoğunluğu ve sürekliliği ile içinde bebek, çocuk, ihtiyar ve kadınların da bulunduğu binlerce insanın öldürülmüş olması ve ülke genelinde ciddi tehlike oluşturması nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun 59. maddesinde düzenlenen cezai sorumluluğu kaldıran veya azaltan nedenlerden yararlandırılmamasına karar verildi. Ankara 2 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından ölüm cezası kararı verildi ancak karar uygulanmadı.
İlk ifadesinde, yakalandıktan sonra kötü muameleye maruz kalmadığını söyledi ve PKK'nın ölümüne neden olduğu insanlardan özür diledi. Daha sonra ifadesinde PKK'nın 140 ayrı ülkeden destek gördüğünü ve eğer idam edilirse pekçok kan döküleceğini, canı bağışlanırsa çatışmaları bitirmeye çalışacağını söyledi.
Bu davada Öcalan, Türk vatandaşı olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve onun ceza kanununu tanıdığını ve savunmasının hukuki değil siyasi olacağını belirtmiştir.
PKK'nın feshi (1999-2002)
Öcalan, 1 Ağustos 1999'da ateşkesin sürdürülmesini ve silahlı güçlerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti Sınırları'nın dışına çekilerek, sembolik barış gruplarının iyi niyetin bir göstergesi olarak Türkiye Cumhuriyetine gelmelerini ister. Ardından, örgüt tarafından PKK'nın silahlı güçleri sınırların dışına çekilerek, biri dağdan biri de Avrupa'dan olmak üzere iki barış grubu gönderilir.
PKK, 2002'de kendisini feshetti ve yerine Kürdistan Demokratik ve Özgürlük Kongresi KADEK'i kuruldu. KADEK de AB terör örgütleri listesi'nde yer almaktadır.


Öcalan'ın destekçileri (2003, Londra)


PKK'yı protesto edenler (2007, Kadıköy, İstanbul)








Örgüt
Yıllara göre ölümler
Örgütün devlete, sivillere, köy korucularına ve karşıt gruplara karşı silahlı propaganda ve şiddet eylemlerine ağırlık verdiği 1984 yılından beri meydana gelen ölümlerde ciddi artışlar gözlenmiştir.
Yıllar1 PKK üyesi Sivil Asker Polis Köy korucusu
1984 11 20 24 - -
1985 100 82 67 - -
1986 64 74 40 3 -
1987 107 237 49 3 10
1988 103 81 36 6 7
1989 165 136 111 8 34
1990 350 178 92 11 56
1991 356 170 213 20 41
1992 1055 761 444 144 167
1993 1699 1218 487 28 156
1994 4114 1082 794 43 256
1995Altı aylık 2292 1085 450 47 87
1Amerikan Bilim Adamları Federasyonu (FAS)'ın PKK ve terörizm raporu


Kuzey Irak kampları
PKK Güneydoğu Anadolu bölgesinde yeterli halk desteğini alamadığından ve güvenlik güçleri karşısında 20.000'den fazla kayıp verdiğinden sınır ötesine yerleşmeye çalışmıştır. Uzun süre Suriye'de kaldıysa da, bu hem yeterli olmamış, hem de 1998'den sonra burada da barınma imkânı kalmamıştır. Körfez Savaşı'ndan sonra oluşan güç boşluğundan yararlanan PKK 1990'ların başında Kuzey Irak'a yerleşmiştir. Irak Savaşı (2003) ise PKK'ya daha geniş bir güç boşluğu sağlamış ve Kandil Dağı ve çevresine yerleşmiştir. Bu bölgede 10'dan fazla PKK kampı vardır. ABD, Irak'ı işgal ederken bu kampları ortadan kaldırma sözü vermiş, Bağdat Yönetimi ve yerel Kürt yönetimi de PKK faaliyetlerine izin vermeyeceklerini açıklamışlardır. Ne var ki zaman içinde Her üçü de PKK'yı bu bölgeden sökmeye güçlerinin yetmediğini ima etmişlerdir. Özellikle Barzani ve adamları ise PKK faaliyetlerine göz yummanın ötesinde silah da sağlamışlardır. Irak Ordusu'nun silahları PKK'lıların eline geçerken, bu silahlar sayesinde Türkiye'deki eylemleri artmıştır.



