Bu konuda
fıkıh kitaplarındaki açıklama genellikle şöyledir: Kadın ve erkeklerin gümüş
yüzük takmaları caizdir. Kadı, Sultan ve benzeri, yüzük kullanmaya ihtiyacı
olanlar için sünnettir (Eskiden yüzüğü mühür olarak kullanıyorlardı). İhtiyacı
olmayanların takmaması daha faziletlidir. Sünnet olan, yüzüğün ağırlığının bir
miskal veya daha az olması ve erkek için taşını avucun içine çevirmesidir.
Kadınlar ise böyle yapmazlar. Çünkü yüzük onlar için zinet (süs)tür; erkekler
içinse süs değildir. Yüzüğün taşını akik ve yakut gibi kıymetli taşlardan
yapmak ve üzerine kendi ismini veya Allah'ın ismini yazmak caizdir. Ancak 'ın
ismi yazıldığı takdirde helaya giderken yüzüğün ya çıkarılması veya sağ ele
takılması gerekir (bk. Abdullah b. Mahmud, el-İhtiyâr, IV,159; bk. Davudoğlu,
a.g.e., IX, 457, Aynî'den naklen).
İmam Ebû Hanife'nin yüzüğünde ise: Ya hayrı (iyiyi) konuş veya sus; İmam Ebû Yusuf'unkinde: Kendi hissiyle hareket eden pişmanlık duyar; İmam Mujammed'inkinde: Sabreden başarıya ulaşır; Sabreden derviş muradına ermiş ibareleri yazılıydı (bk. Kâmil Miras, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, IV,288).
Abdulkerim ÜNALAN
İmam Ebû Hanife'nin yüzüğünde ise: Ya hayrı (iyiyi) konuş veya sus; İmam Ebû Yusuf'unkinde: Kendi hissiyle hareket eden pişmanlık duyar; İmam Mujammed'inkinde: Sabreden başarıya ulaşır; Sabreden derviş muradına ermiş ibareleri yazılıydı (bk. Kâmil Miras, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, IV,288).
Abdulkerim ÜNALAN
YÜZÜK
TAKMAK
Islâm'a göre; erkekler de kadınlar da yüzük takabılirler. Ancak, yüzüğün takılış maksadı ve yapıldığı madde ile ilgili bazı şartların gözetilmesi gerekir.
Hanefî mezhebine göre, maddesi ne olursa olsun ihtiyaç duyulmaması halinde yüzük takılmaması daha iyidir.
Altından yapılan yüzükleri erkekler takamazlar. Takarlarsa haram işlemiş olurlar. Kadınlar ise takabılirler (el-Mevsılî, el-Ihtiyar fi Ta'lili'l-Muhtar, Mısır IV, 224: Merginânî, el-Hidaye, IV, 82; Ibn Abidîn, Reddü'lMuhtar, Ist. 1233, V, 216). Hz. Peygamber bir hadisinde; Ipek ve altın ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helal edilmiştir" buyurmuştur. (Tirmizî, Libas, 1).
Gümüşten yapılan yüzüğü hem erkekler hem de kadınlar takabılirler. Ancak, erkeklerin takacakları yüzüğün, kadınların taktıklarına benzememesi ve ağırlığının üç gramdan daha az olması gerekir (el-Cezîrî, Kitabü'l-Fıkh ale'l-Mezahilai'l-Erbaa, II, 16; Alâuddin Abidin, El-Hediyyetü'l-Alâiyye, 1978, 318).
Demir, bakır, kurşun ve tunç gibi madenlerden yapılan yüzükler hem erkeklere hem de kadınlara mekruhtur (el-Mevsılî, a.g.e., IV, 224). Akîk ve yeşim gibi kıymetli taşlardan yapılanlar ise kadın erkek herkes için caizdir. (Ibn Abidin, a.g.e.; V, 315).
Yüzüğün kaşına Allah'ın, Peygamberin ya da kişinin kendi adını işletilmesi de mahzur yoktur. Fakat insan ve hayvan gibi bir canlının resminin konulması günahtır. Kaşında Allah'ın ismi veya Peygamber'in adının yazılı olduğu bir yüzükle helâya giren kişi, yüzüğünü gizlemelidir. Eğer yüzük sol elinde ise taharetleneceğinde parmağından çıkarmalıdır (Ibn Abidin, a.g.e., V, 317).
Islâm'a göre; erkekler de kadınlar da yüzük takabılirler. Ancak, yüzüğün takılış maksadı ve yapıldığı madde ile ilgili bazı şartların gözetilmesi gerekir.
Hanefî mezhebine göre, maddesi ne olursa olsun ihtiyaç duyulmaması halinde yüzük takılmaması daha iyidir.
