31 Ocak 2012 Salı

Uludere PKK Açısından Amacına Ulaştı !




Uludere'de 34 kişinin ölümü ile sonuçlanan trajik olay PKK açısından istenilen sonucu verdi. 'Tam saha pres' şimdi 'tam saha beklemeye' döndü.

Bugün'den Adem Yavuz Arslan,Uludere olayının PKK açısından istenilen sonucu verdiğinedikkat çekti. Arslan, Kandil'e hava harekatının ve KCK operasyonlarının düzenli olarak yapıldığı bir dönemde gerçekleşen facianın örgüte hayat öpücüğü olduğunu ifade etti.

Örgütün lojistik yığınak yaptığıbilgisine yer veren Arslan, "Bu aşamada PKK'nın belini kırdık, artık açılım zamanı söylemi, hem yersiz hem yanlış. Terörle mücadele ciddi bir iş ve kararlılık gerektiriyor." dedi.
İşte Arslan'ın önemli tespitleri:

Uludere'de 34 kişinin ölümü ile sonuçlanan trajik olay PKK açısından istenilen sonucu verdi. 14 Temmuz Silvan saldırısı sonrası başlayan 'tam saha pres' şimdi 'tam saha beklemeye' döndü.
Bu durumun mevsimsel şartlara bağlanması doğru olmaz.
Çünkü örgütün lojistiğini kesmeye yönelik operasyonların karla kışla ilgisi yok.
Aslında sadece bu durum bile Uludere komplosunun nasıl bir proje olduğunu tek başına teyit ediyor.
Bu olay örgüte adeta hayat öpücüğü oldu.

Kandil güvenli bölge olmaktan çıkmıştı. Çünkü uzun yıllardır ilk kez aralıksız hava harekâtı yapılıyordu. KCK operasyonları nedeniyle şehir ile dağın irtibatı da büyük oranda azalmıştı.
Üstüne İmralı sakini de 'unutturuldu.'
Eğer bu yöntemle; bahar ve yaz aylarında da örgüte hareket alanı bırakılmazsa önümüzdeki sonbaharda yeni bir denklem kaçınılmaz olacaktı.
Fakat Uludere komplosu planı bozdu. Bölgeden gelen haberler kötü. Örgüt lojistik yığınak yapıyor.
Masum gösterilen sınır kaçakçılığı, özellikle de sigara kaçakçılığı PKK'ya oluk oluk para akıtıyor. Kaçak akaryakıt hakeza.

Bu aşamada PKK'nın belini kırdık, artık açılım zamanı söylemi, hem yersiz hem yanlış. Terörle mücadele ciddi bir iş ve kararlılık gerektiriyor.
Son bir not da Zana ile ilgili.
TBMM tarafından tahsis edilen fakat başkası tarafından kullanılan o bilgisayarda ne vardı?
Merak işte...

'Heron'a Karşı %100 Türk Yapımı 'Çaldıran'




Sinop'ta Yazılım ve Tasarımı Türk Mühendisler Tarafından Yapılan Ülkemizin İlk 6.5 Metre Boyundaki İnsansız Casus Uçaklarının Testleri Yapıldı.

Sinop’ta yazılım ve tasarımı Türk mühendisler tarafından yapılan ülkemizin ilk 6.5 metre boyundaki insansız casus uçaklarının testleri yapıldı. Çok gizli yürütülen proje deneme uçuşu yapılan uçaklardan biri dün düşünce ortaya çıktı.

İŞTE TÜRK YAPIMI ÇALDIRAN DENEME UÇUŞUNDA DÜŞMÜŞTÜ

İnsansız hava araçlarının ilki operatör hatası sonucu düşerken, ikincisi başarı ile uçuruldu. Uçakları yapan Baykar Makina Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Bayraktar, “Türk Silahlı Kuvvetleri için İsrail’in Heron uçaklarına benzeyen ve daha üstün yazılım özelliklerine sahip ilk casus uçağı yapıp uçurduk. Gizli bir çalışmaydı. Ancak nihai demo öncesi test uçuşlarında biri düşünce gözler bize çevrildi. Türkiye’de önümüzdeki 10 yıl içerisinde 4 milyar dolarlık casus uçak alımı yapacağı öngörülmektedir. Onun için büyük rekabet yaşanıyor” dedi. İsrail’in Heron’larına rakip olması beklenen ve ‘Çaldıran’ adı verilen Türk yapımı casus uçak 20 bin feete çıkarken, 8 saat havada kalabiliyor. Bu yükseklikten gece ve gündüz nokta tespiti yapabiliyor.
Dün Sinop’un Erfelek İlçesi’nde insansız bir hava aracının düşmesi, gözleri Türk mühendislerinin bu alan yaptığı çalışmalara çevirdi. Milli Savunma Bakanlığı Kara Kuvvetlerinin ihtiyacı için yaklaşık 1.5 yıl önce insansız casus uçak ihalesini açtı. Tamamen milli bir proje olması istenilen ihaleye Vestel Savunma Sanayi A.Ş. ile Baykar Makina Sanayi ve Ticaret A.Ş. katıldı. Her iki firma da çalışmalarını ülkemizin değişik noktalarında yürüttü. İlk casus uçağı Baykar Makina hazırlayarak uçuşa hazır hale getirdi.

SİNOP'TA TEST EDİLİYOR

Kendilerine devlet tarafından uçakların test edilip, uzman ekip tarafından değerlendirilmesi için geçen aySinop Havaalanı’nda bir bölge tahsis edildi. Dün aralarında subayların da bulunduğu 17 kişilik bir heyetin gözetiminde yapılan insansız hava araçlarından biri uçuruldu.
Ancak 18 bin feete çıkıp yaptığı manevra sırasında operatör hatası sonucu, uçak düştü. Erfelek İlçesi’ne düşen casus uçak gözlerin Sinop’a çevrilmesine neden oldu. Vali Mustafa Hakan Güvençer, “Bizi aşan bir durum var. Bunun bilimsel araştırmalar çerçevesinde denemeleri sürdürülen bir hava aracı olduğunu söyleyebilirim” demekle yetindi.

DHA, CASUS UÇAĞI BULUP UZMANLARIYLA KONUŞTU

Sinop’ta uçurulan ve ülkemizin ilk insansız hava araçlarının bulunduğu bölgeye DHA muhabirleri girdi. Baykar Makina Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Bayraktar, çalışmanın gizli olduğunu, ancak prototip model uçuşu sırasında yaşanan kaza kırım nedeniyle çalışmaların kamuoyuna yansığını söyledi.
Bayraktar, “Biz iki firma yarışıyoruz. Bu özellikte ilk casus uçağı yaptık. Test uçuşları heyet gözetiminde değerlendiriliyor. Burada tamamen Türk mühendislerin bir eseri var. Yazılım ve tasarımında hiçbir yabancı mühendis katkısı yok. 8 yıldır uçaklar üzerinde çalışıyoruz. Son iki yılda İsrail’in Heron’larına yakın özellikte ‘Çaldıran’ adını verdiğimiz casus uçağı yaptık. İlk demonun uçuşu sırasında 18 bin feette operatör hatası sonucu kaza kırıma uğradık. Bu kaza ülkemizin milli casus uçak geliştirme projesini hiçbir koşulda askıya almayacaktır. Çalışmalara ikinci uçakla devam edilmektedir. Onda bu hata tekrarlanmadı” dedi.
Kaza kırıma uğrayan insansız hava aracının tamamen Türk mühendisleri tarafından geliştirilen ilk milli insansız hava aracı olduğunu belirten Bayraktar, bir aydır Sinop Havaalanı’nda test ve deneme yaptıklarını kaydetti.

İLK TÜRK İNSANSIZ HAVA ARACI

35 kişilik bir ekibin eseri olan ilk Türk insansız hava aracı, uygun görülürse Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hizmetinde kullanılacak. Uçakların en önemli özelliğinin yazılımlarının Türk mühendisler tarafından yapılıyor olması ve çok düşük desibelde ses çıkarması. Bayraktar, “Bu sistem 10 saat ikmalsiz 200 kilometreden yayın yapıyor. 18 bin feette 8 saat havada kalıyor. 20 bin feete kadar da çıkabiliyor. Uçağımızın kanat açıklığı 9 metre. Boyu ise 6.5 metre. 140 litre yakıtla birlikte ağırlığıda 450 kilogram. Üzerinde gece ve gündüz en gelişmiş görüş alabilen termal özelliği de bulunan kameralara sahip. Havadan bir insanın kolundaki saati görebiliyor. Lazerle hedefi saptıyor. Saatte ise 100-120 kilometre hız yapıyor” dedi.
Bayraktar, Türk Silahlı Kuvvetleri için İsrail’in Heron uçaklarına benzeyen ve daha üstün yazılım özelliklerine sahip ilk casus uçağının uçurulmasının gizli bir çalışma olduğunu da söyleyerek, Türkiye’de önümüzdeki 10 yıl içerisinde 4 milyar dolarlık casus uçak alımı yapacağının öngörüldüğünü ileri sürdü.

UÇAK KENDİSİ KALKIP İNİYOR. ROTAYI TAKİP EDİYOR

Türk Mühendislerin eseri olan prototip ilk casus uçağı kendisine verilen komutu aynen uyguluyor. Çizilen rotaya göre kendisi havalanıyor, rotasında gidip, tekrar geri dönüyor. Otomatik iniş ve kalkış yapıyor. Bayraktar, “Uçakla ilgili ticari ürünler yurt dışından geliyor. Ancak tasarım ve yazılımını Türk mühendisleri yaptı. Bugün devresinde bir sürü eleman var. Onları biz seçiyoruz. Bizim otopilotumuzun içinde 500 bin satır kod var. Biz kodların içinde her türlü değişikliği yapabiliyoruz. Mesela 3 satır kod değişikliği ile eğer enlem ve boylam şunu geçerse motoru stop et ya da git uçağı şuraya çak. diye komut girebiliriz. Herşey mühendisin elinde. O nedenle bu tür sistemlerin milli olmasının önemi daha çok öne çıkmalı. Çünkü yurt dışından gelen sistemlerde kodları ne kadar biliyoruz ki” diye konuştu.

İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI BEŞ SINIFTAN OLUŞUYOR

İnsansız Hava Araçları (İHA) 5 sınıftan oluşuyor. Ahmet Bayraktar, "İnsansız hava araçları 5 sınıftan oluşuyor. Mikro, mini, taktik, operatif ve male. Mikro: menzili kısa boyutu ufak. Mini: 5 kiloyu geçmeyen uçaklar, taktik: 150- 450 kilogram arası uçaklar. Operatif: 450 kilogram ile 1.5 ton arası, Male: ağırlığı 1.5 tondan yukarı olan uçaklardır. Bugün ordumuzda mikro yok. Mini modeli biz yapıyoruz. Taktiğin tedarikçisi İsrail. Operatif sınıfa heronlar giriyor. Ancak henüz teslim edilmedikleri için Silahlı Kuvvetlerin envarterine girmedi. Bizim yaptığımız model ise taktik ile operatif sınıf arasında kaldı” diye konuştu.

SİLAHLI KUVVETLER 24 ADET ALACAK

Öte yandan Silahlı Kuvvetler insansız casus uçaklardan 24 adet alacak. Baykar Makina Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin uçağından sonra Vestel Savunma Sanayi A.Ş.’nin de uçakları test edilecek. Bu yıl içerisinde uçakların ilkinin teslim edilmesi bekleniyor. İsrail’in Heron’larına karşı 4’de 1 fiyata mal olması beklenen ilk Türk malı insansız casus uçaklarının terörle mücadele kapsamında ağırlıklı olarak Güneydoğu Bölgesi’nde kullanılacağı belirtildi.

GECİKEN HERONLARA 180 MİLYON DOLAR ÖDENECEK

Bu arada 2005 yılında İsrail’le imzalanan anlaşma sonucu yaklaşık 180 milyon Dolar ödenerek alınacak olan 10 Heron için teslimat gecikince Türkiye’nin kendi insansız hava aracını üretmek için çalışmaları hızlandı. Gelecekte insansız hava araçları daha da yaygınlaşacak. Ülkemizde bugün Kara Kuvvetleri’nin ihtiyacı nedeniyle insansız casus uçaklar üretilirken, gelecekte deniz, hava, jandarma, sivil savunma gibi birimlerde bu uçakları kullanacak.


30 Ocak 2012 Pazartesi

BDP, 4 diziyi RTÜK'e şikayet etti




BDP lideri Selahattin Demirtaş, aralarında "Kurtlar Vadisi"nin de bulunduğu 4 televizyon dizisini Kürt karşıtlığı yapmakla suçladı. Demirtaş, sözkonusu diziler için RTÜK'e şikayette bulundu.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, TRT'de yayınlanan "Sakarya Fırat" dizisinin yanısıra, bazı özel kanallardaki "Ölümsüz Kahramanlar", "Tek türkiye" ve "Kurtlar Vadisi" dizilerinin "kardeşlik kültürüne zarar verdiğini" savundu.

BDP lideri Selatttin Demirtaş, bu yapımlarda gerçek dışı anlatım ve düşmanlığa teşvik olduğunu öne sürdü.
Selahattin Demirtaş, 4 diziyi Radyo Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) şikayet etti.

Kendisi gibi şikayetçi vatandaşların RTÜK'e başvurmasını isteyen Demirtaş, bu dizileri seyredenlerin karşılarına çıkan ilk Kürt kökenli vatandaşa saldırabileceğini de iddia etti.

Yeni Askerlik Kanunu Geliyor



Yedeklik yoklaması kaldırılıyor, askerlerin sağlık hizmetlerinden faydalanması daha kolay hale getiriliyor.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet sözcüsü Bülent Arınç, yeni kanuna ait detayları Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında kamuoyuyla paylaştı.

Yoklama Zorunluluğu Kalkıyor

Çalışmada öne çıkan yeniliklerden biri, yoklama zorunluluğunun kaldırılması oldu.

Arınç, bu konuda, "İlk yoklama ile yedeklik yoklama işlemleri kaldırılarak o yıl askerlik çağına girenlerle askerlikleri geçen yıldan bu yıla bırakılmışların yoklamaları vs devam ediyor onlar kaldırılıyor" dedi.

Askerliğini yapanlara, sağlık hizmetlerinde kolaylıklar getiriliyor.

Başbakan Yardımcısı Arınç, "Yükümlülerin aile hekimi, resmi, sivil sağlık kuruluşları ve asker hastanelerindeki muayenelerinden herhangi bir ücret veya katkı payı alınmaması var. Yoklama kaçağı sayısının azaltılması planlanıyor" şeklinde konuştu.

Üniversitelileri de Yakından İlgilendiriyor

Yeni çalışmada, üniversite öğrencilerini ilgilendiren bölümler de var.

Bülent Arınç, bu konuda da şunları söyledi:

"Fakülte ve yüksekokul öğrencilerinin askerlik ertelemesi şartlarından olan okula devam mecburiyeti ve iki yıl üstüste sınıfta kalmama zorunluluğunun kaldırılması da amaçlanıyor. "

Aile Bütçesine Katkı Yaşı da Dikkate Alınacak

Bundan böyle askere almada, aile bütçesine katkı yaşı da dikkate alınacak.

Başbakan Yardımcısı Arınç, "Kardeşlerin askere sevki tehirinde bir çocuğun aile bütçesine katkı yaşı dikkate alınarak 15 yaşından küçük kardeşler yerine 20 yaşından küçük kardeşler dikkate alınacaktır deniyor" şeklinde konuştu.

Heron Görüntülerinde Ne Var?




"Uludere faciası, sivillere tamamen kapalı Genelkurmay’dan başlayıp sınır karakoluna kadar uzanan askerî birimlerin içindeki tuhaf yapının sonucu..."
Taraf'tan Emre Uslu, Uludere faciasıyla ilgili Heron görüntülerinin içeriği hakkında bilgi verdi. Görüntülerde, kaçakçıların Irak sınırında araçlardan mal yüklediğinin görüldüğünü ve görüntülerin Şırnak Tümeni’nden, Şenoba Tugay Komutanlığı’ndan, Tümen ve Tugay’ın bağlı olduğu Kolordu Komutanlığı’ndan Genelkurmay’a kadar altı-yedi farklı birimde  seyredildiğini ifade eden Uslu, tüm bu olup bitenlerden kâğıt üzerinde Şırnak’ın güvenliğinden sorumlu birim olan İl Jandarma Komutanlığı’nın haberinin olmadığına dikkat çekti.

Sivil yöneticilerin operasyon kararı alma sürecine mutlaka dâhil edilmesi gerektiğini belirten Uslu, "Yoksa daha çok Uludere faciaları yaşanabilir zira o kapalı yapı içinde kimin ne tür motivasyonla hareket ettiği hiç bir zaman bilinemez." dedi.

