17 Temmuz 2011 Pazar

DÜNYANIN NERESİNDEYİZ ?




Dünyanın neresinde olduğumuz büyük ölçüde üç devâm sorusuna bağlı. Birincisi kendimizi dünyanın neresinde görüyoruz? İkincisi dünya bizi nerede görüyor? Üçüncüsü nerede olmalıyız?
ABD'nin Merkezî Haber Alma Örgütü (CIA), dünya ülkeleriyle ilgili 2002 milli gelir tahminlerini değiştirdi. CIA'nin internet sitesinde yer alan ''The World Factbook'' adlı çalışmasındaki veriler belki tek başına referans alınmak için yeterli olmayabilir, ama yine de bir ölçü veriyor.
CIA, daha önce 2002 yılı için 468 milyar dolar olarak açıkladığı Türkiye'nin satın alma gücü paritesiyle gayri safi yurtiçi hasılasını yeni tahmininde 489,7 milyar dolara çıkardı.
Yaklaşık yarım trilyon dolar. Bu rakam Türkiye’nin 2002 yılında kişi başına yurtiçi gelir rakamında 7.300 dolar seviyesinde olduğunu gösteriyor.
Türkiye bu ölçüye göre dünyanın 17. büyük ekonomisi. Ancak bütün dünyanın aynı veriler çerçevesinde toplam 49 trilyon dolar olduğu düşünüldüğünde, Türkiye dünya toplamının %1’ni oluşturuyor. Aynı rakamlara göre ABD 10 trilyon 450 milyar dolar ile dünyanın yaklaşık %21’ini meydana getiriyor. İkinci sırada 5 trilyon 989 milyar dolar ile Çin var. Onu Japonya 3 trilyon 651 milyar dolar ile izliyor.
Sonra Hindistan 2 trilyon 664 milyar dolarla dördüncü, Almanya 2 trilyon 160 milyar dolarla beşinci, Fransa 1 trilyon 558 milyar dolarla altıncı, Birleşik Krallık 1 trilyon 528 milyar dolarla yedinci, İtalya 1 trilyon 455 milyar dolarla sekizinci, Rusya 1 trilyon 409 milyar dolarla dokuzuncu, Brezilya 1 trilyon 376 milyar dolarla onuncu. Bu 10 ülke 32 trilyon 240 milyar dolarla 2002 yılında dünyadaki toplam üretimin üçte ikisini gerçekleştirdi.
İkinci on ülkelik dilimde ise sırası ile Güney Kore, Kanada, Meksika, İspanya, Endonezya, Avustralya, Türkiye, İran, Tayland ve Hollanda var.
Birinci dilim tek başına dünya üretiminin %65’i sağlarken, ilk iki dilimin toplamı %80 gibi bir rakama ulaşıyor.
Üçüncü dilimde ise 216 bağımsız ülke, bağımlı ülke veya bölge ekonomisi var. Onların toplamı 10 trilyon 38 milyar dolar. Bir başka deyişle ABD’den biraz az. Bir başka deyişle Türkiye’nin yaklaşık 20 katı.
Burada dikkat çeken bazı hususlar var.
Birincisi; AB ülkelerinin mutlak ekseriyetinin üçüncü dilimde yer alması. Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya ve Hollanda dışında kalanlar üçüncü dilimdeler.
Bununla birlikte, söz konusu beş AB ülkesi bir araya geldiğinde bile başlı başına dünyadaki üretimin sekizde birini oluşturuyorlar.
İkincisi; Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya, Güney Kore ve İran gibi demokraside sorunlu olan, serbest pazar ekonomisi ile gereken uyumu sağlayamamış ve insan haklarından açık topluma kadar birçok sahada telâfi etmesi gereken uzun süreçler bulunan ülkelerin birinci ve ikinci dilimde yer alması.
Dolayısı ile kuvvetli ekonominin kuvvetli demokrasi veya tam işleyen serbest pazar ekonomisi ile mümkün olduğu tezi bu sıralama ile ölüyor.
Üçüncüsü; 17. sıradaki Türkiye’nin önünde bir başka İslâm ülkesi bulunmuyor.
Diğer birçok İslâm ülkesinin düşük nüfusuna ve büyük petrol gelirine sahip olmasına rağmen sıralamada üçüncü dilimden yukarıya çıkamaması, sistem hatasından kaynaklanıyor.
Dördüncüsü; Türkiye’nin bütün komşuları üçüncü dilimde yer alıyorlar.
İkinci dilimde yer alan Türkiye’nin nerede olduğu ve olacağı da özellikle birinci, ikinci ve üçüncü dilim ülkeleri ile ilişkilerine bağlı görünüyor.
Herhangi bir bölgesel, etnik, dinî ve siyasî ihtilâfı bulunmayan Türkiye’nin dünyadaki gerçek konumunu veriler ile tarif etmek mümkün. Bu arada unutulmaması gereken hususlar ise söz konusu rakamların 2002 yılına ait olduğu ve Türk ekonomisinin 2004 yılında daha iyi durumda olmasından hareketle, aynı zamanda AB ile tam üyelik müzakerelerinin başlaması için yıl sonunda karar çıkması hâlinde Türk ekonomisinin daha da kuvvetleneceği de düşünüldüğünde Türkiye’nin konumu önümüzdeki sadece birkaç yıl içerisinde çok daha farklı bir konumda olabilir.
Bununla birlikte bazı muhtemel gelişmeleri de gözden kaçırmamak gerekiyor. Örneğin Çin’in yüksek büyüme hızı, Rusya’nın gayri safî millî hasılasını 2010 yılına kadar iki katına çıkartma hedefi, Güney Doğu Asya’nın hareketleneceği beklentileri birçok sürprizin önünü açabilir.


Hiç yorum yok:

Şair Uzman Jandarmadan İkinci Şiir. (Hak arayışı Uzman Jandarmayı Şair Yaptı)

Türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde uzman jandarmalarla ilgili haberleri  okumayan kalmamıştır muhtemelen. Astsubaylarla ...