7 Mayıs 2016 tarihinde OYAK'ın 56'ncı
Genel Kurulu yapıldı.
56'ncı Genel Kurul, diğer genel kurulların aksine
sürpriz sonuçlar doğurdu. Yönetim Kurulu Başkanı (E) Korgeneral Ömer Necati
ÖZBAHADIR'ın, ibra edilmemekle yüz yüze kalması nedeni ile istifa ettiği basına
yansımıştı.
Basına yansıdığı kadarı ile ÖZBAHADIR hakkında, Genel
Kurul üyeleri 2 Mayıs 2016 tarihinde müzakere talep etmiş, ÖZBAHADIR'ın istifa
etmesi üzerine genel kurulda müzakere talebi geri çekilmişti.
Yine basında, müzakere talebinin ÖZBAHADIR’ın Yönetim Kurulu
Başkanlığı dönemindeki icraatlarıyla ilgili olduğu ve genel kurul üyelerinin bu
dönemi ibra etmek istemediği yazılmıştı.
Genel kurulda, Yönetim Kurulu Başkanvekili Macit
ARSLAN, Milli Savunma Bakanı İsmet YILMAZ’ın, Divan Başkanlığı’na 7
Mayıs’ta toplanan Genel Kurul’da "6 Mayıs itibarıyla Ömer Necati
ÖZBAHADIR’ın istifa dilekçesini sunduğunu" ifade etti.
ÖZBAHADIR, 2007 yılında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün
katıldığı GATA mezuniyet töreninde, Gül’e hitaben “Cumhurbaşkanım” yerine
“Cumhurbaşkanı” ifadesini kullanmış ve bu tartışma yaratmıştı. Bir de törende
komutanlar, cumhurbaşkanı yerine, dönemin Genelkurmay başkanı Yaşar BÜYÜKANIT'ı
başla selamlamışlardı. Sanrım o günler bir kenera not edilmiş! (Bir nevi
ikinci Engin ALAN olayı da denilebilir.)
Daha sonra, ÖZBAHADIR'ın 3 danışmanı; Dursun Özer ÖZDİNÇ, Gülün EGELİ ve Ahmet Haluk EKTİRİCİ ile genel müdür yardımcısı Batuğhan KARAER görevden alındığı basına yansıdı.
Yani Genel Kurulda askerler sayıca ezici çoğunlukta olduğuna göre, Yönetim Kurulu başkanının ipini de bir nevi askerler çekmiş oldu ama bunu kendileri mi istedi, yoksa kendilerinden istendi mi? orası ayrı bir konu!
VE COŞKUN ULUSOY İSTİFA ETTİ!
Genel kurulda çekilme sinyali veren Coşkun ULUSOY ve genel
müdür yardımcıları Nihat KARADAĞ, Dinç KIZILKDEMİR, Hülya ATAHAN ve
Ergun OKUR bir kaç gün sonra istifa ederek görevi bırakmıştı.
İstifa eden Yönetim Kurulu Başkanı (E) Korgenral
ÖZBAHADIR'ın Coşkun ULUSOY'u da istifaya zorladığı yine basında
yazılmıştı.
Basında yazılanlardan anladığımız kadarı ile OYAK Yönetim
Kurulu başkanı ile Genel Müdür arasında bir iç çatışma yaşanmış olması kuvvetle
muhtemel!
(*) COŞKUN ULUSOY'UN YERİNE AKP'YE YAKIN BÜROKRAT!
ULUSOY'un yerine atanan yeni genel müdür,Başbakanlık Ekonomik, Sosyal ve Kültürel İşler Başkanlığı’nda yönetici olan Süleyman ERDEM’dir.
Linked-In profiline göre 35 yaşındaki Erdem bürokrasiye 2004’te başbakanlıkta Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı sırasında girdi. Beş yıl bu görevde kaldıktan sonra, 2009’da murakıp olarak Cumhurbaşkanlığı’na transfer oldu. Orada YÖK ve başka eğitim kurumları ile ilgili araştırmalara katıldı. Ardından Başbakanlığa döndü. 2012-2014 yılları arasında Tanıtma Fonu Genel Sekreterliği yaptı.