İşte Emre Uslu'nun dikkat çeken analizi:
Uludere faciasıyla ilgili Heron görüntüleri savcılığa ulaştı. Görüntülerde kaçakçıların ırak sınırında araçlardan mal yüklediğinin görüldüğünü yazmıştım. Medyaya yansıyan ayrıntılar bu bilgileri teyit ediyor. Heron görüntülerinin daha detaylı ayrıntıları gelmeye devam ediyor. Buna göre Heronların bölgeden ilk geçtikleri görüntüler saat 17:10 civarında. Heronların köylülerin araçlardan mal yüklerken ki görüntüleri saat 18:00 civarında. Bu aradaki 50 dakikalık sürece horonlardan geçen görüntülerin kritik bilgiler içerebileceği değerlendiriliyor ancak bu süredeki ayrıntılara ulaşamadım. Değerlendirmelere göre bu süre içinde geçilen görüntüler arasında köylülerin Türkiye tarafından Irak tarafına gidişleri söz konusuysa Uludere faciasının planlı bir şekilde organize edildiği ortaya çıkar. Zira hiçbir PKK unsuru Türkiye sınırından Irak tarafına doğru yol alıp oraya gelen araçlardan yük alıp Türkiye sınırına dönmez.
Yine Heron görüntülerinde aydınlatma atışı ve kaçakçıların olduğu yöne doğru top atışı yapıldığı, kaçakçıların buna rağmen, kaçakçıyız mesajı vererek tek sıra halinde yürüyüşe geçtiğinin net olarak görüldüğü belirtiliyor.
Heron görüntüleriyle ilgili ikinci çarpıcı ayrıntı görüntülerin yerel unsurlar tarafından da seyredildiği bilgisi. Edindiğim bilgilere göre Heron görüntüleri Şırnak Tümeni’nden, Şenoba Tugay Komutanlığı’ndan, Tümen ve Tugay’ın bağlı olduğu Kolordu Komutanlığı’ndan Genelkurmay’a kadar altı-yedi farklı birimde izleniyor. Heron görüntülerini yerel birimlerin izlemesine rağmen bunların kaçakçı olduğu bilgisinin hava operasyonu kararını veren birimlere iletilip iletilmediği bilinmiyor. Bu ayrıntının savıcının önümüzdeki günlerde alacağı ifadelerle netleşeceği belirtiliyor.

Ayrıca yapılan değerlendirmelerde terörle mücadelede bir çarpıklığın bir kez daha görüldüğü ortaya çıkıyor. Buna göre tüm bu olup bitenlerden kâğıt üzerinde Şırnak’ın güvenliğinden sorumlu birim olan İl Jandarma Komutanlığı’nın haberi yok. Şırnak’ta bulunan Tümen ve ilçedeki Tugay Heron görüntülerini izleyebiliyor ama İl Jandarma Komutanlığı yetkilileri bu görüntüleri izleyemiyor. Daha önce yazdığım ilin valisine rağmen oluşturulmuş ve valiye karşı hiçbir sorumluluğu olmayan askerî bölge komutanlıkları tümenler ve tugaylar üzerinden yürütülen terörle mücadele mantığında valiler devre dışı bırakıldığından sivillerin karar alma sürecindeki ektisi sıfır. Konuştuğum uzmanlar bırakın sivil valiyi Şırnak Jandarma Komutanlığı personeli bile bu operasyonlarda karar alma sürecinde ektin hale getirilseydi bu facia yaşanmazdı değerlendirmesini yapıyor. Uludere faciasının sivillere tamamen kapalı Genelkurmay’dan başlayıp sınır karakoluna kadar uzanan askerî birimlerin içindeki bu tuhaf yapının doğal sonucu olduğunu belirtiyorlar. Sivil yöneticilerin operasyon kararı alma sürecine mutlaka dâhil edilmesi gerektiği belirtiliyor. Yoksa daha çok Uludere faciaları yaşanabilir zira o kapalı yapı içinde kimin ne tür motivasyonla hareket ettiği hiç bir zaman bilinemez. Sivil iradeye karşı sorumlulukları olmadığından da hesap vermeleri olası değil değerlendirmesi yapılıyor.

Ayrıca Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığı’nın Uludere olayına ilişkin araştırmasının ilk ipuçlarının 10-15 gün içinde geleceği, görüntünün netleşeceği belirtiliyor ancak olayda sorumluluğu bulunan askerî yetkililerin yargılanmasının görev suçu kapsamında askerî yargıda yapılabileceği böylece hafif cezalarla kurtulabileceği de değerlendirmeler arasında.

Açık Açık Öcalan İçin Özgürlük İstediler



Diyarbakır'da Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) iki gün süren Ara Genel Kurul toplantısı sona erdi. Toplantının sonuç bildirgesinde Abdullah Öcalan'a özgürlük istendi.

Diyarbakır'da iki gün yaklaşık 800 kişinin katılımıyla süren DTK Ara Genel Kurul toplantısının sonuç bildirgesi açıklandı. Açıklamaya DTK Genel Başkanı ve Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, yardımcısı Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, Milletvekili Altan Tan, Nursel Aydoğan, Ayla Akat Ata, 

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir katıldı.Aysel Tuğluk'un okuduğu bildirgede AK Parti hükümetinin iktidara geldiğinden bugüne, demokratik, sivil, özgürlükçü bir politika izleyeceği taahhüdünde bulunduğunu, ancak 10 yıllık uygulamaları ile 80 yıllık Kemalist Cumhuriyetin uygulamaları arasında özü itibarıyla Kürt halkı açısından değişen hiçbir şey olmadığını iddia etti.
'Öcalan özgürce siyaset yapabilmeli'

Tuğluk, AK Parti'nin acılımı ve Kürt halkına yaklaşımının yalan rüzgarı üzerine kurulu olduğunun anlaşıldığını savunarak konuşmasına şöyle devam etti:"Bir kez daha hükümetin ve demokratik kamuoyunun bilmesini isteriz ki, Kürt halkı siyasetçileriyle, kurumlarıyla hiçbir değerine karşı ve halkın temel değerlerine karşı asla sırtını dönmeyecektir. Şeyh Said, Seyit Rıza, Melle Mustafa, Kadı Mıhammed neyse, sayın Öcalan da halkımız için odur. Müzekerelerin başarıyla sürdürülebilmesi ve sonuç alınabilmesi içinÖcalan'ın müzakereye katkı sunabileceği olanaklara sahip olmalı ve özgürce siyaset yapabilmesinin koşulları yaratılmalıdır."

Demokratik Türkiye, özerk Kürdistan'
Tuğluk, DTK olarak Kürt sorunu, Kürt halkının millet olarak haklarını kullanamaması sorunu olarak gördüklerini belirternek, şöyle dedi:"Bu doğrultuda aynı zamanda bir anayasa sorunudur. Çözümü de anayasal olmalıdır. 21'inci Yüzyılda 12 Eylül rejiminin dayattığı anayasayla yürünemeyeceği açıktır. Bununla birlikte anayasa yapım süreci ve nihayetinde yeni anayasa Kürt sonunun çözümüne katkı sunmalıdır. Sorunun çözümü bir başka anayasa yapım çalışmasına ertelenmemelidir. Bu itibarla da Kürt halkının yeni bir başlangıç ve birlikte yaşamak için ve akan kanın durması için yeni bir toplumsal sözleşme olacak anayasa yapım sürecinde yer almak istiyoruz. Her şeyden önce yeni anayasa Kürtlerin kendi coğrafyasında dilini, kimliğini, kültürünü özgürce yaşayıp geliştirebileceği, gelecek nesillere aktarabileceği anayasal güvenceye bağlanmalıdır. Bu itibarla siyasi statü olarak demokratik özerklik çözüm modeli kongremiz zaten ortaya koymuştu. Herkes çok iyi bilmeli ki, Kürtler dilsiz, kimliksiz ve statüsüz bir birlikte yaşamayı reddetmektedir. Ve bu dayatma köleliğin sürdürülmesi dayatması anlamına gelmektedir. Birlikte yaşam önerimiz ve arzumuz 'demokratik Türkiye, özerk Kürdistan' şeklinde formüle edilmiştir. Şüphesiz ki, bölgesel yönetim sadece biz Kürtler için değil, Türkiye'nin tamamı için önerdiğimiz idari ve siyasi bir yönetim modelidir"


PKK'dan 31 Ocak - 18 Şubat Talimatı? "PKK Yeni Yöntemler Kullanacak"




Terör örgütü PKK'nın şehir merkezlerindeki sempatizanlarına '18 Şubat'a kadar olay çıkarın' talimatı verdiği öğrenildi.

Son yılların en büyük kaybını yaşayan PKK'nın ses getirecek eylemler için ciddi hazırlık yaptığını belirleyen güvenlik güçleri de bu konuda alarma geçti. Alınan bilgilere göre terör örgütü 18 Şubat'a kadar şiddeti tırmandıracak. 21 Mart'taki Nevruz Bayramı'nda ise 'barış istiyoruz' çağrısında bulunacak.

Terör örgütü Güneydoğu'da son dönemde düzenlenen operasyonlarda büyük kayıp verdi. Hakkâri'deki Kazan Vadisi'nde çoğu üst düzey yönetici olmak üzere birçok elemanını kaybetti. Bingöl, Diyarbakır ve Siirt'te de yine ortaklaşa düzenlenen operasyonlarda terör örgünün kış aylarında kullandığı mağara ve sığınaklar imha edildi. Diyarbakır'ın Hani ilçesindeki Görese dağındaki operasyonda PKK'nın Amed eyalet sorumlusu öldürüldü. Kırsaldaki operasyonların yanı sıra şehir merkezlerinde de örgüte yataklık yapanlara yönelik çok sayıda operasyon gerçekleştirildi. Hem şehir merkezinde hem kırsalda üst üste yapılan operasyonlar PKK'ya ciddi darbe vurdu. Kış mevsimi sebebiyle Hakkâri ve Şırnak bölgesindeki bazı militanlarını Kandil'e çeken örgüt 31 Ocak-18 Şubat tarihleri arasında ciddi eylemler yapılması için talimat verdi ve bu tarihler aralığını başkaldırı (serhildan) ilan etti. Örgütün son iki aydır teröristbaşı Öcalan'ın yakalanarak Türkiye'ye getirilişinin yıldönümü olan 14 Şubat'ta eylemler yapmak için hazırlık yaptığı da belirlendi. Kandil'in verdiği talimatta, "Komplonun yıldönümü 15 Şubat'ta geniş kitlesellik yakalanarak çatışma ve gerginliği tırmandırma perspektifiyle gerçekleştirilmeli. Çatışmanın artırılması Kürdistan gençliğinin eliyle olacaktır." gibi ifadeler yer alıyor. Örgütün 31 Ocak'tan itibaren 'KCK asayiş' biriminde görevli sempatizanlarına eylemler için talimat verdiği rapor edildi.

"PKK Yeni Yöntemler Kullanacak"
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, PKK'nın eylemleri hakkında yeni istihbarat aldıklarını açıkladı.
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin TBMM’de MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır’ın soru önergesine verdiği yanıtta, PKK’nın yeni operasyonlarına ilişkin istihbarat aldıklarını açıkladı. Bakan Şahin, PKK/KCK terör örgütü tarafından gerçekleştirilmesi muhtemel olayların önüne geçilmesi amacıyla şüpheli şahıs, poşet ve araçlar üzerinde gerekli kontrollerin daha duyarlı yapılabilmesi için istihbari bilgilere göre hareket edildiğini söyledi.
Şahin, “Terör örgütünün yeni saldırı şekilleri, eylem taktikleri ve eylem yapacağına ilişkin alınan istihbari bilgilere ilişkin tüm emniyet birimlerimiz uyarılarak gerekli güvenlik tedbirlerinin artırılarak alınması sağlanmaktadır” dedi.

ENGELLENEN EYLEMLER
Şahin, istihbarat bilgileri ışığında güvenlik güçlerince operasyonlar gerçekleştirildiğini belirterek, büyük miktarda patlayıcı madde ve yapımında kullanılan malzeme ele geçirildiğini anlattı. Bombalı terör eylemlerinin engellendiği bilgisini veren Şahin şu ifadeleri kullandı: “Muhtemel bombalı terör eylemleri engellenmiştir. Terör örgütlerinin muhtemel eylemleri ile ilgili değerlendirmeler ile alınan istihbari bilgiler vakit geçirilmeksizin ilgili kurumlarımızca paylaşılmak suretiyle önleyici tedbirlerin alınması sağlanmakta ve terörle mücadeleye kararlılıkla devam edilmektedir.”


Şair Uzman Jandarmadan İkinci Şiir. (Hak arayışı Uzman Jandarmayı Şair Yaptı)

Türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde uzman jandarmalarla ilgili haberleri  okumayan kalmamıştır muhtemelen. Astsubaylarla ...