30 Haziran 2016 Perşembe

Dinimize Göre İdarecinin Vasıfları Nelerdir ?



İdareci için çok önemli ve değerli hasletlerden bazıları şöyle:
Adaletli, akıllı, cesur, cömert, yumuşak huylu, vefalı, şefkat ve merhametli, sabırlı, affedici, şükredici, itidalli, bilgili, namuslu ve vakarlı olmak.

Adalet: 
İdarecide bulunması gereken özelliklerin en değerlisi adalettir. Adalete, iyiliğe itaate sebeptir ve ülfeti doğurur. Çalışanların mutluluğu ve huzuru, idarecinin, düzenli olması derecesine göredir. İdare iyi ise elemanlar da iyi olur. İdareci, elemanların durumlarını iyi takip etmeli, hak ettikleri ücretleri, işlerine ve seviyelerine uygun olarak zamanında ödemelidir! Yoksa hizipleşme baş gösterir.

Akıl: 
Akıl sayesinde kişi; hakkı bâtıldan, iyiyi kötüden ayırır, yanlış karar vermez. Bir olayın meydana gelmesinden sonra savunma tedbiri alana akıllı denmez. Akıllı kişi, olay meydana gelmeden çare ve çözüm arayandır.

Cesaret: 
Cesur idareci, şirketini kem gözlerden korur, bekçiliğini iyi şekilde yapar. Aynı zamanda idaresi altındakileri de her türlü haksızlıktan korumuş olur.

Cömertlik: 
Hulefa-i Raşidin, ihtiyaçlarını arz edenleri dine uygun olarak sevindirirler, herkesin durumuna uygun gerekli iyilik ve ihsanda bulunurlardı.

Yumuşaklık: 
Yumuşaklık güzel vasıflardandır.
Normal yemek şifa ve gıda, tıka basa yemek hastalığa sebep olduğu gibi, sert davranış ve şiddet; dostları, düşman eder.

İdareci için her yerde ve her işte yumuşaklık göstermek uygun olmayabilir. Bunun için âmir durumunda olanlara daima yumuşak davranmalıdır!

Bozguncu tabakadakilere genel olarak sertlik de göstermek gerekir. Alt tabakadakilere de yerine göre sertlik yerine göre yumuşaklık gösterilir. Onun için “Suçlulara şiddet göstermek, seçkin ve dürüstlere de yumuşak davranmak lazımdır” denmiştir.

Büzür Cumhura “Bir hükümdar nasıl başarılı olur?” demişler. O da şöyle cevap vermiş:
“İyilere, ileri gelen seçkinlere samimiyet ve dostluk göstermek, halka sevgisini açıklayıp onları kendisine bağlamak fakat, biraz korku da verip tesirli bir davranış göstermek, adi kimseleri ise gerçekten korkutmak suretiyle hükümdar başarılı olur.”

Vefa: 
Vefa, ömür boyu ve öldükten sonra da sevgiyi devam ettirmektir. Peygamber efendimiz (Ahde vefa dindendir) buyurdu. (Hakim)

Doğruluk: 
Yalancılık ne kadar kötüyse, doğruluk da o kadar iyidir.(Doğru konuşan, doğrulukla iş yapan kâmil insandır)buyurulmuştur.

İslamiyet’in üç temel direği hak, adalet ve sadakat, yani doğruluktur. Her işin nizam ve intizamı doğruluk iledir.


Şefkat ve merhamet: İdareci herkesten daha çok şefkatli ve merhametli olmalıdır. Çünkü hadis-i şerifte, (Halka merhamet etmeyene, Hak merhamet etmez) buyuruldu. (Taberani)

Sabır: 
Sabretmek, kurtuluşa sebep olan güzel huylardandır. Sabır, peygamberlerin hasletlerindendir. Sabır, acı ise de meyvesi tatlıdır.

Affetmek: 
Yalan söyleyerek özür dileyeni bile affetmek müstehaptır. Affetmek çok faziletlidir. Hadis-i şerifte (Affedin ki affedilesiniz)buyuruldu. (İ. Ahmed)

Şükür: 
Şükür, her nimetin Allahü teâlâdan geldiğini bilip dil ile de hamd etmektir. Allahü teâlânın emirlerini yapıp yasak ettiklerinden sakınmak şükretmek olur. İnsanların hidayeti için çalışmak şükür sayılır.

Aceleden kaçmak: 
Ceza vermekte acele etmemeli, affa uğrama imkanı doğabilir. Mükafat vermekte acele etmek fertlerin itaatlerini kuvvetlendirir.

Ağırbaşlılık: 
Normal işlerde ağırbaşlı olmak ve yavaş hareket etmek. Çünkü normal işlerde yavaş olmak, emin adımlarla yürümeyi sağlar.

Namuslu olmak: 
Kötü söz ve işten uzak olmaktır.

Vakar: 
İdarecinin vakarı, heybeti düşmanları korkutur, eşkıyayı sindirir, saygı duymaya sebep olur.

Çirkin huylar
İdareci de, yardımcıları da çirkin huylardan uzak olmalıdır. Çirkin huylardan on beşi şunlardır: Zulüm, Bilgisizlik, Cimrilik, İsraf, Sözünde durmamak. Yalancılık, Gıybet, Hiddet, Kibir, Büyüklenmek, Haset, Acelecilik, Şaka, Lüzumsuz gülmek, Ahdi bozmak. İdareciyi perişan eden üç hastalık: Keder, üzüntü, şuursuzluk. İdareci, cahillerden uzak durmalıdır. Peki cahil nasıl bilinir?
Şu vasıflara haiz olanın cahil olduğu anlaşılır:
1- Düşüp kalktığı arkadaşına zulmeder.
2- Kendinden aşağı olanın hakkını çiğner.
3- Düşünmeden konuşur.
4- Üstünlük sezdiği kişiden yüz çevirir.
5- Hep üstün olanlara bakıp galip gelmek ister.

Cahil olan da bilgisiz olur. Şu altı şey de cahilin bilgisizliğine delil sayılır:
1- Her şeye çabucak hiddetlenir.
2- Faydasız söz söyler.
3- Hak etmeyen kişilere bağışta bulunur.
4- Sırrını yayar.
5- Herkesi güvenilir sanıp itimat eder.
6- Dostunu, düşmanını ayırt etmez.

Kisra’nın cevabı
Rum Kayseri, “İdaren altındaki ülkeni nasıl düzenli yürütüyorsun?” diye Kisra’ya sorar.
Kisra da şöyle cevap verir:
(Ülkemi sekiz şeyle ayakta tutmaktayım:
1- Ciddi konuşurken de, şaka yaparken de yalan söylemem.
2- Vaat ettiğim iyiliğin ve yaptığım tehdidin yerine getirilmesinden asla vazgeçmem.
İyilik vaat ettimse sözümde dururum. Ceza vereceğimi söylemişsem, bunu da uygularım.
3- İşleri yürütürken güçlükten yılmam, oyun ve eğlenceye dalmam.
4- Hiddet ve kızgınlığımın etkisinde kalıp hiç kimseye ceza vermem. Her suçluya terbiye için hak ettiği cezayı veririm.
5- Halka, şiddet ve zulüm göstermeyerek, kendimi sevdiririm.
6- Kin ve öfkemi karıştırmadan, idarem altındakilere devlet idaresine karşı saygılı olmalarını aşılarım.
7- Halkımın ihtiyaçlarını karşılamakta fedakârlıktan çekinmem, israf da etmem. Daha müreffeh bir seviyeye ulaşmaları için gayret gösteririm.
8- Gereksiz harcamalardan, birbirlerinin hakkını yemekten herkesi men ederim.)

Öfkeyi yenmek
Hiddetli ortamı değiştirmek ve kızgınlık alevlerini söndürmek, beş şeyle mümkündür:
1- Böyle bir zamanda Cenab-ı Hakkın isimlerini zikretmek. Çünkü Allah’ı anmak, Allah’tan korkmaya sebep olur. Allah korkusu da taat ve af gibi güzel hasletlerin gelişmesini sağlar. Böylece, Allah’ı anmakla, hiddetin ateşi sakinleşip söner.

2- 
Suçluyu affetmenin ve bağışlamanın sevap olduğunu hatırlamalıdır.
Bu hatırlayış kişiyi sevaba sevk eder, suçluları bağışlayanlara Cenab-ı Hakkın vaat ettiği Cennet nimetlerini elde etmeye sürükler, kızgınlığı giderir; serkeş nefsi kahrederek sahibini, huzurlu bir ortama doğru iter.

3- 
Kızgınlığını giderip, yumuşaklık göstererek affedici olursa, insanların, kendisine sevgi besleyeceğini hatırlamak.
Bu takdirde insanların sevgisini elde etmek ve onlar arasında saygıdeğer bir kişi olmak ideali, hiddet halinin gitmesine sebep olabilir.

4- 
Kızgınlık zamanındaki halden başka bir hale geçmek. Mesela otururken kalkıp gitmek gibi.
Halife Memun hiddetlenince, derhal orayı terk ederek hiddetini yenmeye çalışırdı!

5- 
Kızgınlığın sonunda doğacak acı pişmanlığı, intikamın çirkinliğini ve kolaylıkla giderilemeyecek acı sonuçlar doğuracağını düşünmek.

İdareciler, bu beş hususu, sakin zamanlarında düşünüp benimserlerse, hiddet zamanlarında bu halin vereceği zararı

düşünürler de böylece öfke, kin ve intikamda aşırılıktan kendilerini korumaları mümkün olabilir.

Şaka ve Alay
(Her şeyin bir tohumu vardır. Düşmanlığın tohumu da şaka ve alaydır) derler. Ebul-Feth-i Besti der ki:
(Bir iş yaparken içine bıkkınlık gelir, ağırlık çökerse o zaman o yaptığın şeyi, bir müddet terk et, kendini dinlendir, azıcık şakalaş, bu suretle kendini biraz neşelendir. Fakat şakalaşmayı o derece ayarla ki, yemeğe atılan tuz gibi olsun. Yani yemeğe atılan tuz, çok olunca yemeğin hakiki lezzetini nasıl giderirse, şaka da aynı durumdadır. Fazlası zararlıdır. Gayet az olursa gönlümüzün neşesi yerine gelmez. Şaka, gönlümüzdeki donukluğu ve o işe karşı doğan bıkkınlığı giderecek kadar olmalıdır.)

Said bin As, oğluna der ki:
“Ey oğul, az şaka yap! Çünkü mizahın gereğinden fazlası, insanın değerlerini giderir ve kötüleri, aleyhine cesaretlendirir.

Şakayı tamamen terk etmek de dost ve sevdiklerinin buğzetmesine ve samimiyetin kesilmesine yol açar.

Buna göre dostlarına, arkadaşlarına karşı sohbet, ülfet ve medeni münasebetleri devam ettirmeye sebep olacak vasıftaki şakayı terk etme, lakin bu sınırı aşmaktan da daima sakın!
Çok gülmek de, çok şaka yapmak gibi zararlıdır, makbul değildir.

Özellikle idareciler için çok gülmek münasip değildir. Çünkü çok gülmek, kişilerin heybet ve vakarlarını giderir, edebini azaltır. Şunlara önem ver:
1- Sonunda güçlükler bekleyen işlerin başlangıcında görünen kolaylığa aldanma!
2- Yerine getiremeyeceğin şeyi vaat etme!
3- Ansızın karşına çıkıverecek işlere karşı dikkatli ol! Yani nice işler var ki, karşına ansızın çıkıverir. Daima dikkatli ve basiretli ol!
4- Ceza ve mükafatları zamanında ver! Bu hususta ihmalkâr davranma... Çünkü ihmalkâr davranmak, bu hususlarda bazı engellerin meydana çıkmasına sebep olabilir.
5- Söz verince sözünde dur, sözünde durmamaktan sakın, vaat ettiğin şeyi yerine getir! Çünkü sözünde durmamak ve vaat ettiğini yapmamak, idareciyi helake götürür.”

Danışarak iş yapmak 
Bir iş yaparken ehline sormaya "meşveret" veya "istişare" denir. Kur'an-ı kerimde mealen, (Yapacağın işi önce meşveret et!)buyuruluyor. (Al-i İmran 159)

İyi kimseler, büyük zatlar övülürken de (İstişare ederek iş yaparlar)buyuruluyor. (Şura 38)

Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(İstişare etmek, pişmanlığa karşı kaledir.) [İ.Maverdi]

(Danışan pişman olmaz. İnsanı pişman eden, kendi görüşündeki ısrardır.) [İ.Maverdi]

(İstihare eden kimse mahrum kalmaz, istişare eden pişman olmaz. İktisat eden darlık çekmez.) 
[Taberani]

(Bir iş yapmak isteyen, o işi müslüman biriyle istişare ederse, Allahü teâlâ, o işin en güzelini ona nasip eder.)
 [Taberani]

Kimlere danışmalı? 
Hazret-i Âdem, “İşlerinizi istişare ile yapın. Eğer ben, yasak meyve konusunda meleklerle istişare etseydim, musibete maruz kalmazdım” buyuruyor. Herkesle istişare edilmez. İstişare edilecek kimsede şu vasıflar bulunmalıdır:

1- Akıllı olmalıdır!
 
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Akıllıya danışıp onu dinleyen, doğruyu bulur, dinlemeyen pişman olur.) [İ.Maverdi]

Dost olsa da cahille istişare etmekten sakınmalı, kendini beğenenden de uzak durmalıdır!

2- Tecrübeli, işinin ehli olmalıdır!
 
Çünkü, her şey akla, akıl da tecrübeye muhtaçtır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Tedbirli kimse, işinin ehli olana danışıp, ona göre hareket eder.)[Ebu Davud]

(Hazret-i Lokman Hakim de, oğluna buyurdu ki: “Yapacağın işi, daha önce bunu denemiş, tecrübeli kimselere danış! Çünkü onlar, kendilerine pahalıya mal olmuş doğru görüşleri sana bedava verirler.”)
 [İ. Maverdi]

3- İlim sahibi ve salih olmalıdır!
 
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Âlim ve abidlerinizle istişare edin! Kendi düşüncenize göre hareket etmeyin!) [Taberani]

Hazret-i Ömer, (Allah’tan korkanlarla istişare edin) buyurdu.

(Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde bulamadığımız bir şey olursa ne yapacağız?)
 diye Peygamber efendimize sorulunca cevaben buyurdu ki: (O işi, salih olan âlimlerle istişare edin!)[Taberani]

4- Dost olmalıdır! 
Dost olmayan kimseler, yanlış bilgi verebilir.

5-
 Fikri kuvvetli, sıhhatli olmalıdır! 
Fikri dağınık, kaygılı kimselerin görüşü isabetli olmaz.

Danışılacak kimsenin, insanların hâlini, zamanın ve ülkenin şartlarını bilmesi gerekir. Bundan başka, aklı, fikri kuvvetli, ileriyi gören ve hatta sıhhati yerinde olan kimselerle istişare edilir. Böyle vasıflara haiz olmayan kimselerle istişare etmek günah olur. Peygamber efendimiz eshabı ile istişare eder, bazen bir iş için, akıl, takva, hikmet ve tecrübe sahibi on kişiye danışırdı. Bir işi, bu beş vasıftaki on kişiye danışarak yapmaya çalışmalıdır.

Danışılan kimse
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İstişare edilen, güvenilen kimsedir, kendisine layık gördüğünü ancak başkasına tavsiye eder.) [Taberani]

(Danışana bilerek yalan söyleyen ona hıyanet etmiş olur.) 
[İbni Cerir]

(Danışılan, güvenilir kimsedir. Biliyorsa söyler, bilmiyorsa sükut eder.) [Kudai]

(Danışan yardıma kavuşur. İstişare edilen emindir.) [Askeri]

Yani onun doğru söyleyeceğine ve sorulanı başkalarından gizleyeceğine emin olduğu kimseye danışır. Danışılan kimse, insanların hâlini, zamanın ve ülkenin şartlarını bilmelidir! Buna "siyaset bilgisi!" denir.
Bu vasıfları bulunmayan kimseye danışılması ve onun da cevap vermesi günah olur. 

Bilmeyenin "Bilmiyorum" demesi ilimden olup büyük fazilettir. (Berika)

İstişare ile yapılan iş, hatalı görünse de, sormadan yapılandan üstündür. 

Kendi görüşünde direnen kişi bir başka fikre muhtaç olmaktan kendisini hiçbir vakit kurtaramaz.

Danışma yolunu benimseyen kişi ise helakten korunmuş olur.

Hikmet ehli buyuruyor ki:
“İstişare, doğru yolu bulmanın tâ kendisidir! Her kim ki, kendi görüşünü beğenip başkası ile istişareye muhtaç olmadığını düşünse ve müşavereye lüzum görmese elbette yapacağı işte hata meydana gelir.”


İşlerinde güçlükle karşılaşırsan akıllı kişilerin görüşlerine müracaat et. İstişareden kaçınma!

Kendi görüşünle baş başa kalıp pişmanlık duymaktan elbette daha çok iyidir.

İdarecinin, kendileri ile istişare edilecek kişilerin hepsi ile bir araya gelerek mi, yoksa herbiri ile ayrı ayrı mı istişare etmesi daha uygundur?

İstişare şekli
Arap, Fars ve Hind hükümdarları toplu danışmayı, yani hep bir araya gelerek istişare olunmasını tercih etmişler, “Topluca bir araya gelinerek istişare olunmalıdır. Çünkü herkes kendi görüşünü açıklar. 

Karşılıklı itiraz, tenkit ve tartışmalar olur. İddialar ispat edilir. Ve en isabetli olan görüş herkesin oybirliği ile kabul edilir. Böyle istişare genellikle hatadan uzak kalır” demişlerdir.

Rum ve Mısır hükümdarları ise münferit olan danışmayı tercih etmişler, “Tek başına olan kişi mesele hakkında zihninde beliren çözüm şeklini, hiçbir etki altında kalmadan ortaya koyar. Böylece ayrı ayrı bütün danışmanların kendine has görüşleri, idareci tarafından alınmış olur. Halbuki toplu danışmada kişilerden birinin ortaya attığı fikir, diğer kişileri etkisi altında bırakır ve ötekilerin ona uyma ihtimali belirir. Bu suretle herkesin o meseleye ait fikrinin ortaya çıkması imkanı kalmaz” demişlerdir.

Türk hakanları ise, duruma göre hareket edilmesini tercih etmişler, “önce, teker teker herkesin görüşünü almalı, sonra da hepsini toplayarak birlikte istişare olunmalıdır” demişlerdir.

İdare, bir bahçeye benzer. Bahçe sahibi gece gündüz o bahçenin bakımına, geliştirilmesine ne kadar dikkat ederse ve bu ne derece gerekli ise idarenin devamlı bir şekilde terbiyesine dikkat etmek gerekir. Bahçe sahibi, bahçede meydana gelen işe yaramaz dikenleri, çalıları ayıklar; bunları bahçenin etrafını çeviren sınıra, duvarlara yerleştirir. Böylece bahçedeki zararlı ot ve dikenler temizlenerek mahsulün verimli olmalarına sebep olur. Ayrıca dışarıdan gireceklere mani olur.

Dinimize Göre İdareciliğin Mesuliyeti Nedir ?



İdareci olmanın mesuliyeti çoktur. Maiyetindekilere adaleti gözetmeyen âmir, onlara zulmetmiş olur. Zulmün günahı ise büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlânın en sevmediği kimse, zalim idarecidir.) [Tirmizi]

(Kıyamette, insanlar arasında en çok azap görecek kimse, zalim idarecidir.) [Taberani]

(Âdil olmayan âmir, yüzüstü Cehenneme atılır.) [Hakim]

(On kişiye âmirlik eden kıyamette, elleri bağlı olarak getirilir. Âdilse kurtulur, değilse zulmü yüzünden helak olur.) [Taberani]

(Hiç kimse yoktur ki, on kişiye âmir olsun da, kıyamette, idare ettiği kimseler arasında hüküm verilinceye kadar elleri bağlı olmasın!) [Taberani]

(Cehenneme girecek ilk üç sınıf insandan biri zalim âmirdir.) [İbni Hibban]

(Halkın işlerini üstlenip de onlara güçlük çıkarana lanet olsun!)[Ebu Avane]

(Siz âmir olmaya düşkünsünüz. Halbuki, hakkını gözetenler hariç, âmirlik, kıyamette pişmanlıktır.) [Buhari]

(Âmirliğin başı da, sonu da pişmanlıktır, kıyamette de azaptır.)[Beyheki]

(Ey Ebu Zer, kendim için istediğimi, senin için de isterim. Fakat sen zayıfsın, iki kişinin bile başına geçme! Vazifesini hakkıyla yürüten kimseler hariç, âmirlik, kıyamet gününde pişmanlıktır.)[Müslim]

(Herhangi bir idareci olmadan ölmek, elbette senin için kurtuluştur.) [Ebu Davud]

(Ey Abdurrahman, âmirlik isteme! Eğer sen istemeden bir makama getirilirsen, Allahü teâlâ yardımcın olur. Eğer kendi arzunla âmir olursan, Allahü teâlânın yardımından mahrum kalabilirsin.) [Hakim]

Bu hadis-i şerifler, âmirliğin mesuliyetli bir iş olduğunu göstermektedir. Bu bakımdan âmir olmak hevesiyle yanıp tutuşmak zararlıdır. Eğer istemediği halde, bir kimseye vazife verilirse, hizmet için vazifeyi alması caizdir.



27 Haziran 2016 Pazartesi

Muğla'da Yaşamakmı Kolay,Yoksa Paris’’te Yaşamakmı Kolay..?


           Muğla güzel,şirin bir köy ama pahalı,ev kiraları özellikle çok pahalı,köy dedim bence Türkiyenin en büyük köyüdür.Büyükşehir olmayı kesinlikle hak etmiyor.Şehrin içinde arpa,buğday tarlaları bulunmakta,yıllardır Muğlayı yöneten belediye başkanları iktidarla ters düştükleri için hizmet sıfır.Tarlaları imara açmamak,ev sahibi olan belli bir zümreyi korumak için diretmektedirler.Kira borsasını bular belirlemektedirler.

Vatandaşında hizmet gibi bir talepleri yok zaten,soru sorduğumuz onca vatandaş biz kendi halimize mutluyuz,her şeyde özgürüz,kimse kimseye karışmıyor,Muğlada iş alanları artarsa,evler çoğalırsa göç alırız,doğudan insanlar gelir huzurumuz kaçar diye konuşmaktadırlar.

Muğlalıların dediğine göre sessiz sakin,insanları doymus,tinerci,kapkacci,hırsızlık gibi huzur bozucu olaylar yoktur.Ama içki tüketiminde İstanbul’’da geri kalmaz.Muğlalı gençler fırsat kollarlar bir eğlence,düğün olsada içip kafa bulsak ve kavga etsek diye.İki duble içince kendini Süpermen zanneder.

Muğla'da yaşam çok değişiktir 4 senedir memur olarak çalışmaktayım,memurların çoğunluğu gibi çalıştığı yere kızanlardanım ama çalışmaya başlayınca olayın daha farklı boyutlarını gördüm.Muğlalı arkadaşlarım gücenmesinler elbet "onlara göre" memlekettir ve güzellikleri vardır ama ben adapte olamadım bu 4 sene içinde.

Merkezde güzel bir evde oturmak için sobalı evler 600-800 lira,kaloriferli isterseniz masraflar hariç 1000-1500 lirayı gözden çıkarmak gerekiyor.Memur ve Öğrencilere bile acımayan bir şehirdir burası.
Ev sahiplerinde din,iman,Allah korkusu yoktur.Tutturabildiği fiatı dayatmaktadır,evde olmadığı için mecburen seve seve kabul etmek zorundasınız istediği fiatı.



Şehir merkezinde ev kiraları yüksektir.TOKİ'nin yaptığı bölge biraz daha derli toplu, kiralar ucuz ama şehir merkezine uzak.Sekibaşı bölgesi Osmanlı'dan kalan sokak ve evlerden örülü ama hastane ve Jandarma arasında kalan evler daha yeni yapım ve oturulabilecek tarzda fakat fiatlar yüksek.Kira vereceğime kredi çekip ev sahibi olayım derseniz ev fiatları yalı fiyatına gidiyor nerdeyse,250-500 bin TL.arasında daireler satılmaktadır.

Marmaris yolu üzeri 7-8 km mesafede bir yerleşim bölgesi var, sakin ve kiraları çok uygun.Fakat gece ulaşımı yok,Allah korusun hastanelik durumda problem yaşanması içten bile değil.

İlçeleri Mugladan daha buyuktür.Muglanın bır ucundan oteki ucuna yurumek en fazla yarım saat surer. özellikle üniversitenin oldugu kötekli-yeniköy-toki tarafı mugladan daha hızlı kentleşmeye başladı.Özellikle Fethiye,Köyceğiz,Ortaca,Dalaman en ideal yerler listesinde başı çeker.Diğer denize sıfır ilçelere nazaran ucuzdur da.Muğlanın içini hiç tavsiye etmem, Parisle yarışmaktadır pahalılıkta mubarek.

Akyaka'ya Marmaris'ten ulaşımla kıyaslanınca 5 dakika daha yakın ve ulaşım çok daha kolay.Akyaka, Muğla-Marmaris yolunun tam ortalarında kalıyor.Tek araçla Marmaris-Bodrum gibi iki müthiş yere gidebiliyorsunuz. Marmaris yarım saat,Bodrum 2 saatten uzun sürer.

Marmaris ve Bodrum'un Aralık-Ocak aylarında bile denize girilebilir sıcaklıklara ulaşması Muğla merkez konusunda insanı yanılgıya düşürür,buraya kış cidden gelir.Kendisi bir yayla olduğu için gündüz ve gece sıcaklık farkları normalden fazladır yazları bile bu serinlik soğukluk bana göre dezavantaj, sıcağı sevmeyene avantaj.

İklim konusunda bilgi vermek gerekirse Muğla çok fazla yağış alan bir yer bahar yarıyılının ortalarına kadar güneşi göremeyebilirsiniz.Bir anda yağmur yağar,bir anda güneş çıkar,yani havasına fazla güvenmemek gerekir.Akyaka'da denize girebilirsiniz ayrıca çokta güzel bir denizi var ve balık ekmek yemenin keyfine varabilirsiniz.

Muğla’’nın fazla bir yemek kültürüde yoktur.Muğla kebabı da burada marmaris'e göre daha güzel ve çok çok daha ucuz haliyle. muğla kebabı denince de kömürde şeyler aklınıza gelmesin, özünde kemiği ve yağıyla bol bol haşlanmış et ama o kadar da basit değil.



Muğla için varsa yoksa olay Öğrenci ve ilçelerinin turistik potansiyelidir.Marmaris'e 45 Gökova'ya 15 dakika uzaklıkta.Yazın turizm kışın ise öğrenciler yaşatır memleketi.İyi de bir öğrenci nüfusu buna paralel konut arzındaki azlıktan dolayı kira sorunu söz konusu.İğrenç evlere deli paralar ödendiğini biliyorum.Genellikle öğrecinin kira parası önemli bir gelirdir.

İş potansiyeline değinirsek şehirde sanayi yok denecek kadar az. İzmir yolu üzerinde tuğla fabrikaları, Yatağan'da santral (şehir içi sayarsak), Marmaris ve Denizli yollarında da alışveriş merkezi mantığının yandan yemiş örnekleri bulunmakta. Çok ciddi bir iş potansiyeli olduğunu ne yazık ki düşünmüyorum.
Muğla’’ya yatırım yapacak şirketleri de belediye yer vermediğinden dolayı başka illere gitmektedir.

Üç beş tane ciddi zengini var ilin onlar yatırım yapıyor.Çoğunluğu da otomobil bayiliği, ya da gıda toptancılığı,kömürcülük,mermercilik vb. işinde. Kurumsallıktan da çok uzaklar. İlin çıkışında küçük bir sanayi sitesi var, orada da ağır sanayi yok diye biliyorum.Her alanda kazık yememek zor bir ihtimal.

Üniversitenin olanaklarından bahsedecek olursak üniversite içinde kafelerin fiyatları normal düzeyde ama  kafelerde o modernlik havası pek yok denebilir bazılarının en çok sevdiği yer Mavi çatı denilen yer oldukça geniş ve ferah bi havası var.Eğer arkadaşlarınızla vakit geçirmek istiyorsanız  canlı müzik  olan yerler ve discolar şehir merkezinde benim pek bar alışkanlığım olmadığı için gitmiyorum ama giden arkadaşlarımdan eğlendiklerini duydum.Gezmek için Marmaris ve Akyaka diğer tercihler arasından en iyisi ben Akyakayı tercih ederim çünkü çok güzel bir yer orada olmak beni mutlu hissettiriyor.

Gece hayatı ya da eğlence yaşamına değinirsek yazın Marmaris var Bodrum var eğer arabanız var ise şanslısınız.Ama yazın şehir içinde iğrenç biraneler ve (sanırım) Mabolla isimli güzel bir bar dışında pek alternatifiniz yok.Kışın dönemsel barlar açılır ama sizi tatmin edermi orası muamma.Şehirin bir farklı yanı aşırı rahatlığı. Yani benim için öyleydi. Benim memleketimde ramazanda lokantalar, barlar kapalı olurdu,yemek yiyecek yer bulamazsınız,birine lokanta sorsanız veya sokakta sigara filan içseniz kesin sizi linç ederler ama Muğla'da her şey normalmiş gibi caminin yanında içki içmektedirler.Bana garip gelmişti ama alıştım.

Ayrıca "Ev alacaksan tuğladan, kız alacaksan Muğla'dan" derlerse inanma çok ilginç kızları var.
Genel yorumum; Bodrum, Marmaris, Fethiye gibi turizm bölgelerinde olup da bu kadar az gelişmiş bir il olurmu diye hayretlere düşmüştüm. Ama sanayi ve geçiş noktası olan bir il içinde belki normal sonuçlar.

Muğla’’da Yapılabileceğiniz En Güzel Faaliyetler;

1. Kaunos gezmenizi tavsiye ederim; Google'de Kaunos diye yazın çıkan güzelliğe bakın.
2. İztuzu'nda saat 21:30'dan sonra kumsala gelen "Caretta Caretta"ların yumurta bırakma enstantanesini ve sonrasındaki akademik yerli yabancı kişilerle güzel bir şöleni yaşamanızı öneririm.
3. Fethiye'de ve Marmaris'te saat 00:00'dan sonra o enerjik ve şaşalı gece hayatı en azından bir kez görmenizi isterim.
4. Sarsala'ya gidip en tenha, en bakir ve nadide yerde denizin, kumsalın ve güneşin tadını çıkarmanızı tavsiye ederim.
5. Sarıgerme'de rüzgar sörfüyle havaya, Dalyan'da tekne gezintisiyle uzaya çıkabilecek kadar eğlence ve neşeyi yaşayabileceğinizi söyleyebilirim.
üniversite uzun yıllar orada olduğu ve şehir hala 90'ların sonlarında gibi aşırı modernleşmeyip yerel kalmış bir halde olduğu için yaşam olarak yine yaşadığım marmaris'ten çok çok ucuz olması.

Velhasıl kiraların yanı sıra artık suyun metre küpüne de %100=>YÜZDE YÜZ zam yapıldı,sanki evde hamam işletiyoruz, 85-90 TL. su parası gelmektedir.Galiba suda en pahalı suyu içen Muğla’’dır kanımca.


Başlıktada dediğim gibi Muğla'da Yaşamakmı Kolay,Yoksa Paris’’te Yaşamakmı Kolay diye sorarsanız bence Pariste Yaşamak daha kolay derim.

26 Haziran 2016 Pazar

OYAK'TAKİ DEĞİŞİMİN ŞİFRELERİ...! GENELKURMAY OYAK'IN TASFİYESİNE İZİN VERİR Mİ..?



7 Mayıs 2016  tarihinde OYAK'ın 56'ncı Genel Kurulu yapıldı. 

56'ncı Genel Kurul, diğer genel kurulların  aksine sürpriz sonuçlar doğurdu. Yönetim Kurulu Başkanı (E) Korgeneral Ömer Necati ÖZBAHADIR'ın, ibra edilmemekle yüz yüze kalması nedeni ile istifa ettiği basına yansımıştı. 

Basına yansıdığı kadarı ile ÖZBAHADIR hakkında,  Genel Kurul üyeleri 2 Mayıs 2016 tarihinde müzakere talep etmiş, ÖZBAHADIR'ın istifa etmesi üzerine genel kurulda müzakere talebi geri çekilmişti. 

Yine basında, müzakere talebinin ÖZBAHADIR’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı dönemindeki icraatlarıyla ilgili olduğu ve genel kurul üyelerinin bu dönemi ibra etmek istemediği yazılmıştı.

Genel kurulda, Yönetim Kurulu Başkanvekili Macit  ARSLAN,  Milli Savunma Bakanı İsmet YILMAZ’ın, Divan Başkanlığı’na 7 Mayıs’ta toplanan Genel Kurul’da "6 Mayıs itibarıyla Ömer Necati ÖZBAHADIR’ın istifa dilekçesini sunduğunu" ifade etti.

 ÖZBAHADIR, 2007 yılında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katıldığı GATA mezuniyet töreninde, Gül’e hitaben “Cumhurbaşkanım” yerine “Cumhurbaşkanı” ifadesini kullanmış ve bu tartışma yaratmıştı. Bir de törende komutanlar, cumhurbaşkanı yerine, dönemin Genelkurmay başkanı Yaşar BÜYÜKANIT'ı başla selamlamışlardı.  Sanrım o günler bir kenera not edilmiş! (Bir nevi ikinci Engin ALAN olayı da denilebilir.)

Daha sonra, ÖZBAHADIR'ın  3 danışmanı; Dursun Özer ÖZDİNÇ, Gülün EGELİ ve Ahmet Haluk EKTİRİCİ ile genel müdür yardımcısı Batuğhan KARAER görevden alındığı basına yansıdı.

Yani Genel Kurulda askerler sayıca ezici çoğunlukta olduğuna göre, Yönetim Kurulu başkanının ipini de bir nevi askerler çekmiş oldu ama bunu kendileri mi istedi,  yoksa kendilerinden istendi mi? orası ayrı bir konu! 

 VE COŞKUN ULUSOY İSTİFA ETTİ!

Genel kurulda çekilme sinyali veren Coşkun ULUSOY ve genel müdür yardımcıları  Nihat KARADAĞ,  Dinç KIZILKDEMİR, Hülya ATAHAN ve Ergun OKUR bir kaç  gün sonra istifa ederek görevi bırakmıştı. 

İstifa eden Yönetim Kurulu Başkanı (E) Korgenral ÖZBAHADIR'ın Coşkun ULUSOY'u da istifaya  zorladığı yine basında yazılmıştı. 

Basında yazılanlardan anladığımız kadarı ile OYAK Yönetim Kurulu başkanı ile Genel Müdür arasında bir iç çatışma yaşanmış olması kuvvetle muhtemel!


(*) COŞKUN ULUSOY'UN YERİNE AKP'YE YAKIN BÜROKRAT!

ULUSOY'un yerine atanan yeni genel müdür,Başbakanlık Ekonomik, Sosyal ve Kültürel İşler Başkanlığı’nda yönetici olan Süleyman ERDEM’dir.  

Linked-In profiline göre 35 yaşındaki Erdem bürokrasiye 2004’te başbakanlıkta Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı sırasında girdi. Beş yıl bu görevde kaldıktan sonra,  2009’da murakıp  olarak Cumhurbaşkanlığı’na transfer oldu. Orada YÖK ve başka eğitim kurumları ile ilgili araştırmalara katıldı. Ardından Başbakanlığa döndü. 2012-2014 yılları arasında Tanıtma Fonu Genel Sekreterliği yaptı.

OYAK’a genel müdür atanmadan önce Başbakanlık uzmanı olarak görev yapmaktaydı.

Coşkun ULUSOY'un yerine,  bu kadar hızlı bir atamamın yapılması tesadüfle açıklanamaz. Planlı programlı bir  operasyonun sonucudur diyebiliriz. 

OYAK İNTERNET SİTESİNE GÖRE YENİ GENEL MÜDÜRÜN ÖZ GEÇMİŞİ

OYAK Genel Müdürü Sayın Süleyman Savaş ERDEM’in kısa özgeçmişi;

Süleyman Savaş ERDEM, 1969 yılında Ankara’da doğmuştur. 1996 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünden mezun olan Süleyman Savaş ERDEM, 1997 yılında yapılan Başbakanlık Müfettiş Yardımcılığı sınavında başarı göstererek kamu çalışma hayatına başladı.

2000 yılında Başbakanlık Müfettişi, 2007 yılında ise Başbakanlık Başmüfettişi oldu. 2003 - 2005 yılları arasında Carnegie Mellon Üniversitesi’nde (Pittsburgh/ABD) Kamu Yönetimi ve Politikası alanında Yüksek Lisans Eğitimi gören ERDEM, Yüksek Lisans eğitimi sırasında sosyo-ekonomik, eğitim, suç ve siyasi katılım verilerine göre ABD kentleri sıralamasında Prof. Al BLUMSTEIN Sistem Sentez Projesi çalışması gibi önemli projelerde aktif görev aldı. Prof. Dr. Denisse M. ROUSSEAU ile Örgütsel Değişim (Organizational Change) konusunda araştırmalarda bulundu. Ayrıca ABD New York da bulunan Network 20/20 isimli ST.’ün çalışmalarına katıldı.

Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılığı görevinde de bulunan ERDEM, Kamu çalışma hayatı boyunca; Bankacılık, Enerji, Gayrimenkul, Altyapı Yatırımları gibi sektörler başta olmak üzere, Bağımsız idari Otoritelerin (özellikle EPDK, BDDK, TMSF, SPK, TAPDK gibi) lisans ve düzenleyici denetleyici kararları, Sürdürülebilir Enerji Kaynakları ve Ülkemiz Enerji Arz Güvenliği gibi Enerji politikaları, Kamu Bankaları ile Özel Bankaların kredi politikaları, Hasılat Paylaşım Modeli ile Konut Üretimi, Sürdürülebilir Kentleşme ve Çevre Konularında AB mevzuatına uyum, Kamu ve özel sektör kuruluşları tarafından kullanılan AB hibe fonlarının etkin ve verimli harcanmasının temini, konularında inceleme ve denetimler yapılması gibi görevlerin yanı sıra, Başbakanlık ve Bakanlıklarla, Hazine Müsteşarlığı, RTÜK, TRT ve TOKi gibi devlet teşkilatının önemli kurum ve kuruluşları ile bürokrasinin üst idari görevlileri olan müsteşar, müsteşar yardımcılıkları, genel müdür, üst kurul başkan ve üyeleri, teftiş kurulu başkan ve üyeleri, kurum, kurul başkanları ve yardımcıları hakkında farklı konularda inceleme ve soruşturma görevlerini yerine getirdi.

Ulusal düzeyde, 8’inci ve 9’uncu Kalkınma Planlarının hazırlanması, 1999 yılında Türkiye’de meydana gelen deprem sonrası kurtarma çalışmaları ile Hibe ve Bağışların Denetimi, Doğrudan Yabancı Yatırımları artırmak amacıyla kamu sektöründe saydamlığın artırılması ve kırtasiyeciliğin (Red Type) azaltılması, Uluslararası düzeyde ise Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, UNDP, OECD, GRECO; gibi kurum ve kuruluşlar nezdinde  gerçekleştirilen; Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesi, Şeffaflığın ve Verimliliğin Artırılması, iyi yönetişim mekanizmalarının tanımlanması ve kurulması gibi önemli çalışmalarda aktif rol alarak komite başkanlığı ve üyeliği görevlerini yürüttü. Ziraat Bank Montenegro AD Yönetim Kurulu üyeliği görevini de yapmış olan ERDEM, evli ve bir çocuk babasıdır. İngilizce ve Almanca bilmektedir.

VE FUAT AVNİ DEVREYE GİRDİ

OYAK  tarihinde ilk kez böyle bir görev değişimi yaşanmaktaydı  ve belki de durum kabul edilebilirdi. Ta ki İnternet fenomeni Fuat Avni'nin yazdıklarına kadar!

Siyasi otoritenin yapacağı faaliyetleri, önceden twitter üzerinden duyurması ile meşhur ve açık kimliği bilinmeyen Fuat Avni bu kez OYAK'ı yazdı. 

Fuat Avni özetle,  "bozulan ekonomiyi düzeltmek için OYAK'ın nakit ve gayrimenkullerinin  kullanılacağını, özellikle gayrimenkullerinin AKP'li belediyelere satılacağını"  yazdı. 

PEKİ FUAT AVNİ'NİN YAZDIKLARI OLABİLİR Mİ?

Bunun için OYAK'ın 56'ncı Genel Kurulunda alınan kararlara bakmak lazım. OYAK'ın internet sitesinde bu kararla yayınlanmış durumda.  7 Mayıs 2016 ayında yapılan genel kurulda göze pek çarpmayan ama oldukça önemli bir karar alındı. O kararı hep birlikte okuyalım.

Karar 

OYAK ve OYAK’ın hakim olduğu Grup Şirketleri Yönetim Kurullarında alınan grup dışından, iştirak portföyüne yönelik, borsa dışı, tüm şirket hisse alış/satış kararlarının mektupla Genel Kurul üyelerine bildirilmesini, 
Bu çerçevede yurtiçinde 500 milyon TL, yurtdışında ise 300 milyon ABD Dolarını aşan şirket hisse yatırım / satış kararlarının ise Olağan ya da Olağanüstü Genel Kurul kararı ile yapılmasını,


Şimdi bu maddeyi hepimizin anlayacağı şekilde açalım: OYAK'a ait  yurtdışındaki herhangi bir şirket vs. alım satım işlerinde, 300 Milyon ABD doları yani yaklaşık  885 Milyon Liranın üstündeki  bir alım ve satıma Genel Kurul karar verecek. 

Yine benzer şekilde yurtiçinde ise 500 Milyon liranın üstünde olan alım ve satımlarda tek yetkili. Genel Kurul.  Her iki limitin altındaki alım satımlar ise Genel Kurul üyelerine bildirilmesi şartı ile yetki OYAK yönetiminde. 

Yani genel Kurulun izni olmadan, bahsedildiği gibi çok büyük alım ve satımlar, mevcut OYAK yönetiminin veya Genel Müdürünün yetkisinde değil. 

Peki Genel kurul kimlerden oluşuyor?

205 Sayılı OYAK Kanunu bu konuda gayet açık ve net. 

Genel Kurul 43 üyeden oluşuyor. 

Genel Kurulun 16 üyesi yasal üye kapsamında, (4 Kurmay Başkanı ile beraber 20 kişi), 
  3 üyeyi  Milli Savunma Bakanı seçiyor, geri kalan 20 üyeyi de TSK kendisi seçiyor ve tamamı TSK üyelerinden oluşuyor. 

Şimdi Genel kurul üyelerini tek tek inceleyelim;

 
GENEL KURULUN YASAL ÜYELERİ 

1.   Milli Savunma Bakanı,
2.   Maliye Bakanı,
3.   Genel Kurmay Başkanı,
4.  Kara Kuvvetleri Komutanı, 
5.  Deniz Kuvvetleri Komutanı
6.  Hava Kuvvetleri Komutanı 
7.  Jandarma Genel Komutanı, 
8.  Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı,
9.  Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı,
10.  Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı,
11.  Jandarma Genel Komutanlığı Kurmay Başkanı,
12. Sayıştay Başkanı,
13. Türkiye Bankalar Birliği İdare Heyeti Başkanı,
14. Türkiye Ticaret Odaları, Sanayi Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Başkanı
15. Genelkurmay Personel Başkanı,
16.  Genelkurmay Lojistik Başkanı,
17.  MSB Maliye Başkanı, 
18.  MSB Sağlık Daire Başkanı,
19.  MSB ARGE ve Tek. Daire Başkanı, 
20.  MSB Kanun ve Kararlar Daire Başkanı 

 
MİLLİ SAVUNMA BAKANINCA SEÇİLEN  GENEL KURUL ÜYELERİ 

Milli Savunma Bakanınca sivillerden seçilen 3 kişiden oluşur. 


 TEMSİLCİLER KURULU TARAFINDAN SEÇİLEN 20 ÜYE 

Mayıs 2016 da, seçilen üyeler:

1 General, 
7 Subay, 
9 Astsubay, 
1 Jandarma Uzman Çavuş, 
1 Piyade Uzman çavuş, 
1 Sivil Memur  olmak üzere, toplam 20 TSk personelidir. 

Görüldüğü üzere; 43 Genel kurul üyesinin sadece 8'i sivildir. Geri kalan 35 genel Kurul üyesinin 34'ü  asker kökenli, biri ise yine TSK'da görev yapan bir sivil memurdur. 


Genel kuruldaki askerilerin ezici çoğunluğuna rağmen, OYAK'ta önemli bir satışın, askerlerin izni ve onayı olmadan yasal olarak gerçekleşmesi mümkün değildir.   Çünkü, OYAK'a ait önemli bir şirketin, hissenin, gayrimenkulun  alımı satımı, 56'ncı Genel Kurulda alınan karar gereği yukarıda belirttiğimiz parasal limitler ile sınırlandırılmıştır. 

Ancak Genel Kurulda görevli olan asker üyeler de, söz konusu  satışlara vs. karar verecek  ve Genel Kurul toplanarak karar alacak ki, o zaman OYAK ile korkulan senaryolar gelişsin. 
Tabi buradaki rakamsal dengeler, siyasi otoriten bir gecede yapacağı yasal düzenleme ile alt üst olur ve her şey yapılabilir. Biz mevcut duruma göre açıklama yaptık. 


SONUÇ 

OYAK'ın  temelleri, ilk olarak 1911 yılında atılmış ve o yıllarda kurulan Askeri İkraz Sandığı   günümüze kadar devam ederek Osmanlı'dan cumhuriyete devretmiştir.  Son Genel Kurul'da Coşkun ULUSOY, özellikle bu konuya değindi ve bana göre konuşmasında bazı şifreler de verdi. 

O şifrelerden en önemlisi özetle,  "OYAK'ın devletin ve TSK'nın malı olmadığını, özel hukuk hükümlerine tabi, mali ve  idari bakımdan özerk bir tüzel kişilik olduğunu, OYAK'ın bir parasının ve sermayesinin olmadığını, paranın üyelerin kazançlarının olduğunu, bir nevi emeklilik fonu olduğunu, ekonomisi gelişmiş, ileri demokrasiye sahip bir çok ülkede (iNGİLTERE, HOLLANDA,İSVEÇ, İSVİÇRE,  NORVREÇ VE DANİMARKA) gibi ülkelerde benzer kuruluşların olduğunu, sadece üyelerinden sağladığı kaynakları kullanarak, üyelerine ölüm, maluliyet, emeklilik alanlarında ek yardımlar sağlamak üzere kurulmuş, tamamlayıcı bir mesleki emeklilik fonu olduğunu, tüm varlıklarının üyelerinin olduğunu, OYAK'ın kendisi üzerinde varlığı olmadığını" belirtti. 

Aslında Coşkun ULUSOY, OYAK konusundaki  tehlikeyi sezinliyor ve konuşmasında adeta açıkça uyarılarda bulunuyor. Konuşmasında OYAK'ın varlığının üyelerine ait olduğunu işaret etmesinin en büyük nedeni bu. Yani Coşkun ULUSOY aslında OYAK'ı yukarıdaki bilgilerle savunmaya çalışıyor. 

Bitmedi esas şifre ise; "OYAK'ın özel hukuk hükümlerine tabi, mali ve  idari bakımdan özerk bir tüzel kişilik olduğunu" belirtmesi.  Malum AKP özerk kuruluşları yapısı gereği pek sevmiyor ve her şeyin kendi kontrolünde olmasını istiyor. Eh OYAK'ta özel kanunla kurulmuş özerk bir kuruluş olduğuna göre gerisi zaten ortaya çıkıyor. 

Yoksa Coşkun ULUSOY,  OYAK konusunda  Avrupa'dan örnekler vererek, özerkliğe  dem vurarak, 1911'den beri OYAK benzeri yapının olduğunu anlatmaya çalışması tehlikeyi fark etmesinden kaynaklanıyor. 

Kişisel kanaatim ve tahminlerim, OYAK ile ilgili can sıkıcı gelişmeler olabileceğini de göz ardı etmemek  gerektiği yönünde. Maalesef şimdilik yapabileceğimiz hiç bir şey yok ve bekleyip icraat durumuna göre yol haritamızı belirleyeceğiz. 

Bu konuda, en başta mensuplarının haklarını korumakla mükellef, Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere, tüm OYAK üyeleri, TESUD, TEMAD,  EMUJAD ve EMUZDER gibi askeri derneklere de önemli görevler düşebilir. Üyeler, İlgili dernekler ve kamuoyu  şimdiden olabilecek olumsuz bir duruma göre hazırlıklı olmalıdır. 

Diğer bir yönden, Fuat Avni'nin yazdıklarını da okudum ve  hiç  inandırıcı gelmedi. Bir kere Genel Kurul 7 Mayıs 2016 tarihinde yapıldı. Fuat Avni Atamalardan, istifalardan neredeyse 40 gün sonra açıklama yapıyor. Yönetim Kurulu başkanı olarak bahsettiği Tümgeneral göreve başlayalı neredeyse 1  ay oldu. Keza Genel Müdür göreve başlayalı 1 aydan daha fazla oldu.

Fuat Avni inandırıcı olmak istiyorsa dün gece yazdıklarını 7 Mayıstan önce yazmalıydı. Fuat Avni'nin amacı emekli ve çalışan TSK personelini galeyana getirip sokağa dökmek sanırım.

Bir de Fuat Avni, kimliği belli olmayan, yabancı istihbarat örgütlerinin kullandığı bir hesap mı, yoksa malum cemaatin kullandığı bir hesap mı ne olduğu belli değil! Bu tip kişilerin sözlerine itibar edilmeyeceğini bilmemiz gerekir. 

GENELKURMAY BAŞKANI OYAK'IN TASFİYESİNE İZİN VERİR Mİ?

Hiç sanmam. Çünkü gerek Genelkurmay Başkanı, gerekse Kuvvet Komutanları, OYAK gibi bir sistemin tasfiyesini, satışını veya  özelleştirmesini asla kabul etmez. Genelkurmay ve Kuvvetlerin OYAK ve TSK düşmanlarının sevindireceğini sanmıyoruz. Genelkurmay ve Kuvvetler çalışan ve emekli personelinin hakkını korumak zorundadır. Kimse emekliler bizi ilgilendirmiyor diyemez. Eğer emekliler sizi ilgilendirmiyorsa seferberlikte kimi çağıracaksınız?

 Tüm bu olanların, atamaların, istifaların, Genelkurmayın haberi olmadan yapıldığını düşünmek saflıktır. TSK personelinin en önemli özerk ve bir nevi ticari varlığında yönetim  kurulu başkanı ve  genel müdür değişecek, kıyamet kopacak ve bunlar Genelkurmayın bilgisi dışında olacak öyle mi? 

OYAK'ta yapılan her ne operasyonu ise, siyasi ve askeri otoritenin işbirliğinin sonucu olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz.


Yok aksi türlü ise zaten olay bitmiştir! Dağılabilirsiniz.  

Dondurulmuş limonun şaşırtıcı faydaları...?


Bunların tamamı dondurulmuş limondadır.Restoranlardaki çoğu bilinçli tüketiciler limonun tamamını kullanır veya tüketirler, hiç bir kısmını ziyan etmezler.


Dünyada ki en büyük ilaç firmalarından birinin beyanına göre 1970 li yıllarda bu yana yapılan laboratuvar testlerine göre 12 adet kanser tipine limonun faydası kanıtlanmıştır. İçlerinde kalın bağırsak, prostat, akciğer, pankreas ve meme gibi çok önemli kanser türleri bulunan bu deney sonucunda limonun kanser hücrelerini önleyici ve yok edici etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Limonu Türk mutfağında çoğunlukla sıkarak kullanıyoruz. Bu sayede yalnızca suyundan faydalanmış oluyoruz. Fakat limonun kabuğunun özellikle kanseri önleyici etkisi olduğunu bilmemizde fayda vardır.

Dondurulmuş Limon Kemoterapiden Daha Etkili…

Donmuş limon Kansere karşı çok etkili; Dondurulmuş ve rendelenmiş limon kanser hücrelerini öldürmesiyle öne çıkmaktadır. Bu açıdan kemoterapiden daha fazla etkili olduğu söylenmektedir. Bu şekilde söylenmesinin sebebi ise limon özünün sentetik versiyonunu üretmeye çalışan laboratuvarların olduğu bilinmesidir. Bu sayede yüksek kazançlar elde edeceklerdir.

Dondurulmuş limon sayesinde limonu kabuğuyla birlikte hiç bir şekilde ziyan etmeden kullanmış olursunuz. Bu sayede limonun içerisinde bulunan tüm vitaminlerden faydalanmış olacaksınız.

Dondurulmuş Limon Nasıl Hazırlanır?

Hazırlanışı: Donmuş limon elde etmek için öncelikle limonu güzelce yıkayalım. Ardından buzdolabına koyalım ve 1 gün bekletelim. 1 gün sonrasında limonu kabuğuyla birlikte rendeleyelim. Limonun bu şekilde kullanımı yemeklerinizde ve salatalarınızda çok farklı bir lezzet verecektir ve aynı zamanda oldukça fayda sağlayacaktır.

Rendelenmiş limonda yalnızca limonun suyuna göre 5-10 kat daha fazla vitamin vardır. İşte rendelenmişdondurulmuş limonun faydaları;

Dondurulmuş Limon Faydaları;

Rendelenmiş dondurulmuş limonun vücuttaki toksinleri giderici ve vücut dinçleştirici etkisi vardır.

Dondurulmuş ve rendelenmiş olarak kullanılan limon yemeklere daha çok lezzet katacaktır.

Tüm dünya da limon ağacından elde edilen bileşikler kanser tedavisinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Kemo-terapi tedavisinde kullanılan bir çok ürünlerden 10.000 kat daha fazla tedavi edici etkisi vardır.

Kanser hücrelerini yavaşlatıcı etkisi vardır.

Limonun bir mucizesi de kötü huylu kanser hücrelerini tahrip eder aynı zamanda sağlıklı hücrelere hiçbir şekilde zarar vermez.

Stres ve asabi bozukluklara karşı tedavi edicidir.

Donmuş limonun ur, yumru, kist ve tümöre karşı iyileştirici ve önleyici etkisi vardır.

İltihap, enfeksiyon ve mantara karşı önleyici ve tedavi edicidir.

Donmuş limon parazit ve bağırsak kurtlarına karşı tedavi edicidir.

Son olarak dondurulmuş limon iyi bir antidepresandır.


TÜRK VATANDAŞININ TANIMI...? KİME TÜRK VATANDAŞI DENİR..?


Bu video'yu paylaşmasam eğer çatlardım
Uğur Mumcu Zamanında Türk Vatandaşının Tanımı Yapmış,
Uğur Mumcu'da suikastta uğramıştı değil mi dinleyelim bakalım neler demiş .
Sonrada hayal gücümüzü bir kullanalım ne olmuş olabilir !!!


TÜRK VATANDAŞININ TANIMI...? KİME TÜRK VATANDAŞI DENİR..?

İSVİÇRE     Medeni Kanununa Göre Evlenen,
İTALYAN     Ceza Yasalarına Göre Cezalandırılan,
ALMAN       Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa Göre Yargılanan,
FRANSIZ    İdare Hukukuna Göre İdare Edilen,
Ve İSLAM   Hukukuna Göre Gömülen Kişiye Türk Vatandaşı Denir.




Dünya Ülkelerinin Nüfuslarına Göre Sıralaması



1
Çin Halk Cumhuriyeti
1.374.390.000
%18,8
2
Hindistan
1.284.552.330
%17,6
3
ABD
322.856.495
%4,43
4
Endonezya
255.993.674
%3,47
5
Brezilya
205.506.000
%2,82
6
Pakistan
192.540.254
%2,64
7
Nijerya
181.562.056
%2,46
8
Bangladeş
159.736.000
%2,19
9
Rusya
141.423.773
%1,91
10
Japonya
126.919.659
%1,72
11
Meksika
121.736.809
%1,65
12
Filipinler
109.615.913
%1,48
13
Etiyopya
99.465.819
%1,35
14
Vietnam
91.348.835
%1,24
15
Mısır
90.375.892
%1,24
16
Kongo DC
85.026.000
%1,05
17
Almanya
81.459.000
%1.05
18
Türkiye
78.941.054
%1.06
19
İran
77.176.930
%1,11
20
Tayland
67.367.943
%0,91
21
Fransa
65.107.000
%0,88
22
Birleşik Krallık
63.181.775
%0,86
23
İtalya
58.704.082
%0,79
24
Myanmar
53.259.000
%0,72
25
Güney Afrika
52.981.991
%0,72
26
Güney Kore
50.219.669
%0,68
27
Kolombiya
47.181.000
%0,64
28
İspanya
47.059.533
%0,64
29
Ukrayna
45.480.315
%0,62
30
Tanzanya
44.928.923
%0,61
31
Kenya
44.354.000
%0,60
32
Arjantin
40.117.096
%0,54
33
Polonya
38.533.299
%0,52
34
Sudan
37.964.000
%0,51
35
Cezayir
37.900.000
%0,51
36
Irak
35.404.000
%0,48
37
Kanada
35.141.542
%0,48
38
Uganda
34.131.400
%0,46
39
Fas
32.987.800
%0,45
40
Peru
30.475.144
%0,41
41
Malezya
29.784.600
%0,40
42
Özbekistan
32.559.100
%0,40
43
Suudi Arabistan
29.195.895
%0,40
44
Venezuela
28.946.101
%0,39
45
Nepal
26.494.504
%0,36
46
Afganistan
25.500.100
%0,35
47
Kuzey Kore
24.895.000
%0,34
48
Gana
24.658.823
%0,33
49
Yemen
24.527.000
%0,33
50
Mozambik
23.700.715
%0,32
51
Tayvan
23.344.213
%0,32
52
Fildişi Sahili
23.202.000
%0,31
53
Avustralya
23.111.910
%0,31
54
Suriye
21.377.000
%0,29
55
Madagaskar
20.696.070
%0,28
56
Angola
20.609.294
%0,28
57
Kamerun
20.386.799
%0,28
58
Sri Lanka
20.277.597
%0,27
59
Romanya
20.121.641
%0,27
60
Burkina Faso
17.322.796
%0,23
61
Nijer
17.129.076
%0,23
62
Kazakistan
17.028.000
%0,23
63
Hollanda
16.795.200
%0,23
64
Şili
16.634.603
%0,23
65
Ekvador
15.547.000
%0,21
66
Guatemala
15.438.384
%0,21
67
Mali
15.302.000
%0,21
68
Kamboçya
15.135.000
%0,20
69
Malavi
14.388.600
%0,19
70
Senegal
13.567.338
%0,18
71
Zambiya
13.092.666
%0,18
72
Zimbabve
12.973.808
%0,18
73
Çad
12.825.000
%0,17
74
Güney Sudan
11.296.000
%0,15
75
Küba
11.163.934
%0,15
76
Belçika
11.156.136
%0,15
77
Gine
10.824.200
%0,15
78
Yunanistan
10.815.197
%0,15
79
Tunus
10.777.500
%0,15
80
Portekiz
10.562.178
%0,14
81
Ruanda
10.537.222
%0,14
82
Çek Cumhuriyeti
10.512.800
%0,14
83
Somali
10.496.000
%0,14
84
Haiti
10.413.211
%0,14
85
Benin
10.323.000
%0,14
86
Burundi
10.304.520
%0,14
87
Bolivya
10.203.254
%0,14
88
Macaristan
10.198.315
%0,13
89
Azerbaycan
10.017.830
%0,13
90
İsveç
9.588.569
%0,13
91
Beyaz Rusya
9.459.800
%0,13
92
Dominik Cumhuriyeti
9.445.281
%0,13
93
Avusturya
8.464.554
%0,11
94
Honduras
8.385.072
%0,11
95
Birleşik Arap Emirlikleri
8.264.070
%0,11
96
İsviçre
8.058.100
%0,11
97
İsrail
8.051.200
%0,11
98
Tacikistan
8.000.000
%0,11
99
Bulgaristan
7.282.041
%0,10
100
Sırbistan
7.241.295
%0,10
101
Hong Kong
7.173.900
%0,10
102
Papua Yeni Gine
7.059.653
%0,10
103
Paraguay
6.672.631
%0,090
104
Laos
6.580.800
%0,089
105
Ürdün
6.473.600
%0,088
106
Eritre
6.333.000
%0,086
107
Libya
6.202.000
%0,084
108
Togo
6.191.155
%0,084
109
Sierra Leone
6.190.280
%0,084
110
El Salvador
6.183.000
%0,084
111
Nikaragua
6.071.045
%0,082
112
Danimarka
5.605.836
%0,076
113
Kırgızistan
5.551.900
%0,075
114
Finlandiya
5.497.302
%0,075
115
Slovakya
5.424.058
%0,074
116
Singapur
5.310.000
%0,072
117
Türkmenistan
5.240.000
%0,071
118
Norveç
5.214.890
%0,071
119
Lübnan
4.822.000
%0,065
120
Kosta Rika
4.667.096
%0,063
121
Orta Afrika Cumhuriyeti
4.616.000
%0,062
122
İrlanda
4.585.400
%0,062
123
Gürcistan
4.483.800
%0,061
124
Yeni Zelanda
4.472.390
%0,061
125
Kongo Cumhuriyeti
4.448.000
%0,060
126
Filistin
4.420.549
%0,060
127
Liberya
4.294.000
%0,058
128
Hırvatistan
4.290.612
%0,058
129
Bosna-Hersek
3.839.737
%0,052
130
Umman
3.831.553
%0,052
131
Porto Riko
3.667.084
%0,050
132
Kuveyt
3.582.054
%0,048
133
Moldova
3.559.500
%0,048
134
Moritanya
3.461.041
%0,047
135
Panama
3.405.813
%0,046
136
Uruguay
3.286.314
%0,044
137
Ermenistan
3.024.100
%0,041
138
Litvanya
2.955.986
%0,040
139
Arnavutluk
2.821.977
%0,038
140
Moğolistan
2.754.685
%0,037
141
Jamaika
2.711.476
%0,037
142
Katar
2.155.446
%0,029
143
Namibya
2.113.077
%0,029
144
Lesotho
2.074.000
%0,028
145
Slovenya
2.060.589
%0,028
146
Makedonya
2.059.794
%0,028
147
Botsvana
2.024.904
%0,027
148
Letonya
2.013.400
%0,027
149
Gambiya
1.849.000
%0,025
150
Gine-Bissau
1.704.000
%0,023
151
Gabon
1.672.000
%0,023
152
Ekvator Ginesi
1.622.000
%0,022
153
Togo
1.328.019
%0,018
154
Estonya
1.286.540
%0,017
155
Mauritius
1.257.900
%0,017
156
Svaziland
1.250.000
%0,017
157
Bahreyn
1.234.571
%0,017
158
Doğu Timor
1.066.409
%0,014
159
Cibuti
864.618
%0,012
160
Kıbrıs Cumhuriyeti
862.000
%0,012
161
Fiji
858.038
%0,012
162
Réunion (Fransa)
821.136
%0,011
163
Guyana
784.894
%0,011
164
Bhutan
737.320
%0,010
165
Komorlar
724.300
%0,010
166
Karadağ
620.029
%0,0084
167
Makao
582.000
%0,0079
168
Batı Sahra
567.000
%0,0077
169
Solomon Adaları
561.000
%0,0076
170
Lüksemburg
537.000
%0,0073
171
Surinam
534.189
%0,0072
172
Yeşil Burun Adaları
491.875
%0,0067
173
Malta
416.055
%0,0056
174
Guadeloupe (Fransa)
403.355
%0,0055
175
Martinique (Fransa)
394.173
%0,0053
176
Brunei
393.162
%0,0053
177
Bahamalar
351.461
%0,0048
178
İzlanda
323.810
%0,0044
179
Maldivler
317.280
%0,0043
180
Belize
312.971
%0,0042
181
Barbados
274.200
%0,0037
182
Fransız Polinezyası (Fransa)
268.270
%0,0036
183
Vanuatu
264.652
%0,0036
184
Yeni Kaledonya (Fransa)
258.958
%0,0035
185
Fransız Guyanası (Fransa)
229.040
%0,0031
186
Mayotte (Fransa)
212.600
%0,0029
187
Samoa
187.820
%0,0025
188
São Tomé ve Príncipe
187.356
%0,0025
189
Saint Lucia
166.526
%0,0023
190
Guam (ABD)
159.358
%0,0022
191
Curaçao (Hollanda)
150.563
%0,0020
192
Saint Vincent ve Grenadinler
109.000
%0,0015
193
Kiribati
106.461
%0,0014
194
ABD Virjin Adaları (ABD)
106.405
%0,0014
195
Grenada
103.328
%0,0014
196
Tonga
103.036
%0,0014
197
Aruba (Hollanda)
101.484
%0,0014
198
Mikronezya Federal Devletleri
101.351
%0,0014
199
Jersey (UK)
97.857
%0,0013
200
Seyşeller
90.945
%0,0012
201
Antigua ve Barbuda
86.295
%0,0012
202
Man Adası (UK)
84.497
%0,0011
203
Andorra
76.246
%0,0010
204
Dominika
71.293
%0,0010
205
Bermuda (UK)
64.237
%0,00087
206
Guernsey (UK)
62.431
%0,00085
207
Grönland (Danimarka)
56.370
%0,00076
208
Marshall Adaları
56.086
%0,00076
209
Amerikan Samoası (ABD)
55.519
%0,00075
210
Cayman Adaları (UK)
55.456
%0,00075
211
Saint Kitts ve Nevis
54.000
%0,00073
212
Kuzey Mariana Adaları (ABD)
53.883
%0,00073
213
Faroe Adaları (Danimarka)
48.244
%0,00065
214
Sint Maarten (Hollanda)
37.429
%0,00051
215
Saint Martin (Fransa) (Fransa)
36.979
%0,00050
216
Lihtenştayn
36.842
%0,00050
217
Monako
36.136
%0,00049
218
San Marino
32.382
%0,00044
219
Turks ve Caicos Adaları (UK)
31.458
%0,00043
220
Cebelitarık (UK)
29.752
%0,00040
221
Britanya Virjin Adaları (UK)
29.537
%0,00040
222
Åland (Finland)
28.502
%0,00039
223
Hollanda Karayipleri (Hollanda)
21.133
%0,00029
224
Palau
20.901
%0,00028
225
Cook Adaları (NZ)
14.974
%0,00020
226
Anguilla (UK)
13.452
%0,00018
227
Wallis ve Futuna (Fransa)
13.135
%0,00018
228
Tuvalu
11.323
%0,00015
229
Nauru
9.945
%0,00013
230
Saint Barthélemy (Fransa)
8.938
%0,00012
231
Saint Pierre ve Miquelon (Fransa)
6.081
%0,000082
232
Montserrat (UK)
4.922
%0,000067
233
Saint Helena (UK)
4.000
%0,000054
234
Svalbard ve Jan Mayen (Norveç)
2.655
%0,000036
235
Falkland Adaları (UK)
2.563
%0,000035
236
Norfolk Adası (Avustralya)
2.302
%0,000031
237
Christmas Adası (Avustralya)
2.072
%0,000028
238
Niue (NZ)
1.613
%0,000022
239
Tokelau (NZ)
1.411
%0,000019
240
Vatikan
800
%0,000011
241
 Cocos Adaları (Avustralya)
550
%0,0000074
242
 Pitcairn Adaları (UK)
56
%0,00000076

Şair Uzman Jandarmadan İkinci Şiir. (Hak arayışı Uzman Jandarmayı Şair Yaptı)

Türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde uzman jandarmalarla ilgili haberleri  okumayan kalmamıştır muhtemelen. Astsubaylarla ...