12 Haziran 2012 Salı

Devlet Assubay’ını Terör Örğütü’nün elinde bıraktı



Kaçırılan bir subay olsaydı acaba durum böyle olurmuydu? Subaylarına toz kondurmayan, balyoz, Ergenekon ve andıç sanıklarını kurtarmak için personelinden zorla para toplamakla meşgul olan genel kurmay, söz konusu bir Assubay veya uzman erbaş olunca neden sessizliğe gömülüyor ve üç maymunu oynuyor.

Operasyonlarda kahramanca kendilerine verilen görevleri yaparken şehit olan nice Assubay ve Uzman erbaşlar var, bunların adlarını ve fotoğraflarını genel kurmay’ın sitesinde yayınladığını daha görmedik, göremedik.

Astsubay’lar ile subaylar arasına sokulan, sistemin gereğini yaptığını zannederek böbürlenen zatlar bu “fitne” ve “nifak” gözünüzü kör etmiş ve orduyu bitirme noktasına getirmiş.
Subayların yaptığı baskı, tehdit, şantajdan dolayı askeri hastanelerin Psikiyatri servileri Assubay ve Uzman erbaşlar ile dolup taşıyor. Gazetemize kendilerine yapılan baskı ve tehdidi anlatan görevli personelden her gün 10-15 e-posta alıyoruz.
Çocuklarına daha iyi ve onurlu bir yaşam vermek için, aldığı vazifeleri canla, başla üstün bir gayretle yerine getiren, bu uğurda ölümü bile göze alarak ülkenin en ücra köşelerinde görev yapacak kadar cesur olan, asla aklından hainlik ve hıyanetlik geçirmeyen bu kahraman insanlara yapılan reva mı?
Unutmayalım ülkenin gireceği bir savaşta omuz omuza çarpışacağız.
NE EKERSEN ONU BİÇERSİN!
Astsubay’ların özlük haklarını düzeltmek, daha onurlu bir yaşam kurmalarını sağlamak, geleceğe güvenle bakmalarını temin etmek için “kılını kıpırdatmayan” genel kurmaydan, 242 gündür terör örgütünün elinde bulunan bir Assubay’ı kurtarmasını beklemek hayalden öteye gitmez.
Sistemin generalleri için varsa yoksa Harbiyeli subay, diğer personel ise her an harcanılabilir. Kendini Atatürkçülük ve laiklik konusunda “kaf dağının” tepesinde gören bu sistemin subaylarının asıl zihniyeti budur.
Artık herkes şapkasını önüne almalı ve yıllardan beri Assubaylara karşı yürütülen ve tarihten gelen bu kini, nefreti bir kenara bırakıp, 80 yıldan beri Assubaylar ile subaylar arasına atılan bu “Nifak” ve “Fitne” tohumlarının kökünü kurutulmalıdır. Bu gidişat hiç kimseye yarar sağlamayacağı gibi ülkeyi de bir felaketin eşiğine getirir.
21. yüzyıl Türkiye’sinde insanlar arasında ayrımcılık bozgunculuk, fitne ve fesat çıkarmak kabul gören bir düşünce ve davranış biçimi değildir. Bu tip insanları zaten toplum dışlamakta ve Türk yargısıda en güzel cevabını vermektedir.
Genel kurmay tüm personeline eşit, adaletli ve insana yakışır bir davranışla yaklaşmalı, özlük hakları konusunda nalıncı keseri gibi hep subayların tarafına yontmamalı.
ASSUBAY’IN KADERİ BU OLMAMALIYDI!
İNSANIN “NERDE BU DEVLET, NERDE BU GENEL KURMAY” DİYESİ GELİYOR. 
DİYARBAKIR’ın Lice İlçesi Fis Ovası’nda geçen yıl 9 Temmuz’da PKK’lı teröristler tarafından kaçırılan 34 yaşındaki Astsubay Başçavuş Abdullah Söpçeler’den, aradan geçen 242 günde hiçbir haber alınamadı. Astsubay Söpçeler’in Kırklareli’nin Babaeski İlçesi’nde yaşayan yakınlarının endişeli bekleşiyi ise sürüyor.

Diyarbakır’da 9 Temmuz 2011 tarihinde, kaza yapmış gibi davranarak yol kesen PKK’lı grup tarafından, içinde bulunduğu araçtan indirilen Lice 2’nci Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’nda görevli Astsubay Başçavuş Abdullah Söpçeler kaçırıldı. Evli ve 1 çocuk babası Astsubay Başçavuş Abdullah Söpçeler’den bu güne kadar hiçbir haber alınamadı. Söpçeler’in Kırklareli’nin Babaeski İlçesi’ndeki yakınlarının endişeli bekleşiyi sürüyor. Söpçeler’in sağlık durumu hakkında bilgi sahibi olmak istediklerini söyleyen yakınları, "Yetkililer bize arama çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Bizde umutla bekliyoruz" dedi.

Terör örgütü PKK yanlısı yayın yapan ROJ TV, 29 Temmuz 2011 günü, kaçırıldıktan 20 gün sonra Astsubay Başçavuş Abdullah Söpçeler’in görüntülerini yayınlamıştı. Görüntülerde Söpçeler, "Öncelikle olarak aileme seslenmek isityorum. Sağlık ve genel durumum iyi. Burada bize iyi davranıyorlar. Rehin alındığımız günden beri herhangi bir kötü muamelede bulunmadılar. Kendi faydalandıkları her türlü imkan ve olanaklardan bizi de faydalandırdılar. Kendinizi fazla yıpratmayın. Tek dileğim biran önce sizlere kavuşmak. İkinci olarak bütün sivil toplum kuruluşlarına, insani yardım derneklerine, insan hakları örgütlerine, aydın insanlara, ’Bu soruna ben de katkıda bulunurum’ diyebilen ve çözümü gerçekleştirmek isteyen bütün insanlara seslenmek istiyorum; Bu akan kan ve gözyaşlarının durması, ölümlerin bitmesi adına bu ılımlı ve yumuşak ortamın devam ettirilip, barış ortamının sağlanması ve ailemize biran önce kavuşmamız adına ellerinden gelen gayreti ve çaba göstermelerini diliyoruz" diye konuşmuştu.

BU TARİHİ SAKIN UNUTMAYIN!



Yirmi Yedi Ekim İki Bin On Bir… Bu tarih unutulmaması gereken bir tarihtir. Her sene, bu tarihin yıldönümünde dileyen yas tutsun, dileyen kutlamalar yapsın. İstediğiniz ismi de verin; Avrupa Fiyasko Bayramı… Yunan Skandalı Günü… Avrupa İdealini Anma Günü… Dolandırılma Günü… Bu tarih AB’nin Yunanistan’ın borçlarının %50’sini sildiği ve Avrupa’nın dayandığı değerlerin öldüğünü “zımnen” ilan ettiği gündür. Sevinene kutlu olsun! Üzülene geçmiş olsun! Neden olana yazıklar olsun!...
Avrupa Birliği’nin kuralları vardır, diye biliyorduk. Avrupa Birliği bir kurallar manzumesidir, diye düşünmüştük. Avrupa Birliği ülkeye veya duruma göre değil, ilkelere göre davranır, diye inanmıştık. Avrupa Birliği küçük çıkarlara, günlük hesaplara ve ahbaplıklara göre değil, ideallere göre karar alır, sanmıştık. Avrupa Birliği’nin çifte standartları olmadığını varsayıyorduk. Yanılmışız. Hem de çok yanılmışız.
Yunanistan on yıllardır yedi, içti. Lüks hayat yaşadı. Üretmeden, sadece tüketerek, üstelik Avrupa Birliği’nin kasasından aldığı parayı harcayarak yaşadı. Sonra da iflas etti. Avrupa Birliği Yunanistan’ı Birlikten kovmalı ve yaptığı işlerin faturasını da ödemesi için önüne koymalıydı.
Ama Avrupa Birliği öyle yapmadı. Birlik ilk önce Yunanistan’ı desteklemek namına Yunanistan’ın belgelerde yaptığı tahrifata, istatistiklerde yaptığı güzelleştirmelere ve Birlik ilkelerine ihanetine rağmen, Atina’ya adeta “Avro boru hattı” döşedi. Yunanistan yine de reform yapmadığı gibi herhangi bir performans da gösteremedi.
Bu defa Avrupa Birliği “Yunanistan’ın harcadığı Avrupa’nın parasını kurtarabilmek ve verdiği kredileri geri alabilmek için, sonradan ödediği kredileri de kurtarmaya çalıştı. Sonuçta ise Avrupa Birliği Yunanistan’ın borçlarını %50 sildi!...
Yunanistan’ın on yıllardır süren ve şimdi çöken tatlı hayatının faturasını finanse edecek olan Avrupalıların fikrini soran oldu mu? Elbette hayır! Çünkü Avrupa Birliği’nde işler böyle yürümez.
Avrupa Anayasası taslağı çökünce, Brüksel 2009’da aynı içerikle yeni bir anlaşma metni hazırlamıştı; Lizbon Anlaşması. Ama o da önce işe yaramadı. Çünkü İrlanda referandumda bu anlaşmayı onaylamayı reddetti. Bunun üzerine Avrupa Birliği İrlanda’nın aynı konuda ikinci bir referandum yapmasına karar verdi. İrlandalılar ikinci referandumda “evet” oyu verdiler.
Rezaletin daha büyüğü Ekim’de yaşandı. 11 Ekim 2011’de Slovak Parlamentosu’nda yapılan oylamada Avrupa Finansal İstikrar Fonu (EFSF) ile ilgili plan reddedildi. Ama ne olduysa 13 Ekim 2011’de Slovakya Parlamentosu, EFSF’nin genişletilmesi planını onayladığını ilan etti!
Nerede ilkeler? Nerede kurallar? Nerede üyelerin eşitliği? Nerede demokrasi ve saygı? Yunanistan borç listesinden ve Avrupa’nın alacakları listesinden silinen rakam 100 milyar EUR! Türkiye’ye yapılacak küçük ödeme miktarlarına “İncil adına, İsa adına” karşı çıkanlar, acaba bu rezaleti hangi bab veya cüzle açıklayabiliyorlar?
Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu’nun açıklamalarından Yunanistan’ın mevcut durumdan çok memnun olduğu anlaşılıyor. Papandreu bankaların Yunanistan'ın tahvillerinde %50 kaybı kabul etmesinin -borç silmek için artık böyle deniliyor- ülkenin borç yükünün sürdürülebilir olduğu anlamına geldiğini söyledi. Daha açık bir dille; Papandreu Avrupa Birliği’nin yaptığı bu iyiliğin Yunanistan’ı iflastan kurtardığını itiraf ediyor.
Papandreu, Brüksel'de yaptığı açıklamada, “borç şimdi kesinlikle sürdürülebilir. Yunanistan ve Avrupa için yeni ve iyi günler umalım. Yunanistan kesin olarak geçmişten şimdiye hesaplarını halledebilir” dedi. Elbette Yunanistan yeniden aynı işleri bir kez daha yapmazsa…
Papandreu Yunanistan'da bazı bankaların geçici olarak kamulaştırılabileceğini de açıkladı. Buna göre, çok büyük olasılıkla bankaların hisselerinin büyük bölümü devlete geçecek. Bankalar yeniden yapılandırıldıktan sonra özel yatırımcılara satılacak. Papandreu bunun için “bu çok standart bir uygulama, korkacak bir şey yok” diyor. Elbette korkulacak bir şey yok. Avrupa Birliği bunu finanse etmeye razı olduktan sonra… Eğer bu plan işe yaramazsa, yine de korkulacak bir şey yok. Nihayetinde Avrupa Birliği’nin tutumu ortada. Olmazsa, yine denenir!
Bu planların, taktiklerin işe yaraması olasılığı yok. Çünkü bu plan işe yarasa bile -ki daha öncekiler hiç işe yaramadı-  Yunanistan'ın %160 olan borç seviyesi 2020 yılına kadar %120'ye düşecek. Bunun için dahi Yunanistan’ın yeniden “yaramazlık yapmaması” gerekiyor.
Ama galiba bunun da çaresi düşünülmüş. Avrupa Birliği Yunan özel sektörüne 30 milyar EUR destek verme kararı aldı! Neden? Neye göre?
Acaba şu sorunun cevabı var mı; Biz neden borcumuzu ödüyoruz? Bizim -veya başkasının- borcunu neden silmiyorlar? Borcuna sadık kalan ülkeler ve krizle başa çıkmaya çalışanlar bunu hak etmiyor!
Merak etmemek mümkün mü; Avrupa Birliği’nin kuralları, ilkeleri, gelenekleri ve meşhur müktesebatı kimin için, hangi zaman, hangi şartlarda ve neye göre uygulanır, hatta önemsenir?
Bu rezaletin faturası çok ağır… Hangi Avrupa Birliği yetkilisi bundan sonra hangi açıklamasının ciddiye alınmasını umabilir? Örneğin Türkiye hakkındaki ilerleme raporları, açıklamalar, kararlar… Belli ki Avrupa Birliği ilkelere ve kurallara göre hareket etmiyor. Yunanistan örneğinden belli! Acaba Yunanistan için uygulanan imtiyaz ve kuraldışı iltimas diğer ülkelere de gösterilecek mi? İtalya, İspanya, Portekiz, Estonya, Letonya, Macaristan, İrlanda? Hatta İngiltere?
Avrupa Birliği’nin savunduğu “değerlere, ilkelere ve kurallara” sadakatinin üzerinde durup zaman kaybetmemek lazım! Ama bir husus kesin; Yunanistan gerçekten de Avrupa Birliği’nin fikri kökenleri arasında yer alıyor!

BOP.PROJESİ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN TASVİYE EDİLMESİ



 Her planın, projenin bir başlangıç noktası vardır.
Örneğin, 5 katlı bir ev yapmak için önce temel kazmak zorundasınız.
Doktor olabilmek için de önce ilkokula başlamanız gerekir.
7 yaşında doktor olan gördünüz mü?
Gelelim Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'ne...
Nedir bunun amacı?
Eski ABD Dışişleri Bakanı Kondi Rays'ın övünerek açıkladığı gibi, "24 İslam ülkesinin sınırlarını ve rejimlerini değiştirmek".
Ve bu alt üst oluşlarla İslam ülkelerini zayıflatarak İsrail'in varlığını güvence altına almak.
Ama bir anda 24 ülkenin sınırları ve rejimleri değiştirilemez, öyleyse bir yerden başlamak gerekli.
Başlangıç noktası, İslam ülkeleri arasında ikinci bir İsrail meydana getirmek.
Yani Ortadoğu'da Amerika'nın tam kontrolünde olan yeni bir devlet meydana getirmek.
Öyle ki, bu devlet projenin uygulanmasında bir ABD üssü olarak kullanılabilecek.
Hem de, İsrail'e tamamen dost bir devlet kurulmuş olacak. İsrail bölgede yalnızlıktan kurtulacak.
İşte bu devlet, projede "Büyük Kürdistan" olarak belirlenmiştir.
Bu İkinci İsrail, varlığını tamamen Amerika'ya borçlu olacağı için buna Kukla Devlet diyoruz.
"Büyük Kürdistan", Türkiye, Irak, Suriye ve İran'dan koparılacak olan toprak parçaları birleştirilerek kurulacaktır.
Başşehri ise Diyarbakır olacak.
İşte, bu projenin Eş başkanı olduğunu 34 değişik yer ve zamanda kameralar karşısında açıklamış olan Recep Bey, yine kameralar karşısında:
"Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi var ya, işte bu proje içinde Diyarbakır bir yıldız olabilir, bir merkez olabilir"
diyerek planı ifşa etmişti.
"Büyük Kürdistan"ın kurulmasına Barzani Devleti oluşturularak başlandı.
İşbirlikçi Türkiye hükümetleri, Amerikan Çekiç Güç'ün görev süresini defalarca uzatarak Barzani Devletinin oluşturulmasına katkıda bulundular.
Çekiç Güç, Irak ordusunun kuzeye geçmesine engel olarak yıllarca bu Kukla Devletin yavaş yavaş oluşmasını sağladı.
Şimdi sıra geldi Türkiye'nin doğu ve güneydoğusunu Barzani Devleti ile birleştirmeye.
Irak işgali öncesinde ABD'nin o zamanki Ankara Büyükelçisi Robert Pearson bu görevi şöyle anlattı:
"Türkiye'nin güneydoğu ve doğusuyla, Irak'ın kuzeyi tek bir ekonomik bölge olmalı".
Geçen hafta Türkiye'ye gelen Barzani ile Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Tam ekonomik entegrasyon" kararı aldılar.
Demek ki, burada da başlangıç noktası ekonomik entegrasyon.
Ekonomik olarak bütünleşecek olan Kukla Barzani Devleti ile Türkiye'nin doğu ve güneydoğusu, siyasi olarak birleşmeye bir adım daha yaklaşmış olacak.
Bu süreçte, Türkiye'nin doğu ve güneydoğusunun Ankara ile bağlarını gevşetmesi gerekiyor.
Bunu sağlamak için, önce Kalkınma Ajansları kuruldu.
Bu sayede eyaletleşmenin önü açılıyordu.
Daha sonra Adalet bakanlığı, Bölge İstinaf Mahkemeleri kurulması için harekete geçti.
Böylece merkezi yönetim ve denetim zayıflayacak, ekonomik ve yönetsel olarak Ankara'dan giderek bağımsızlaşan eyaletler meydana gelecekti.
Şimdi de bunun hukuki altyapısını hazırlamak için AKP hükümeti düğmeye bastı.
Belediyeler Kanunu'nda değişiklik yapılması için 14 AKP Milletvekili kanun teklifi verdi.
Bu teklif kanun olarak yasalaşırsa, belediyelerin yetkileri inanılmaz şekilde genişleyecek.
Belediye başkanları eyalet valisi gibi hareket edebilecekler.
Zaten daha önce, PKK'lı belediyeler, Barzani Devletinin belediyeleri ile bir birlik kurmuşlardı.
Şimdi bu birlik, ekonomik entegrasyonu sağlamak ve Ankara'nın yönetim alanından çıkarak Erbil yönetimi etrafında birleşmek için hukuki açıdan da serbest hale gelecek.
Bundan sonraki adım da, eşyanın tabiatı gereği, entegre olmuş ekonomik bölgenin siyasi bir sınır içinde birleşmesidir.
Bu da, ya referandum yoluyla, ya da kitlesel ayaklanma yoluyla hayata geçirilecektir.
Bunun altyapısı da hazırlanmıştır.
İşbirlikçi Türkiye hükümetleri, İkiz Yasalar denilen ihanet yasalarını kabul ederek, bu soruna Birleşmiş Milletlerin müdahalesinin önünü açtılar.
Ekonomik bütünleşme sağlanınca PKK'nın yasal partisi "İkiz Yasalar gereğince kendi kaderimizi tayin etmek istiyoruz" deyip referandum isteyecek.
İkiz Yasalar gereği Türkiye Hükümeti "Ayrılma Referandumu"nu kabul etmek zorunda kalacak.
Kabul etmezse, ayaklanma başlayacak.
Türk Ordusu ayaklanmaya müdahale ederse, İkiz Yasalara atıfta bulunan Birleşmiş Milletler askeri müdahalede bulunacak.
Bir yandan da: "Eskiden Ermeni soykırımı yaptıkları gibi şimdi de Kürt soykırımı yapacaklar" diye dünya kamuoyuna müdahale kabul ettirilecek.
(Ermeni Soykırımı yasaları çıkarılmasının sebebi tarih araştırması değil, Türkiye'yi bölmek için yapılacak olan askeri müdahalenin şimdiden altyapısının hazırlanmasıdır.
Bizim şaşkın ve işbirlikçi politikacılarımız "Tarihçiler araştırsın" diyecek kadar ihanet içindedirler.
Emperyalist ülkeler tarih araştırması yapmıyor, Türkiye'yi bölmek için dünya kamuoyunu hazırlıyor.)
İşte hain plan bu.
Kendisinden önceki işbirlikçi hükümetlerin mirasını devralan AKP hükümeti, bu hain proje için gereken adımları aceleyle atmaya çalışmaktadır

"Açılım" denen ihanetin kısaca açıklaması budur.

PKK VE SİYASİ UZANTISI BDP'Lİ ERMENİLERİN İSİM LİSTESİ..


PKK'nın ele başısı 35.ooo kişinin katili ve halen İmralı'da elikeyf süren asıla adı Agop ARTİNYAN olan Abdullah ÖCALAN ermenidir.
Babaannesinin Ermeni olduğunu kendisi açıklayan ''Parmaksız Zeki'' kod ismiyle tanınan Şemdin SAKIK ve halen Milletvekili Sırrı SAKIK Ermeni'dir.

Eski vekillerden Emine Ayna, ""sürgünde Kürdistan hükümeti" delegesi, 1959-Silvan doğumlu Semra Bakır, Ermeni'dir.Ermeni TİKKO üyesi olan Semra BAKIR'ın kardeşi Orhan BAKIR bir çatışma sırasında öldürülmüştür.

"Sürgündeki hükümet" delegesi Meryem Tabaş Ermeni'dir. Dedesi Hokar, ninesi Haykanuş'tur. "Zazan Bertin" kod adlı 1980-Silvan doğumlu Ruşen Tapancı Ermeni'dir. Dedesinin adı Ohanis'tir. "Mavi Çarşı"nın yakılması eylemine katılmıştır. 1975 doğumlu Yusuf Cihangir Ermeni'dir. Dedesinin adı Vartan'dır. 

1965-Karakaçan doğumlu Adnan Dizin Ermeni'dir. Dedesinin adı Kirkor'dur. 1970-Siirt doğumlu Nihat Türksoy, hiç de TÜRK soylu değildir, Ermeni'dir. Dedesinin adı Serkis, ninesinin adı Zerdo'dur. 

1977-Bozova doğumlu Mehmet Güzel Ermeni'dir. Dedesinin adı Mıgırdıç, ninesinin adı İlsevik'tir. "Cihan" kod adlı, 1974-Pertek doğumlu Akif Yadigâroğulları Ermeni'dir. Büyük dedesi Apkar, ninesi Maryam'dır. 1973-Ömerli doğumlu Metin Gümüş Ermeni'dir. Büyük dedesi Artin, ninesi Dihram'dır. 1948-Palu doğumlu Zülküf Demirtaş Ermeni'dir. Bu hıristiyan herif, "HADEP İmamlar Birliği" üyesi olmuştur!. 1978-Silvan doğumlu Sidar Şimşek Ermeni'dir. DEHAP ilçe teşkilatında görev yapmıştır. Büyük dedesi Bedros, ninesi Luşin'dir. 

1977-Diyarbakır doğumlu Mehmet Sami Geniş Ermeni'dir. Uyuşturucu madde kaçakçısıdır. Yakalanıp, 11/12/2002 tarihinde İstanbul; 6. DGM mahkemesinde CK/405 ve CK/403 : Uyuşturucu madde ticaretinden yargılanarak 6 yıl 8 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştır. Büyük dedesi Serkis, ninesi Şuşi'dir. 1975-Afşin doğumlu Özgür Erbil Ermeni'dir. Sahte belgeler ile yurtdışına çıkmıştır. Almanya'da, uyuşturucu tâciridir. Büyük dedesi Akup (agop), ninesi Lüsye'dir. 1977-Silvan doğumlu Orhan Olsen Ermeni'dir. Büyük dedesinin adı İliyo, ninesinin adı Mari'dir. . 

1968-Muş doğumlu Kutbettin Akşula Ermeni'dir. 1992 yılında Muş ilinde PKK terör örgütüne maddî yönden destek sağlamak amacıyla silah kaçakçılığı yapmaktan tutuklanmıştır. 1979-Yurtbeyi doğumlu Barış Başak Ermeni'dir. Büyük ninesinin adı Kotine'dir. DTP kurucu üyesidir. 

1953-İdil doğumlu Abdülaziz Özdemir Ermeni'dir. Dedesi Yusuf, ninesi Kazo'dur. 21.2.1991 günkü çatışmada ölü ele geçirilmiş, sünnetsiz olduğu tesbit edilmiştir. 1972-Siverek doğumlu Levent Kayadağ Ermeni'dir. Dedesi Mikdat, ninesi Havuş adındadır. 16.10.1993 günü çatışmada ölü ele geçirilmiş, sünnetsiz olduğu görülmüştür. 

1954-Beştüşşebap doğumlu Mehmet Öztunç Ermeni'dir. Dedesinin adı Musa, ninesinin adı Miran'dır. PKK'ya yardım ve yataklıktan tutuklanmış, sünnetsiz olduğu tesbit edilmiştir. Daha sonra HADEP Antalya İl Kurulu'na seçilmiştir. 1977-Karayazı doğumlu İdris Sefil Ermeni'dir. Terörden hapis yatmış, sonra bir ara Konya HADEP Gençlik Komitesi üyeliği yapmıştır. Sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir. İdris'in akrabası Ersin Sefil de Ermeni'dir. Kuzey ırak'ta çatışmada öldürülmüştür. 

1974-Hazro doğumlu Haci İçer'in hacılıkla hocalıkla alâkası yoktur, Ermeni'dir. Dedesi Ali, ninesi Gule'dir. HADEP Hazro İlçe Yönetim Kurulu üyesi idi. O da sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir. 1973-Yaylayanı doğumlu Dilâver Öncü Ermeni'dir. HADEP Konak Şubesi Yönetim Kurulu üyesi idi. Izmir'de misyonerlik faaliyetinde bulunmuş, kilisede vaaz vererek hıristiyanlık propogandası yapmıştır. 

1965-Firke doğumlu Edip Yıldız Ermeni'dir. Büyük dedesi Ğaço, ninesi Rihan'dır. HADEP Parti Meclisi üyesi idi. PKK'lı suçluların avukatlığını yapmaktadır. Nevşehir E tipi cezaevinde yatan PKK terör örgütü mensubu Nimet Can'ın avukatlığını yapmıştır. 1964-Benek doğumlu Haşim Benek Ermeni'dir. Büyük dedesinin adı Şiho, ninesinin adı Kitro'dur. 16.03.1985 günü Şırnak ilçesi Dereler Köyü civarında, Eşek Mağaraları mevkiinde güvenlik kuvvetleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada sağ olarak ele geçirilmiş ve Diyarbakır mahkemesinde CK/168 : yasadışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan yargılanmıştır. Hapis yatmış, sonra DEP Antalya-Muratpaşa Belediye Encümeni adayı olmuştur. 

1954-Kamberşeyh doğumlu Mahmut Hakkı Eşiyok Ermeni'dir. Büyük dedesinin adrı Hokar, ninesinin adı Haykanuş'tur. HADEP İstanbul il teşkilatı sekreterliği yapmıştır. 1959-Urfa doğumlu İzzettin Kalaycı Ermeni'dir. 11.07.1986 tarihinde Diyarbakır 1. Asm mahkemesinde CK/168 : Yasadışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan yargılanarak 8 yıl 8 ay hapis yatmış, sonra Şanlıurfa HADEP il teşkilatında görev almıştır. 23.06.1996 tarihinde Ankara'daki HADEP 2. olağan kongresinde Türk bayrağının indirilerek sözde PKK bayrağı asılması olayına karışmıştır. 

1973-Urfa doğumlu Mehmet Sait Yalçın Ermeni'dir. Dedesi Girbuş, ninesi Varti'dir. Ancak babasının dönme adı Mehmet Kerim, annesinin dönme adı Mevlude'dir. 1997'deki Bodrum bombalı saldırısının sorumlusudur. Müebbet hapse mahkûm olmuştur.

1975-Hazro doğumlu Zanamazak Yezidî'dir. 1973-Nusaybin doğumlu Mehmet Zeki Şaşmaz Yezidî'dir. 1971-Nusaybin doğumlu Abdullah Şaşmaz, hiç te kendini ALLAH'ın kulu saymaz, Yezidî'dir. 
1975-Hazro doğumlu Nevzat Tedik Yezidî'dir. Halit-Revzete’den olma Nevzat Tedik'in babaannesi Hüsna Tedik te Yezidi'dir. Diyarbakır il teşkilatı HADEP üyesi de olan PKK’nın gençlik örgütlenmesi içinde yer alan Nevzat Tedik, 11 Ekim 2001 tarihinde TCK 168: Yasadışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan 12 yıl 6 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştır. 

1952-Nusaybin doğumlu Mehmet Zeki Kanşiray Süryânî'dir. Büyük dedesi Zeytun, ninesi Meryem'dir. İzmir Köy Hizmetleri soygununa katılmıştır. 16.7.1990 günü Bornova Tarım ve Orman Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü Personeli maaşlarının silah zoruyla gasp edilmesi olayında tutuklanmıştır. Hapis yatmış, sonra HADEP Gaziemir İlçesi Yönetim Kurulu üyesi olmuştur. 

1948-Palu doğumlu Zülküf Demirtaş Ermeni'dir. Büyük dedesi Kinkos, ninesi Nazlı'dır. Ikisi de Ermeni idi. Ermeniler'de görülen Ttürk adları ve özellikle "Türk" soyadları, kendilerini gizlemek için alınmıştır. O yüzden dedelerin adlarını veriyoruz, babalar-analar takma Türk adları taşımaktadır. 

Bu arada Özgür Gündem gazetesinin dağdaki 300 eşkiya arasında yaptığı ankette, "dinî önder" olarak % 34'ünün Zerdüşt, % 34'ünün İsâ, % 11'inin Mani, % 10'unun Muhammed, % 7'sinin Musa ve % 4'ünün İbrahim dedikleri ortaya çıkmıştır..

Şimdi PKK örgütü ve onun siyasi uzantısı olan BDP'nin ermeni olmadığını kim iddia edebilirki bize...

30 Mayıs 2012 Çarşamba

O şehidin babasından Erdoğan’a ağır sözler




’Bugünkü yapmış olduğu grup toplantısında konuşmalarında samimi olmadığı düşüncesindeyim. Uludere olayını masumlaştırabilmek, Uludere’den sıyrılabilmesi için bugünkü konuşmayı yapmıştır.


Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın bugün TBMM’de Ak Parti Grup toplantısında mektubunu okuduğu şehit Astsubay Çavuş Serhat Gencer’in babası Mehmet Gencer, "Başbakan, zaman zaman şehit ailelerine, şehitlerimize sığınmaktadır" dedi.

Şırnak Maden Karakolu'nda görev yaparken 8 Ocak 1994 tarihinde PKK ile girilen çatışmada şehit olan Deniz Piyade Astsubay Çavuş Serhat Gencer'in Kırıkkale'nin Gürler Mahallesi'nde oturan babası Mehmet Gencer, Başbakan Erdoğan'ın ağlamaklı bir ifadeyle oğlunun mektubunu okumasını değerlendirdi. Başbakan Erdoğan'ın konuşmasını televizyondan izlediğini anlatan şehit babası Mehmet Gencer şunları söyledi:

Rahmetli oğlum 8 Ocak 1994 tarihinde Miraç Kandili gecesi Şırnak Maden Karakolu'nda PKK ile girilen çatışmada şehit düştü. Bugün sayın Başbakan'ın grup toplantısında okumuş olduğu bu mektubu, şehit olmadan bir gece önce yazarak Astsubay arkadaşına vermiş. 'Postaya ver, aileme gönder' diye. Astsubay arkadaşı almamış ve askerine vermiş 'bunu postala yavrum' demiş. Bu mektup bize şehit düştükten 6 ay sonra elimize geçti. Daha önce bize acılı günlerinde vermemişlerdi. Mektubunda Başbakanın okuduğu şekilde ne olduğunu yazıyor. Miraç Kandili gecesi şehit düşen rahmetli evladım gerçekten inançlı bir insandı. Bu vatan için gözünü kırpmadan canını verebilecek binlerce şehitlerden bir tanesi idi. Kırıkkale'de öyle şehidimiz var ki, Peygamber Efendimizi rüyasında görerek şehit olan bir teğmenimiz var. Allah'tan rahmet diliyorum. Yine mübarek gecelerde, Berat Kandili gecesinde şehit düşen askerlerimiz var. Onlara da rahmet diliyorum. Ve bu çocuklarımızı şehit eden, bunlara kurşun sıkan PKK'lılarla pazarlık yapan insanları da kınıyorum."

SAMİMİ OLMADIĞI DÜŞÜNCESİNDEYİM

Şehit babası Mehmet Gençer, PKK ile devlet görevlilerinin yaptığı görüşmeler nedeniyle Başbakan Erdoğan'ın bugün parti grubundaki konuşmasını samimi bulmadığını da söyledi. Mehmet Gençer, şöyle dedi:

"Bugünkü yapmış olduğu grup toplantısında konuşmalarında samimi olmadığı düşüncesindeyim. Hem Apo ile oturup görüşüp 56 sefer pazarlık yapacaksınız, hem PKK'lılarla oturup pazarlık yapacaksınız, arkasından da BDP'yi müzakereye çağıracaksınız. BDP bugün PKK'nın yasal uzantısıdır. PKK ile pazarlığı direkt yapmaktadır. Sayın Başbakan BDP ile görüşmekle hayal içersinde yüzmektedir. Uludere olayını masumlaştırabilmek, Uludere'den sıyrılabilmesi için bugünkü konuşmayı yapmıştır. Zaman zaman da şehit ailelerine, şehitlerimize sığınmaktadır. Özellikle son bir seneden beri şehitliğe sığınmaktadır sayın Başbakan."

ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?

Size şu olayı, şu mektubu aktarmak istiyorum. Serhat Gencer, Astsubay Çavuş. Şırnak’ta görev yapıyor. Bir akşam arkadaşına bir mektup uzatıyor. Ben diyor dedemi çok severdim. Bugün rüyamda gördüm. Beni yanına çağırıyor. Eğer ben şehit olursam bu mektubu aileme gönderin demiş.

Şehit Serhat Gencer, aynı gece bir askerine de şunu söylüyuor. Bugün Miraç Kandili, sen sivilken imamdın, hadi beraber namaz kılıp Yasin okuyalım diyor. Serhat o gece şehit düşüyor. Yazdığı mektup;

“Bu mektup ancak ben öldükten sonra elinize geçecektir. Beni asla unutmayın. Hep kalbinizin bir köşesinde saklayın. Şunu unutmayın, Allah’ın verdiği canı Allah’tan başkası alamaz. Yalnız size söylemek istediğim bir şey var. Ben burcu’yu çok seviyorum. Bu sevgimi de mezara götürüyorum. Ben burada öldümse Allah yolunda, vatan namus millet yolunda öldüm. Gülün, asla ağlamayın. Eğer ağlarsanız ben yatığ yerde rahat edemem, dedeme de hepinizin selamını söylerim. Yazacak başka bir şey de bulamıyorum. Oğlunuz Serhat.”

TV ekranlarından akıl vermek kolay, siyaset kürsülerinden istismar yapmak kolay. CHP Genel Başkanı, o araç nasıl gitti diye soruyor. Açık söylüyorum. CHP genel başkanı’nın bu tavrı son derece manidardır. Bu tavır terör konusundaki vurdumduymazlıktır. O araç vurulsa, Yargısız infaz yapıldı diyecektir. Şimdi de çıkıyor, o aracı niye durdurmadınız diyor. Bu tavır BDP’yle birlikte teröre can veren bir tavırdır.

MHP Genel Başkanı bu düşünceleri aynen paylaştı. Aynı düşünceleri ben de kendisiyle paylaşıyorum. Bitlis’te yaşanan acı hadiseyi kim hatırlıyor? O Güroymak saldırısını kim hatırlıyor? Oradaki şehitler neden unutuldu? Beş polisimiz orada şehit oldu. Arkalarından gelen bir ailenin tüm fertlerini taşıyan araç tahrip oldu, altı vatandaşımız hayatını kaybetti.

