6 Ağustos 2011 Cumartesi

HSYK iki Fener'e de el attı





HSYK, Deniz Feneri savcıları hakkında evrakta sahtecilik ve usulsüz yazışma nedeniyle inceleme başlattı. HSYK ayrıca Aziz Yıldırım'ın avukatının başvurusu nedeniyle Şike Operasyonu'nu soruşturan savcılara yönelik de inceleme başlattı
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 3. Dairesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü Almanya'daki ''Deniz Feneri e.V.'' bağlantılı soruşturma kapsamında tutuklanan Zahid Akman ve Zekeriya Karaman'ın avukatının soruşturmayı yürüten savcılar hakkında yaptıkları şikayet üzerine konuyla ilgili 2 müfettiş görevlendirdi. HSYKmüfettişleri incelemek üzere soruşturma dosyalarına el koydu.

Alınan bilgiye göre, Akman ve Karaman'ın avukatı ''Savcıların mahkeme kararında tahrifat yaptıkları'' gerekçesiyle şikayette bulunmuştu.
HSYK ŞİKE SORUŞTURMASINA DA EL ATTI
HSYK 3. Dairesi, Futbolda şike iddialarına yönelik soruşturmada Aziz Yıldırım'ın avukatlarının, soruşturmayı yürüten savcı hakkında yaptıkları şikayet üzerine konuyla ilgili 2 müfettiş görevlendirdi.

Alınan bilgiye göre, Yıldırım'ın avukatları, ''Soruşturmanın tek taraflı yapıldığı, yalnızca Fenerbahçeüzerinden yürütüldüğü'' şeklindeki iddialarla soruşturmayı yürüten savcı hakkında şikayette bulunmuştu.

Şikayeti görüşen HSYK 3. Dairesi, konuyla ilgili 2 müfettiş görevlendirdi.

4 Ağustos 2011 Perşembe

Kola Rezaleti,Kolalar Hakkında Bilmediklerimiz


 Coca Cola'nın tersten bakıldığında ne anlama geldiğini gördükten sonra Lütfen artık o İslam düşmanlarına para kazandırıp kazandırmayacağınıza karar verin!!!!
Coca Cola hakkında açılan davalar ve Coca Cola özütü denen maddenin ortaya çıkışı Türkiye'de ilk kez *15 Eylül 2006* günü Coca-Cola'ya karşı, içeriğini açıklaması için Antalya Tüketici Mahkemesinde dava açıldı...
Açılan davada, merkezi Atlanta'da olan ve *1886* yılında Eczacı Dr. John S.Pemberton tarafından faaliyete geçen Coca-Cola, 120 yıllık geçmişi ile *"dünyanın hiçbir yerinde hiç kimseye açıklamam"* dediği sırını açıklayacak mıydı? 19 Mart 2007 tarihinde açılan davanın 3. duruşması yapıldı.
Sıkı durun şimdi. Bu *"dünyanın hiçbir yerinde hiç kimseye açıklamam"* denilen gizli sır açıklandı ama Türkiye'deki ve dünyadaki çoğu basın-yayın organları çok fazla ciddiye almadı.
"O büyük bir kuruluş, uğraşılmaz" anlayışı, davanın nedenlerini mercek altına alınmasına engel oldu...
Ne de olsa Coca-Cola'nın büyük oranda reklam bütçesi vardı...
İstedikleri her türden *değerler* ile oyun oynayacaklar. Ayıbı kendileri yapacak, fakat siz yalnızca tüketici olacaksınız. Sesinizi çıkartmayacaksınız. Soru sormayacaksınız...
İşte Coca-Cola’nın gizli sırrı...

Coca-Cola formülü diye gizli tutulan sır, aslında bir böcek çeşidinin (Cochineal) ezilmesi ile elde edilen sıvıdır...

Cochineal; Kanarya adalarında ve Meksika'da yaşayan bir böcektir. Doğal ortamında çoğaldığı gibi kültürel olarak da yetiştirilmektedir...


Kaktüs bitkisine kene gibi yapışarak hayatını sürdürür...(haber başlığındaki fotoğraf)
Cochineal böceği için özel tarlalar kurulur. Aşağıdaki Bir Cochineal böceği tarlasıdır...

Bu böcekler ve larvaları, Meksikalı köylüler tarafından toplanır...
Ezilmiş bir Cochineal böceği ve suyu çıkarılmış bir sürü böcek. Bu böceğinin dişilerinden veya yumurtalarından çıkartılan bir boya pigmentine Karmin denir...







 Cochineal kurutulmuş hali… Kuru üzüm gibi değil mi? ama bu böcek kurusu!!!


Ve ezilerek suyunun çıkarılmış hali... Bu madde içildiğine büyük bir rahatlama hissedilir ve fazla miktarda alındığında tıpkı bir uyuşturucu gibi yüksek oranda bağımlılık yapmakta ve insanı, uzun vadede, içten içe çürütmektedir. Kasaptan bir parça kırmızı et alın, üzerine kola dökün, 5-10 saniye sonra nasıl kömürleştiğini hayretle izleyeceksiniz.