OYAK’a genel müdür atanmadan önce Başbakanlık uzmanı olarak görev yapmaktaydı.
Coşkun ULUSOY'un yerine, bu kadar hızlı bir atamamın
yapılması tesadüfle açıklanamaz. Planlı programlı bir operasyonun
sonucudur diyebiliriz.
OYAK İNTERNET SİTESİNE GÖRE YENİ GENEL MÜDÜRÜN ÖZ GEÇMİŞİ
OYAK Genel Müdürü Sayın Süleyman Savaş ERDEM’in kısa
özgeçmişi;
Süleyman Savaş ERDEM, 1969 yılında Ankara’da doğmuştur. 1996
yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi
Bölümünden mezun olan Süleyman Savaş ERDEM, 1997 yılında yapılan Başbakanlık
Müfettiş Yardımcılığı sınavında başarı göstererek kamu çalışma hayatına
başladı.
2000 yılında Başbakanlık Müfettişi, 2007 yılında ise Başbakanlık
Başmüfettişi oldu. 2003 - 2005 yılları arasında Carnegie Mellon
Üniversitesi’nde (Pittsburgh/ABD) Kamu Yönetimi ve Politikası alanında Yüksek
Lisans Eğitimi gören ERDEM, Yüksek Lisans eğitimi sırasında sosyo-ekonomik,
eğitim, suç ve siyasi katılım verilerine göre ABD kentleri sıralamasında Prof.
Al BLUMSTEIN Sistem Sentez Projesi çalışması gibi önemli projelerde aktif görev
aldı. Prof. Dr. Denisse M. ROUSSEAU ile Örgütsel Değişim (Organizational
Change) konusunda araştırmalarda bulundu. Ayrıca ABD New York da bulunan
Network 20/20 isimli ST.’ün çalışmalarına katıldı.
Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılığı görevinde de
bulunan ERDEM, Kamu çalışma hayatı boyunca; Bankacılık, Enerji, Gayrimenkul,
Altyapı Yatırımları gibi sektörler başta olmak üzere, Bağımsız idari
Otoritelerin (özellikle EPDK, BDDK, TMSF, SPK, TAPDK gibi) lisans ve
düzenleyici denetleyici kararları, Sürdürülebilir Enerji Kaynakları ve Ülkemiz
Enerji Arz Güvenliği gibi Enerji politikaları, Kamu Bankaları ile Özel
Bankaların kredi politikaları, Hasılat Paylaşım Modeli ile Konut Üretimi,
Sürdürülebilir Kentleşme ve Çevre Konularında AB mevzuatına uyum, Kamu ve özel
sektör kuruluşları tarafından kullanılan AB hibe fonlarının etkin ve verimli
harcanmasının temini, konularında inceleme ve denetimler yapılması gibi
görevlerin yanı sıra, Başbakanlık ve Bakanlıklarla, Hazine Müsteşarlığı, RTÜK,
TRT ve TOKi gibi devlet teşkilatının önemli kurum ve kuruluşları ile
bürokrasinin üst idari görevlileri olan müsteşar, müsteşar yardımcılıkları, genel
müdür, üst kurul başkan ve üyeleri, teftiş kurulu başkan ve üyeleri, kurum,
kurul başkanları ve yardımcıları hakkında farklı konularda inceleme ve
soruşturma görevlerini yerine getirdi.
Ulusal düzeyde, 8’inci ve 9’uncu Kalkınma Planlarının
hazırlanması, 1999 yılında Türkiye’de meydana gelen deprem sonrası kurtarma
çalışmaları ile Hibe ve Bağışların Denetimi, Doğrudan Yabancı Yatırımları
artırmak amacıyla kamu sektöründe saydamlığın artırılması ve kırtasiyeciliğin
(Red Type) azaltılması, Uluslararası düzeyde ise Avrupa Birliği, Birleşmiş
Milletler, Dünya Bankası, UNDP, OECD, GRECO; gibi kurum ve kuruluşlar nezdinde
gerçekleştirilen; Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesi, Şeffaflığın ve
Verimliliğin Artırılması, iyi yönetişim mekanizmalarının tanımlanması ve
kurulması gibi önemli çalışmalarda aktif rol alarak komite başkanlığı ve
üyeliği görevlerini yürüttü. Ziraat Bank Montenegro AD Yönetim Kurulu üyeliği
görevini de yapmış olan ERDEM, evli ve bir çocuk babasıdır. İngilizce ve
Almanca bilmektedir.
VE FUAT AVNİ DEVREYE GİRDİ
OYAK tarihinde ilk kez böyle bir görev değişimi yaşanmaktaydı ve belki de durum kabul edilebilirdi. Ta ki İnternet fenomeni Fuat Avni'nin yazdıklarına kadar!
Siyasi otoritenin yapacağı faaliyetleri, önceden twitter
üzerinden duyurması ile meşhur ve açık kimliği bilinmeyen Fuat Avni bu kez
OYAK'ı yazdı.
Fuat Avni özetle, "bozulan ekonomiyi düzeltmek için OYAK'ın nakit ve gayrimenkullerinin kullanılacağını, özellikle gayrimenkullerinin AKP'li belediyelere satılacağını" yazdı.
PEKİ FUAT AVNİ'NİN YAZDIKLARI OLABİLİR Mİ?
Bunun için OYAK'ın 56'ncı Genel Kurulunda alınan kararlara
bakmak lazım. OYAK'ın internet sitesinde bu kararla yayınlanmış durumda.
7 Mayıs 2016 ayında yapılan genel kurulda göze pek çarpmayan ama oldukça
önemli bir karar alındı. O kararı hep birlikte okuyalım.
Karar
OYAK ve OYAK’ın hakim olduğu Grup Şirketleri Yönetim
Kurullarında alınan grup dışından, iştirak portföyüne yönelik, borsa dışı, tüm
şirket hisse alış/satış kararlarının mektupla Genel Kurul üyelerine
bildirilmesini,
Bu çerçevede yurtiçinde 500 milyon TL, yurtdışında ise 300
milyon ABD Dolarını aşan şirket hisse yatırım / satış kararlarının ise Olağan
ya da Olağanüstü Genel Kurul kararı ile yapılmasını,
Şimdi bu maddeyi hepimizin anlayacağı
şekilde açalım: OYAK'a ait yurtdışındaki herhangi bir şirket
vs. alım satım işlerinde, 300 Milyon ABD doları yani yaklaşık
885 Milyon Liranın üstündeki bir alım ve satıma Genel Kurul karar
verecek.
Yine benzer şekilde yurtiçinde ise 500
Milyon liranın üstünde olan alım ve satımlarda tek yetkili. Genel Kurul.
Her iki limitin altındaki alım satımlar ise Genel Kurul üyelerine
bildirilmesi şartı ile yetki OYAK yönetiminde.
Yani genel Kurulun izni olmadan, bahsedildiği
gibi çok büyük alım ve satımlar, mevcut OYAK yönetiminin veya Genel Müdürünün
yetkisinde değil.
Peki Genel kurul kimlerden oluşuyor?
205 Sayılı OYAK Kanunu bu konuda gayet açık ve
net.
Genel Kurul 43 üyeden oluşuyor.
Genel Kurulun 16 üyesi yasal üye kapsamında, (4 Kurmay Başkanı ile beraber 20 kişi), 3 üyeyi Milli Savunma Bakanı seçiyor, geri kalan 20 üyeyi de TSK kendisi seçiyor ve tamamı TSK üyelerinden oluşuyor.
Şimdi Genel kurul üyelerini tek tek
inceleyelim;
GENEL KURULUN YASAL ÜYELERİ
1. Milli Savunma Bakanı,
2. Maliye Bakanı,
3. Genel Kurmay Başkanı,
4. Kara Kuvvetleri Komutanı,
5. Deniz Kuvvetleri Komutanı
6. Hava Kuvvetleri Komutanı
7. Jandarma Genel Komutanı,
8. Kara Kuvvetleri Komutanlığı
Kurmay Başkanı,
9. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı
Kurmay Başkanı,
10. Hava Kuvvetleri Komutanlığı
Kurmay Başkanı,
11. Jandarma Genel Komutanlığı
Kurmay Başkanı,
12. Sayıştay Başkanı,
13. Türkiye Bankalar Birliği İdare Heyeti
Başkanı,
14. Türkiye Ticaret Odaları, Sanayi Odaları
ve Ticaret Borsaları Birliği Başkanı
15. Genelkurmay Personel Başkanı,
16. Genelkurmay Lojistik Başkanı,
17. MSB Maliye Başkanı,
18. MSB Sağlık Daire Başkanı,
19. MSB ARGE ve Tek. Daire
Başkanı,
20. MSB Kanun ve Kararlar Daire
Başkanı
MİLLİ SAVUNMA BAKANINCA SEÇİLEN
GENEL KURUL ÜYELERİ
Milli Savunma Bakanınca sivillerden seçilen
3 kişiden oluşur.
TEMSİLCİLER KURULU TARAFINDAN SEÇİLEN 20 ÜYE
Mayıs 2016 da, seçilen üyeler:
1 General,
7 Subay,
9 Astsubay,
1 Jandarma Uzman Çavuş,
1 Piyade Uzman çavuş,
1 Sivil Memur olmak üzere, toplam 20 TSk personelidir.
Görüldüğü üzere; 43 Genel kurul üyesinin
sadece 8'i sivildir. Geri kalan 35 genel
Kurul üyesinin 34'ü asker kökenli, biri ise yine TSK'da görev yapan bir
sivil memurdur.
Genel kuruldaki askerilerin ezici
çoğunluğuna rağmen, OYAK'ta önemli bir satışın, askerlerin izni ve onayı
olmadan yasal olarak gerçekleşmesi mümkün değildir. Çünkü, OYAK'a
ait önemli bir şirketin, hissenin, gayrimenkulun alımı satımı, 56'ncı
Genel Kurulda alınan karar gereği yukarıda belirttiğimiz parasal limitler ile
sınırlandırılmıştır.
Ancak Genel Kurulda görevli olan asker üyeler de, söz konusu satışlara vs. karar verecek ve Genel Kurul toplanarak karar alacak ki, o zaman OYAK ile korkulan senaryolar gelişsin. Tabi buradaki rakamsal dengeler, siyasi otoriten bir gecede yapacağı yasal düzenleme ile alt üst olur ve her şey yapılabilir. Biz mevcut duruma göre açıklama yaptık.
SONUÇ
OYAK'ın temelleri, ilk olarak 1911 yılında atılmış ve o yıllarda kurulan Askeri İkraz Sandığı günümüze kadar devam ederek Osmanlı'dan cumhuriyete devretmiştir. Son Genel Kurul'da Coşkun ULUSOY, özellikle bu konuya değindi ve bana göre konuşmasında bazı şifreler de verdi.
O şifrelerden en önemlisi özetle, "OYAK'ın devletin ve TSK'nın
malı olmadığını, özel hukuk hükümlerine tabi, mali ve idari bakımdan
özerk bir tüzel kişilik olduğunu, OYAK'ın bir parasının ve sermayesinin
olmadığını, paranın üyelerin kazançlarının olduğunu, bir nevi emeklilik fonu
olduğunu, ekonomisi gelişmiş, ileri demokrasiye sahip bir çok ülkede
(iNGİLTERE, HOLLANDA,İSVEÇ, İSVİÇRE, NORVREÇ VE DANİMARKA) gibi ülkelerde
benzer kuruluşların olduğunu, sadece üyelerinden sağladığı kaynakları
kullanarak, üyelerine ölüm, maluliyet, emeklilik alanlarında ek yardımlar
sağlamak üzere kurulmuş, tamamlayıcı bir mesleki emeklilik fonu olduğunu, tüm
varlıklarının üyelerinin olduğunu, OYAK'ın kendisi üzerinde varlığı
olmadığını" belirtti.
Aslında Coşkun ULUSOY, OYAK konusundaki tehlikeyi sezinliyor ve konuşmasında adeta açıkça uyarılarda bulunuyor. Konuşmasında OYAK'ın varlığının üyelerine ait olduğunu işaret etmesinin en büyük nedeni bu. Yani Coşkun ULUSOY aslında OYAK'ı yukarıdaki bilgilerle savunmaya çalışıyor.
Bitmedi esas şifre ise; "OYAK'ın özel
hukuk hükümlerine tabi, mali ve idari bakımdan özerk bir tüzel kişilik
olduğunu" belirtmesi. Malum AKP özerk kuruluşları yapısı gereği pek
sevmiyor ve her şeyin kendi kontrolünde olmasını istiyor. Eh OYAK'ta özel kanunla kurulmuş özerk bir kuruluş olduğuna
göre gerisi zaten ortaya çıkıyor.
Yoksa Coşkun ULUSOY, OYAK konusunda
Avrupa'dan örnekler vererek, özerkliğe dem vurarak, 1911'den beri
OYAK benzeri yapının olduğunu anlatmaya çalışması tehlikeyi fark etmesinden
kaynaklanıyor.
Kişisel kanaatim ve tahminlerim, OYAK ile
ilgili can sıkıcı gelişmeler olabileceğini de göz ardı etmemek gerektiği
yönünde. Maalesef şimdilik yapabileceğimiz hiç bir şey yok ve bekleyip icraat
durumuna göre yol haritamızı belirleyeceğiz.
Bu konuda, en başta mensuplarının
haklarını korumakla mükellef, Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere, tüm OYAK
üyeleri, TESUD, TEMAD, EMUJAD ve EMUZDER gibi askeri derneklere de önemli
görevler düşebilir. Üyeler, İlgili dernekler
ve kamuoyu şimdiden olabilecek olumsuz bir duruma göre hazırlıklı
olmalıdır.
Diğer bir yönden, Fuat Avni'nin yazdıklarını da okudum ve hiç inandırıcı gelmedi. Bir kere Genel Kurul 7 Mayıs 2016 tarihinde yapıldı. Fuat Avni Atamalardan, istifalardan neredeyse 40 gün sonra açıklama yapıyor. Yönetim Kurulu başkanı olarak bahsettiği Tümgeneral göreve başlayalı neredeyse 1 ay oldu. Keza Genel Müdür göreve başlayalı 1 aydan daha fazla oldu.
Fuat Avni inandırıcı olmak istiyorsa dün
gece yazdıklarını 7 Mayıstan önce yazmalıydı. Fuat Avni'nin amacı emekli ve
çalışan TSK personelini galeyana getirip sokağa dökmek sanırım.
Bir de Fuat Avni, kimliği belli olmayan,
yabancı istihbarat örgütlerinin kullandığı bir hesap mı, yoksa malum cemaatin
kullandığı bir hesap mı ne olduğu belli değil! Bu tip kişilerin sözlerine
itibar edilmeyeceğini bilmemiz gerekir.
GENELKURMAY BAŞKANI OYAK'IN TASFİYESİNE
İZİN VERİR Mİ?
Hiç sanmam. Çünkü gerek Genelkurmay
Başkanı, gerekse Kuvvet Komutanları, OYAK gibi bir sistemin tasfiyesini,
satışını veya özelleştirmesini asla kabul etmez. Genelkurmay ve
Kuvvetlerin OYAK ve TSK düşmanlarının sevindireceğini
sanmıyoruz. Genelkurmay ve Kuvvetler çalışan ve emekli personelinin
hakkını korumak zorundadır. Kimse emekliler bizi
ilgilendirmiyor diyemez. Eğer emekliler sizi ilgilendirmiyorsa seferberlikte
kimi çağıracaksınız?
Tüm bu olanların, atamaların, istifaların, Genelkurmayın haberi olmadan yapıldığını düşünmek saflıktır. TSK personelinin en önemli özerk ve bir nevi ticari varlığında yönetim kurulu başkanı ve genel müdür değişecek, kıyamet kopacak ve bunlar Genelkurmayın bilgisi dışında olacak öyle mi?
OYAK'ta yapılan her ne operasyonu ise, siyasi ve askeri otoritenin işbirliğinin sonucu olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz.
Yok aksi türlü ise zaten olay
bitmiştir! Dağılabilirsiniz.