25 Mayıs 2012 Cuma

MERHUM BAŞBAKANIMIZ ADNAN MENDERES'İ İDAMA GÖTÜREN SUÇLARINDAN BİRİ




Merhum Adnan Menderes'in önemli suçlarından birisini hatırlayalım.Merhum, 1952 yılında NATO toplantısı için Fransa'ya gider.Bir ara Paris büyükelçisini yanına çağırarak;

- "Osmanoğulları ailesinin Paris'te yaşıyor olması gerek. Bunlar ne yer, ne içer, ne ile geçinir?" diye
sorar.Büyükelçinin hanedan hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığını gören Menderes, büyük bir hayıflanma içerisinde;

- "Sana 24 saat mühlet! Ya Osmanlı ailesinin adresi ile ya da istifanla gelirsin" der. Bir müddet
sonra büyükelçi adresle gelir.Hanedanın ziyaretine giden Menderes, gördükleri karşısında çılgına döner.Devlet-i Aliye'nin ulu Hakanı Sultan Abdülhamid Han'ın 80 yaşındaki hanımı Şefika Sultan, 60
yaşındaki kızı Ayşe Sultan ve diğer Osmanlı hanımları, Paris yakınlarında bir bulaşıkhanede Fransızların bulaşıklarını yıkamaktadırlar.Menderes gözyaşlarını tutamaz. Şefika Sultan'ın
ellerine sarılır ve;

- "Anne ne olur affet bizi, geç geldik" der. Ayşe sultan sürgünden otuz yıl sonra gördüğü bu vatan
evladına;

- "Sen kimsin"? diye sorar. Menderes de;- "Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanıyım"
der.- "Ben başbakanım" sözünü duyan koca sultan sevinçten öyle bir çığlık atar ki kalbi duracak gibi
olur, bayılır.Menderes Türkiye'ye döner dönmez doğruca Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a çıkar.

- "Osmanlı hanımlarını bulaşık yıkarken gördüm.Onların Türkiye'ye dönmeleri için af kanunu
çıkaracağım" der. Celal Bayar da;

- "Adnan Bey sus! Sakın bu konuyu bir daha başka yerde açma, malum gazeteler tahrikiyle silahlı
kuvvetlerin içindeki cunta Türkiye'de ihtilal yapar"der.

Menderes cebinden çıkardığı bir mektubu masanın üzerine bırakarak dışarı çıkar.Mektupta şunlar yazılıdır:

- "Analarının ve babalarının Fransa da hizmetçilik yaptığı bir ülkenin başbakanı olmaktan utanç
duyuyorum, istifamın kabulünü arz ederim. Adnan Menderes."Menderes'in istifadan vazgeçmesi için epeyce
uğraşılır ve hanedan hanımlarının yurda dönmelerine izin verilmesi şartıyla Menderes istifadan vazgeçer.
Dönüş: İstanbul'a dönenler arasında Sultan II. Abdülhamid'in hanımı ve kızı da vardır.Bir sabah erken saatte Teşvikiye'deki evlerinin kapısı çalınır. Kapıyı Abdülhamid'in kızı Ayşe Sultan açar. Gelen kişi Menderes'tir.

- "Şayet kabul buyururlarsa Valide Sultan'ı görmek isterim" der.Başında tülbent elinde tespihiyle Menderes'i
karşılayan Şefika Sultan;

- "Berhudar olasın evlâdım, hoş geldiniz..." der.
Başbakan da;
- "Teşekkür ederim Valide hazretleri; hoş bulduk..." demesinden sonra Şefika Sultan;
- "Beyefendi, niçin önceden haberimiz olmadı?Böyle, hazırlıksız ve gâfil avlandık" der. Menderes
de;
- "Zararı yok efendim. Bendeniz elinizi öperek hayır duanızı almak ve bir ihtiyacınız olup olmadığını öğrenmek için geldim" der.Ayrılırken daha sonraları Yassıada da onun da hesabının sorulduğu şişkince bir zarf bırakır.
İşte Menderes'in amansız suçlarından birisi budur.

UZMAN JANDARMALARIN MAAŞ TASARI NE GETİRİYOR




2012 YILI BİRİNCİ 6 AYLIK DÖNEM İÇİN BAKANLAR KURULUNCA KARARA BAĞLANAN MEMUR MAAŞ KATSAYILARINA GÖRE AYLIK VE İKRAMİYE TUTARLARI HESAPLAMA
Emekli aylığı hesaplamasının yasal dayanağı, 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununun 41 inci maddesidir.
“Madde 41;
a) Emekli, adi malullük ve vazife malullüğü aylıklarının hesaplanmasında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 43 üncü maddesinde yer alan gösterge tablosu ve personel kanunlarındaki ek göstergeler esas alınır.
b) Emekli, adi malullük ve vazife malullüğü aylıkları, (a) fıkrasına göre tespit edilen rakamların her yıl Bütçe Kanununda tespit edilen katsayı ile çarpılması sonunda bulunacak tutarın fiili ve itibari hizmet toplamı 25 yıl olanlara % 75'i, 25 yıldan az olanlara her tam yıl için % 1 eksiği, fazla olanlara da her tam yıl için % 1 fazlası üzerinden bağlanır.
Fiili ve itibari hizmet toplamındaki ay kesirleri tam ay sayılır.Yıl kesirlerinin her ayı için emekli aylığı bağlanmasına esas aylık tutarının % 1'inin 12'de biri emekli aylığına ayrıca eklenir.
Bağlanacak aylıkların toplamı, emekli ve adi malullük aylıklarında emekli aylığı bağlanmasına esas aylıklarının % 100'ünü geçemez. Vazife malullüğü aylıkları hakkında bu tahdit uygulanmaz.”
1- Emekli aylığı ve emekli ikramiyesinin hesabında esas alınan tablo, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 43 üncü maddesinde gösterilmiştir. Bu tabloda yer alan derece ve kademelere göre belirlenen gösterge rakamlarının memur maaş katsayısı ile çarpımından gösterge aylığının brüt tutarı bulunmaktadır.
AYLIK GÖSTERGE TABLOSU
Kademeler 
Dereceler 1 2 3 4 5 6 7 8 9
1 1320 1380 1440 1500 – – – – –
2 1155 1210 1265 1320 1380 1440 – – –
3 1020 1065 1110 1155 1210 1265 1320 1380 –
4 915 950 985 1020 1065 1110 1155 1210 1265
5 835 865 895 915 950 985 1020 1065 1110
6 760 785 810 835 865 895 915 950 985
7 705 720 740 760 785 810 835 865 895
8 660 675 690 705 720 740 760 785 810
9 620 630 645 660 675 690 705 720 740
10 590 600 610 620 630 645 660 675 690
11 560 570 580 590 600 610 620 630 645
12 545 550 555 560 570 580 590 600 610
13 530 535 540 545 550 555 560 570 580
14 515 520 525 530 535 540 545 550 555
15 500 505 510 515 520 525 530 535 540
Örnek: Birinci derecenin birinci kademesinde bulunan bir kişinin gösterge aylığı rakamı 1320 x 0,061954 (memur maaş katsayısı) = 81,77 TL. derece kademe karşılığı gösterge aylığı tutarı olmaktadır.
Diğer derece ve kademelerin gösterge aylığı tutarları da aynı şekilde hesaplanmaktadır.
2- 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa ekli ek gösterge cetvellerinde yer alan unvanlara göre tespiti yapılan ek gösterge rakamları ile özel kanunlar (TBMM., RTÜK, TRT, REKABET KURUMU gibi) ile tespit edilen ek gösterge rakamlarının memur maaş katsayısı ile çarpımından bulunan tutar ek gösterge aylığı olmaktadır.
3- Emekli aylığı hesaplanmasında, aylık ve ikramiye tutarının artmasında önemli faktörler arasında 5434 sayılı Kanunun ek 70 inci maddenin yer almakta olduğunu görmekteyiz. Bu madde, emekli aylığını artırdığı gibi emekli ikramiyesinin artmasına katkısı büyüktür.
“Ek Madde 70 – Sandık iştirakçilerine ödenmekte olan ;
a) Memuriyet taban aylığı ve kıdem aylığı tutarları ile,
b)Zam, tazminat ve ödenekler ile benzeri ödemeler toplamına karşılık gelmek üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi en Yüksek Devlet memuru aylığı (ek gösterge dahil) brüt tutarının;
– Ek göstergesi 8400 ve daha yüksek olanlarda % 240 ına,
– Ek göstergesi 7600 (dahil) -8400 (hariç) arasında olanlarda % 200 üne,
– Ek göstergesi 6400 (dahil) - 7600 (hariç) arasında olanlarda % 180 ine,
– Ek göstergesi 4800 (dahil) - 6400 (hariç) arasında olanlarda % 150 sine,
– Ek göstergesi 3600 (dahil) - 4800 (hariç) arasında olanlarda % 130 una,
– Ek göstergesi 2200 (dahil) - 3600 (hariç) arasında olanlarda % 70 ine,
– Diğerlerinde % 40 ına,
tekabül eden miktarı,emeklilik keseneğine ve kurum karşılığına tabi tutulur.
Aylıklarını personel kanunlarına göre almayan Sandık iştirakçileri hakkında da, sınıfı, görev ve kadro unvanı, derecesi ve hizmet süresi esas alınarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi emsali gibi işlem yapılır.
Bu tutarlar, bu Kanunun 41 inci maddesinin (a) fıkrasına göre emekli,adi malullük, vazife malullüğü,dul ve yetim aylıklarının; ek 20 inci maddesine göre de emeklilik ikramiyelerinin hesaplanmasına dahil edilir.”
Bu maddeye göre hesaplama da en yüksek devlet memuru sayılan Başbakanlık Müsteşarı aylığı esas alınmaktadır. Başbakanlık müsteşarı birinci derece dördüncü kademenin gösterge rakamı olan 1500 ile Başbakanlık Müsteşarının ek gösterge rakamı olan 8000 rakamının toplamının memur maaş katsayısı ile çarpımından bulunan tutarın, maddede ek göstergelere göre gruplandırma sonucu tespit edilen oranların karşılığına gelen tutar, emekli aylık ve emekli ikramiyesinin hesabında dikkate alınmaktadır.
Örnek;
1500 + 8000 = 9500 x 0,066187 x % 200 = 1.257,53 TL. 
1500 + 8000 = 9500 x 0,066187 x % 180 = 1.131,79 TL. 
1500 + 8000 = 9500 x 0,066187 x % 130 = 817,40 TL. 
1500 + 8000 = 9500 x 0,066187 x % 70 = 440,14 TL
1500 + 8000 = 9500 x 0,066187 x % 40 = 251,51TL 