Altından yapılan yüzükleri erkekler takamazlar. Takarlarsa haram işlemiş olurlar. Kadınlar ise takabılirler (el-Mevsılî, el-Ihtiyar fi Ta'lili'l-Muhtar, Mısır IV, 224: Merginânî, el-Hidaye, IV, 82; Ibn Abidîn, Reddü'lMuhtar, Ist. 1233, V, 216). Hz. Peygamber bir hadisinde; Ipek ve altın ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helal edilmiştir" buyurmuştur. (Tirmizî, Libas, 1).
Gümüşten yapılan yüzüğü hem erkekler hem de kadınlar takabılirler. Ancak, erkeklerin takacakları yüzüğün, kadınların taktıklarına benzememesi ve ağırlığının üç gramdan daha az olması gerekir (el-Cezîrî, Kitabü'l-Fıkh ale'l-Mezahilai'l-Erbaa, II, 16; Alâuddin Abidin, El-Hediyyetü'l-Alâiyye, 1978, 318).
Demir, bakır, kurşun ve tunç gibi madenlerden yapılan yüzükler hem erkeklere hem de kadınlara mekruhtur (el-Mevsılî, a.g.e., IV, 224). Akîk ve yeşim gibi kıymetli taşlardan yapılanlar ise kadın erkek herkes için caizdir. (Ibn Abidin, a.g.e.; V, 315).
Yüzüğün kaşına Allah'ın, Peygamberin ya da kişinin kendi adını işletilmesi de mahzur yoktur. Fakat insan ve hayvan gibi bir canlının resminin konulması günahtır. Kaşında Allah'ın ismi veya Peygamber'in adının yazılı olduğu bir yüzükle helâya giren kişi, yüzüğünü gizlemelidir. Eğer yüzük sol elinde ise taharetleneceğinde parmağından çıkarmalıdır (Ibn Abidin, a.g.e., V, 317).
Yüzük, her
iki elin her hangi bir parmağına takılabilir. Ancak, küçük parmağa takılması
sünnettir (Ibn Abidin, a.g.e., V, 316; Kamil Miras, Tecrid Tercemesi, XII,
108).
YÜZÜK TAKMANIN DİNİMİZDEKİ YERİ VAR MIDIR?
Yüzük takmak hususunda ihtilaf vardır.
Hanefi mezhebine göre yüzük gümüş olursa erkek ve kadın için mübahtır. Tunç, demir gibi şeylerden olursa erkek için haramdır.
Şafi'i mezhebine göre ise gümüş yüzük takmak sünnettir. Çünkü Peygamber (sav) gümüş yüzük takardı. Enes'den rivayet edilmiştir: Peygamber (sav) Kisra, Kayser ve Necasi'ye birer mektup yazmak istedi. Peygamber'e (sav) "Bunlar mühürsüz mektup kabul etmezler” denildi. Bunun üzerine Peygamber (sav) gümüş bir yüzük yaptırdı. Ve üzerindeki nakış "Allah'ın Resulü Muhammed” cümlesinden ibaretti.
Hulefa-yı Raşidin'in de birer gümüş yüzüğü vardı. Hz. Ebubekir'in yüzüğündeki nakşı (Ni'mel Kadiru Allahu) Hz. Ömer'inki ise(Kefa bil mevti vaizen), Hz. Osman'ın ki de "Le ta'tebirunne ev letendemun'ne), Hz. Ali'nin ki de (El-Mülkü lillah) idi
YÜZÜK TAKMANIN DİNİMİZDEKİ YERİ VAR MIDIR?
Yüzük takmak hususunda ihtilaf vardır.
Hanefi mezhebine göre yüzük gümüş olursa erkek ve kadın için mübahtır. Tunç, demir gibi şeylerden olursa erkek için haramdır.
Şafi'i mezhebine göre ise gümüş yüzük takmak sünnettir. Çünkü Peygamber (sav) gümüş yüzük takardı. Enes'den rivayet edilmiştir: Peygamber (sav) Kisra, Kayser ve Necasi'ye birer mektup yazmak istedi. Peygamber'e (sav) "Bunlar mühürsüz mektup kabul etmezler” denildi. Bunun üzerine Peygamber (sav) gümüş bir yüzük yaptırdı. Ve üzerindeki nakış "Allah'ın Resulü Muhammed” cümlesinden ibaretti.
Hulefa-yı Raşidin'in de birer gümüş yüzüğü vardı. Hz. Ebubekir'in yüzüğündeki nakşı (Ni'mel Kadiru Allahu) Hz. Ömer'inki ise(Kefa bil mevti vaizen), Hz. Osman'ın ki de "Le ta'tebirunne ev letendemun'ne), Hz. Ali'nin ki de (El-Mülkü lillah) idi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder