26 Ocak 2012 Perşembe

Beşparmak Dağları'nda PKK Kampı




PKK denize indi. KKTC'yi eğitim üssü olarak seçen PKK, Beşparmak Dağları'na yerleşti.
KKTC'yi eğitim üssü olarak seçen PKK, Beşparmak Dağları'na yerleştiği iddia edildi. Kandil'den gelen PKK'lıların söz konusu bölgede Kıbrıs'a gelen öğrencilere 'eğitim' verdiği belirlendi.

Takvim gazetesinin haberine göre Güney Kıbrıs'ı kara para aklama merkezi olarak kullanan PKK'nın, KKTC'deki bazı üniversitelerde de yapılanma içinde olduğu belirlendi. Örgütün bu yapılanması ortaya çıkınca KKTC yönetimi ve emniyet güçleri harekete geçti. Bu doğrulruda KKTC Bakanlar Kurulu, 16 öğrenciyi terör faaliyeti içinde oldukları gerekçesiyle sınır dışı etti.

İKİ AŞAMALI PLAN

İddiaya göre; KKTC Bakanlar Kurulu'nun bu kararı sonrasında yeni ayrıntılar ortaya çıkmaya başladı. Örgüt, K.S. isimli öğrenci üzerinden Kıbrıs'ta harekete geçti. Yetkililerin ulaştığı bilgiler ışığında PKK'nın KKTC'nin en dağlık bölgesi olan Beşparmak Dağları'nı eğitim üssü olarak kullandığı belgelendi.

Beşparmak'taki Dikmen Köyü yakınlarındaki Taşkent Bölgesi'nde eğitim veren PKK'nın, iki aşamalı plan izlediği belirtildi. Birinci plana göre eğitim alan öğrenciler, başta Abdullah Öcalan'ınkiler olmak üzere PKK'nın "ilkeleri"ni anlatan kitapları okuyor.

ARAZİYE DE ÇIKIYORLAR

Okunan kitaplar arasında "Güney Kürdistan'da Egemenlik Mücadelesi ve Devrimci Demokratik Tutum, Bir Halk Savunmak, Demokratik Toplum Manifestosu"nun yanısıra Öcalan'ın tavsiye ettiği 6 kitap daha bulunuyor. İkinci aşamada ise öğrenciler Beşparmak Dağları'nın dik ve kayalık bölgelerinde zor şartlarda arazide dayanıklılık eğitimi alıyor.

Öğrenciler günde 6-7 saat yürüyüşler gerçekleştiriyor, aç kalarak dayanıklık testlerinden geçiriliyor.

Bu arada PKK'nın KKTC'de eğittiği öğrencilere yazın Kuzey Irak'ta silah eğitimi verdiği belirlendi. Yazın asgari 1 ay süreyle Kuzey Irak'ta kalan öğrencilerin, gruplar halinde silah eğitimi aldıkları kaydedildi. Silah eğitimlerinin Türkiye'ye yakın bölgeler yerine Kandil Dağı'na yakın kamplarda verildiği tespit edildi. KKTC'deki öğrencilerin ayrıca Irak'taki üniversitelerde yüksek lisans yapmaları yönünde teşvik edildiği de öğrenildi.

SINIR DIŞI EDİLDİLER AMA

KKTC tarafından sınır dışı edilen öğrencilerin büyük bir kısmı Dikmen Köyü Taşkent Mevkii'nde gerilla eğitimi görüyor. Bu öğrenciler arasında sınır dışı edilen M.Y., F.T., S.T., S.E., M.B., K.E., A.A., T.Ö., A.T., H.İ.Ü., Y.B. ve sınır dışı kararı bulunmasına rağmen halen Kıbrıs'ta kaçak durumda bulunan R.O., O.A. ve M.S. yer alıyor.

Aziz Yıldırım'dan "58. Madde" Açıklaması




Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, puan silme düzenlemesinin tamamına karşı olduklarını açıkladı.
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, bugün gerçekleştirilecek Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Olağanüstü Genel Kurulu öncesi puan silme düzenlemesinin tamamına karşı olduklarını söyledi.