Aşağıda gruplandırma yapılarak tutarlar belirtilmiştir.
4- Emekli aylığı ve emeklilik ikramiyesinin hesaplanmasında esas alınan kıdem aylığı ve taban aylığı esası 375 sayılı 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2802 Sayılı Hakimler Ve Savcılar Kanunu, 2914 Sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu, 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu İle Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması, Devlet Memurları Ve Diğer Kamu Görevlilerine Memuriyet Taban Aylığı Ve Kıdem Aylığı İle Ek Tazminat Ödenmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci maddesi ile getirilmiştir. Bu maddede yer alan taban aylığı emekli aylık ve ikramiyesinde faydası olmakla birlikte kıdem aylığının faydası yok denecek kadar azdır.
“Madde 1 – A) Aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu ve 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununa göre almakta olan personele 1000 gösterge rakamı üzerinden memuriyet taban aylığı ödenir.
Birinci fıkra kapsamına girenlere her bir hizmet yılı için 20 gösterge rakamı karşılığı kıdem aylığı ödenir. Ancak 25 ve daha fazla hizmet yılını dolduranlar için gösterge rakamı 500 olarak uygulanır.
Hizmet yılları itibariyle ödenecek kıdem aylığının tespitinde kazanılmış hak aylığının hesabında değerlendirilen süreler esas alınır. Memuriyet taban ve kıdem aylığı miktarları, bunların göstergelerine 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 154 üncü maddesine göre tespit olunan katsayılar uygulanmak suretiyle belirlenir. Memuriyet taban aylığı göstergesi için farklı katsayı tespit edilebilir. Kıdem ve memuriyet taban aylığı göstergelerini üç katına kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Bu aylıklara hak kazanılmasında ve ödenmesinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer personel kanunlarının aylıklarla ilgili hükümleri uygulanır.
Bu göstergeler 657 sayılı Kanun ve diğer personel kanunlarına ve kanun hükmünde kararnamelere göre her ne ad altında olursa olsun ödenmekte olan zam, tazminat,ödenek,ücret ve benzeri ödemelerin hesabında dikkate alınmaz.” 

- Taban aylığı tutarı : 1000 gösterge x 0,88562 Taban aylığı katsayısı = 885,62 TL.

- Kıdem aylığı tutarı : 20 gösterge x0,066187 Memur maaş katsayısı x 1 = 1,23 Bir yıl kıdemi olan için,
20 x 0,066187 x 2 = 2,64 İki yıl kıdemi olan için, her yıl artıkça kıdem aylığı tutarı da bu şekilde hesaplamada artmaktadır. Kıdem aylığı tutarı 25 yıl ve daha fazla hizmet sürelerinde aynı olmaktadır. Bu süreler için 500 x 0,066187 = 33,09 TL. olmaktadır.

5- Yukarıda yasal çerçevesi gösterilen unsurlar, memur maaş katsayısı esas alınarak hesaplamada dikkate alınmaktadır. Memur maaş katsayısının dayanağı mevzuat hükmü 657 sayılı Kanunun “Katsayı:” başlıklı 154 üncü maddesi olmaktadır.

“Madde 154 – Aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge ve kıdem aylığı gösterge rakamlarının aylık tutarlarına çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayısı ile memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak taban aylık katsayısı üçer veya altışar aylık dönemler itibariyle uygulanmak üzere Genel Bütçe Kanunu ile tespit olunur.Ancak mali yılın ikinci yarısında,memleketin ekonomik gelişmesi genel geçim şartları ve Devletin mali imkanları göz önünde bulundurulmak suretiyle Bakanlar Kurulu bu katsayıları ikinci yarının tamamı veya üçer aylık dönemleri itibariyle uygulanmak üzere değiştirmeye yetkilidir.”

01.01.2012- 01.07.2012 tarihleri arasında tespit edilen katsayılar;
Memur maaş katsayısı ; 0,066187
Taban aylığı katsayısı : 1000 x 0,88562 
Kıdem aylığı : 20 x 0,066187 x 1 = 1,32 TL. Bir yıl kıdemi olan için
20 x 0,066187 x 2 = 2,64 TL. İki yıl kıdemi olan için
25 yıl üzeri için 500 x 0,066187 = 33,09 TL.
Bu hükümlere göre genel çerçeve olarak emekli aylık ve ikramiyesinde esas alınan unsurlar;
a) 657 sayılı Devlet memurları Kanunu ve ilgili hükümler uyarınca ilgililerin bulunmuş oldukları derece ve kademeye karşılık gelen 657 sayılı Kanunun 43 üncü maddesinde yer alan tablonun karşılığı gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımından bulunan tutar gösterge aylığı olarak,

Örnek: 1 inci derecenin 4 üncü kademesinde bir kişi; 1500 x 0,066187 ( 01.01.2012 -01.07.2012 tarihleri arasındaki memur maaş katsayısı) = 99,28 TL.
b) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa ekli ek gösterge cetvellerinde yer alan unvanlara göre tespiti yapılan ek gösterge rakamları ile özel kanunlar ile tespit edilen ek gösterge rakamlarının memur maaş katsayısı ile çarpımından bulunan tutar ek gösterge aylığı olmaktadır.

Örnek: Kazanılmış hak aylığı 1 inci derecede olan Şef unvanlı yüksek okul mezunu kişinin ek göstergesi 657 sayılı Kanuna göre 2200 olmaktadır. 2200 ek gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımından bulunan tutar ek gösterge aylığı olmaktadır.

c) 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle getirilen ve gösterge rakamı 1000 olan ve katsayısı her altı ayda memur maaş katsayısı ile tespit edilen rakamın 1000 gösterge rakamı ile çarpımından bulunan tutar taban aylık olarak,
101.01.2012- 01.07.2012 arası Taban aylığı tutarı:
1000 gösterge x 0,88562 Taban aylığı katsayısı = 885,62 TL.
d) 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle getirilen ve bir yıl için 20 olarak belirlenen gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımından bulunan tutar l yıl kıdem olarak esas alınmakta, bu rakam iki yıl, üç yıl,… 24 yıl, son olarak 25 yıla kadar tespit edilmekte ve 25 yıl sonrası kıdem aylığı aynı tutar(SABİT) olmaktadır. Bu şekilde bulunan tutar kıdem aylığı tutarı olarak,
101.01.2012- 01.07.2012 arası Kıdem aylığı tutarı:
20 gösterge x 0,066187memur maaş katsayısı x 1 yıl = 1,23 TL. Bir yıl kıdemi olan için,
20 x 0,066187 x 2 = 2,47 TL. İki yıl kıdemi olan için,
25 yıl üzeri için 500 x 0,066187= 33,09 TL.
25 ve daha fazla hizmetler için 33,09
d) 5434 sayılı Kanunun ek 70 inci maddesinde yapılan yasal düzenleme ile, ek göstergesiz derece ve kademelerde veya görevlerde bulunanlar ile ek göstergeli görevlerde bulunanların, ek gösterge rakamlarına göre kademeli oranlar tespit edilmiştir. Bu oranlar en yüksek devlet memuru aylığının memur maaş katsayısı ile çarpımından bulunan tutar emekli aylık ve ikramiye hesabında dikkate alınan tutar olarak,
01.01.2012- 01.07.2012 tarihleri arasında dikkate alınacak rakamlar, Bu hesaplamada dikkate alınan ek gösterge rakamları 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa ekli ek gösterge tablolarında yer almaktadır. Ayrıca kendi özel kanunlarına göre ek gösterge rakamı tespit edilenlerde tespit edilen rakamlar hesaplamada dikkate alınmaktadır.
- Ek göstergesi olmayanlar ile ek göstergesi 2200 e kadar olanlar: % 40 = 251,51TL
-Ek göstergesi 2200 olanlar dahil 3600’ e kadar olanlar : % 70 = 440,14 TL 
-Ek göstergesi 3600 olanlar dahil 4800’ e kadar olanlar : % 130 = 817,40 TL.
-Ek göstergesi 4800 olanlar dahil 6400’ e kadar olanlar : % 150 = 882,84 TL
-Ek göstergesi 6400 olanlar dahil 7600’ e kadar olanlar : % 180 = 1.131,79 TL 
-Ek göstergesi 7600 olanlar dahil 8400’ e kadar olanlar : % 200 = 1.257,53 TL. 
-Ek göstergesi 8400 olanlar ile daha yüksek tespit edilenler : % 240 = 1.1509,06 TL
Ayrıca; ay kesirleri için aylık tutarın bulunabilmesi için bir yılın 1/12 sinin yüzdeleri şu şekildedir.
1 ayın rakamını bulmak için l ay 12 aya bölündüğünde ; 0,0833
2 ayın rakamını bulmak için 2 ay 12 aya bölündüğünde ; 1667
3 ayın rakamını bulmak için 3 ay 12 aya bölündüğünde ; 2500
4 ayın rakamını bulmak için 4 ay 12 aya bölündüğünde ; 3333
5 ayın rakamını bulmak için 5 ay 12 aya bölündüğünde ; 4167
6 ayın rakamını bulmak için 6 ay 12 aya bölündüğünde ; 5000
7 ayın rakamını bulmak için 7 ay 12 aya bölündüğünde ; 5833
8 ayın rakamını bulmak için 8 ay 12 aya bölündüğünde ; 6667
9 ayın rakamını bulmak için 9 ay 12 aya bölündüğünde ; 7500
10 ayın rakamını bulmak için 3 ay 12 aya bölündüğünde ; 8333
11 ayın rakamını bulmak için 3 ay 12 aya bölündüğünde ; 9167
rakamlarının dikkate alınması pratik hesaplama olmaktadır.

Örnek: 25 yıl 5 ay hizmeti olan kişinin 25 tam yıl aylığı 1000 TL. olur ise, 1000/25 = 40 TL. l yıllık aylık tutarı olmaktadır. 40 TL./ 12 ay = 3,333 x 5 = 16,66 TL. 5 aylık tutar olmaktadır.
1000 + 16,66 = 1016,66 TL. 25 yıl 5 ay hizmeti olan kişinin aylığı olmaktadır.

Formül şekliyle aylık hesaplamayı belirtilmek istediğimizde;

(A)Derece-Kademe Göstergesi
(B) Ek gösterge
(C) Taban Aylığı gösterge rakamı
(D) Kıdem Aylığı göstergesi
(E) 5434 SK.EK 70. Maddesine göre esas alınan tutar
(F) Memur maaş katsayısı
(G) Taban aylığı katsayısı
(H) Birinci derece dördüncü kademe gösterge rakamı olan 1500
( I) Başbakanlık Müsteşarının ek gösterge rakamı olan 8000
1 = A x F = Derece-Kademe gösterge aylık tutarı
2 = B x F = Ek gösterge tutarı
3 = C x G = Taban aylığı tutarı
4 = D x F = Kıdem aylığı tutarı
5 = H + I x F x %
1 + 2 + 3 + 4 + 5 = Brüt Toplam aylık
Brüt Toplam Aylık x (50 + Hizmet yılı ) x % = l Aylık emekli maaş tutarı
Not: 50 rakamı yukarıda hükmünü aldığımız 5434 sayılı Kanunun 41 inci maddesine dayanılarak alınan rakam olmakta, bu rakamın üzerine hizmet yılları ilave edilmektedir. 25 yıl hizmeti olanlara % 75'i, 25 yıldan az olanlara her tam yıl için % 1 eksiği, fazla olanlara da her tam yıl için % 1 fazlası esas alınmaktadır.
Emeklilik ikramiyesine ilişkin hesaplama sistemi ve esasları 5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde belirlenmiştir.
“Madde 89- Emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan; asker, sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için, aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir.
Verilecek emekli ikramiyesinin hesabında, 30 fiili hizmet yılından fazla süreler nazara alınmaz.
…”
Buna göre, Brüt Toplam Aylık x Her tam hizmet yılı toplamı = Emeklilik ikramiyesi tutarı olacaktır.
Aylık hesaplamaya ilişkin örnekler;
ÖRNEK: 3/1 derecede görev yapan 90’ lı Uzm.J. 27 yıl 6 yıl, (Fiili Hizmet Dahil) ek göstergesi 1466; (MEVCUT DURUM)(Ağustos 2012 ayı baz alınarak hesaplanmıştır.) 

1 = 1020 x 0,066187 = 67,51 TL.
2= 1466 x 0,066187 = 97,03 TL.
3= 1000 x 0,88562 = 885,62 TL.
4= 20 x 0,066187 = 1,32 x Kişinin toplam kıdem aylığına esas hizmeti 20 yıl = 28,16 TL iki yıl kıdemi olan için 1,32 x 2 = 2,64 İki yıl kıdemi olan için, her yıl artıkça kıdem aylığı tutarı da bu şekilde hesaplamada artmaktadır. Kıdem aylığı tutarı 25 yıl ve daha fazla hizmet sürelerinde aynı olmaktadır. Bu süreler için 500 x 0,066187 = 33,09 TL. olmaktadır

5= 1500 + 8000 = 9500 x 0,066187 = 628,77 TL. 5434 sayılı Kanunun ek 70 inci maddesine göre hesaplanacak tutarda esas alınacak rakam olmaktadır. Kişinin ek göstergesi 1466 olduğu için yukarıya tablo olarak aldığımız -Ek göstergesi 2200’ e kadar olanlar : % 40 = 251,51TL grubuna girdiğinden, hesaplamada esas alınacak tutar 251,51 TL.

1 + 2 + 3 + 4 + 5 = 67,51+97,03+885,62+33,09+251,51 = 1334,76 TL. Brüt tutar olmaktadır.

1.334,71 x 77 % = 1.027,76 TL. 27 yıla karşılık hesaplanan l aylık emekli maaşı tutarı, 1.027,76,45 / 27= 38,06 TL. 12 aylık tutarı olmaktadır. 38,06 /12 = 3,17 TL.

3,17TL. X 6 = 19,03 TL. 6 ay küsurlu hizmete karşılık aylık tutar(Fiili Hizmetten kalan)
1027,76 + 19,03 = 1046,79 TL. Kişinin 27 yıl 6 ay hizmet süresine karşılık alacağı 1 aylık emekli aylığı tutarı olacaktır. Ayrıca bu tutarın % 4 ü 5454 sayılı Kanuna göre ek ödeme olarak ayrıca ödenecektir 1.046,79 + 41,87 = 1.088,66 TL Toplam emekli maaşı
Brüt Tutar olan 1334,76 TL. x 27 Tam Hizmet yılı = 36,038,52 TL. 27 hizmet yılına karşılık emeklilik ikramiyesi tutarı olmaktadır. 

ÖRNEK: 1/2 derecede görev yapan 90 mezunu Uzm.J. 27 yıl 6 ay(Fiili Hizmet Dahil) ek göstergesi 2200 (Tasarı Yasalaştığında) (Ağustos 2012 ayı baz alınarak hesaplanmıştır.) 

1 = 1380 x 0,066187 = 91,33 TL.
2= 2200 x 0,066187 = 145,61 TL.
3= 1000 x 0,88562 = 885,62 TL.
4= 20 x 0,066187 = 1,32 x Kişinin toplam kıdem aylığına esas hizmeti 20 yıl = 28,16 TL iki yıl kıdemi olan için 1,32 x 2 = 2,64 İki yıl kıdemi olan için, her yıl artıkça kıdem aylığı tutarı da bu şekilde hesaplamada artmaktadır. Kıdem aylığı tutarı 25 yıl ve daha fazla hizmet sürelerinde aynı olmaktadır. Bu süreler için 500 x 0,066187 = 33,09 TL. olmaktadır
5= 1500 + 8000 = 9500 x 0,066187 = 628,77 TL. 5434 sayılı Kanunun ek 70 inci maddesine göre hesaplanacak tutarda esas alınacak rakam olmaktadır. Kişinin ek göstergesi 1466 olduğu için yukarıya tablo olarak aldığımız -Ek göstergesi 2200’ e kadar olanlar : % 70 = 440,14 TL grubuna girdiğinden, hesaplamada esas alınacak tutar 440,14 TL.

1 + 2 + 3 + 4 + 5 = 91,33+145,61+885,62+33,09+440,14 = 1.595,79 TL. Brüt tutar olmaktadır.

1.595,79 x 77 % = 1.228,76 TL. 27 yıl 6 ay’a karşılık hesaplanan l aylık emekli maaşı tutarı,

1.228,76 / 27= 45,50 TL. 12 aylık tutarı olmaktadır. 45,50 /12 = 3,79 TL.
3,79TL. X 6 = 22,75 TL. 6 ay küsurlu hizmete karşılık aylık tutar(Fiili Hizmetten kalan)
1.228,76 + 22,75 = 1.251,51 TL. Kişinin 27 yıl 6 ay hizmet süresine karşılık alacağı 1 aylık emekli aylığı tutarı olacaktır. Ayrıca bu tutarın % 4 ü 5454 sayılı Kanuna göre ek ödeme olarak ayrıca ödenecektir 1.251,51 + 50,067 = 1.301,57 TL Toplam emekli maaşı

Brüt Tutar olan 1595,79 TL. x 27 Tam Hizmet yılı = 43.086,33 TL. 27 hizmet yılına karşılık emeklilik ikramiyesi tutarı olmaktadır.

ÖRNEK: 3/3 derecede görev yapan 89 lu Uzm.J. 28 yıl 9 ay (Fiili Hizmet Dahil) ek göstergesi 1466; (MEVCUT DURUM)

1 = 1110 x 0,066187 = 73,46 TL.
2= 1466 x 0,066187 = 97,03 TL.
3= 1000 x 0,88562 = 885,62 TL.
4= 20 x 0,066187 = 1,32 x Kişinin toplam kıdem aylığına esas hizmeti 20 yıl = 28,16 TL iki yıl kıdemi olan için 1,32 x 2 = 2,64 İki yıl kıdemi olan için, her yıl artıkça kıdem aylığı tutarı da bu şekilde hesaplamada artmaktadır. Kıdem aylığı tutarı 25 yıl ve daha fazla hizmet sürelerinde aynı olmaktadır. Bu süreler için 500 x 0,066187 = 33,09 TL. olmaktadır.

5= 1500 + 8000 = 9500 x 0,066187 = 628,77 TL. 5434 sayılı Kanunun ek 70 inci maddesine göre hesaplanacak tutarda esas alınacak rakam olmaktadır. Kişinin ek göstergesi 1466 olduğu için yukarıya tablo olarak aldığımız -Ek göstergesi 2200’ e kadar olanlar : % 40 = 251,51TL grubuna girdiğinden, hesaplamada esas alınacak tutar 251,51 TL.

1 + 2 + 3 + 4 + 5 = 73,46+97,03+885,62+33,09+251,51 = 1.340,71 TL. Brüt tutar olmaktadır.

1.340,71 x 78 % = 1.045,75 TL. 28 yıla karşılık hesaplanan l aylık emekli maaşı tutarı, 
1.045.75 / 28 = 37,34/12 aya böldüğümüzde=3,11x9= 28,01 dokuz aylık maaş 1.045,75+28,01=1.073,76 TL 28 yıl 9 ay hizmet süresine karşılık alacağı 1 aylık emekli aylığı tutarı olacaktır. Ayrıca bu tutarın % 4 ü 5454 sayılı Kanuna göre ek ödeme olarak ayrıca ödenecektir 1.073,76 + 42,95 = 1.116,71 TL Toplam emekli maaşı
Brüt Tutar olan 1340,71 TL. x 28 Tam Hizmet yılı = 37.539.88 TL. 28 hizmet yılına karşılık emeklilik ikramiyesi tutarı olmaktadır

ÖRNEK: 1/3 derecede görev yapan 89’lu Uzm.J. 28 yıl 9 ay (Fiili Hizmet Dahil) yıl, ek göstergesi 2200 (Tasarı Yasalaştığında) (Ağustos 2012 ayı baz alınarak hesaplanmıştır.) 

1 = 1440 x 0,066187 = 95,30 TL.
2= 2200 x 0,066187 = 145,61 TL.
3= 1000 x 0,88562 = 885,62 TL.
4= 20 x 0,066187 = 1,32 x Kişinin toplam kıdem aylığına esas hizmeti 20 yıl = 28,16 TL iki yıl kıdemi olan için 1,32 x 2 = 2,64 İki yıl kıdemi olan için, her yıl artıkça kıdem aylığı tutarı da bu şekilde hesaplamada artmaktadır. Kıdem aylığı tutarı 25 yıl ve daha fazla hizmet sürelerinde aynı olmaktadır. Bu süreler için 500 x 0,066187 = 33,09 TL. olmaktadır
5= 1500 + 8000 = 9500 x 0,066187 = 628,77 TL. 5434 sayılı Kanunun ek 70 inci maddesine göre hesaplanacak tutarda esas alınacak rakam olmaktadır. Kişinin ek göstergesi 1466 olduğu için yukarıya tablo olarak aldığımız -Ek göstergesi 2200’ e kadar olanlar : % 70 = 440,14 TL grubuna girdiğinden, hesaplamada esas alınacak tutar 440,14 TL.

1 + 2 + 3 + 4 + 5 = 95,30+145,61+885,62+33,09+440,14 = 1.599,76 TL. Brüt tutar olmaktadır.

1.599,76 x 78 % = 1.247,81 TL. 28 yıla karşılık hesaplanan l aylık emekli maaşı tutarı, 
1.247,81 / 28 = 44,56/12 aya böldüğümüzde =3,71x9= 33,42 dokuz aylık maaş 1.247,81+33,42=1.281,23 TL 28 yıl 9 ay hizmet süresine karşılık alacağı 1 aylık emekli aylığı tutarı olacaktır. Ayrıca bu tutarın % 4 ü 5454 sayılı Kanuna göre ek ödeme olarak ayrıca ödenecektir 1.281,23 + 51,24 = 1.332,47 TL Toplam emekli maaşı
Brüt Tutar olan 1.599,76 TL. x 28 Tam Hizmet yılı = 44,793,28 TL. 28 hizmet yılına karşılık emeklilik ikramiyesi tutarı olmaktadır

ÖRNEK: 1/4 derecede görev yapan 1989'lu Uzm.J. 30 yıl (Fiili Hizmet Dahil) yıl, ek göstergesi 2200 (Tasarı Yasalaştığında) (Ağustos 2012 ayı baz alınarak hesaplanmıştır.) 

1 = 1500 x 0,066187 = 99,28 TL.
2= 2200 x 0,066187 = 145,61 TL.
3= 1000 x 0,88562 = 885,62 TL.
4= 20 x 0,066187 = 1,32 x Kişinin toplam kıdem aylığına esas hizmeti 20 yıl = 28,16 TL iki yıl kıdemi olan için 1,32 x 2 = 2,64 İki yıl kıdemi olan için, her yıl artıkça kıdem aylığı tutarı da bu şekilde hesaplamada artmaktadır. Kıdem aylığı tutarı 25 yıl ve daha fazla hizmet sürelerinde aynı olmaktadır. Bu süreler için 500 x 0,066187 = 33,09 TL. olmaktadır
5= 1500 + 8000 = 9500 x 0,066187 = 628,77 TL. 5434 sayılı Kanunun ek 70 inci maddesine göre hesaplanacak tutarda esas alınacak rakam olmaktadır. Kişinin ek göstergesi 1466 olduğu için yukarıya tablo olarak aldığımız -Ek göstergesi 2200’ e kadar olanlar : % 70 = 440,14 TL grubuna girdiğinden, hesaplamada esas alınacak tutar 440,14 TL.

1 + 2 + 3 + 4 + 5 = 99,28+145,61+885,62+33,09+440,14 = 1.603,74 TL. Brüt tutar olmaktadır.

1.603,74 x 80 % = 1.282,99 TL. 30 yıla karşılık hesaplanan l aylık emekli maaşı tutarı, 
Ayrıca bu tutarın % 4 ü 5454 sayılı Kanuna göre ek ödeme olarak ayrıca ödenecektir 1282,99 + 51,31 = 1.334,30 TL Toplam emekli maaşı
Brüt Tutar olan 1.603,74 TL. x 30 Tam Hizmet yılı = 48,112,20 TL. 30 hizmet yılına karşılık emeklilik ikramiyesi tutarı olmaktadır
EMEKLİ İRAMİYELERİ 30 YIL ÜZERİNDEN HESAPLANMAKTADIR.

Not:89 mezunu uzman Jandarma 2013 yılında ¼ dereceye düşeceği ve 30 yıl(fiili hizmet dahil)görev yapacağı düşünülerek hesaplanmıştır.(Ayrıca 2013 Ağustos ayına kadar memur maaş katsayıları 3 kez değişecek.)

Şair Uzman Jandarmadan İkinci Şiir. (Hak arayışı Uzman Jandarmayı Şair Yaptı)

Türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde uzman jandarmalarla ilgili haberleri  okumayan kalmamıştır muhtemelen. Astsubaylarla ...