2 Mart 2012 Cuma

TÜRKİYE ORTADOĞU’NUN SOLUK BORUSUDUR




Ekonomik kriz başta AB olmak üzere batı dünyasını derinden sarstı. Krizin başlangıcındaki “U”, “W” ve “L” teorilerinin hepsi geçerliliğini koruyor. Küresel krizin bundan sonra izleyeceği rotada halen her üç olasılık da geçerli. Belki bir toparlanma olabilir. Ama bunun kısa vadede gerçekleşmeyeceği kesin. İyileşme safhası orta veya hatta uzun vadede gelebilir.
Eğer batı dünyasında bugüne kadar yapılan açıklamalar doğru olsaydı Yunanistan ve Yunanistan gibi ülkelerde devlet iflası olmazdı. Batı dünyası verimliliğini, üretkenliğini, zamanını ve enerjisini yitiriyor. Küresel kriz bütün batı ülkelerinin yatırım ve harcama kabiliyetlerini derinden etkiledi. Bunun olumsuz tesirleri bundan sonra daha sık ve daha derinden hissedilecek.
Ekonomik krizin küresel düzlemdeki etkileri, batı dünyasında yer alan ve sarsıntıyı aşamayan ülkelerde bundan sonra daha çok ve daha yoğun olacak. Açıkçası; birçok batı ülkesinin kısa vadede krizden çıkmayı başarması zayıf bir olasılık. Bir kısmının da krizden orta vadede çıkmayı başarabileceği meçhul…
Elbette küresel ekonomik krizin en kötü biçimde sarstığı adreslerden birisi de AB. Çünkü AB Avrupa’nın birliğinin korunabilmesi için büyük çaba harcamak zorunda. Fakat yine de bu eforun hedeflenen sonucu sağlayacağı da kesin değil. Yine de AB bütün gücünü ve sermayesini sorunlu ülkelerin kurtarılmasına harcıyor.
Bu sıkıntılı sürecin devamında -küreselleşmenin olumsuz sonucu- batı dünyasının doğu ile ilişkileri de sorunlu bir hal alabilir. Nihayetinde batılı ülkelerin Ortadoğu ülkelerine yapabileceği kalkınma yardımı ve yatırımlar azalacak. Bu kaçınılmaz durumun batı ve doğu arasındaki ticari, iktisadi ve hatta siyasi ilişkilerin nabzını etkilemesi, değiştirmesi kaçınılmaz.
Konjonktürdeki değişim her ülkeyi kendi önceliklerini daha çok önemsemeye zorluyor. AB ve ABD kendi sınırları içerisindeki mali ve iktisadi yangını söndürmek zorunda. Aksi halde bunun siyasi yansımaları sert biçimde yaşanacak.
O nedenle batı dünyasının bundan sonraki evrelerde doğu dünyasını tatmin etmesi ihtimali zayıf. Çünkü batılı ülkeler zayıflayan yatırım güçleri nedeniyle uzun vadeli, istihdam yaratacak ve ekonomiyi çeşitlendirecek projeler yerine doğrudan mal satma veya taahhüt projelerine yönelmek zorunda.
Batı dünyası böylelikle reel sektörü kuvvetlendirmeye, üretimi artırmaya, istihdamı yükseltmeye ve yaşam standartlarını iyileştirmeye çalışacak. Çok büyük bir olasılıkla “Batı için ekonomik krizden çıkışın alternatif maliyetini” Ortadoğu ödeyecek. Ortadoğu ülkeleri batıdan gelecek yardımın, yatırımın, sermayenin ve istihdamın azalacağı gerçeğini kabullenmek zorunda.
Hâlbuki “batının krizden çıkışının alternatif maliyeti” doğu dünyası açısından “kritik eşik” olarak nitelenmesi uygun sınırların çok üzerinde! Ortadoğu tarihinden yeni bir sayfanın yazıldığı bir dönemdeyiz. “Asla değişmez” denilen rejimler değişiyor. “Asla gitmez” denilen liderler gidiyor. Ama küresel krizin bölgesel yansıması dengelenemezse, “küresel çöküş” Ortadoğu’dan başlayabilir.

Hiç yorum yok:

Şair Uzman Jandarmadan İkinci Şiir. (Hak arayışı Uzman Jandarmayı Şair Yaptı)

Türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde uzman jandarmalarla ilgili haberleri  okumayan kalmamıştır muhtemelen. Astsubaylarla ...