Aziz Yıldırım, avukatları aracılığıyla gerçekleştirdiği ve kulübün internet sitesinde yer alan açıklamasında, TFF Genel Kurulu'na çağrıda bulunarak, "Bugün tarihi bir toplantı yapılmaktadır. 58. Madde'de herhangi bir değişiklik yapılmasına dair bir gündem olmamasına rağmen, bu madde içinde yer almayan puan silme getirilmeye ve bu şekilde bazı kulüpler kurtarılmaya çalışılmaktadır. Bu girişim, Türk sporunun üzerinde kara bir leke olarak kalacaktır. Bu Genel Kurul'un görevi, 1959'dan beri olan Türkiye liglerinin araştırılması için Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunmak olmalıdır. İşte o zaman tarih sizleri kahraman olarak anacaktır. Aksi halde ise Türk sporuna verdiğiniz zarardan dolayı, en azından vicdanlarda yargılanacaksınız" ifadelerini kullandı.

Puan silme düzenlemesine karşı olduklarını kaydeden Yıldırım, "Fenerbahçe Kulübü olarak, puan silme düzenlemesinin tamamına karşıyız; zira biz 'en az' orada olanlar kadar temiziz. Bu dava, şike ve teşvik davası değildir; bu davanın aslında ne olduğunu süreç içinde göreceğiz" dedi. 


25 Ocak 2012 Çarşamba

TC numarası ile gelen tehlike



Kişiye ait TC numarasının telefon bankacılığından, internet alışverişi ve oyununa, kargo tesliminden gsm hattı alımına kadar her aşamada istenilmesi vatandaşları çileden çıkard


Bir kişinin özel kimlik bilgilerinin kendi bilgisi ve izni dışında kullanılmasının kişilik haklarına aykırı olduğuna dikkat çeken Şikayetvar Yöneticisi Dr. Ömer Deveci, “Birçok kişi TC numarasının paylaşımından şikayetçi. Çünkü, TC numarası ile kişinin adı, soyadı, doğum tarihi gibi bilgilere erişebiliyor. Asıl önemlisi her yeni bilgi ile bir başka kurumun internet sitesinden öteki kişisel bilgilere ulaşılabiliyor” diyerek tehlikenin önemine dikkat çekti.

Türkiye’nin En Büyük Şikayet Portalı Şikayetvar TC numarası ile gelen tehlikeye dikkat çekti. Gelen şikayetlere göre artık tüm firmalar mal ve hizmet satımında T.C. numarası şartı getiriyor.

ÇOCUKLARI BEKLEYEN TEHLİKE!

İnternetin kullanımı yaygınlaştıkça şikayetleri de dinmek bilmiyor. İnternet aracılığı ile alınan mal ve hizmetlerde de TC numarası şartına online alışverişi seçen vatandaşlar tepki gösterirken internetten oyun satışı yapılırken çocuklardan TC numarası istenilmesi akıllarda soru işareti oluşturdu.

Çoğunlukla çocukların üye olduğu oyun sitelerine kayıt olunurken TC numarası istenilmesi aileleri harekete geçirdi. “Çocukların bugün verdiği bilgiler ileride başlarına büyük dertler açabilir” diyen Deveci, “TC numarası uzun süre kullanılabilen ve her geçen gün önemi artan bir bilgidir. TC numarası gibi özel bilgileri özellikle de internet aracılığı ile istemesi engellenmeli. Aileler ve çocuklar bu konuda bilinçlendirilmeli. Kişilerin sadece kimlik bilgilerini toplama üzerine kurulmuş siteler olabilir. Yıllar sonra bu bilgilerin nasıl kullanılacağını bilemeyiz. Hakkınızda bilgi toplayıp ilerde aleyhinizde kullanılabilir” diyerek konunun önemine dikkat çekti.

FİRMALARIN TC ŞARTI!

Bir kişinin özel kimlik bilgilerinin kendi bilgisi ve izni dışında kullanılmasının kişilik haklarına aykırı olduğuna dikkat çeken Deveci, Şikayetvar’a gelen şikayetleri paylaşarak vatandaşların tepkilerini paylaştı: “Kargo teslim alırken dahi TC numarasının istenilmesi bizi hayretler içinde bırakıyor. Çalıştığım şirket adına gelen kargoyu şirket kaşesi ve kendi ad soyadımla teslim almamı yeterli görmeyip bir de benden TC no istiyorlar. Benim şahsıma gelmeyen kargo için ben neden TC numarası vereyim? Hangi devirde yaşıyoruz artık TC numaralarıyla neler yapılıyor. Bu sebepten dolayı şirkete gelen kargoyu teslim almadan yolladım. Ben şahsen adıma kredi bile açılabilecek bu numarayı herhangi bir taşıma şirketi ile paylaşmayı doğru bulmuyorum. Bu uygulama gereksiz ve rahatsız edicidir.”

