AŞIRI GÜLMENİN HÜKMÜ
Tebessüm etmek, güler yüzlü olmak çok iyidir. Peygamber efendimiz kahkaha ile gülmezdi. Fakat herkese güler yüz gösterir, tebessüm ederdi. Kahkaha ile gülmek mekruhtur.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Hayrı, iyiliği güzel yüzlü olanların yanında arayınız!) [Dare Kutni]
(Mümin kardeşinin yanında suratı asık durana, melekler lanet eder.) [Hatib]
(İyiliği, güzel yüzlü kimselerden talep ediniz.) [Beyhekî]
İmam-ı Gazali hazretleri, İhya’da, Allah korkusundan ağlamanın faziletini anlatırken, (Az gülüp, çok ağlasınlar) mealindeki âyet-i kerimeyi bildirmektedir. Bir bayan okuyucu, imam-ı Gazali hazretlerini tenkit ediyor, (O âyet kâfirler için inmiştir. Müslümanın ağlaması doğru değildir) diyor. İmam-ı Gazali hazretleri o âyetin kim için indiğini bilmez mi? Demek ki müslümanların da az gülüp çok ağlaması gerekiyor ki, o âyeti bildirmiştir. Âyeti en iyi anlayan Peygamber efendimiz, bu konuda şunları buyurmaktadır:
(Eğer Cennet ve Cehennemi görseydiniz, az güler çok ağlardınız.) [Müslim]
(Gülerek günah işleyen, ağlayarak Cehenneme gider.) [Ebu Nuaym]
(Çok gülmek kalbi öldürür ve müminin değerini düşürür.) [Tirmizi]
(Allahü teâlânın kendinden razı olup olmadığını bilmeden kahkaha ile gülene şaşılır.) [E. Nuaym]
(Mescitte gülmek, kabirde karanlıktır.) [Deylemi]
Peygamber efendimiz, Hz. Mikail’in gülmeyişinin sebebini Hz. Cebrail’e sual eder. O da, (Cehennem yaratıldığından beri hiç gülmemiştir) cevabını verir. (İ.Ahmed)
Bezzar ve Buhari’de bildiriliyor ki, Peygamber efendimiz de, rastgele gülenleri görünce, (Benim bildiğimi siz bilseydiniz, az güler, çok ağlardınız) ve (Kur'an-ı kerim, Cennet ve Cehennemin halini bildirirken nasıl böyle gülersiniz) buyurdu. Sonra şu mealdeki âyet-i kerimeler nazil oldu:
(Kullarıma haber ver ki, çok bağışlayıcı ve pek merhametli olduğum gibi, azabım da çok şiddetlidir.) [Hicr 49,50]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Hayrı, iyiliği güzel yüzlü olanların yanında arayınız!) [Dare Kutni]
(Mümin kardeşinin yanında suratı asık durana, melekler lanet eder.) [Hatib]
(İyiliği, güzel yüzlü kimselerden talep ediniz.) [Beyhekî]
İmam-ı Gazali hazretleri, İhya’da, Allah korkusundan ağlamanın faziletini anlatırken, (Az gülüp, çok ağlasınlar) mealindeki âyet-i kerimeyi bildirmektedir. Bir bayan okuyucu, imam-ı Gazali hazretlerini tenkit ediyor, (O âyet kâfirler için inmiştir. Müslümanın ağlaması doğru değildir) diyor. İmam-ı Gazali hazretleri o âyetin kim için indiğini bilmez mi? Demek ki müslümanların da az gülüp çok ağlaması gerekiyor ki, o âyeti bildirmiştir. Âyeti en iyi anlayan Peygamber efendimiz, bu konuda şunları buyurmaktadır:
(Eğer Cennet ve Cehennemi görseydiniz, az güler çok ağlardınız.) [Müslim]
(Gülerek günah işleyen, ağlayarak Cehenneme gider.) [Ebu Nuaym]
(Çok gülmek kalbi öldürür ve müminin değerini düşürür.) [Tirmizi]
(Allahü teâlânın kendinden razı olup olmadığını bilmeden kahkaha ile gülene şaşılır.) [E. Nuaym]
(Mescitte gülmek, kabirde karanlıktır.) [Deylemi]
Peygamber efendimiz, Hz. Mikail’in gülmeyişinin sebebini Hz. Cebrail’e sual eder. O da, (Cehennem yaratıldığından beri hiç gülmemiştir) cevabını verir. (İ.Ahmed)
Bezzar ve Buhari’de bildiriliyor ki, Peygamber efendimiz de, rastgele gülenleri görünce, (Benim bildiğimi siz bilseydiniz, az güler, çok ağlardınız) ve (Kur'an-ı kerim, Cennet ve Cehennemin halini bildirirken nasıl böyle gülersiniz) buyurdu. Sonra şu mealdeki âyet-i kerimeler nazil oldu:
(Kullarıma haber ver ki, çok bağışlayıcı ve pek merhametli olduğum gibi, azabım da çok şiddetlidir.) [Hicr 49,50]
Kim Allah-u Teâlâ Hazretleri'ne dayanırsa, en güçlü insan odur. Kim de onun kulluğundan uzaklaşırsa; Allah-u Teâlâ Hazretleri onu en hor, en zelil duruma düşürür.
Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN (Rh.A)
Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN (Rh.A)
Soru: Bu şikayet, insanlar arasında çoğalan gülme olgusuyla alakalıdır. Özellikle gençler arasında:
Arkadaşlarla oturduğumuz meclislerde gülme çok oluyor hatta ifrat derecesine varırcasına. Bu olgu yayılıp çoğalıyor bunun ilacı nedir?
Cevab: Bu şikayetin cevabı iki taraflıdır. İlim ve amel olmak üzere.
Peygamberimizin ((S.A.V).) gülme hakkında hal ve durumu nasıldı, bunu bilmeliyiz. O bu meselede ve her konuda örnek alınacak en hayırlı olandır.
Sahih hadiste varid olduğu gibi: “Peygamber ((S.A.V).) gülmezdi ancak tebessüm ederdi.” Diğer bir hadiste ((S.A.V).)’i “uzun sukutlu ve az gülerdi.”
Hz. Aişe (r.a.) buyurdular ki: Peygamber ((S.A.V).)’i kahkaha ile güldüğünü hiç görmedim taki küçük dilini göreyim bilakis o sadece tebessüm ederdi.”
Sahih hadiste Peygamber ((S.A.V).) buyurdular ki: “Gülmeyi çoğaltmayınız. Çünkü gülmenin çokluğu kalbi öldürür.” diğer bir rivayette “Çok gülmek, kalbin fesadıdır.” Geminin batacağını bilerek gemiye binip mahvolmak ifrattır.
Kısa olarak ilmî taraf böyle.
Amelî kısmı tarafa girmeden önce bilmeliyiz ki gülmek haram olan bir durum değildir.
Müslüman, asık suratlı, kaba, sert, hüzünlü olamaz. Gülmek fıtrî bir haldır. İnsanın tabiatında var.
“Doğrusu güldüren de O’dur ağlatan da.” (Necm, 53/43)
Arkadaşlarla oturduğumuz meclislerde gülme çok oluyor hatta ifrat derecesine varırcasına. Bu olgu yayılıp çoğalıyor bunun ilacı nedir?
Cevab: Bu şikayetin cevabı iki taraflıdır. İlim ve amel olmak üzere.
Peygamberimizin ((S.A.V).) gülme hakkında hal ve durumu nasıldı, bunu bilmeliyiz. O bu meselede ve her konuda örnek alınacak en hayırlı olandır.
Sahih hadiste varid olduğu gibi: “Peygamber ((S.A.V).) gülmezdi ancak tebessüm ederdi.” Diğer bir hadiste ((S.A.V).)’i “uzun sukutlu ve az gülerdi.”