Kuzey Irak'taki bir grup Kürdistan İşçi Partisi üyesi.
2006 yılının Temmuz ayında PKK Türk Büyükelçiliği'nin sadece 500 metre ilerisine Öcalan Kültür Merkezi adı altında bir propaganda ofisi açmıştır. Türkiye buranın kapatılması için nota verirken, ABD'lilerin ilk açıklaması "Biz böyle bir merkez görmedik" şeklinde olmuştur.
Temmuz 2006'da Türkiye'nin ABD'ye PKK kampları konusundaki tepkileri zirveye çıkmıştır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gerekirse sınır ötesi operasyonun tek taraflı olarak yapılacağını ilan etmiştir. Bu tepki bir haftada PKK terörüne verilen ölü sayısının 15'e ulaşması ile oluşmuştur. Bu uyarı Dışişleri ve diğer kanallardan da tekrarlanmıştır[48].
Bu sert tepkiler üzerine ABD Başkanı George W. Bush ve Amerikan Dışişleri Bakanı Rice'dan PKK'ya karşı gerekenin yapılacağını söylemiştir.
30 Haziran 2007 tarihinde örgütün kamplarından kaçan biri kadın 4 kişi, Şırnak ilinin Silopi ilçesinde güvenlik güçlerine sığınarak pek çok itirafta bulundu. İtirafçılar, Türkiye Cumhuriyeti'nin düzenleyeceği sınırötesi operasyon söylentilerinin PKK mensupları arasında korku yarattığını belirtti.Basın mensuplarına da açıklama yapmalarına izin verilen itirafçılar şu açıklamalarda bulundular:
"Biz terör örgütüne kandırılarak katıldık. Örgütte yaşananlar karşısında gerçekleri gördük. Bize, teslim olursanız Türkiye'de kötü muameleyle karşılaşırsınız denildi. Ancak biz buna rağmen gelip güvenlik güçlerine teslim olduk. Bize söylenenlerin hiçbirinin doğru olmadığını gördük. Burada hiçbir kötü muameleye maruz kalmadık. Bizim gibi yüzlerce örgüt üyesi var. Eğer onlara bir güvence verilirse inanıyoruz ki hepsi gelip teslim olur. Son günlerde sınır ötesi operasyon söylentileri örgüt içinde korkuya neden oldu. Bütün kamplar boşaltıldı.
Teslim olmak için Habur Sınır Kapısı'nı kullanan itirafçılar, örgütün uzaktan kumandalı mayınlarla gerçekleştirdiği eylemler için gerekli teçhizatı Kuzey Irak'tan temin ettiğini söylediler.Kandil Dağı'ndaki kamplara 2 ABD zırhlısının silah getirdiğini öne sürerek ajan olmakla suçlandıklarına ilişkin baskılara dayanamadıklarını ve bu nedenle de teslim olduklarını, bazı arkadaşlarının ise intihar ettiğini söylediler.
Çocuk Militanlar
Irak Türkmen Cephesine göre, son yıllarda yaşanan silahlı mücadeledeki başarısızlıklar sonucunda PKK ciddi bir eleman sıkıntısı yaşadı ve bunun sonucu olarak silah altına aldığı kişilerin yaşı 10-11'e kadar düştü. Alınan çocukların büyük kısmı ise 14-15 yaş civarında kızlardan oluşuyor.
Politik uzantıları
Demokratik Toplum Hareketi

Almanya'daki faaliyetleri
Almanya Kürtleri, PKK ile derin bir bağa sahiptir.1990'lı yılların başında özellikle Alman endüstrisi tarafından ucuz işçi olarak sevinçle karşılanan Kürtler, daha sonra içlerinden bir kısmının PKK'nın aktivitelerine olan destekleri ve ülke içinde yarattıkları huzursuzluklar sebebiyle "istenmeyen kişi" durumuna düşmüşlerdir.PKK taraftarı eylemlerde bulunan Kürtlerin sayısı Türkiye'ye göre 70.000, Alman hükümetine göre 11.000'dir, ancak PKK destekçisi gösterilerde bu rakamların çok üzerinde kişi yer almaktadır.PKK, Türkiye'deki eylemleri için Almanya'yı bir mobilizasyon üssü olarak kullanmakta, Almanya Kürtleri'nin bir kısmı tarafından desteklenmektedir.
1992 ve 1993 yıllarında PKK tarafından Almanya Türkleri'ne karşı altı büyük saldırı dalgası düzenlenmiştir.Bu saldırılar Türk kökenlilerin iş yerleri ve evlerine yönelik bombalama ve kundaklamalar ile sokaklarda rasgele Türklere saldırılar şeklinde, korku ve terör yaratma amaçlı olarak düzenlenmiştir.PKK, 1993 yılından itibaren Almanya sınırları içindeki Türklerde korku yaratma amaçlı saldırılara başlamış, 4 Kasım 1993'te 50 farklı şehirdeki bir seri saldırıda bir kişinin ölümüne sebep olmuştur.
PKK, Almanya'da çok sayıda basılı ve görsel medyaya sahiptir. Bu amaçla yayımlanan Serxwebun (Kürtçe: Özgürlük) gazetesi PKK'nın propoganda organı olarak çalışmaktadır. 1995'e kadar Almanya'da periyodik olarak yayımlanan PKK taraftarı 76 farklı yayın bulunmaktadır.
1996'ya kadar PKK propogandası yapan MED TV, uydu yayımı iptal edilerek 1996 yılında kapatılmıştır. Kanal, ardından Polonya ve Fransa tarafından da kapatılmış, yerini ise Roj TV almıştır.
Taktikleri
Örgüt genellikle dağlık olan kırsal alanlarda ve yoğun kentsel alanlarda faaliyet gösterir. Dağlık arazi PKK üyeleri için mağaralarda gizleme ve askeri hava operasyonlarından saklanma avantajı sunar. Kentsel alanlarda ise PKK üyeleri genellikle yerel nüfus arasına karışarak gizlenirler.PKK militanları bir dönem Yunanistan ve Suriye İstihbarat servislerinin her türlü eğitim, öğrenim ve lojistik destek kolaylıklarından yararlanmışlardır.

Araçlar ve silahlar
Türk Genelkurmay'ı Temmuz 2007 yılında, 1984-2007 arasında PKK militanlarından ele geçirilen silahlar ve kökenleri hakkında bir rapor yayınladı. Rapora göre silah toplam sayısı ve izlenebilir olanlar için kökeni aşağıdaki gibidir:
PKK'nın izi sürülebilen silahları ve menşeileri (Temmuz 2007)
Tip Miktarı Menşei
AK-47 Kalaşnikof
4,500 %71.6 SSCB,%14.7 Çin, %3.6 Macaristan, %3.6 Bulgaristan

Tüfekler
5,713 (959 izi sürülebilir) %45.2 Rusya, %13.2 Birleşik Krallık, %9.4 ABD.

roket atar
1,610 (313 izi sürülebilir) %85 Rusya, %5.4 Irak, %2.5 Çin.

tabanca
2,885 (2,208 izi sürülebilir) %21.9 Çekoslovakya, %20.2 İspanya, %19.8 İtalya

el bombası
3,490 (136 izi sürülebilir) %72 Rusya, %19.8 ABD, %8 Almanya,

mayınlar
11,568 (8,015 izi sürülebilir) %60.8 İtalya, %28.3 Rusya, %6.2 Almanya


Etkileri
Can kaybı
Millî Savunma Bakanlığı’nın hazırladığı verilere dayanan rakamlara göre 1984 yılında ilk PKK eylemlerinin başlamasından bu yana 4.828 sivil, 7.946 güvenlik görevlisi (bunlardan 5.821’i Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu, 775’i emniyet görevlisi, 1350’si korucu) ve 28.000 civarında PKK'lı yaşamını yitirdi.[57] Güvenlik görevlileri arasında en çok kayıp veren 10 il ise şöyle sıralanıyor: 1. Şırnak (302), 2. İstanbul (284), 3. Hakkâri (264), 4. Ankara (260), 5. Diyarbakır (233), 6.Konya (203), 7. Mardin (199), 8. Sivas (198), 9. Adana (186), 10. Van (177).[57]
Bölgelere göre Kürdistan İşçi partisi'nin eylemleri[58][59]