1) Önce Hindistan Yüksek Mahkemesi, Cola'nın sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle yasaklanması yönünde bir adım attı.
2) Arkasından Letonya'da ilköğretim okullarında Coca-Cola ve Pepsi yasaklandı.
3) İngiltere ve Ukrayna'da bazı okullarda yasaklandı.Ülkemizde sadece İstanbul Gösteri Sanatları Merkezi'nde yasaklanmıştır.
Cochineal böceğinin suyu yani Karmin, Musevilerden ‘kosher sertifikasi’ (yani "yenmesi ve/veya içilmesi helal olmayan, haram olan şey") alamadığı için ticari olarak önemli bir engelle karşı karşıya bulunmaktadır. Müslümanlarda da Hanefi fıkıh alimlerince Cochineal böceğinin suyu haram olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca kolanın en temel maddesi olan "meyan kökü" ile beslenen canlılar arasında fare de bulunmaktadır. Büyük şirketler tonlarca üretim yaptıkları için, meyan köklerini kepçelerle toplamaktadırlar. Tonlarca topladıkları için de fareleri ayıklamak gibi bir zahmete kesinlikle girmemektedirler. Bu yüzden meyan kökleri, içlerindeki farelerle preslenmekte, sadece kalan deri, ayak ve bacak parçaları elekten geçirilerek ayıklanmaktadır. Meyan kökü suyuna farenin kanı, mide özsuyu vs. gibi sıvılar da karışmakta, fare kanı da siyaha yakın bir renkte olduğu için bir sorun oluşmamaktadır.
İnternette http://tr.wikipedia.org/wiki/Cochineal adresinden de aynı bilgilere ulaşabilirsiniz.

İşte bütün kolaların özütü bu!
Az sonra okuyacağınız bilgiler gerçekten insanın kanını donduracak cinsten..Yıllardır nasıl uyutulduğumuza,ve sağlığımzla nasıl açıktan açığa vicdansızca oynandığına an be an şahit olacaksınız..Sıkı durun,yorumu tamamen size bırakıyorum«!!!Türkiye'de, hatta dünyada ilk kez 15 Eylül 2006 günü Coca-Cola'ya karşı,içeriğini açıklaması için Antalya Tüketici Mahkemesinde dava açıldı...


Açılan davada,merkezi Atlanta'da olan ve 1886 yılında Eczacı Dr. John S.Pemberton tarafından faaliyete geçen,daha sonraları da Amerikan-Yahudi dostluğunun güzel bir örneği olan Coca-Cola,120 yıllık geçmişi ile"dünyanın hiçbir yerinde hiç kimseye açıklamam" dediği sırrını açıklayacakmıydı? 19 Mart 2007 tarihinde açılan davanın 3. duruşması yapıldı.

Sıkı durun şimdi.Bu,"dünyanın hiçbir yerinde hiç kimseye açıklamam" denilen gizli sır açıklandı ama Türkiye'deki ve dünyadaki çoğu basın-yayın organları çok fazla ciddiye almadı."O büyük bir kuruluş, uğraşılmaz"anlayışı,davanın nedenlerinin mercek altına alınmasına engel oldu..Ayrıca düşünsenize o tv.kanalları 20-30 saniyelik kısacık reklamlar için milyon dolarları ceplerine indirirken ve onca insan bu pastadan nemalanırken,neden bir belgesel veya bir haber programında size kolanın insana verdiği bu tiksinilecek zararları anlatsınlar ki?
Evet..Ne de olsa Coca-Cola'nın büyük oranda reklam bütçesi var..Hadi uğraş bakalım uğraşabilirsen..Ama unutmayınki o şirketleri bu noktaya getirenler gene biz tüketicileriz.Bir kerecik kola almakla ne olur ki demeyin,hayatınıza bir daha kolayı sokmayın ve bunu da çocuklarınıza anlatın bakalım o zamanda bu şirketler hala büyümeye devam edebilecekler mi?
istedikleri her türden oyunu oynayacaklar.Ayıbı kendileri yapacak, fakat siz yalnızca t
üketici olacaksınız.Sesinizi çıkartmayacaksınız.Soru sormayacaksınız.Kısacası aptal yerine konulacaksınız ! Ne kadar vahim bir durum değilmi? Oysa bu sahtekarları göklere çıkarmak da,yerin dibine sokmak da aslında hep biz insanların elinde«Bunlar neden mi sahtekar? Neden mi bu kadar ağır konuşuyoruz? Az sonra bunların neden sahtekar olduğunu ve cicili micili gözüken kolanın aslında ne olduğunu çok iyi anlayacaksınız !!!
Sıkı durun,gözlerinizi dört açın ve lütfen artık aptal yerine konulmayın !! işte Coca-Colanın gizli sırrı :Cochineal;Kanarya adalarında ve Meksika'da yaşayan bir böcektir.