Hz. Aişe (r.a.) buyurdular ki: Peygamber ((S.A.V).)’i kahkaha ile güldüğünü hiç görmedim taki küçük dilini göreyim bilakis o sadece tebessüm ederdi.”
Sahih hadiste Peygamber ((S.A.V).) buyurdular ki: “Gülmeyi çoğaltmayınız. Çünkü gülmenin çokluğu kalbi öldürür.” diğer bir rivayette “Çok gülmek, kalbin fesadıdır.” Geminin batacağını bilerek gemiye binip mahvolmak ifrattır.
Kısa olarak ilmî taraf böyle.
Amelî kısmı tarafa girmeden önce bilmeliyiz ki gülmek haram olan bir durum değildir.
Müslüman, asık suratlı, kaba, sert, hüzünlü olamaz. Gülmek fıtrî bir haldır. İnsanın tabiatında var.
“Doğrusu güldüren de O’dur ağlatan da.” (Necm, 53/43)
Fakat bizim şu anda ilacıyla meşgul olduğumuz neticelerinden sakındırdığımız problem şu ki:
– Kahkahalarla uyumlu ahenkli meclisler (oturumlar)
– Mü’min kalbinin iyi ve sağlam olması yerine, ağzını açıp çok gülmeyle kalbini bozması (fesada uğratması)
– Davetçinin, insanların çok gülmesini, insanları kazanmaya bir vesile kılması -iddiası- Onları faydalı olmak ve etkilemek için olsa bile, bilmiyor ki insanlar onun etrafında sadece gülmek için toplanıyorlar. Onların ondan faydalanması ne azdır!
Problem şu ki: Bazı insanları çok gülmeyi sıkıntı ve üzüntülerinden bir çıkış olarak görmektedirler. Bu kötüyü iyiyle değiştirmektir. Hatırlıyorum bir genç, derste başarısız olması kaygısıyla meşgul olup bu mevzuyu düşünürken ve ailesiyle olan problemlerini vs. aklına takmışken, evinden çıkıyor, onu yolda bir kardeşi tesadüf ediyor. Soruyor. Nereye gidiyorsun? Kederli ve üzüntülüyüm, filanla falana gideceğim, beni güldürmeleri ve üzüntülerimi bana unutturmaları için diye cevap veriyor. Hissedemiyor bu kişinin onu güldürmesi, onu uyuşturması gibidir. Bu uyuşturmanın etkisi geçtikten sonra tekrar eski halini alacağını bilmiyor.
Üzüntü, tasa, keder ile ilgili Nebevi ilaçtan gafil olmaması beklenirken, Peygamber ((S.A.V).) başına bir şey geldiğinde namaz kılardı. Eğer bu iş onu üzseydi derdi ki “Ey hayy ve kayyum olan Rabbim rahmetine yardım diliyorum.” Sahih olan diğer bir hadiste, Peygamber((S.A.V).)’e bir üzüntü ve keder geldiğinde: Diyordu ki ((S.A.V).): “Ya hayyu ya kayyum senin rahmetinle yardım diliyorum. Allah Rabbimdir, O’na hiçbir şeyi ortak koşmuyoum.”Üzüntü ve kaygı için meşhur duasında: “Allah’ım ben senin kulunum, senin kulunun oğluyum... kölenin oğluyum...”
– Kahkahalarla uyumlu ahenkli meclisler (oturumlar)
– Mü’min kalbinin iyi ve sağlam olması yerine, ağzını açıp çok gülmeyle kalbini bozması (fesada uğratması)
– Davetçinin, insanların çok gülmesini, insanları kazanmaya bir vesile kılması -iddiası- Onları faydalı olmak ve etkilemek için olsa bile, bilmiyor ki insanlar onun etrafında sadece gülmek için toplanıyorlar. Onların ondan faydalanması ne azdır!