Hedef Aktivite Kategorisi Türkiye Kuzey
Irak Batı
Avrupa
Hükümet Gösteri/Protesto



İsyan



Adam kaçırma


Suikast



Sabotaj


Kimyasal savaş


Bombalı
saldırı Posta/Tren/Elektrik

Polis

Karakol

Silahlı
saldırılar Ordu


Polis

Köy korucuları

Sivil Adam kaçırma

Suikast


Bombalı
saldırı Köy


Turistik tesis

Ticari birimler

Organize suç
Haraç



Uyuşturucu kaçakçılığı
Transit Transit Varış
İnsan kaçakçılığı
Başlangıç yeri Başlangıç yeri
Yıl Toplam K E Doğu Anadolu Ege Karadeniz İç Anadolu Marmara Akdeniz
1970 43.8 58.2 29.7
1975 36.3 49.5 23.8
1980 32.5 45.3 20.0
1985 22.6 31.8 13.5 44.0 18.6 24.7 18.3 14.2 22.1
1990 19.5 28.0 11.2
1995 12.7 19.4 6.1
Okuma-Yazma bilmeyenlerin oranı



Yıl Toplam Mardin Batman Erzurum Tunceli Diyarbakır Bitlis Bingöl Şanlıurfa Siirt Muş Van Elazığ Şırnak Ağrı Kars
1988 19 4 3 12
1989 4
1990 10 4
1991 4 2 2
1992 24
1993 51 1 12 24 5 4 2 1 1 1
1994 31 4 4 4 10 5 1 1 1 1
1995 7 2 1 2 1 1
1996 8
Toplam 158 İller bağlamında yıllara göre öğretmen kayıpları
Türkiye Cumhuriyeti ile PKK arasındaki çatışmalarda toplamda 30.000 fazla insan ölmüştür.

Köy boşaltmaları ve göç
1995'te Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı tarafından yapılan açıklamaya göre Batman'da 37 köy, 54 mezra, Bingöl'de 150 köy, 194 mezra, Bitlis'te 76 köy, 95 mezra, Diyarbakır'da 115 köy, 196 mezra, Hakkari'de 38 köy, 93 mezra, Tunceli'de 154 köy, 657 mezra, Şırnak'ta 96 köy, 110 mezra olmak üzere bölge genelinde 982 köy ve 1.674 mezranın boşaltılmış ve toplam 49.593 aile ve 310.921 kişinin göç etmiştir. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV)'na göre 3.500 civarında, İnsan Hakları Derneği (İHD)'ne göre 3.246, Göç Edenler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (GÖÇ-DER)'ne göre 4.500, Türkiye Büyük Millet MeclisiGöç Araştırma Komisyonu'na göre 2.663 köy ve mezra boşaltılmıştır.
Avrupa Birliği
1994 yılında PKK örgütüne yardım etme ve örgüt propagandası yapma suçlamasıyla savcılıktan TBMM'ye gönderilen fezlekeler işleme konularak Demokratik Toplum Partisi (DEP) miletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırıldı. 1994 Aralık ayında, DEP miletvekillerinin tutuklanması ve çeşitli cezalara çarptırılması,Avrupa Parlamentosu tarafından tepkiyle karşılandı. Türkiye tarafından yapılan açıklamalarda milletvekillerin etnik kökenlerinden dolayı değil de PKK ile olan ilişkilerinden dolayı ceza aldıklarını belirtmesine rağmen, Avrupa Parlamentosu 15 Haziran 1995 tarihinde aldığı bir kararla, "eski DEP milletvekillerinin halen hapiste bulunması ve Kürt halkının haklarının tanınmaması nedeniyle" gümrük birliğini onaylamayacağını belirtti.
Avrupa Birliği üyelerinden Almanya, geçmişte Türkiye'ye PKK'yla mücadelesinde kullandığı yöntemlere en sert tepkiyi gösteren ülkedir.[66] Alman radyo ve televizyonları, Cizre'de bulunan ve Alman Yeşillerinden oluşan bir delegasyona dayanarak verdikleri haberde, "Türklerin, Kürtleri imhaya giriştiklerini" belirtti. Dönemin Alman Dışişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher de "Türkiye'nin uluslararası anlaşmalara uymadığını" belirterek Avrupa Topluluğu'nu ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü'nü Türkiye'ye karşı harekete geçirmeye çağırdı ve Yunanistan, Danimarka ile Hollanda'nın desteğini aldı.

İdari/Hukuk
Türkiye siyasi yapısı 1980'li yıllarda 1970'li yılları son yarısını arkasında bırakarak toparlanma dönemini yaşama izlenimini verirken bu karmaşık dönemden uzanıp gelen kadrosuyla PKK Türkiye'nin önünü tıkamaya çalışmıştır. PKK 1970'lerde kazandıkları beceriler ve Filistin/Suriye/Yunan/Ermeni becerilerini bünyesine katarak sağlam bir yapıyla ortaya çıkmıştır. Tabanını çok daha belirginleştirmiş; yurt dışı bağlantılarını sağlam temeller üzerine oturtmuş; söylemini yerel olgulardan çok milletler arası olgularla doldurmuş; en önemlisi desteğini Türkiye devletinin ulaşamayacağı yerlerden ve uyuşturucudan elde etmeye başlamıştır.
PKK, devletler arası bir yapıya geçmiştir. PKK'nın sorunun kaynakları dışarıya taşıyarak yapılanması Türkiye devletinin daha önceki ayaklanmalarda uyguladığı bölgeye yönelik problemi çözme yollarını tıkamıştır. 1930'lardaki toprak reformunun bu bölgeye uzanamaması devletin ağaları mutlu etmek zorunda kalmasının bir uzantısıdır. PKK sorunu, güneydoğu sorunu olmaktan çıkartmış ve bölge halkının olaylara olan etkisi azaltmıştır.
Terörle Mücadele Kanunu
Ana madde: Terörle Mücadele Kanunu
Terörle Mücadele Kanunu, terörizm tanıma uyan olgulara karşı devletin duruşunu ve baş etme metotlarını belirlemektedir. Türkiye genel tanımıyla terörizmi aşağıdaki gibi tanımlamıştır;
Belli bir kanuna bağlı olmadan insanlar veya mülklere yönelik olarak devleti, milleti veya belli bir yapıyı sindirmek amacıyla politik veya sosyal amaçlar elde etme yöntemi.
Terörizm yasasının bir kolu olarak algılanan terörden zarar görenlerin zararlarının tazmin edilmesi TBMM'de 17 Temmuz 2004'te kabul edilen 5233 sayılı yasa ile gerçekleşmektedir. 31 Mart 2005 tarihi itibariyle her ilde kurulan tazminat komisyonlarına 69 bin 832 başvuru yapıldı.Bunlardan sadece bin 595'i, yaklaşık beşte biri sonuçlandı.
Bu sonuçlanan davalar toplam başvurunun yaklaşık yüzde ikisi yerinde görüldü vetazminat ödenmesine karar verildi.

Kullandığı bayraklar
PKK 1978-1995

PKK 1995-2000

KADEK 2002-2004

KONGRA-GEL 2003

KKK 2005

PKK 2005-...

HPG 2000-...

HRK(1982-1986)

ARGK(1986-2000)



PKK Eylemleri (1984-91)
baskın,haraç,katliam,PKK,PKK eylemleri,PKK örgütü,PKK yanlısı,saldırılar,terör örgütü,Teröristler,vahşet
17 Ağustos 1984
Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan bir açıklamada, '15 Ağustos 1984 gecesi bir grup teröristin Siirt’in Eruh ilçesindeki Jandarma Karakol binasına karşı bombalı ve silahlı saldırıda bulundukları ve saldırı sonucunda 1 jandarma erinin şehit olduğu 6 er ve 3 sivilin yaralandığı bildirildi.
22 Ocak 1987
Hakkari, Uludere ilçesi, Ortabağ köyü katliamı
23 Ocak 1987
Midyat, Bayburt köyleri, Efeler mezrası katliamı.
26 Ocak 1987
Seri katliamlara dönüşen yeni PKK stratejisi.
7 Mart 1987
Nusaybin ilçesi, Açıkyol köyü katliamı. (6 Çocuk, 2 Kadın, Toplam 8 kişi)
20 Haziran 1987
Ömerli ilçesi, Pınarcık köyü katliamı. (16 Çocuk, 6 Kadın, 8 Erkek, Toplam 30 Kişi)
9 Temmuz 1987
Hani ilçesi, Kırım köyü katliamı
11 Temmuz 1987
Yine baskın, yine 5 ölü
22 Temmuz 1987
Hakkari, Şemdinli İlçesi'na başlı Umur köyü katliamı
20 Ağustos 1987
Siirt, Kılıçkaya köyü katliamı. (14 Çocuk, 10 Erkek, Toplam 24 kişi)

20 Ağustos 1987
Midyat ilçesi, Dargeçit Bahçebaşı mahallesi katliamı. (3 Çocuk, 1 Kadın, 1 Erkek Toplam 5 kişi)
8 Eylül 1987
Pervari ilçesi, Sığırkaya köyünde öldürme olayı.
21 Eylül 1987
Güneyce köyü katliamı
21 Eylül 1987
PKK'lı teröristler, Bingöl ve Siirt'in 2 köyüne düzenledikleri baskınlarda 12 kişiyi katletti.
22 Eylül 1987
PKK'ya çifte operasyon
12 Ekim 1987
Şırnak'ta kanlı baskın, 13 ölü.
12 Ekim 1987
Rezzuk mezrasında saldırı ve öldürme (Toplam 13 kişi)
12 Kasım 1987
Öğretmen'i telle boğdular.
28 Mart 1988
Eruh ilçesi, Fındıkbucağı Yağızoymak köyü katliamı.
1 Nisan 1988
Nusaybin, Bahmimi mezrası katliamı.
7 Mayıs 1988
Dereler Köyü, Taraklı mezrası katliamı.
8 Mayıs 1988
Siirt’in Şırnak ilçesine bağlı Taraklı ve Üçkardeşler mezralarını basan PKK’lı teröristler, 4’ü kadın 11 kişiyi katlettiler, 3 kişiyi ise kaçırdılar
9 Mayıs 1988
Mardin’in Nusaybin ilçesi Taşköyü’nün Behmenin mezrasını basan PKK’lı teröristler, bir aileden 8’i çocuk, 2’si kadın 11 kişiyi katlettiler, 2 çocuk ağır yaralandı. PKK’lı teröristlerin Şırnak baskınında kaçırdıkları 3 kişi de ölü bulundu.
5 Kasım 1988
Mardin Dargeçit yazıörün köyü (3 Öğretmenin öldürülmesi)
25 Ocak 1989
Kömür ocakları baskını
14 Ağustos 1989
Yine PKK, yine kan: 6 ölü
21 Ağustos 1989
Aktaş köyü öldürme olayı
14 Eylül 1989
PKK, kaçırdığı öğretmenleri kurşuna dizdi.
16 Eylül 1989
3 öğretmeni şehit eden 2 PKK'lı güvenlik görevlileri tarafından ölü olarak ele geçirildi
2 Kasım 1989
Pervari ilçesinde tahrip ve öldürme olayı
9 Kasım 1989
Lice ilçesi, Duru köyü Gomabekan mezrası katliamı.
24 Kasım 1989
Hakkari, Yüksekova ilçesi, ikiyaka köyü katliamı
26 Kasım 1989
Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı İkiyaka köyünde 21 kişinin öldürülmesi ile ilgili olarak Olağanüstü Hal Bölge Valiliği’nden yapılan açıklamada, 'Bir grup teröristin, saldırıyı düzenledikten sonra komşu bir ülkeye kaçtıkları, kaçarken 9 çoban ile 700 koyunu beraberlerinde götürdükleri' bildirildi.
26 Şubat 1990
Silopi ilçesi, Derebaşı köyü katliamı.
4 Mart 1990
Kanlı PKK baskını.
22 Mart 1990
Elazığ'da 9 mühendis, ayrılıkçı PKK örgütü militanları tarafından öldürüldü.
25 Mart 1990
PKK, okul yaktı, öğretmeni kurşuna dizdi.
10 Nisan 1990
Pervari ilçesi, Tosuntarla-Köprüçay köyleri Örtülü mezrası katliamı.
11 Nisan 1990
Van, Övecik köyü. (3 erkek, 2 Çocuk, Toplam 5 kişi)
14 Nisan 1990
Mardin'in Derik ilçesinde minübüse konan bomba patladı; 3 ölü.
16 Nisan 1990
PKK, 4'ü öğretmen, 5 kişiyi öldürdü.
3 Mayıs 1990
Kulp ilçesi,Yaylak köyü Kalesar mezrası katliamı.
10 Haziran 1990
Çevirimli köyü katliamı
11 Haziran 1990
Ayrılıkçı PKK örgütü Şırnak'ın Çevrimli köyünü basarak 27 kişiyi öldürdü. Ölenlerden 12'sinin çocuk, 7'sinin de kadın olduğu açıklandı. PKK'lı teröristlerle çıkan çatışmada 4 korucu şehit oldu, bir terörist öldürüldü.
29 Temmuz 1990
PKK Pervari'de kurdu; 2 Subay, 5 er şehit.
25 Ağustos 1990
Mardin'in Ömerli ilçesi, Emniyet Müdürlüğü ve Karakoluna ateş açıldı; 1 şehit, 2 yaralı
28 Ağustos 1990
Şirvan ilçesi, Özyurt köyü katliamı.
14 Nisan 1991
Kahramanmaraş, Elbistan, Kantarma köyü. (7 Erkek)
14 Temmuz 1991
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Çağlayancerit ilçelerinde köyleri basan yasadışı bölücü örgüt mensupları, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 9 kişiyi öldürdüler. Otomatik silahlar ve bombalar kullanan teröristler, cesetleri de yakarak kaçtılar.
7 Kasım 1991
Karakola PKK saldırısı.
13 Kasım 1991
Askeri araç tarandı.
16 Kasım 1991
PKK'ya 12 kuban daha.
17 Kasım 1991
PKK, 4'ü korucu 6 kişiyi öldürdü
20 Kasım 1991
PKK, yük trenini bombaladı
23 Kasım 1991
PKK, İstanbul'da haraç topluyor
26 Kasım 1991
Hizan'da hain pusu; 9 şehit.
26 Kasım 1991
PKK İstanbul'da saldırdı.
27 Kasım 1991
Teröristler Silopi'yi bastı.
28 Kasım 1991
Üç ilde PKk terörü: Adana'da polis otosu tarandı, Şırnak'ta 2 er öldürüldü, İstanbul'da 9 patlama.(haberin gazete küpürü)
29 Kasım 1991
Siirt'te PKK, kamyona ateş açtı. (
14 Aralık 1991
Şırnak'ta polise yaylım ateş
19 Aralık 1991
PKK, 19 korucuyu kaçırdı.
22 Aralık 1991
PKK, İdil'de toplarla saldırdı
25 Aralık 1991
İstanbul’da yürüyüş yapan bir grup PKK yanlısı, İstanbul Bakırköy’de Olağanüstü Hal Bölge Valisi Necati Çetinkaya’nın kardeşine ait alışveriş merkezine molotof kokteyli attı. Çıkan yangında 11 kişi öldü, 17 kişi yaralandı. (haberin gazete küpürü)
25 Aralık 1991
Diyarbakır'da çatışma; 9 ölü, 35 yaralı.
26 Aralık 1991
Alevler içinde ölüm çığlıkları.
26 Aralık 1991
PKK'nın şehir katliamı.

Şair Uzman Jandarmadan İkinci Şiir. (Hak arayışı Uzman Jandarmayı Şair Yaptı)

Türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde uzman jandarmalarla ilgili haberleri  okumayan kalmamıştır muhtemelen. Astsubaylarla ...