Doğal ortamında çoğaldığı gibi kültürel olarak da yetiştirilmektedir.
Kaktüs bitkisine kene gibi yapışarak hayatını sürdürür.Kaktüsteki böcek larvaları!!!!!
Bir başka fotoğraf...
Bu böcekler ve larvaları,Meksikalı köylüler tarafından toplanır«Ezilmiş bir Cochineal böceği ve suyu çıkarılmış bir sürü böcek.Bu böceğin dişilerinden veya yumurtalarından çıkartılan bir boya pigmentine Karmin denir.Pazarlama aşamasındaki cochineal.Cochineal kurutulmuş hali« Kuru üzüm gibi demi,ama bu böcek kurusu!!!
Köylüler tarafından kurutulmuş ve dövülmüş Cochineal Köylüler;kendi ihtiyaçları için Azteklerden kalma klasik yöntemlerle, böceğin özütünden dünyanın en güzel renklerinden biri olan,"carmine" i üretirler.Aztekler ve Latinler, böcekten elde edilen bu boyayı,ip boyamada kullandılar(!)işte Carmine Pigmenti...
Ve ezilerek suyunun çıkarılmış hali..Öyle güzel bir renge ve farklı bir tada sahiptir ki, insanlar bu pisliği içtiklerinde içlerinde büyük bir rahatlama hissi bile duyarlar..Daha da kötüsü bu madde,fazla miktarda alındığı taktirde tıpkı uyuşturucu gibi yüksek oranda bağımlılık yapmakta ve insanı uzun vadede içten içe çürütmektedir.
İçinizden hala inanmak gelmiyorsa çok kısa bir deneyle anında ikna olabilirsiniz. Hemen kasaptan birazcık kırmızı et alın ve üzerine kolayı dökün.Fazla değil,5-10 sn. sonra etin nasıl kömürleştiğini hayretle izleyeceksiniz.ikna olmayanlardan ise isteğimiz şudur ki:Siz kola içmekte tabi ki özgürsünüz fakat en azından çocuklarınızın o körpe midelerinin buna dayanamayacağını iyi bilin ve hiç olmazsa onların kola içmesine engel olun !!! işte bütün kolaların özütü bu«Markası önemli mi?
Önce Hindistan Yüksek Mahkemesi,Cola'nın sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle yasaklanması yönünde bir adımattı.Arkasından Letonya'da ilköğretim okullarında Coca-Cola ve Pepsi yasaklandı.İngiltere ve Ukrayna'da bazı okullarda yasaklandı.Ülkemizde de özel olarak İstanbul Gösteri Sanatları Merkezi”nde de yasaklandı.Şimdi bahsedeceğm konu da en az Cochineal böceği kadar iğrenç bir durum..23 yıl kolafabrikasında çalışan birisinin naklettiği bu çok ciddi açıklamalar gerçekten insanın zihnini ve midesini alt-üst ediyor.
Malumunuz kola denilen içeceğin en temel hammaddesi meyan köküdür ve meyan kökü ile beslenen canlılar arasında fare de bulunmaktadır.Büyük şirketler tonlarca üretim yaptıkları için meyan köklerini kepçelerle toplamaktadırlar.Tonlarca topladıkları için de fareleri ayıklamak gibi bir zahmete ise kesinlikle girmemektedirler.
Bu yüzden de meyankökleri,içindeki farelerle beraber preslenmekte,sadece kalan deri,ayak,bacak parçaları elekten geçirilerek ayıklanmaktadır.
Meyan köklerinin suyunun yanında farenin kanı,mide özsuyu vs. gibi sıvılar da karışmakta,fare kanı da siyah renge yakın bir renkte olduğu için estetik açıdan bir sorun olmamaktadır.
Kola üretimi yapan  şirketler,koladaki bu pislikleri kimyasal yöntemlerle sağlığa zararsız hale getirmeye çalışırken bu sefer de kullandıkları çok çeşitli kimyasal maddelerle insanları uzun vadede resmen zehirlemektedirler.
Bu olayı anlatan kişi,çalıştığı 23 yıl boyunca bir bardak bile kola içmemiş.Ayrıca kendisi içmediği gibi ailesi başta olmak üzere tüm sevdiklerine de bu pisliği içirmemiş..Sonraları ise insanları zehirleyen bu şirkete yıllarca hizmet ettiği için tıpkı uyuşturucu satıcılığı yapmışcasına pişman olmuş.
Cochineal böceğinin suyu yani Karmin,Musevilerden µkosher sertifikası alamadığı için ticari olarak önemli bir engelle karşı karşıya bulunmaktadır.Müslümanlarda da Hanefi fıkıh alimlerince haramolarak değerlendirilmektedir.Buna mukabil Coca-Cola nın satışlarının en iyi olduğu ülkeler,Ortadoğudaki Müslüman ülkelerdir.Diğer gelişmiş ülkelerde ise kola tüketimi buradakinin yarısı bile değildir.Ne kadar ilginç değil mi?
İnternette:(http://tr.wikipedia.org.)adresinden de Cochineal yazarak arattığınız zaman aynı bilgilere ulaşabiliyorsunuz.
Hala içmek isteyenler varsa, bu çok ciddi bilgileri kulak arkası yapabilirler.Ama, hiç değilse söz dinleyecek yaştaki çocuklarımıza kola yerine "halis"meyve sularımızdan,sütümüzden,ayranımızdan içirelim.Kolasız günlere...

Bundan sonra; su iç,soda iç,ayran-limonata iç....Ya da,neyapalım...Cola da iç...Milyonlarca insan yanılmış olamaz...Milyonlarca böceğin yanılmadığı gibi...

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Ahmet Türk'e 35 yıl Hapis Cezası



Ahmet Türk`e 35 yıl hapis istendi.


DİYARBAKIR - Diyarbakır 6`ıncı Ağır Ceza Mahkemesi`nde görülen davaya sanık Ahmet Türk katılmazken, avukatı Fethi Gümüş hazır bulundu.

İddia makamı hazırladığı mütalaasında, sanık Türk`ün 2006 ile 2009 yılında yaptığı 2 ayrı konuşmasında `Terör örgütü propagandası yapmak` suçundan 10 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldığı hatırlattı.

Mütalaada sanık Türk`ün dosya kapsamında terör örgütü propagandası yaptığına dair kesin delil elde edilmediğinden dolayı 2 ayrı dosyadan beraatını istendi.

Türk`ün kapatılan DTP`nin Genel Başkanı ve Mardin Milletvekili olduğu 2008 yılında Diyarbakır`daki Nevruz konuşmasına dikkat çekilen mütalaada, "Bugün İmralı`da sayınÖcalan çok açık mesajlar geliyor ve diyor ki bu kan artık dursun, bu ülkenin barışa ihtiyacı var. CPT raporunda oradaki koşulların yaşanmayacak olmasına rağmen barış diyor. Barış için kardeşlik için oranın şartları düzelsin, bu bir insanı taleptir. Bu barışın kapısını aralayacak ilk adımı olarak değerlendirilmeli" dediği kaydedildi.

Mütalaada, Türk`ün Ekim 2008`de Diyarbakır ve Mardin`de yaptığı konuşmalar ile 2009 Diyarbakır Nevruz kutlaması ile 2009 Batman`daki konuşmalarında Öcalan`a özgür bırakılmasını istediğine yer verdi.

Ahmet Türk`ün, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan`ı Kürt halk önderi olarak bahsettiğinin vurgulandığı mütalaada, sanığın örgüt elebaşını sürekli gündemde tutarak, tabanda benimsenmesi için çabaladığı kaydedildi. Sanığın konuşmalarında terör örgütü propagandası yaptığı gerekçesiyle, 5`er kez 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi.

İddia makamı, Türk`ün ayrıca `Örgüt üyesi olmak` suçundan 10 yıla kadar olmak üzere toplam 45 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti. Mütalaada, sanığın TBMM üyeliği ile seçme ve seçilme hakkından yoksun bırakılması istendi.
Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk`ün avukatı Fethi Gümüş, savcının, müvekkilinin 2 ayrı konuşmasından dolayı istediği beraata kararına katıldığını, ceza talebine katılmadıklarını ve son savunmalarını yapmaları için ek süre istedi. Duruşma ertelendi.

Kaynak: http://www.haberseninle.com/gundem-haberleri-4/16_haziran-ahmet_turk_e_35_yil-haberi-630.html

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Van Başkale'de Yine Kalleş Saldırı.3 şehit Van-Başkale karayolunda,Bebek Katillerini taşıyan otomobilden askeri araca el bombası atılması ve uzun namlulu silahlarla ateş açılması sonucu 3 asker şehit oldu, 4 asker de yaralandı.




Van’ın Başkale ilçesinin Gedikbaşı köyü kırsalında PKK’nın kurduğu hain tuzağa Türkiye tek yürek oldu, sert tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Gül, şehitlerin acısını yüreklerinde paylaştıklarını ifade ederken; TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Ramazan ayında gerçekleşen bu saldırıyla terörün bir kez daha hiçbir değeri tanımadığını gösterdiğini söyledi. Başbakan Erdoğan ise saldırının hemen ardından topladığı kurmaylarıyla durum değerlendirmesi yaptı.

Türkiye’nin yüreği Ramazan’ın ilk gününde Van’dan gelen saldırıyla bir kez daha yandı. Erdoğan, PKK’nın hain pususunun hemen ardından Başbakanlık Resmi Konutu’nda kurmaylarını topladı, durum değerlendirmesi yaptı. 

Saldırıyla ilgili Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkan Vekili Orgeneral Necdet Özel'e telgraf göndererek, başsağlığı diledi. Gül, şehitlerin acısını yüreklerinde paylaştıklarını ifade ederken, yaralılara acil şifalar diledi. 

CEMİL ÇİÇEK’TEN SERT TEPKİ

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Van'daki terör saldırısı ile ilgili, sevgi, kardeşlik, barış ve dayanışma duygularının doruğa ulaştığı Ramazan ayının ilk gününde yaşanan bu hain saldırının, terörün hiçbir değer tanımadığının en son örneği olduğunu belirtti.

Çiçek, Başkale ilçesi Gedikbaşı mevkisi yakınlarında konvoya ateş açılması sonucu üç askerin şehit olması nedeniyle yayınladığı başsağlığı mesajında, üç askerin şehit olduğu, Başkale Kaymakamı Bilgihan Bayer, koruması ve dört askerin de yaralandığı olaydan derin üzüntü duyduğunu ifade etti.

Sevgi, kardeşlik, barış ve dayanışma duygularının doruğa ulaştığı Ramazan ayının ilk gününde yaşanan bu hain saldırının, terörün hiçbir değer tanımadığının en son örneği olduğunu vurgulayan Çiçek, şunları kaydetti:

''Son günlerde artış gösteren terör saldırıları, vatanımızın bölünmez bütünlüğünü, milletimizin huzur, barış ve istikrarını hedef almaktadır. Destansı mücadeleler sonucunda beraberce kurduğumuz aziz vatanımızı bölmek isteyen hainler, milletimizin aklıselim ve sağduyusu sayesinde çirkin emellerine hiçbir zaman ulaşamayacaktır.

Milletimizin böyle acıları bir daha yaşamaması dileğiyle bu alçakça saldırıyı gerçekleştirenleri ve arkasındaki güçleri nefretle kınıyorum. Aziz canlarını birlik ve bütünlüğümüz uğruna feda eden şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine ve tüm Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımıza başsağlığı ve sabır diliyorum. Saldırıda hafif yaralanan Başkale Kaymakamı Sayın Bilgihan Bayer, koruması ve dört güvenlik görevlimize acil şifalar temenni ediyorum.''




KILIÇDAROĞLU NEFRETLE KINADI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Dünya pratiği, terörle sonuç alınamayacağı gerçeğinde ittifak etmişken, hala insanlık suçu terörist saldırılarda ısrar edenleri nefretle kınadığını'' bildirdi.

Kılıçdaroğlu, Van'ın Başkale ilçesi Gedikbaşı köyü yakınlarındaki terörist saldırıda 3 askerin şehit olması, 4 asker ile Başkale Kaymakamı Bilgihan Bayer ve korumasının yaralanması nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, terörün çirkin yüzünü göstermeye devam ettiğini belirterek, saldırıyı kınadı. 

Saldırıyı büyük bir üzüntüyle öğrendiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: 
''İnsanlık suçu olan bu saldırıda makam aracıyla olay yerinden geçen Başkale Kaymakamı Bilgihan Bayar ile korumasının da yaralandığı bildirildi. Dünya pratiği, terörle sonuç alınamayacağı gerçeğinde ittifak etmişken, hala insanlık suçu terörist saldırılarda ısrar edenleri nefretle kınıyor, şehitlerimize rahmet, ailelerine, yakınlarına ve Türk Silahlı Kuvvetlerine üzüntülerimle geçmiş olsun dileklerimi sunuyor, yaralı Mehmetçiklerimizle birlikte, yaralı Kaymakam Bayar ve korumasına da acil şifalar diliyorum.''

TSK’NIN ZAYIFLATILMASI TERÖRÜ TIRMANDIRIYOR İDDİASI

DSP Genel Başkanı Masum Türker, terörün her geçen gün arttığı bir süreçte Türk Silahlı Kuvvetlerinin zayıflatılmasının, tartışma konusu yapılmasının, terörün daha fazla artmasına zemin hazırladığını belirtti.

Türker, Van'ın Başkale ilçesi Gedikbaşı köyü yakınlarındaki terörist saldırıda 3 askerin şehit olması, 4 asker ile Başkale Kaymakamı Bilgihan Bayer ve korumasının yaralanması nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Mesajında, hain saldırıda 3 askerin şehit olmasının derin üzüntüsü içinde olduklarını belirten Türker, şehit askerlere rahmet, ailelerine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Türk milletine sabır ve başsağlığı dileklerinde bulundu.

Aynı saldırıda yaralanan 4 askere, Kaymakam Bayer ve korumasına acil şifalar temennisinde bulunan Türker, şunları kaydetti:

''Terörün her geçen gün arttığı bir süreçte, Türk Silahlı Kuvvetlerinin zayıflatılması, tartışma konusu yapılması, terörün daha fazla artmasına zemin hazırlamaktadır. Hükümetin Bu durumu dikkatle değerlendirmesi ve gereken önlemleri alması zorunludur. Aksi takdirde yüreğimiz daha çok yanacak, daha çok ailenin ocağına ateş düşecektir.''

BBP: HÜKÜMET TERÖRLE MÜCADELEDE ETKİN ADIMLAR ATSIN

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, terörle mücadele konusunda Hükümetin biran önce gerçekçi ve uygulanabilir adımlar atması gerektiğini belirtti.

Destici,  Van'ın Başkale ilçesi Gedikbaşı köyü yakınlarındaki terörist saldırıda 3 askerin şehit olması, Başkale Kaymakamı Bilgihan Bayer'in aralarında bulunduğu 4 kişinin yaralanması nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Mesajında, Yüksek Askeri Şura öncesi yaşanan istifaların, Türkiye'nin terörle mücadelede bütünsel bir kararlılık göstermesi gereken bir dönemde gerçekleşmesinin zafiyet görüntüsü vereceğini, sorumsuzca yapılan işlerin sadece terör unsurlarını sevindireceğini ifade eden Destici, Türkiye'nin çok tehlikeli bir sürece doğru hızla sürüklendiğini kaydetti.

Bölücü terör örgütünün, bugün elinden geleni ardına koymadığını belirten Destici, şöyle devam etti:

''Biz, terörle mücadelenin konsepti değişmeli ve daha seri tedbirler alınmalı diye temennide bulunurken bugün görüyoruz ki terör örgütü adeta konsept değiştirmiş. Her satıhta, her alanda, topyekun bir savaş başlatmış olan terör örgütü karşısında devlet ve millet olarak uyanık ve kararlı olmamız gerekiyor.

Terörle mücadele konusunda hükümet biran önce gerçekçi ve uygulanabilir adımlar atmalıdır. Özel timler, mobil birlikler mücadeleye süratle dahil edilirken, terör unsurlarının şehir yapılanması konusunda da istihbari faaliyetlere hız verilip, bütün satıhta mücadele yapılmalıdır. Caydırıcılık yönü dikkate alınarak idam cezası TCK'ya tekrar konmalıdır. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır.'' 
Şehitleri rahmetle anan Destici, başta yakınları olmak üzere kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ve aziz Türk milletine başsağlığı diledi.



T.S.K."DA NELER OLUYOR ALBAY"I MESLEKTEN ATTILAR



Bursa İl J.Komutanı Albay Yeşil ordudan atıldı

Kıdemli Albay Aydın Yeşil, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin onayı ile meslekten ihraç edildi.
Bir organize suç grubuyla yaptığı görüşmeler nedeniyle göz altına alınan ve soruşturmada “suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan tutuklanan Kıdemli Albay Aydın Yeşil, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin onayı ile meslekten ihraç edildi. Dikkat çekici karar hukukçulara göre halen yargılanan Ergenekon sanığı muvazzaf subayları da emsal teşkil ederek uygulanabilir.
Bir dönem Abdullah Öcalan’ın hükümlü bulunduğu İmralı Cezaevi’nden sorumlu olan eski Bursa İl Alay Komutanı Kıdemli Albay Aydın Yeşil, hakkında yürütülen soruşturma nedeniyle TSK tarafından meslekten ihraç edildi. Cuma günü yapılacak Yüksek Askeri Şura’nın kararlarında da yer alacak olan Albay Yeşil’in sivil mahkemede yargılaması sona ermeden durumu kesinleşti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla başlatılan Çağrı adlı operasyonda yakalanan Cabbar Çicek ile telefon görüşmeleri bulunan Albay Yeşil, “organize suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım ve yataklık etmekten” tutuklanarak cezaevine konulmuştu. Telefon dinleme kayıtlarını inceleyen TSK, yargılamayı beklemeksizin Albay Yeşil hakkında işlem yaptı. Telefon tapelerinde suç işlediği tespit edilen Yeşil’in “disiplinsizlik ve ahlaki durum” nedeniyle meslekten ihraç kararı alındı.
Ancak Albay Yeşil bu duruma itiraz ederek Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne başvurdu. 1.Daire’de görüşülen Yeşil’in itirazı yapılan inceleme sonucunda, hakimlerce hukuka aykırı bir durum olmadığını gerekçesiyle reddedildi.
Yüksek mahkeme kararında, Kıdemli Albay Aydın Yeşil için, “iddianameye esas olan telefon dinleme tutanaklarından davacının suç örgütü elemanları ile içerisinde bulunduğu ilişkilerin mahiyeti ve şeklinin TSK’da görev yapmasını engelleyici vahamet derecesine ulaştığı, davacının disiplin bozucu hareketlerde bulunduğu, ikaz ve cezalara rağmen ıslah olmadığı, tavır ve hareketlerini cezalara rağmen düzenleyemediği görülmekle meslekten ihraç edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır” denildi.

ERGENEKONA EMSAL TEŞKİL EDECEK


Kararı değerlendiren hukukçular emsal teşkil edecek kararın, yargılamaları halen devam eden Ergenekon davası sanıklarını da etkileyebileceğini öne sürdüler. Hukukçular, telefon dinleme tutanaklarına bakılarak halen gözaltında bulunan muvazzaf askeri personelin de meslekten ihraç edilmesinin söz konusu olduğuna dikkat çekerek, AYİM kararının askeri yargıda son nokta olduğu için her personeli bağladığını vurguladılar.
Yeşil’in ihraç kararı 4 Aralık'ta yapılacak Yüksek Askeri Şura’da karara bağlanarak, açıklanacak

31 Temmuz 2011 Pazar

TSK'nın komuta kademesindeki istifalar, hükümetin elini güçlendirdi!


TSK'daki istifa krizi çözülürken, askerin tavrı da tartışma konusu oldu. Avrupa Parlemantosu Türkiye raportörü Ria Oomen-Ruijten, Türkiye'nin her geçen gün daha demokratik bir ülke olma yolunda ilerlediğini söylerlerken Doç. Dr. Cengiz Anık, askerin istifalarla hükümetin elini güçlendirdiğini iddia etti. Doç. Dr. Anık'a göre Türkiye'de askeri vesayet bu istifalarla sona erdi.


Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Ria Oomen-Ruijten  Türkiye'de demokrasinin her geçen gün kuvvetlendiğini soyledi. 

Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının istifasi üzerine yorum yapan Oomen-Ruijten: "Türkiye her geçen gün demokratik kurumların askeri kararları aldığı demokratik
bir ülke olma yolunda ilerliyor." dedi.
Zaman'da yer alan habere göre Oomen-Ruijten Türk siyasetinden gelen tepkilerin sorulması üzerine "Bu aşamada başka bir yorum yapmak istemiyorum." dedi. Oomen-Ruijten, yazdığı Türkiye raporlarında askerin siyaset üzerindeki etkisini sürekli eleştiri konusu yapıyordu.

ASKER HÜKÜMETİN ELİNİ RAHATLATTI

İstifalarla ilgili bir açıklama da Doç. Dr. Cengiz Anık'tan geldi. Siyasal iletişim uzmanı G.Ü Öğretim Üyesi Cengiz Anık, istifaları demokrasi yolunda "yeni doğum sancıları" olarak nitelendirdi. Emekliye ayrılacak kuvvet komutanlarının istifalarıyla, TSK'nın komuta kademesinde çok şey değişmediğini söyleyen Anık, Türkiye'nin köklü bir askeri geleneğe sahip olduğunu, kriz gibi görülen istifaların yerine bir iki günde atamaların yapılacağını ifade etti. Anık, açıklamasında şunları söyledi:

"Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının istifa etmesi veya emeklilik talepleri, bu haliyle Türkiye’de ilktir. "Askeri vesayetten, sivil alan kurtuluyor" yorumlarına mesnet teşkil ettiği için, Özal’ın, dönemin Genelkurmay Başkanını istifa ettirmesini günlerce konuşmuştuk. Bugün ise çok daha farklı bir süreci yaşıyoruz. 

Bugün pek çok askeri yetkili yargılanmaktadır ve mahkeme birkaç gün önce YAŞ arefesinde bir kaç üst düzey askeri yetkilinin daha yakalanması kararını vermiştir. 
Elbette YAŞ konusunda ciddi açmazlar vardır. Adı "şura" olmakla birlikte Kurul, oldukça etkin bir karar mekanizmasıdır. Kimlerin general olacağına karar vermekle, uzun yıllara sirayet eden askeri bir statüko tesis etmektedir. Dış güvenlikle ilgili en etkin komuta kademelerinin teşekkül ettirildiği bir mekanizmada Dış İşleri, iç güvenlikle ilgili olarak İç İşleri Bakanlıkları’nın hiçbir dahli yoktur. 

"KRİZ SOĞUKKANLI DEĞERLENDİRİLMELİ"

Bununla birlikte, istifa veya emeklilik krizi gene de soğukkanlı değerlendirilmelidir. Siyasal iktidar bana göre, bu kadar çok sayıda askerin yargı kıskacına alınmış olmasından hoşnut değildir. Son mahkeme kararı da muhtemelen en fazla hükümeti sıkıntıya sokmuştur. Zira teröre her gün birkaç kurban verilmesinin faturası en fazla hükümete kesilmektedir. Yani Genel Kurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının, kamuoyuna yansıdığı kadarıyla, “yargıya müdahale etmediğiniz için size tavı olsun diye biz görevlerimizden ayrılıyoruz”  anlamında yorumlanabilecek bir kriz yaratmaları, esasen bana göre hükümeti çok rahatlatmıştır. 

"TÜRKİYE ASKERİ VESAYETTEN KURTULDU"

Dolayısıyla askeri vesayet zaten önemli ölçüde azalmıştı ama asıl şu andan itibaren, artık,  asker üzerinde sivil insiyatif  tesis edilmiş olacaktır. Bu durumu, ülkemizde demokratik geleneğin yerleşmesi açısından, biz siviller memnuniyetle karşılıyoruz. Ama gene de sivil inisiyatif, soğukkanlı davranmalı ve “güç bende artık”naraları atarak yönetsel rasyonaliteye gözlerini asla kapatmamalıdır. Kısacası, bu seferki kriz iyi haberdir. Ama bu krizi siyasal iktidar iyi yönetemez ve bu sınavdan başarıyla çıkamazsa, ülke geleceğimiz açısından kötü bir haberi  şimdiden almış olduğumuzu belirtelim.

Kaynak : http://www.internethaber.com/istifalar-hukumetin-elini-guclendirdi-362409h.htm#ixzz1TdB9t7vc

30 Temmuz 2011 Cumartesi

KUTLU BİR GÖNÜL...




Ey Allah’ım! Ey Rabbimiz! Bizi cehennem ateşinden halas eyle,muhafaza et,necat ver!
Allah’ım, bize afiyet ver,bizi iyilerle birlikte pak ve temiz diyarın olan cennetine koy. Bunu sadece affınla yap,ey kullarını azaptan koruyan Mücir! Fazl ve kereminle olsun,ey bütün günahları bağışlayan Gafur! Ben, şu kıymetli ve şerefli isimlerinin,şu yüce ve latif sıfatlarının hakkı için istiyor ve yalvarıyorum ki, Efendimiz Muhammed Aleyhisselatü Vesselama,onun yaptığı iyilikler sayısınca selat ve selam eyle!
Allah’ın ismiyle. Allah bana kafi. Allah’tan başka ilah yok. Allah her şeye şahit. De ki; O Allah’tır. Allah’ın dilediği olur. Rabbim Allah’tır. Allah’ın şanı yücedir. Allah alidir. Allah’a tevekkül edip güvendim. Allah onlara karşı kafidir. O her şeyi işiten ve bilendir!
Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin. Ey kendisinden başka ilah olmayan Allah’ım! Eman ver bize,eman diliyorum. Sana olan medh ve senaları sayıp dökemiyorum. Sen, zatını övdüğün gibisin. Ey bütün kemal sıfatları taşıyan hakiki Ma’bud olan Allah! Ey bütün mahlukata rızık verip merhamet eden Rahman! Ey ahirette salih kullarına lütuflarda bulunacak Rahim! Ey bütün günahları bağışlayan Gafur! Ey kullarının ibadet ve şükürlerine bol mükafatla karşılık veren Şekur!
Zatın için saydığın güzel isimlerin,yüce sıfatların ve eksiksiz kelimelerin hakkı için Senden istiyor ve yalvarıyorum ki; beni,anamı,babamı,bütün erkek ve kadın mümin ve Müslümanlardan hayatta olan ve ölenleri bağışla!
Bize öyle bir merhamette bulun ki, Senden başkasının merhametine ihtiyacımız kalmasın! Dünyada ve ahirette ihtiyaçlarımızı yerine getir ve dilediğimizi ihsan eyle! Dünyadan ayrılırken son nefesimizi saadet,şehadet,ikram ve müjde ile vermemizi nasip eyle!



Bizim adımıza Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellemi- layık ve müstehak olduğu şeylerle mükafatlandır. Gözümüzü açıp kapayıncaya kadar bizi ne nefsimize,ne de yarattıklarından hiç birine havale etme! İşlerimizi ıslah edip yoluna koy! Bizi hiç zail olmayan ilim ve sıyanetinle himaye eyle! Ayrı yaşanamayan desteğinle bizleri muhafaza eyle, ey celal ve ikram sahibi!
Bizden ve bu isimleri üzerinde taşıyan kimselerden cin,insan ve şeytanlardan gelecek afetleri, yer sarsıntılarını ve Allah korkusundan meydana gelen dağ parçalanışlarını,taun ve veba musibetini,kem gözleri,vücut ağrılarını ve diğer felaketleri def eyle! Bizi bütün şer ve kötülüklerden muhafaza et. Rahmetinle bize dünyada ve ahirette selamet,afiyet,ve hayır nasip eyle, ey merhametlilerin en merhametlisi!
Ey Allah’ım! Efendimiz Muhammed –sallallahu aleyhi ve sellem-e onun al ve Ashabına salat-u selamlar olsun.
Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun!

Şair Uzman Jandarmadan İkinci Şiir. (Hak arayışı Uzman Jandarmayı Şair Yaptı)

Türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde uzman jandarmalarla ilgili haberleri  okumayan kalmamıştır muhtemelen. Astsubaylarla ...