Problem şu ki: Bazı insanları çok gülmeyi sıkıntı ve üzüntülerinden bir çıkış olarak görmektedirler. Bu kötüyü iyiyle değiştirmektir. Hatırlıyorum bir genç, derste başarısız olması kaygısıyla meşgul olup bu mevzuyu düşünürken ve ailesiyle olan problemlerini vs. aklına takmışken, evinden çıkıyor, onu yolda bir kardeşi tesadüf ediyor. Soruyor. Nereye gidiyorsun? Kederli ve üzüntülüyüm, filanla falana gideceğim, beni güldürmeleri ve üzüntülerimi bana unutturmaları için diye cevap veriyor. Hissedemiyor bu kişinin onu güldürmesi, onu uyuşturması gibidir. Bu uyuşturmanın etkisi geçtikten sonra tekrar eski halini alacağını bilmiyor.
Üzüntü, tasa, keder ile ilgili Nebevi ilaçtan gafil olmaması beklenirken, Peygamber ((S.A.V).) başına bir şey geldiğinde namaz kılardı. Eğer bu iş onu üzseydi derdi ki “Ey hayy ve kayyum olan Rabbim rahmetine yardım diliyorum.” Sahih olan diğer bir hadiste, Peygamber((S.A.V).)’e bir üzüntü ve keder geldiğinde: Diyordu ki ((S.A.V).): “Ya hayyu ya kayyum senin rahmetinle yardım diliyorum. Allah Rabbimdir, O’na hiçbir şeyi ortak koşmuyoum.”Üzüntü ve kaygı için meşhur duasında: “Allah’ım ben senin kulunum, senin kulunun oğluyum... kölenin oğluyum...”
Bu zor bir noktadır işaret edilmelidir buna, ameli tarafa girmeden bunun iyi bilinmesi gerekir.
Doğrusu güldüren de ağlatan da O'dur....Allah subhanehu ve teala bizi gerektiğinde tebessüm eden gerektiğinde gazaplanan, ve hep O'nun için ağlatan etsin...amin...
kahkaha atarken bazen aklıma geliyor hemen kendime çeki düzen ve
meye çalışıyorum peygamberimiz gülmezmiş diye ama her zamanda gelmiyor ki Gülmeyi çoğaltmayınız. Çünkü gülmenin çokluğu kalbi öldürür.” diğer bir rivayette “Çok gülmek, kalbin fesadıdır
keşke bunu hep aklımda bulundura bilsem tebessümden ibaret olsa kahkahalarım
meye çalışıyorum peygamberimiz gülmezmiş diye ama her zamanda gelmiyor ki
keşke bunu hep aklımda bulundura bilsem tebessümden ibaret olsa kahkahalarım
ELBİSE İÇİNDEKİ İNSANIN KİM OLDUGUNU,İNSANLAR NE BİLİRLER?
MEKTUBUN İÇİNDE NE OLDUGUNU ,ANCAK ONU YAZAN BİLİR
MEKTUBUN İÇİNDE NE OLDUGUNU ,ANCAK ONU YAZAN BİLİR
Doğrusu güldüren de ağlatan da O'dur....Allah subhanehu ve teala bizi gerektiğinde tebessüm eden gerektiğinde gazaplanan, ve hep O'nun için ağlatan etsin...amin...
aminnnn bir defasında bu konuyla ilgli bir arkadaşa tavsiyede bulunmustum fakat bana şöyle cevap verdi 'aman ya gülmeyelimde taş kalpli mi olalım' maasselame kardeşin duasını görünce anlaşılıyorki o bizi taş kalpli eylerr mi hiçççç
Allah'im,yardim et bana,
Sana daha guzel dua edeyim diye,
gereksiz konusmayayim diye,
sozlerimi kalbimden cikarayim diye,
gerektiginde konusayim diye,gerektiginde susayim diye.
Âmin.
Conrad Levasseur
Sana daha guzel dua edeyim diye,
gereksiz konusmayayim diye,
sozlerimi kalbimden cikarayim diye,
gerektiginde konusayim diye,gerektiginde susayim diye.
Âmin.
Conrad Levasseur
Ameli (pratik) taraf:
Gülme olgusunda aşırı bir şekilde devamı tedavi etme ancak şu vesilelerin gerçekleşmesiyle
olur.
1. Ölüm, kabir, ahiret günü, onda olacak hesabı, sırat, ateş ve diğer korkunç manzaraları hatırlamak. Bu hatırlamayı, bu manzaraları tasvir eden naslarla yetiştirmek, terbiye etmek. Geniş olarak şerhlerinden okumak. Yumuşak kalpli ve zahid insanlarla oturmak.
2. Günümüzde müslümanların yaşadıklarını
Gülme olgusunda aşırı bir şekilde devamı tedavi etme ancak şu vesilelerin gerçekleşmesiyle
olur.
1. Ölüm, kabir, ahiret günü, onda olacak hesabı, sırat, ateş ve diğer korkunç manzaraları hatırlamak. Bu hatırlamayı, bu manzaraları tasvir eden naslarla yetiştirmek, terbiye etmek. Geniş olarak şerhlerinden okumak. Yumuşak kalpli ve zahid insanlarla oturmak.
2. Günümüzde müslümanların yaşadıklarını
düşünmek. Dinden uzaklaşmayı, gözden geçirmek ve müslümanların yaşadığı gerçekleri düşünmek. Her yönden gerilemeleri, karşılaştıkları eziyet ve zorlukları, kötü yok oluşları, dünyada aleyhlerine alınan gizli karar ve tertipleri. İşte Müslüman bunları sadık ve derin bir düşünceyle düşündüğü zaman bu onun gülme ve ağlamasında bir etkisi olmalıdır.
3. İslam ümmetine karşı, boynundaki emanetin ağırlığını hissetmeli. Onun ümmeti, ondan büyük bir çalışma istiyor, kötüleşen kementlerden ve yıkılışından uyanmak için. Eğer o bu durumu endişe ediyor ise kendine; gücü yettiğince, toplumunu, sevdiklerini, arkadaşlarını ve ailesini düzeltmek için, olan meşguliyet ile zamanını geçirecektir. Onu heyecanlandıran ve doyuran şeylere, fazla gülmeye ve ehemmiyetsiz meselelere vakit bulamayacaktır o zaman.
4. Çok gülen insanlardan uzak durmak. Çok güldüren ve komiklik yapan olarak bilinen şakacı şahsiyetlerin içlerine girmekten sakınmak. O meclislerden uzaklaşmakla beraber onlara ve onlarla oturanlara nasihatlerde bulunmak.
Az önce geçmişti bazı davetçiler gülmeyi insanları kazanmak için vesile sayanlara işaret etmiştik. Öyleki bazıları güldüren şeyh nerede? Güldüren davetçiyi istiyoruz. Bu en alçak seviyedir. Dileriz bunlar ümmet arasından çıkar. Çünkü Allahû Teâlâ’nın dini büyük ve metindir.
“Kur’an hak ile batılı ayıran bir sözdür. O, asla bir oyun değildir.” (Tarık, 86/13, 14)
“Size verdiğimizi kuvvetle tutun.” (Bakara, 2/63)
Hadis-i şerifte ise “Bildiğimi eğer bilseydiniz? Az güler, çok ağlardınız ve yükseklere çıkar Allah’a yalvarırdınız.” Eğer gerçekten hakiki manasıyla biz bizden ne istenildiğini bilseydik ve bizi ne bekliyor hoş uykular bir damla dahi olsa gözümüze girmezdi.
5. Elinden geldikçe gülmeye karşı gelmek. Olabilirki bir topluluk onları bir araya getirir ve çoğu vakitlerini gülme ve kahkaha ile geçirirler. Yapması gereken ilk şey, esnemeye mani olduğu gibi gülmesine de hakim olmalı. İkinci olarak, gelenlere nasihat etmeli ve onlara yardım etmeli. Bu da, becerikli, hünerli, kararlı ve ciddi bir adama muhtaçtır. İnsanlarda -Allah’a hamd olsun- büyük bir hayır var. Kıymet takdir eden ve islah eden -düzelten- davetçilere uymaya hazırdırlar. Bu nasihat ona çeşitli yollar verebilir. Onlara gülme ve güldürmenin kötü yönlerini -dezeavantajlarını- zikredebilir. Onu yalan ve uydurmaya yönlendirebilir. Güldüren kişi, anlatacak bir hikaye veya gerçek bir olay bulamazsa, bu defa hayalinden uydurmaya başlar tâki onları güldürecek bir konu bulsun. Böyle kişiyi, Allah Resûlü ((S.A.V).) korkutmuştur: “Kon uşup insanları güldürmek için yalan söyleyene yazıklar olsun!.. Yazıklar olsun!.. Yazıklar olsun!..”
Gülmenin kötülüklerinden biri de insanın şahsiyetini sarsar ve gözden düşürür. Güldüren kişi her ne kadar görünüşte toplumda bir yeri olduğu zannedilse bile gerçekte o onların yanında çok değersizdir.Ona ne değer verirler ne de hürmet gösterirler.Bunun benzerini gülmeye iyice dalan içinde söyleyebiliriz.
6. Gülmeye yönlendiren mevzuyu faydalı başka mevzuya çevirmek. Baktın ki hazır bulunanlar gülmede normal durumu aştılar ve kendilerini onun sebeplerine teslim ettiler, münasip bir uslupla yavaş yavaş kalplerine girer, onları ciddiyet alemine ve vakitlerinden istifade etmeye çevir. Bu da, ya faydalı bir kitaptan okuyacak ya da önemli bir mevzuyu tartışmak ve görüşlerini ortaya çıkarmak için teklif et ya da hayırlı ve ıslah edici bir amel için onları ittifaka davet etmek vs. Bu Allahû Teâlâ’nın sevdiği ve razı olduğu işlerdendir.
7. Haddi aşmak, sınırı geçmek. İş haddini aştı; yani oturanlar karşı çıktılar ve gülmeye daldılar ve gaflet yoluna girdiler. Son çare dağılmaktır. Kendini ve kalbini fesadtan korumak için meclisten kalk ve onları terk et. Çünkü sen üzerine düşen nasihat ve yönlendirmeleri yaptın. "Hiçbir suçlu başkasının yükünü yüklenemez.”(Enam, 6/164)
3. İslam ümmetine karşı, boynundaki emanetin ağırlığını hissetmeli. Onun ümmeti, ondan büyük bir çalışma istiyor, kötüleşen kementlerden ve yıkılışından uyanmak için. Eğer o bu durumu endişe ediyor ise kendine; gücü yettiğince, toplumunu, sevdiklerini, arkadaşlarını ve ailesini düzeltmek için, olan meşguliyet ile zamanını geçirecektir. Onu heyecanlandıran ve doyuran şeylere, fazla gülmeye ve ehemmiyetsiz meselelere vakit bulamayacaktır o zaman.
4. Çok gülen insanlardan uzak durmak. Çok güldüren ve komiklik yapan olarak bilinen şakacı şahsiyetlerin içlerine girmekten sakınmak. O meclislerden uzaklaşmakla beraber onlara ve onlarla oturanlara nasihatlerde bulunmak.
Az önce geçmişti bazı davetçiler gülmeyi insanları kazanmak için vesile sayanlara işaret etmiştik. Öyleki bazıları güldüren şeyh nerede? Güldüren davetçiyi istiyoruz. Bu en alçak seviyedir. Dileriz bunlar ümmet arasından çıkar. Çünkü Allahû Teâlâ’nın dini büyük ve metindir.
“Kur’an hak ile batılı ayıran bir sözdür. O, asla bir oyun değildir.” (Tarık, 86/13, 14)
“Size verdiğimizi kuvvetle tutun.” (Bakara, 2/63)
Hadis-i şerifte ise “Bildiğimi eğer bilseydiniz? Az güler, çok ağlardınız ve yükseklere çıkar Allah’a yalvarırdınız.” Eğer gerçekten hakiki manasıyla biz bizden ne istenildiğini bilseydik ve bizi ne bekliyor hoş uykular bir damla dahi olsa gözümüze girmezdi.