TELEFON BANKACILIĞINDA TC AYRICALIĞI

Birçok vatandaş ise telefon bankacılığı ile bankayı aradıklarında karşılarına çıkan “T.C numaranızı tuşladığınızda daha hızlı işlem yapılacaktır” sistemine tepki gösterdi. Bankaların yeni uygulamasının güvenlik bakımından zararlı olabileceğini ileri süren vatandaşlar vatandaşlık numarası ile birçok dolandırıcılığın yapıldığına dikkat çektiler. Şikayetlerde “Telefonda kişisel bilgilerimizi vermek istemiyoruz. Banka yeni uygulaması ile banka müşterisi olsak da olmasak da vatandaşlık numarası veriyor. Tuşlarsanız size daha hızlı hizmet verilecek deniliyor. T.C. numaramızı vermemiz için zorluyorlar çünkü; verilmediğinde telefonda çok fazla bekletiliyor. Her yerde T.C. numaramız isteniliyor, yakında benden başka herkes vatandaşlık numaramı bilecek. Üye olmak için kişisel bilgilerimizi vermek istemiyoruz” dediler.

AÇIK HAT DOLANDIRICILIĞIN YÖNTEMİ DE TC BİLMEK

Vatandaşlar kendilerinden habersiz adlarına açılan açık hatlardan dertli. Bu hatlardan dolayı başına gelmedik iş kalmayan vatandaşların son mağduriyetleri ise kimlik bilgileri ile adlarına açılan hatların kabarık faturalar ile kapılarına gelmesi.

“18 yaşından küçük olup gsm hattı alamayan, suça yönelik işlerde kullanılacak hat arayanların adresi açık hatlar. Adıma hat alabilmek için kimlik bilgilerim ile bir gsm operatörü bayiine gittim. Nüfus cüzdanımın fotokopisini verdim. İşte asıl şikayet bundan sonra başlıyor. Benim iznim, bilgim ve imzam olmadan kimlik fotokopisinden bir kopya daha çıkartıp, üzerine ‘Aslı Gibidir’ mührü, bayii kodu/kaşesi ve bayii yetkilisi imzası ile bir tane faturalı hat çıkartılarak kullanıma açılmış. Sözleşmedeki imza, anne kızlık soyadı ve adres bana ait değil. Biriken faturalar ödenmeyince evime borcun ödenmemesi durumunda haciz işlemlerinin başlatılacağı bilgilendirilmesi yapıldı. Birilerinin çıkarı için ben mağdur oldum. Piyasada açık hat olarak bilinen yasal satışına izin verilmeyen hatlar mevcut ve bu hatların her biri aslında masum insanları mağdur ediyor. Daha fazla vatandaşımızın mağdur kalmaması adına bu konuda yasal düzenlemelere gitmesini bekliyoruz.”



24 Ocak 2012 Salı

MÜJDE OYAKA AİT AYAS ENERJİ SATILDI




Sevgili Oyak Mensupları, yüzde yüz Oyak iştiraki olan AYAS Enerjinin %50 hissesi KOÇ Holding’e devredilmiştir.Oyak kurumu yöneticileri bunu 21 Aralık 2011 tarihli bir açıklama ile kurumun web sayfasında duyurmuşlardır.


Yapılan açıklama yetersiz olup biz 261 bin ortağı tatmin etmemiştir.Oyak yöneticilerinden gizli kapaklı işler çevirmelerini değil de , biz ortaklara karşı daha dürüst ve şeffaf olmalarını beklerdik. 


Ama nerde eski hamam eski tas… 


Yapılan açıklamada %50 hissenin Koç Grubuna ne kadara devredildiği, bu devir işinden ne kadar kazanç sağlandığı, ortakların hesabına ne kadar kar payı yatacağı ( % 40-%50 mi?) şeffaf bir şekilde açıklanmamış. 
Örnegin içeride 50 bin lira birikimi olan biri, Ayas enerjinin satışından 20 bin lira nema alması gerekip, toplamda Mayıs 2012 itibarı ile 70 bin lira birikimi olması gerektiğini düşünüyoruz. 
Oyak’ta 90 Bin lira birikimi olan birisi ise, Ayas enerjinin satışından elde edeceği nema ile birlikte Mayıs 2012 de toplam birikimi 110 bin lira olması gerekir. 


Fakat Aç gözlü Oyak Yöneticileri, Ayas enerjinin satışından elde edilecek nemayı acaba ne yapacaklar? Hep birlikte “empati” yapalım. 


İHTİMALLER: 
1- Sanki Oyak Yöneticilerini duyar gibiyiz; Biz keriz miyiz Ayas enerjinin satışından elde edilen nakit parayı Oyak Mensuplarına Mayıs 2012’de kar payı olarak dağıtalım. 


2- Ya da; Almanya’da ki Oyak Anker Bank’a transfer edip, eskiden kurduğunuz tezgah gibi, Anker bank’tan kredi verip sonra da “ efendim bu krediler battıysa batmış demektir,eğer battıysa sermayemizden yiyeceğiz” deyip,verilen bu kredileri batırarak görev zararı gösterip, Oyak Mensuplarını uyutmak. 


3- Her zaman ki halleri olan “efendim sizlerin geleceği için yatırım yapacağız.” 


4- Diğer bir ihtimal ; İrlanda da ki kuruluşumuz olan EUROPAN PLC. Finans kuruluşuna aktarıp, %200 riskli firmalara ticari kredi vererek batırmak. 


5- Ya da bir masal uydurarak, Afrika da bir elmas madeni alma sevdasına girip, bu parayı oraya yatırdık diye gösterip, aradan 3 ay geçince ” tüh lan elmas bulamadık…taş kömürü çıktı ” hepinize Mayıs ayında nema olarak 2 ton taş kömürü vereceğiz hayırlı olsun.

6- Bursa’da “Nissan otomobil fabrikası kuruyoruz,hepinize bir araba vereceğiz” diye ağzımıza bir parmak bal sürüp masal anlatmaya devam edin.Bir de bakıyoruz ki ,Nissan araba fabrikası personel giderlerini dahi karşılayamadığı yalanını uydurup, (OYPA’da kurduğunuz tezgah gibi) arabaların birer maketini bizlere emeklilikte verirsiniz. 


Değerli TSK.Mensupları yukarda sıralanan ihtimallerde gerçeklik payı arayabilirsiniz. 
Sevgili dostlar Ayas enerjinin satışından Mayıs ayında nema beklemek bir saflıktır. Duyumlarımıza göre, Oyak Mayıs ayında %11 veya % 13 kar payı verecektir.Zaten Oyak Bank’ın satışından kalan %70 nemamızın üstüne yattılar,Ayas enerjinin satışından elde edilen %50’lik nema’nın da üzerine yatacaklarından asla şüpheniz olmasın. 
Bugüne kadar Assubaylar ve Uzman Jandarmalar hep sustu, susturuldu,hep birilerinin bir şeyler vermesini bekledi, almasını bilemedi. 


Hepinizi;hak ve adalet aramak için aşağıdaki OYAK YOLSUZLUK dilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermenizi bekliyoruz. 


OYAK YOLSUZLUK DİLEKÇESİ İÇİN TIKLAYINIZ.


ALINTI ADRESİ :http://www.kamuemekcileri.org/index.php?option=com_content&view=article&id=2527%3Aoyak-mensuplarna-muejde-ayas-enerji-satld-ne-kadar-nema-alacaksn&catid=42%3Arokstories&Itemid=102



22 Ocak 2012 Pazar

VAN VE ERÇEK BELDESİNDE GÜNLERDİR SÜREN ELEKTİRİK KESİNTİLERİ İNSANLARI CANINDAN BEZDİRDİ.



 ELEKTRİK KESİNTİSİ İŞLERİ AKSATIYOR !

Van ilinin belli başlı sorunlarından olan elektrik kesintileri kış mevsiminin başlamasıyla beraber vatandaşı ve esnafı çok daha fazla zor durumda bırakmaya başladı.

Kış mevsimini artık iyiden iyiye hissettiğimiz şu günlerde van”ın başlıca sorunlarından olan elektrik kesintileri  başta iş yeri sahipleri olmak üzere vatandaşları zor durumda bırakıyor. Bakım ve onarımı geciken elektrik direkleri,eski trafolar,ikide bir atıp duran sigortalar, soğuk havanın da etkisiyle çok daha fazla arıza vermeye başladı. Arızalanan elektrik direklerinin tamiri ihmal edilince de ortaya iş verimini artıracak ciddi sorunlar çıktı.
Konuyla ilgili Van TEDAŞ yetkililerine ulaşılamıyor,TEDAŞ”a ait ne kadar telefon varsa hepsi açık bırakılıyor kimse ulaşamasın diye.

Erçek belediyesinde 3 gündür elektirik kesintisi uygulanıyor ve TEDAŞ ekiplerinin mazereti arızayı bulamıyorlarmış,sende bulamıyorsan bırak bulacak biri geçsin oraya,niye boş yere o mevkiyi dolduruyorsun.Öğleden sonra arıza başına geliyorlar akşam17:00 oldumu işi bırakıyorlar neymiş mesaileri bitmiş,yarın sabap tekrar arızayı aramaya devam edeceklermiş.Böyle bir Türkiye”de yaşıyoruz,yazıklar olsun,bizi bu durumlara düşürenlere,bu kadar ilgisizliğe,bu adamları kontrol etmeyen,denetlemeyen zihniyete.
Van ilinin 5.000 nüfuslu Erçek Beldesinde Zaten Belediye yok yani adı var ama yetkilisi yok.Ararsanız kimseye ulaşamazsınız.Devletin verdiği araçlar boş yere yatar Mahalle araları kardan,çamurdan geçilmez,yollar delik deşik,çukurlar yüzünden araçlarda ne lastik,ne de amörtisör kaldı.Belediyeye bir şey sorsanız mazeret hemen hazır kaynak yokmuş,belediyenin borcu çokmuş,vs.vs.sordukça insanın ağlayası geliyor o kadar acıklıki durumları sormayın.

Vatandaşların anlattığına göre Allah”tan bir deprem oldu belediye başkanı evini Bingöl”e taşımış kayıp,ne arayan var nede soran,seçim yaklaştımı ortaya çıkıyorlar.Dertlerini anlatacak kimseyi bulamadıklarından yakınmaktadırlar.Seslerini duyuracak bir yetkili istediklerini belirten vatandaşlar yıllardır kaderlerinin böyle oludğunu kendilerini seçimden seçime hatırlayanlara ders verme zamanının geldiğini belirttiler. 

20 Ocak 2012 Cuma

Şemdinli Davası'nda karar açıklandı



 Şemdinli Davası kapsamında yargılanan 2 astsubay ve bir PKK itirafçısının cezaları açıklandı

Şemdinli Davası'nda karar açıklandı. Mahkeme, 2 astsubay ve bir PKK itirafçısına 39 yıl 10'ar ay hapis cezası verdi.

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005 tarihinde meydana gelen patlamayla ilgili Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Şemdinli Davası'nda, tutuklu sanıklar Ali Kaya, Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş, 39 yıl 10 ay 27'şer gün hapis cezasına çaptırıldı.

Van'da yaşanan deprem sebebiyle M Tipi Kapalı Cezaevi'ne taşınan mahkeme, Şemdinli Davası'nın bugünkü duruşmasında kararını açıkladı. Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen dosya karara bağlandı.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve PKK itirafçısı Veysel Ateş hakkında, 'silahlı örgüte üye olmak', 'tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs etmek', 'olası kastla adam öldürmek' ve 'olası kastla adam yaralamak' suçlarından 39 yıl 10 ay 27'şer gün hapis cezası verdi.

ŞEMDİNLİ OLAYI

9 Kasım 2005 tarihinde Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki Umut kitapevinin bombalanması sonrasında başlayan olaylar tüm ilçeye sıçramıştı. Eski PKK hükümlüsü Seferi Yılmaz'a ait kitapevinin bombalanması sonrasında kitapevinin çevresindeki halk bombayı attığı öne sürülen bir kişiyi sığındığı otomobilde 2 astsubay ile birlikte yakaladı. Üç kişi halk tarafından emniyet güçlerine teslim etti ancak kısa süre sonra bu üç kişinin serbest kaldığı bilgisi ilçeyi karıştırdı.

Halk sokaklara döküldü, otomobilde inceleme yapan savcı ve CHP Hakkari milletvekili Esat Canan'ın üzerine kimliği belirsi kişilerce ateş açıldı. Bombalama sonrasında bir, savcı ve milletvekiline ateş sonucunda da bir olmak üzere iki vatandaş hayatlarını kaybetti.

Olaydan bir gün sonra yapılan incelemelerde patlamanın failinin sığındığı beyaz renkli 30 AK 933 plakalı araç Hakkari Jandarma Komutanlığı'na ait çıkarken, aracın bagajından da üç kalaşnikof tüfek ve bomba yapımında kullanılan malzemeler çıkmıştı.

"TANIRIM İYİ ÇOCUKLAR"

Olaydan sonra kendisine soru yöneltilen dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyüknaıt, beyaz renkli araçta PKK itirafçısı ile beraber yakalanan iki astsubay için "Tanırım iyi çocuklar" demiş, bu cümlesi daha sonra Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın hazırladığı iddianamede "Adil yargılamaya etkilemeye teşebbüs" olarak geçmişti.
Şemdinli davasının mahkeme başkanı, avukatların Büyükanıt hakkında yaptığı suç duyurusunu kabul etti…
Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, müdahil avukatlarının eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ve 3 komutan hakkında, Van Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince soruşturma başlatması talebini kabul etti.
Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde, Umut Kitapevi’ne yapılan bombalı saldırıyla ilgili dava sivil mahkemede yeniden görülmeye başlandı.
Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün yapılan duruşmada, mağdur avukatı Murat Timur, dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, Van Asayiş Kolordu Komutanı Selahattin Uğurlu, Van İl Jandarma Komutanı Erhan Kubat ve askeri yetkili Erdal Öztürk hakkında suç duyurusu yapılması talebinde bulundu.
Timur, daha önce dönemin savcısı Ferhat Sarıkaya’nın hazırladığı ve Genelkurmay Başkanlığı’na gönderilen ek iddianamede söz konusu şahıslar hakkında suçlamalar yer aldığını söyledi. Mahkeme, müdahil avukatlarının eski Genelkurmay Başkanı Büyükanıt ve 3 komutan hakkındaki talebini kabul etti.


AVUKAT VEDAT GÜLŞEN, CEZANIN TEMYİZİ İÇİN YARGITAYA BAŞVURDU

HAKKARİ’nin Şemdinli İlçesi’nde kitapevinin bombalanmasıyla ilgili 2 astsubay ile 1 PKK itirafçısının
yargılandığı Şemdinli Davası’nda, 39’ar yıl 10’ar ay 27’şer gün hapis cezasına mahkum olan sanıkların avukatlarından Vedat Gülşen, cezanın temyizi için Yargıtaya başvurdu.
Şemdinli’de 9 Kasım 2005 yılında eski PKK hükümlüsü Seferi Yılmaz’a Umut Kitapevine bombalı saldırı yapılmış, saldırıda Mehmet Zahir Korkmaz hayatını kaybetmişti. Bu olayla ilgili 7 yıldır süren davada karar duruşuması 10 Ocak 2012’de Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşma sonrası mahkeme heyeti sanık Astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve PKK itirafçısı Veysel Ateş’e 39’ar yıl 10’ar ay 27’şer gün hapis cezası verdi. Bunun üzerine bir hafta bekleyen sanık avukatlarından Vedat Gülşen, Yargıtay’a temyiz başvurusu yaptı. Avukat Gülşen, şimdi gerekçeli kararı beklediklerini ve kararın açıklanmasının ardından temyiz başvurusunda da duruşmalı savunma talep ettiklerini ifade etti. Gülşen gerekçeli kararın açıklanmasını ardından kapsamlı bir savunma hazırlayacaklarını söyledi.

İSLÂM DİNİNİN EN ÖN SAFINDA GÖZÜKENLERIN İÇ DURUMU




Yâsin Sûre-i şerif’inin 21. Âyet-i kerime’sinde şöyle buyuruluyor:
“Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyun. Onlar doğru yoldadırlar.” (Yâsin: 21)
Bu Âyet-i kerime mucibince para toplayanların doğru yolda olmadığını Cenâb-ı Hakk bildirdiği halde, ya doğru yolda imiş gibi göstermek isteyenlerin durumu ne olacak?
Bu Âyet-i kerime bir berzahtır. Binaenaleyh kim ki para topluyorsa doğru yolda olmadığını bu Âyet-i kerime beyan eder.
Bu para toplayanlar, bu Âyet-i kerime’ye iman etmiş değillerdir. İman edenlere ise bu Âyet-i kerime kâfidir. Çünkü hepsi eğri yoldalar, hepsi soyuyor, yoluyorlar.
Diğer bir Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:
“Resulüm! Onlara de ki: ‘Ben sizden bir ücret istersem eğer, o ücret sizin olsun. Benim ücretim Allah’a âittir. O herşeye şâhiddir.” (Sebe: 47)

Ve fakat, dini dünyaya âlet edenler, sofrada yemek için dâvet ederler ve orada halkı kaz gibi yolarlar, soyarlar. Bunu, her bölücü yapıyor.

Cemiyet içinde utandırarak evini, arabasını, parasını, elindeki avucundakini alırlar. Senet imza ettirirler. Oturduğu evi, bindiği arabasını, icra yolu ile alırlar. Hepsi faizle iştigal ederler.
Kimisi banka kurar, küfrünü açık ilân eder. Kimisi vaaz vereceğiz diye, gelenleri soyarlar.
Resulullah Aleyhisselâm, din-i İslâm’ı tebliğ ederdi. Onlar da kendi dinlerini, partilerini tebliğ ediyorlar. Çarşıda, pazarda, Arafat’ta, Kâbe’de, Medine-i münevvere’de evden eve gezerler, her çadıra girerler. Kendi din ve partilerini bahis edip, para toplarlar. Allah-u Teâlâ para istemeyi yasakladığı gibi, aynı zamanda bu paralar nereye harcanıyor? Hem istiyorlar, hem de zekât ve fitre diye toplanan paralar fakire ulaştırılmıyor. Oysa talebelerden de para alınıyor. Hem de kendilerini müslüman imiş gibi göstermek isterler.
Kim ki bunların toplantısına dahil olursa, bunlara para verirse;
“Fasığa ikram eden İslâmiyet’in yıkılmasına yardım etmiş olur.” (Münâvi)
Hadis-i şerif’i mucibince İslâm dininin yıkılmasına yardım etmiş sayılır.
Hadis-i şerif’te:
“Onların dinleri para olacak.” buyuruluyor. (Münâvi)
O ise koyun postuna bürünüp dini dünyaya alet ediyorlar. Oysa din-i İslâm ile hiçbir ilgilerinin olmadığını yukarıdaki Âyet-i kerime’ler ile açıkladık.
“Ahir zamanda öyle kimseler türeyecektir ki, bunlar dinlerini dünyalığa âlet edeceklerdir. İnsanlara karşı koyun postuna bürünmüş gibi yumuşak ve güzel huylu görünürler. Dilleri şekerden bile tatlıdır, amma kalpleri kurt gönlü gibidir.
Aziz ve Celil olan Allah-u Teâlâ (bu gibi kimseler için) şöyle buyuruyor:
‘Bunlar acaba benim sonsuz affediciliğime mi güveniyorlar, yoksa bana karşı meydan mı okuyorlar? Ululuğum hakkı için, onlara öyle ağır bir musibet vereceğim ki aralarında bulunan yumuşak başlılar şaşakalacaklardır.” (Tirmizî)
Koyun postuna bürünüp halkı soyanlara sen müslüman der misin? Sen de onlardan mısın?
Bunlar mümin midir? Kâfir midir? Kararını kendin ver. Bu Âyet-i kerime’lere bak. Bunların icraatlarına bak, kararını kendin ver.



Şair Uzman Jandarmadan İkinci Şiir. (Hak arayışı Uzman Jandarmayı Şair Yaptı)

Türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde uzman jandarmalarla ilgili haberleri  okumayan kalmamıştır muhtemelen. Astsubaylarla ...