2 Mart 2012 Cuma

SARKOZY’NİN ALAFRANGA PLANI




Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Fransız Ulusal Meclisi’nden çıkardığı karar, içi yılan dolu bir sepet gibi. Sarkozy kendine “par exellence” bir plan uyguluyor. Bu planın sonu karanlık. Sarkozy büyük bir olasılıkla, tarihe geçme ihtirasıyla bu adımları atıyor.
Gerçekten de Sarkozy başarılı olursa Paris’teki hediyelik eşya satan dükkanlarda onun bire bir ve gerçekten boyundan daha büyük heykelcikleri satılabilir. Çünkü “cep Napoleon’u” tarih kitaplarına geçecek ölçekte birtakım gelişmeleri tetiklemeye gayret ediyor.
Paris’in gösterdiği çabanın merkez noktasında Türkiye’yi tepkiselliğe ve fikri karşıtlığa zorlama amacı var. Türkiye’nin mümkün olduğu kadar öfkeli, kızgın, tepkili olması veya gösterilmesi Sarkozy’nin kendisini önemli hissetmesi için ve Paris’in önümüzdeki birkaç yılı kapsayan kısa vadedeki hedeflerinin gerçekleşmesi için çok önemli.
Türkiye’nin tarihine ve kimliğine yönelik bir harekete refleksif biçimde sertlikle karşı çıkması, Paris’in Türkiye’yi “tehditkâr” görmesini ve göstermesini sağlayacak. Türkiye, hedeflerine tehdit ve şantajla ulaşmaya çalışan bir ülke olarak sunulacak. Türkiye, üyesi olmak istediği Avrupa Birliği’ne de, üye ülkelerine de saygısızlıkla itham edilecek. Türkiye, müttefiklerinin parlamentolarının aldığı kararlara gereken saygıyı göstermeyen bir ülke olmakla suçlanacak.
Paris bu sayede Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin daha da kötü bir hale gelmesini temin edecek. Fransa, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin gösterdiği ve göstereceği tepkiler nedeniyle gümrük birliğinden çıkmasını savunabilir. Hatta Türkiye’nin Dünya Ticaret Örgütü’nden ihracını dahi talep edebilir.
Fransa’nın provokasyonunun hedefinde “Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin ortak değerlerine yabancı olduğunu” savunmak için gereken delilleri elde etmek var. Aynı çerçevede “Türkiye’nin komşularıyla geçinemeyen, komşusu olmayan Avrupa Birliği üyesi ülkelerle de kavga eden, çatışan doğulu bir güç” olduğu propagandası da yer alıyor.
Fransa’nın Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile yoğun ve yakın ilişkilerinin en önemli katmanını “Türkiye’ye yönelik ortak bakış açısı” teşkil ediyor. Güney Kıbrıs’ın Avrupa Birliği gemisinin dümenine geçeceği 2012’de -24 Nisan’dan önce- Fransız Ulusal Parlamentosu’nun ardından diğer bazı Avrupa Birliği üyesi ülkelerin parlamentoları da benzer kararlar alabilirler.
Bu süreçte üye ülkelerden bazılarının Fransa’nın bu adımı üzerine bazı benzer konularda aynı yasal düzenlemeyi takip etmeleri de mümkün olabilir. Her durumda Fransa’nın bu adımı Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri için “diplomatik ötenazi” anlamına geliyor.

Sarkozy’nin çabaları sonuç verir mi, öngörmek zor. Fakat Sarkozy’nin seçim kazanma konusundaki boyundan büyük ihtirası daha büyük felaketlere de yol açabilir. Büyük bir olasılık değil ama, yine de Fransız Ulusal Meclisi’nin attığı bu yanlış adımın yol açacağı bir “kelebek etkisi” söz konusu olabilir.

Hiç yorum yok:

Şair Uzman Jandarmadan İkinci Şiir. (Hak arayışı Uzman Jandarmayı Şair Yaptı)

Türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde uzman jandarmalarla ilgili haberleri  okumayan kalmamıştır muhtemelen. Astsubaylarla ...