5. Elinden geldikçe gülmeye karşı gelmek. Olabilirki bir topluluk onları bir araya getirir ve çoğu vakitlerini gülme ve kahkaha ile geçirirler. Yapması gereken ilk şey, esnemeye mani olduğu gibi gülmesine de hakim olmalı. İkinci olarak, gelenlere nasihat etmeli ve onlara yardım etmeli. Bu da, becerikli, hünerli, kararlı ve ciddi bir adama muhtaçtır. İnsanlarda -Allah’a hamd olsun- büyük bir hayır var. Kıymet takdir eden ve islah eden -düzelten- davetçilere uymaya hazırdırlar. Bu nasihat ona çeşitli yollar verebilir. Onlara gülme ve güldürmenin kötü yönlerini -dezeavantajlarını- zikredebilir. Onu yalan ve uydurmaya yönlendirebilir. Güldüren kişi, anlatacak bir hikaye veya gerçek bir olay bulamazsa, bu defa hayalinden uydurmaya başlar tâki onları güldürecek bir konu bulsun. Böyle kişiyi, Allah Resûlü ((S.A.V).) korkutmuştur: “Kon uşup insanları güldürmek için yalan söyleyene yazıklar olsun!.. Yazıklar olsun!.. Yazıklar olsun!..”
Gülmenin kötülüklerinden biri de insanın şahsiyetini sarsar ve gözden düşürür. Güldüren kişi her ne kadar görünüşte toplumda bir yeri olduğu zannedilse bile gerçekte o onların yanında çok değersizdir.Ona ne değer verirler ne de hürmet gösterirler.Bunun benzerini gülmeye iyice dalan içinde söyleyebiliriz.
6. Gülmeye yönlendiren mevzuyu faydalı başka mevzuya çevirmek. Baktın ki hazır bulunanlar gülmede normal durumu aştılar ve kendilerini onun sebeplerine teslim ettiler, münasip bir uslupla yavaş yavaş kalplerine girer, onları ciddiyet alemine ve vakitlerinden istifade etmeye çevir. Bu da, ya faydalı bir kitaptan okuyacak ya da önemli bir mevzuyu tartışmak ve görüşlerini ortaya çıkarmak için teklif et ya da hayırlı ve ıslah edici bir amel için onları ittifaka davet etmek vs. Bu Allahû Teâlâ’nın sevdiği ve razı olduğu işlerdendir.
7. Haddi aşmak, sınırı geçmek. İş haddini aştı; yani oturanlar karşı çıktılar ve gülmeye daldılar ve gaflet yoluna girdiler. Son çare dağılmaktır. Kendini ve kalbini fesadtan korumak için meclisten kalk ve onları terk et. Çünkü sen üzerine düşen nasihat ve yönlendirmeleri yaptın. "Hiçbir suçlu başkasının yükünü yüklenemez.”(Enam, 6/164)
Doğrusu güldüren de ağlatan da O'dur....Allah subhanehu ve teala bizi gerektiğinde tebessüm eden gerektiğinde gazaplanan, ve hep O'nun için ağlatan etsin...amin...
aminn
ne varki pazarlığa girişecek ecelle
sermayen tek kelime Allah Azze ve Celle
sermayen tek kelime Allah Azze ve Celle
Doğrusu güldüren de ağlatan da O'dur....Allah subhanehu ve teala bizi gerektiğinde tebessüm eden gerektiğinde gazaplanan, ve hep O'nun için ağlatan etsin...amin...
aminn
AMIN
Kim Allah-u Teâlâ Hazretleri'ne dayanırsa, en güçlü insan odur. Kim de onun kulluğundan uzaklaşırsa; Allah-u Teâlâ Hazretleri onu en hor, en zelil duruma düşürür.
Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN (Rh.A)
Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN (Rh.A)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder